Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ
Download 6.7 Mb. Pdf ko'rish
|
)çev. Fahrı Çetin, s. 189, 200, T.T.K, 1995.
166
“Uebia” adasını fethetmeleri Venidikleri korkutmuĢtur. 533 Diğer taraftan Karaman valisi Pir Ahmed‟in Uzun Hasan‟a sığınması Osmanlı-Akkoyunlu iliĢkilerini de gerginliğe neden olmuĢtu. 534 Miladi 1473 yılında çıkan savaĢta Uzun Hasan Tercanyakınlarında Otlukbeli‟de 535
Osmanlılar‟a yenilmesine rağmen Fatih Mehmet onun peĢinden gitmemiĢtir. 536 Uzun Hasan Osmanlılarla daimi barıĢ yapmak zorunda kalmıĢtır. 537
Bu savaĢ Anadolu‟ya sahip olmak için Osmanlı‟nın doğuya yönelmesinde etkili olan ilk olaydı. Uzun Hasan‟ın yenilmesinden sonra Osmanlılar‟ın Avrupa‟yla savaĢ halinde olmasının etkisiyle Osmanlı-Akkoyunlu iliĢkileri dostane bir seyre girdi. Uzun Hasan‟dan sonra yerine geçenler Safeviler‟e düĢmandılar. Buna rağmen II. Mehmet‟in yerine geçen oğlu II. Bayezid onlara doğrudan bir yardımda bulunmadı. 538
Uzun Hasan‟ın yerine geçen Akkoyunlu Sultanları Osmanlı‟yı
533 Hakluyt Society, a.g.e, s. 213. 534 Baykal A.g.mk.267; Remzi Kılıç, “Fatih Devri (1451-1481) Osmanlı-Akkoyunlu iliĢkikeri” Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (Ġstanbul‟un Fethinin 550. Yılı Özel Sayısı), s. 101. 535 Hoca Sadettin, a.g.e, c. III, s. 127-128. 536 Hinz, a.g.e, s. 79, PetroĢevsky, s. 442; II. Mehmet Kastamonu hakimi oğlu Cem Sultan‟a gönderdiği fetihname de Tercan velayetinin ortası diyor, Abdul-Huseyn Navayi, Esnad-ı ve Mukatebat-ı Tarihi İran Ez Timur Ta Şah Abbas, s. 584; Erzurumi, İnkılab İslam, s. 618. Hasan rumlu Ocan yazıyor, Tashih Abdul-Huseyin Navayi, s. 531. 537 Brecht Gugleilmo, La Repubblica di Venezia la Persia, , Turino 1855, s. 137. 538 Feridun Bey, a.g.e, s. 352-353. 167
Safeviler‟e savaĢ açmak için kıĢkırtmasına rağmen II. Bayezid Ġran‟a savaĢ açmadı. 539
Safeviler zamanında Ġran-Osmanlı iliĢkisi Akkoyunlar‟ın yerine geçen ve Osmanlılarla sınırdaĢ olan ġeyh Safi‟nin çocuklarının kendi mezhebi-siyasi amaclarına eriĢme mücadelesi ile geçmiĢti. Safeviler‟den önce iliĢkileri (bazı siyasi ve coğrafi nedenlere rağmen) karĢılıklı saygıya dayanıyordu. Çünkü her iki halkında ortak noktaları vardı. Bu iki kardeĢ ülkenin halkı Ġslamiyet‟e inanıyorlardı. Uzun yıllardan beri huzur ve barıĢ içinde yaĢamıĢlardı. Tacirleri komĢu ülkelere gelip gidiyordu ve uzak ülkelere ticaret yapmak için birbirlerinin topraklarından geçiyorlardı. Ġran ve Osmanlı elçileri yoldaĢlarıyla sınırdan geçtiği zaman misafirlerinin masraflarını baĢkente kadar karĢılıyorlardı. Ayrıca Ġran‟ın sanat, Ģiir, edebiyat ve inĢaatcılığı bütün Anadolu‟da ve Osmanlı‟nın diğer fethedilen topraklarında yayılmıĢtı. 540 Osmanlılar Fars Diline saygı gösteriyordu ve Ġran‟ın bilginlerine önem veriyorlardı. Akkoyunlu emirlerini birleĢtiren Uzun Hasan, 541
Comnen ailesinden olan Hıristiyan eĢi Kura Catrına‟nın çeyizi olarak kabul ettiği Trabzon‟u, Fatih Sultan Mehmet‟ten almak için Osmanlı Devleti‟ne karĢı savaĢ açtı.
542 Zikrettiğimiz gibi Akkoyunlular yenilmesine rağmen Fatih Sultan Mehmet
539
Feridun Bey, a.g.e, s. 331-332. 540
Feridün Bey, Munşiatus-Selâtin, s. 364. 541
Kazvini, Lubbüt-Tevarih, s. 358. 541
Shaw Estenford j, Osmanlı İmparatorluğu ve Yeni Türkiye‟nin Tarihi, Mahmud Ramazanzade Tercümesi, Astan kuds Razevi Yayınları, Tahran 1991, s. 251- 253. 542
Ebü Bekr-ı Tihrani, s. 385-386. 168
hem Doğu coğrafyası Osmanlılar‟a yabancı olduğu hem de Müslümanları rahatsız etmek istemediği için Uzun Hasan‟ın ordusunu takip etmedi. Bu zamanda Osmanlı Sultanları, Gazi, yani Ġslamiyeti yayan unvanını taĢıyorlardı. 543 Bu da onların Ġslam ülkelerine el uzatmalarına engel oluyordu.
Ayrıca savaĢı çok zor kazanmıĢtı bu nedenle II. Mehmet için pek Doğu yabancı idi ve ilerlemesinin ne sonucu olduğu belli değildi.
Bu dönemde Osmanlılar Ġran‟la olan gerginliklerini büyük bir tehdit saymayıp mezhebi bir çatıĢma düĢünmüyorlardı. Olayı sadece siyasi bir sorun olarak görüyorlardı. Osmanlılar Akkoyunlular‟ın hâkimiyetinde olan topraklara, Acem vilayeti, adı vermiĢlerdi. Miladi 1477 yılı (Hicri 882) yılında Uzun Hasan‟ın ölümünden sonra iki devletin çatıĢma iliĢkileri eskisi gibi dostluğa dönüĢtü. O kadar ki Ġran‟ın birçok bilim adamı ve Ģairleri II. Mehmet‟in sarayına geldi ve onun adına kitaplar yazıp Ģiirler söyledi. 544 Bu iliĢkinin güçlü bir temeli olduğu için Uzun Hasan‟ın zamanında da Ġran‟ın bilginleri Osmanlıyla irtıbatlarını kesmemiĢlerdi. Topkapı‟daki iki katlı olan, Çinli Saray‟ı, Ġranlı Mimar, Kemalettin, tarafından Miladi 1472 yılında, II. Mehmet zamanında inĢa edilmiĢti. II. Mehmet o dönemde hem Ġran‟ın seçkin ġair ve Sufisi Nurettin Abdurrahman Cami ile hem de Mevlana Celaleddin Muhammed Devani ile yazıĢıyordu. 545
Onlara çok saygı gösterip Ģiir yazıp, hediye göndererek onları Ġstanbul‟a davet ediyordu. Fatih Mehmet kendisi Farsça ders verip bu dilin hocası olarak, Ġslam dünyasının birleĢmesine dair kültürel
543 E. Ġhsanoğlu, Osmanlı Devlet Tarihi, c. I, s. 18. 544
Hasan Rumlu, Ahsenut-Tevarih, s 136, Kaffari, a.g.e, s. 264. 545
Rahimzadeye Safevi, Tarih-i Şah İsmail, s. 81- 95 ve TacbahĢ Ahmed, s 52-57; Berhapüri, 163-165. Belgeler. 169
konulara dikkat ediyordu. Fatih Mehmet‟in doktorlarının altısından dördü Ġranlıydı. 546
II. Mehmet Ġslam memleketlerinin bilim merkezi olan Ġran‟ı dikkate almadan Ġslam dünyasının birleĢmesinin mümkün olmadığının farkındaydı.
Osmanlı‟nın diğer sultanları da II. Mehmet‟in yolundan giderek Ġran‟a saygı duyuyorlardı. Osmanlı sultanı II. Beyazit ile Mısır Memluklar‟ı arasında yazılan bir mektupta Ģöyle deniliyor: “Söylenen toprak (İran) İslam ümmetinin en önemli ulemalarının kaynağıydı, Cengiz, Timur ve diğer Turanî taifelerin onlara verdiği zarara karşı ben her yönden onların haline saygı duymayı gerekli biliyorum 547
”. II. Bayezid de II. Mehmet gibi Mevlana Celalettin Muhammed ki bir zaman Fars eyaletinin kadısıydı iletiĢimi vardı ve onun için hediye ve 500 flori altın göndermiĢti. 548 Mevlana Celalettin de, Vacibe‟l-Vücut‟un, (Allah) isbatı hakkındaki kitabını onun adına yazdı. 549
II. Bayezid Herat ġeyhül-Ġslami Mevlana Seyfettin Ahmet Teftazani‟ye de saygı gösteriyordu babası II. Mehmet gibi Nurettin Ahmet Cami‟ye has iradeti vardı ve onun için 1000 flori altın göndermiĢti. 550
Cami, II. Bayezid‟in kendisine gösterdiği saygıya birara ve Ġslam dünyasının bu iki önemli kanatını (Ġran-Osmanlı) birbirine yakınlaĢmalarını sağlamlaĢtırmak için, II. Bayezid için methiye tarzında beĢ beyitlikbir Ģiir söyledi: وًٕػ ِنوا َ كٌن یي ةیؿ قطن ٍی اک اعکوا ؤن ِّ یاطػ اعک یياظ
546 Hammer, c. I, s. 690. 547
Feridun Bey, a.g.e, s. 434; Rahimzadeye Safevi, Tarih-i Şah İsmail, s. 95.
548 Berhapüri, 163-165. Belgeler
549 Feridun Bey, a.g.e, Cami‟ye I. Mektubu, s. 361 ve 362, II. mektup s 362 ve 363. Cami‟nin cevabı, s. 362 ve 363. 550 Feridün Bey, a.g.e, s. 363. 170
“Cami Rum PadiĢah‟ın bahĢiĢine layık değil Camii‟ye bahĢiĢ edilen gaybden lütuf normal bahĢiĢler gibi ulaĢır 551
” Cami, II. Bayezid‟in yaptığı iyilikten dolayı saygı göstergesi olarak ve Ġstanbul‟un fethi hakkında Ģiirler söylemiĢ, ayrıca, Silsiletü‟l-Zehep, kitabını II. Bayezid adına kaleme almıĢtır. 552
Uzun Hasan‟ın oğlu Yakup ve diğer Akkoyunlu Ģehzadelerinin Osmanlı Sultanlarıyla, örneğin II. Bayezid‟la iletiĢimleri vardı. II. Bayezid‟in kendilerine destek olmasını istiyorlardı. Bir mektupta Yakup Sultan Haydar‟la (Ġsmail‟in babası) savaĢtığını ve güçlü rakibini yendiğini II. Bayezid‟e anlatıyordu. 553 II.
Bayezid, Elvend Mirza‟ya, ÇavuĢlu Mahmut Ağa ile gönderdiği diğer bir mektupta da, Akkoyunlu Ģehzadeleri aralarındaki anlaĢmazlıkları bıraksınlar ve ortak düĢmanları KızılbaĢlar‟a karĢı birleĢsinler, diye tavsiyede bulunmuĢtu 554
ve yine diğer bir mektupta KızılbaĢlar‟a karĢı Elvend Mirza‟ya yardım edeceğini söylemiĢti. 555
Tecrübeli bir devlet adamı olan II. Bayezid hem KızılbaĢlar‟ın kendi tarafında olmasını istiyordu hem de kendisi de Sufi olduğu için Ġran‟a saygı
551
Kaffari, Tarih-i Cihanara, s 264; Hasan Rumlu, Ahsentt-Tevarih, s 136. 552
Fehmi Yusuf, Histoire de la turquie, Libraire Academique. Perrin et Cie, libraire, Editeurs. Paris 1909, P. 50. 553 Hondmir Giyasettin, Habibüs-siyer, Doktor Muhammed Debir Siyagi çalıĢması, Hayyam Yayınları, Tahran 1973. c. s. 452-453; Emir Mahmud Hondmir, a.g.e, s. 50; Ahmed Gumi, a.g.e, s. 55; Anonim, Cıhanguşayı Hakan, s. 107; Hasan Rumlu, a.g.e, s. 36. 554
Manüçihr Parsadost, Şah İsmail-i Evval, s 357. 555
Ġskender Bek, Alemarayı Abbasi, c. I, s. 35; Feridun Bey, a.g.e, s. 353. 171
duyordu. Zahidiye Sufi Tarikatının lideri olup Safevi tarikatının koruyucusu olan ve Moğollar‟ın bile saygı gösterdiği büyük Süfi ġeyh Safi‟ye ve onun soyundan gelenlere de saygısı vardı. Ayrıca Akkoyunlar‟ı destek vermemesi akılcılık siyaset üzere doğru idi. Zira Akkoyunlular‟la KızılbaĢlar‟ın savaĢlarının sonucunun ne olacağı belli değildi.
Bu arada II. Bayezid‟in kardeĢi Cem Sultan‟la aralarında anlaĢmazlık çıkmıĢtı. 556
Bu arada yeniçeriler Cem Sultan‟a tabii olmadılar 557
Cem Sultan kardeĢi Bayezid‟den Anadolu yakası onun Avrupadaki da Bayezid‟in olsun diye imparatorluğu ikiye bölmesini istedi ancak Bayezid kabul etmedi. 558
Aralarında bulunan savaĢta Cem yenildi önce Kahire‟ye 559 sonra Hıristiyanlara sığındı. 560 Cem
Sultan'ı kullanmak isteyenlerden birisi de Papa VIII. Innocentius idi. 561
Kırk yıl önce Ġstanbul‟un Osmanlılar tarafından ele geçirilmesini unutmayan Avrupalılar ve Papa VIII. Ġnnocent Cem Sultan'ı bahane ederek Osmanlılara karĢı bir haçlı seferi düzenlenmesini istiyordu. Cem Sultan'ın tek arzusu Mısır'da bıraktığı annesi Çiçek
556
ġerefettin Turan, “Bayezid II” T.D.V. c. v, s. 234-238. 557
AĢıkpaĢazade, Aşıkpaşazade Tarihi, s. 220. 558
AĢıkpaĢazade, a.g.e, s. 221. 559
AĢıkpaĢazade, Aşıkpaşazade Tarihi, s. 213. 560
Hoca Sadettin, a.g.e, c. III, s. 206-207. 561
Münevver Okur Meriç, “Cem Sultan”(Hayatı, Esareti, Edebi KiĢiliği, Eserleri, ġiirleri), Ankara 2006, s. 24180, 181, 184, 216, 222, 223, 227.
172
Hatun, eĢi ve çocuklarına kavuĢmaktı. 562 Papa VIII. Ġnnocent‟dan Mısır‟a gitmek için ondan yardım talebinde bulundu. Papa VIII. Ġnnocent Cem Sultan‟ın isteğini reddederek baĢka plânları vardı ve ona çeĢitli tekliflerde bulundular; “Mısır‟a gitmek emri sevda-yı saltanattan geçtükten sonra olur. Amma sizün devletünüz hakkına Enürüs‟e varmak hayırludur ve hem onlar size can ile taliblerdür, ragıbdur. Hem sizün evvelki re‟yünüze muvafıkdur” 563
Papa Cem Sulta‟a Avrupa devletleri onu Osmanlı Sultan‟ı olarak görüyor Mısır‟a gittiğin onlar üzecektir cevap verdi. 564
Ora da Fakirlere yardım etmekte bulunan Cem Sultan‟ı Papa överek onu Hıristiyan olma teklifinde bulundu ancak Cem Sultan bunu kesinlikle reddetti: “… Mısır‟dan oğlunu getür, oğluna kardinallık virelüm bizüm dinimüze dönün” Bu teklif üzerine Cem Sultan: “ne günlere kaldık ki” diyerek hüngür hüngür ağladı. Sonra “ben sizden Mısır yolunu isterdim siz bana batıl yol mı gösterirsiz bilürsiz
bunları, din-i mübin-i Ġslâma ihanet edemeyeceği ve dinini cihan saltanatına değiĢmeyeceği, cevabıyla geri çevirdi. Cem Sultan: “Eğer bu suizan (kuşku) bizim Nasara fukarasına merhametimizden vakı olduysa bizim dinimizde sadakat fukaraya verilir,
562 Hoca Saadettin, Tacü’t-Tevarih, c. II, s. 33; Münevver Okur Meriç, Cem Sultan ”(Hayatı, Esareti, Edebi KiĢiliği, Eserleri, ġiirleri), Ankara 2006. 563
Hoca Saadettin, a.g.e, aynı sf.
564
Münevver Okur Meriç, a.g.e, s. 216.
565
Hayder Bey, Vakıat-ı Sultan Cem, Vakit Matbaası, Ġstanbul 1959, s. 24. 173
566 Ne kadar ısrarcı olsalar da Cem Sultan kabul etmemiĢtir. Papa ve Avrpalılar için Cem Sultan‟ın esareti büyük bir gelir kaynağı olmuĢtur. Bu nedenle Cem‟in esareti Papa‟ya büyük bir gelir kaynağı olmuĢ ve bu esaret bir türlü sona ermemiĢti. 567 Bu sırada Papa VIII. Miladi 1492 yılında Ġnnocent ağır hastalık snucunda 60 yaĢındayken öldü ve Papa Rodrigue Borgia VI. Alexandre onun yerine geçti. 568 Fransa Kral VIII. Charles‟in bu SavaĢta Sultan Cem‟in varlığına mutlak ihtiyacı olduğundan onu hemen alıp gitmek istiyordu. 569 Papa VI. Alexandre (Papa Rodrigue Borgia, Haçlı Seferi hazırlıkları uzun süreceğinden dolayı büyük gelir kaynağı olan Sultan Cem‟i Krala seferin baĢlaması sırasında vermeyi düĢnüyordu. 570 Bunda baĢarılı olamayınca Cem Sultan'a Sonunda Papa VI. Alexandre (Rodrigue Borgia) Bayezid‟ten 300000 Düka altın aldıktan sonra 13 yıl hapiste kalan Cem Sultan‟ı zehirletti. 571 Bahtsız Cem 566
Hayder Bey, Vakıat-ı Sultan Cem, s. 24
567
Hans Pfeffermann, Rönesans Papalarının Türklerle İşbirliği, çev. Kemal Bey Dilli, Ġstanbul 2003, s. 84, naklen Münevver Okur Meriç, a.g.e, s. 223.
568 Münevver Okur Meriç, a.g.e, s. 227-228.
569
Münevver Okur Meriç, Cem Sultan”(Hayatı, Esareti, Edebi KiĢiliği, Eserleri, ġiirleri), Ankara 2006, s. 241.
570 Münevver Okur Meriç, a.g.e, s. 241.
571
Hans Pfeffermann, Rönesans Papalarının Türklerle İşbirliği, çev. Kemal Bey Dilli, Ġstanbul 2003, s. 106 naklen Münevver Okur Meriç, “Cem Sultan”(Hayatı, Esareti, Edebi KiĢiliği, Eserleri, ġiirleri), Ankara 2006, s. 257. 174
birkaç gün sonra, 1495'in 25 ġubat'ında acılar içinde can verdi. 572 Cem Sultan yazdığı farsça Ģiirde yaĢadığı zor durumunu KardeĢi II. Bayezid‟ten biliyor: قناق نقاهت ّک ًکَاهْ ل اؼ هت ی أ دلگت كیُّت ٕچ وایا نق اي ىظ ل اؼ Cem‟in halini Devranın annesi duyduğu zaman dedi ki Vay herkesin haline ki kardeĢi var. 573
574
ve elini kolunu bağlamıĢtı. 575 BaĢta Papa olmak üzere Cem Sultan‟ın sağlığında olduğu gibi ölüsü de Avrupalılarca paylaĢılamıyordu. Her padiĢah cenazeyi kendi ülkesine getirmek istiyordu. Dört yıl sonra cenazesi II. Bayezid‟e teslim edildi. 576
gönderdi. 577
II. Bayezid Cem Sultan‟ı himayesine alan Memlüklerle iki kez savaĢtı
572 Sydney Nettleton Fisher, Sultan Bayezid Han, çev. Hazal Yalın, Kitapyayınevi, Ġstanbul 2013, s56 naklen, Hammer Purgsthall, c. III, s. 370; Hoca Sadettin bazı gerçekleri sakladığına rağmen bu konu da bilgi veriyor, s. 215-236. 573 Hoca Sasdettin eserinde Cem Sultan‟ın çektiği musibetleri Ģiirce anlatmıĢtır, c. III, s. 232-233.
574 N. Beldiceanu, “La campagne ottomane de 1484 et ses preparatıf mültatres et sa chronologie, Revve des Etides Roumontes” V-VI 1960, s. 66-67, Naklen Ġhsanoğlu, s. 27. 575
Nıcolae Jorga, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, Nilüfer Epçeli, Yeditepe Yayınları, Ġstanbul 2005, c. II, s. 223-224, 233. 576
577
UzunçarĢılı, a.g.e, s. 212. 175
ama bir sonuç elde etmedi ve onunla barıĢtı. 578 II. Bayezid Osmanlı geneleğine rağmen KardeĢi Cem‟i öldürmek istemiyordu. Hatta Cem Sultan II. Bayezid‟e savaĢ açtığı zaman bile yine Bayezid Cem Sultan‟ın olduğu makamda tasarruf etmesini ve Kudus‟ta bir köĢeye çekilmesini istemiĢti. Ancak Avrupalılar Cem Sultan‟ı kendi siyasi amaçları için Osmanlı‟ya karĢı kullandıkları zaman bir daha Cem‟e destek vermedi. 579
II. Bayezid, Venediklerle Ege ve Adriyatik denizinde Miladi 1499 yılı Ağostosayının 28. Gününde (Hicri 905 yılı Muharrem ayının 21. Günü) Lepant‟te yaptığı deniz savaĢını kazandı. Sonunda Milad 1502 yılı Aralık ayının 14. günü (Hicri 908 yılı Cemadiyül-Sani ayının 14. Günü) barıĢ yaptı. Babası II. Mehmet‟in tehdidiyle tiryaki alıĢkanlığını bırakan ve sonradan iĢlediği bütün günahlarından tevbe eden II. Bayezid ibadet, züht, Ģiir ve felsefeye yöneldi. Bundan dolayı tarihçiler ona, Süfi unvanı vermiĢlerdi. 580 II. Bayezid bilim adamlarını da önem veriyordu. Tek hatası kendi mezhebinde aĢırı gitmesiydi. Bundan dolayı Ġbn-ı Kemal‟ı (Molla Lutfi) öldürdü. Ġbn-ı Kemal‟ın Farsça Ģiirleri vardı ve II. Bayezid‟in Ģiirlerinden birisine de mukabele etmiĢti. 581
Genelikle Bayezid mezhep açıdan aĢırı değildi. Bu konuda kendine gelen Bayezid, kendisi de fanatiklerden
578
LamüĢ, Türkiye Tarihi, Çev. Seid Nefisi, Tahran 1937, s 84. 579
Hammer Purgsthal, Osmanlı Tarihi, s. 708. 580
Mehmed NeĢrî, Kitâb-ı Cihan-nümâ, (Neşrî Tarihi), I.II, Yay. F. R. Unat-M. A. Köymen, Ankara 1987, C. I, s. 401-403; II. Bayezid‟ın Elven Bey‟e gönderdiği I. Mektup mevcut değil ama Elven Bey‟in ona yazdığı cevaptan anlıyoruz. 581
UzunçarĢılı, Osmanlı Tarihi, C. II , s. 265. 176
biri, bir torlak ona hançerle saldırdı ama Ġskender PaĢa engel oldu. 582 15. yüzyıl padiĢahlarının en önemli özelliği savaĢ geleneğiydi. Bu tarz hareket etmeyen padiĢaha kimse özellikle asker saygı duymazdı. Bununla birlikte II. Bayezid hiç de o dönemin özelliklerine sahip değildi. II. Bayezid savaĢların halka bir yararının olmadığını sadece siyasetçilerin iĢine yaradığını anlamıĢtı. Bu nedenle fakir ve yoksul insanların savaĢtan sıkıntı çekmesini istemiyordu. Bayezid, doğudaki komĢusu Ġran‟a çok önem veriyordu ve Ġran‟ın doğu Ġslami ülkeleri arasında seçkin bir durumda olduğunun farkındaydı. Bu nedenle Ġran‟a çok saygı gösteriyorve asla Ġranla savaĢmak istemiyordu. Miladi 1504 yılı (Hicri 910 yılında) ġah Ġsmail Ġran‟ın büyük kesimini elegeçidikten sonra Bayezid Ġsmail‟e iki mektup gönderdi. Mektupların birisinde onu tebrik ediyor diğerinde ise mezhepsel faaliyetlerden dolayı ona öğüt verip Ġran hükümdarlarının önemli bir durumunda olduğunda ve Ġslamdan önceki hükümdarların kendilerine iyi bir ad bıraktıklarından söz etmiĢtir. Hatta Ġsmail ġeyban Han‟ın kesik baĢının derisini Bayezid‟e gönderdiği zaman, Bayezid bunu Ġsmail‟in gençlik gururundan ve tecrubesizliğinden olduğuna hükmetmiĢtir. Bayezid. Ġran‟ın mümtaz coğrafi bir mevkiye sahip olduğunu ve Ġslam dünyasının iki büyük bölümünün (Osmanlı ve Maveraunnnehirle Hint) ortasında bir köprü olup ve bu köprünün korunması için güçlü bir devlet olması gerektiğine inanıyordu. 583 II. Bayezıd bu güçlü devletin gerektiği zaman Ġslam düĢmanlarına engel olmasını ve diğer Ġslam ülkelerine Ġran yolundan saldırmak
582 Nıcolae Jorga, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, Nilüfer Epçeli, Yeditepe Yayınları, Ġstanbul 2005, c.II, s. 290. 583
Muhammed Mutercim, İnkılab-ı İslam, s. 98-100, naklen Hakikatu‟l-Tevarih, (Feridun Tevkiyi) Bu mektup Feridun Bey de kayıt olmamıĢtır. 177
isteyenlerin bu köprüden geçirilmemesini sağlamasından düĢünüyordu. ġah Ġsmail‟e: ,mezhebi çatıĢmadan dolayı bu köprü kırılmasın ve Müslümanların ayrımcılığına neden olması ve Ġran kuvvetli olduğu müddetce Ġslam ülkelerine de yardımcı olacaktır, demiĢtir. 584
Bayezid‟ın Safeviler‟e karĢı politikası Ġslam dünyasında barıĢı sağlamak için çatıĢmadan uzak durmak Ģeklindeydi. Safevilerle her hangi bir çatıĢma olsa Avrupa ülkeleri sevinecek hem de Venedikler ve Macarlar Osmanlı‟ya saldırma fırsatı bulacaklardı. Miladi 1507 yılı (Hicri 912 yılında) Dulkadiroğlu Alaud-Devle‟ye saldırmak için II. Bayezid‟in topraklarının sınırlarını geçmek zorunda kalan ġah Ġsmail bundan dolayı özür diledi ve bunu acil bir sebepten dolayı yapmak zorunda kaldığını, Kulu Bek adında bir elçiyi mektupla II. Bayezid‟e göndererek anlattı. II. Bayezid ġah Ġsmail‟in özrünü metanetle kabul ederek, iki tarafın korunmasının önemli olduğunu ve valilerine bu iki ülkenin iliĢkileri konusunda dikkatli davranmalarını buyurmasını Ġsmail‟e bildirdi. 585 Ġsmail
diğer bir mektubu da Mısır Sultanı‟na gönderdi. Mektuplarında bir ordu düzenlediğini ve Ġran sınırlarını emniyete sokmasının zaruri olduğunu dostluklarına hiçbir zarar vermeyeceğini yazmıĢtır. Mısır ve Osmanlı hükümdarlarının bir tepki göstermemesi için ġah Ġsmail‟in Alaud-Devle‟yi Elbistan‟da yenmesini kolaylaĢtırdı. Bu baĢarı ġah Ġsmail‟e Bağdat‟ı fetih etmesi yolu açıldı. Necef‟le
584 Muhammed Mutercim, a. g.e, s. 99. 585 Feridun Bey, a.g.e, s. 347; UzunçarĢılı yanlıĢca diyor ġah Ġsmail Tokat‟a kadar geldi ve Osmanlı ordusuyla karĢılaĢtığı zaman PadıĢah (Bayezıd) benim babamın yerindedir dedi. UzunçarĢılı, Osmanlı Tarihi, c. II, s. 244-245. 178
Kerbela‟yi de topraklarına kattı. 586 II. Bayezid bu olaydan bir süre sonra Miladi 1510 yılı (Hicri 915 yılında)vuku bulan ġeytan Kulu da denilen 587
ġah Kulu isyanında da aynı politikayı uyguladı. Askeri çatıĢmaya dönüĢmemesi için çözümü siyasi yollardan halletmeyi düĢündü. Bu nedenle tehdit edici bu olay savaĢa dönüĢmedi, karĢılıklı dostlukla çözüldü. Bu mektupta Osmanlı Sultan‟ı ġah Ġsmail‟i, Büyük padiĢah, Kerametli, Taç sahibi, Acem Memleketlerin PadiĢahı, gibi saygıdeğer unvanlarla övdü yani siyaset dili ile Ġsmail‟in Ġran‟daki hükümdarlığını resmen tanımıĢ oldu. 588
Zikrettiğimiz gibi tarihi metinlerinde II. Bayezid tarafından iki elçinin Ġran‟a gönderildiği bilinmektedir. Ġlk elçi Miladi 1504-1505 (Hicri 910) yılında Irak-ı Acem ve Fars‟ın fethini
589 gerçekleĢtiren ġah Ġsmail‟i tebrik etmiĢti. Ġkinci elçi Ġran‟a geldiği sırada ġah Ġsmail ġeybanlı Özbek Han‟a galip gelerek, onu öldürmüĢtü, o günkü Horasan baĢkenti olan Herat‟ı ele geçirmiĢ ve çok geniĢ toprağı olan Horasan‟ın tümü ġii Safevi bir devletinin eline geçmiĢti. II. Bayezit‟in elçisi bu fetihten dolayı Ġsmail‟i tebrik etmekle görevlendirilmiĢti. Bu tebrik anlamlı bir tebrikti. Çünkü ġah Ġsmail askerlerine ġeyban Han‟ın baĢının kesilmesini ve samanla doldurularak bir
586 Ġskender Bek, a.g.e, s. 34; Hasan Rumlu, a.g.e, s. 103; Giyaseddin Hondmir, a.g.e, s. 494; Abdi Bek, a.g.e, s. 587. 587
Ahmed b. Süheyli Hemdemi, Tarih-i Şahi veya Tarih-i Süheyli, (türkçe Yazma), Fatih Kitaplığı, nr, 43,Süleymaniye Kitaplığı, Ġstanbul, v. 44b. 588 Feridun Bey, Munşeatus-Selâtin, s. 347. 589 H. Mustafa Eravcı, “Safevi Hanedanı” Türkler, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, c. 6, s. 885.
179
mektupla birlikte II. Bayezid‟e gönderilmesini emretmiĢti. 590 Bu mektupta Ġsmail, II. Bayezid‟e, Senin konuĢmaların da garip bir devleti (Safevi) ġeybek Han‟ın baĢı üzerinde görüyorum dediğin duyulmuĢ, o baĢ ki sen onu devletli görüyordun. Allah‟ın ve imamların yardımıyla o baĢı samanla doldurup sana gönderdim, demiĢti.
591
Mektupta II. Bayezid‟in, gönlünün Özbekler‟in hükümetinden yana olup, Sünni iktidarlı bir devletin Ġran‟ın doğu sınırlarında ortaya çıkmasının Osmanlı‟nın Ġran‟da yeni kurulan ġii Devleti‟ni kuĢatmak için bir fırsat olabileceği ifade ediliyordu. Herhalde Ġsmail‟in ġeybek Han‟ın kesik baĢını gönderdiği bu mektup, hasımlıktan ziyade onun gururunu gösteriyordu. 592 Çünkü ġeyban Han Ġsmail‟e gönderdiği mektupta: ,Sen savaĢ adamı değilsin, atalarının sufilik iĢinin peĢine gitsen iyi edersin ve devam ederek, saltanat diĢilik iĢi değil, demiĢti. Bunun nedeni Ġsmail‟in dedesi Uzun Hasan‟dan kalan mirasi istemesiydi. ġeybek Han da ona, sana saltanat annen Halime Begüm yani Uzun Hasan‟ın kızı aracılığıyla geçmiĢtir, diyerek Ġsmail‟i tahkir etmiĢti. Bu da ġah Ġsmail‟i çok kızdırmıĢtı. 593
II. Bayezid üstüne alınmayıp tekrar bir elçiyi Ġran‟a gönderdi ve Horasan fethinden dolayı Ġsmail‟i tebrik etti. 594
590 Yazıcı, “ġah Ġsmail” Ġ.A, MEB, C.XI, s. 276; Saray, a.g.e, s. 18. 591 Anonim. Cıhanguşay‟ı Hakan, s. 380. 592 Anonim. Cıhanguşay‟ı Hakan, s. 380. 593 Hanbaba Beyani, s 374-375; Sabetiyan, a.g.e, s. 92-93.
594
Muhammed Mutercim, İnkılab-ı İslam, s. 98-100 naklen Hakikatu‟l-Tevarih (Feridun Tevkiyi) Bu mektup Feridun Bey de kayıt olmamıĢtır. 180
Uzun Hasan‟dan sonra Akkoyunlular‟ın ve Sultan Hüseyin Mirza Baykara‟dan sonra Gürkanlılar‟ın arasında karmaĢa çıktı. II. Bayezid‟in Akkoyunlu Yakubla sıcak iliĢkisi vardı. Yakub Bey‟in sarayına Tebriz‟e elçiler gönderdi ve ona yakınlık gösterdi. Yakub‟dan ona ġahin kuĢu ile diğer avcı kuĢlarını göndermesini istemiĢti. Yakub da ona kendi iki ġahin KuĢu ile birlikte üç avcı kuĢu ve diğer kuĢlardan göndererek yazın tekrar göndereceğine söz vermiĢti. 595 Uzun
Hasan‟dan sonra Akkoyunlar‟ın en baĢarılı Sultan‟ı olup babası Uzun Hasan‟ın yerine geçen Sultan Yakup Tebiz‟de yayılan veba salgınıyla uğraĢtı ve bir süre sonra Miladi 1490 Aralık ayı (Hicri 896 yılı Sefer ayında) Karabağ‟da öldü. 596
SultanYakup‟tan sonra Akkoyunlar‟ın emirleri birbirlerine düĢtü. Sultan Yakup diğer Akkoyunlu Sultanlarına göre daha halksever idi. 70000 tümen vergiyi çiftçilere bağıĢlamıĢtı. 597 Yakup‟un; Murad, Hasan ve Baysungur adına üç oğlu vardı. Akkoyunlu emirleri önce Sufi Halil Baysungur‟u tahta geçirdiler. 598
BaĢka bir Akkoyunlu emiri gurubu Yakub‟un kardeĢi Mesih Mirza‟yı hükümdar ilan ettiler. Amcayla yeğenin arasında çıkan savaĢta amca Mesih Mirza ve birçok adamı öldürüldü. Baysungur tahta geçirdikten sonra II. Bayezid Ġstanbul‟dan ġeyh Huseyin Ağa aracılığıyla Baysungur‟a hem babasının yasını taziye için hem de tahta geçmesini tebrik etmek için bir mektup gönderdi. Mektupta Baysungur‟a, Ġzzetli kerametli baĢarılı yavrum, Ģeklinde hitap ederek Baysungur‟dan aralarındaki
595 Feridun Bey, Munşeatus-Selâtin, s. 312-314. 596 Handemir, a.g.e, s 35; Hunci, Hattı nusha, s 225; Basım nusha s 442. 597
Hunci, Hattı nusha, s. 91; Basım nusha, s. 177.
598 Hinz, a.g.e, s. 80.
181
mektuplaĢmaların ve gidiĢ geliĢ yolunun açık olmasını istemiĢti. 599 Baysungur da II. Bayezid‟e yazdığı cevapta eskiden babasının zamanında olduğu gibi aralarındaki gidiĢ geliĢ yolunun açık olacağını söylemiĢti. 600 Kendi oğlunun mevkisini sağlama almak isteyen Baysungur‟un annesi de bir mektup yazarak Bayezid‟den oğluna büyüklük ve babalık yapmasını istemiĢti. 601 Ancak dünya saltanatı Baysungur‟a da kalmadı. MeĢhur Akkoyunlu emirlerinden Aybe Sultan, Alencik Kalesin‟de hapis olan Uzun Hasan‟ın oğlu Meksut oğlu Rüstem Bey‟i serbest bıraktı. Rüstem Beyle Baysungur Mirza‟nın aralarında meydana gelen savaĢta Baysungur yenilerek dayısı ve kayınpederi olan Ferruh Yesar ġirvanĢah‟ın yanına gitti.
ġeyh Haydar‟a karĢı Baysungur‟un babası Yakub Bey‟in yardımını elde eden Ferruh Yesar, Baysungur‟a bir ordu teslim etti. Baysungur‟a karĢı yeterli gücü olmayan Rüstem Bey, ġeyh Haydar‟ın üç oğlu Ġsmail, Ġbrahim ve Ali‟yi Uzun Hasan kızı olan anneleriyle birlikte Ġstahr kalesinden serbest bıraktı. 602
Kur‟a Nehiri kenarında yapılan savaĢtan bir sonuça çıkmayınca Baysungur ġirvan‟a, Sultan Ali‟yle Aybe Sultan da Tebriz‟e döndüler. 603
Yazd Hâkimi Köse Haci Bayındır Baysungur‟u hükümdar olarak tanıdı ve Rüstem Bey‟e isyan etti. Baysungur da babasının PadiĢahlık tahtını taleb etmek için Tebriz‟e yürüdü. Rüstem Sultan Kendi komutanı Aybe Sultan ile ġah Ġsmail‟in abisi Sultan Ali‟yi, Baysungur üzerine gönderdi. Sonunda iki kuvvet arasında Gence ve Berde yakınlarında vuku bulan
599 Feridun Bey, Munşeatus-Selâtin, s. 323-325. 600
Feridun Bey, a.g.e, s. 325-327.
601 Feridun Bey, a.g.e, s. 327-328.
602 Hasan Rumlu, Ahsenu‟t-Tevarih, c. XI, s 633; Hondmir, a.g.e, s. 439.
603 Erdem, a.g.e, s. 153.
182
savaĢta Sultan Ali hükümdar olarak tanındı. Safevi müridlerinin gösterdiği cesaretle Baysungur savaĢta yenilerek öldürüldü. 604
Sultan Ali‟nin müridlerden birisi olan Kara Piri Kaçar, Hamedan yakınındaki Dargezin‟de Köse Haci Bayındir‟i savaĢta öldürdü. 605
Böylece Akkoyunlular Safeviler‟in yardımıyla büyük bir tehlikeden kurtulmuĢ oldular. Sultan Ali‟nin her gün müridlerinin sayısı artıyordu. Rüstem Bey‟in gücüne karĢı alternatif bir güç olan Sultan Ali ile Rüstem Bey‟in araları açıldı. Sultan Ali‟nin sayesinde saltanatı geri alan Rüstem Bey Sultan Ali‟yi öldürdü. 606
Mesih Mirza‟ya destek veren Uzun Hasan‟ın oğlu Uğurlu Muhammed‟in oğlu Ahmet Mirza II. Mehmed‟in kızından torunu kısa boylu olduğu için Göde Ahmed tesmiye edilmiĢtir. 607 Göde Ahmed kaçmayı baĢardı ve II. Bayezid‟e Osmanlı sarayına sığındı. 608
II. Bayezid Ahmet Mirza‟ya kucak açarak mısafırperverlik göstermesinin dıĢında Ġran‟la dostluk ve iletiĢim kurmaya çalıĢıyordu. II. Bayezid Ahmet Mirza‟nın eğitimine ve saray terbiyesi almasına özen gösterdi. Ona Osmanlı geleneklerini öğretti ve kızlarından birisini ona nikâhlandırarak kendine damat
604
Hondmir, a.g.e, s. 439. 605
Hunci, Alemaray-ı Emini, s 460; Abdullatif Kazvini, a.g.e, s. 226.
606 Bazı tarihçiler Sultan Ali‟nin ölüm zamanını Hicri 898, bazı 899 bazı da 900 yazıyorlar. Sultan Ali Hicri 897 de hapisten çıktığı için ve birkaç kere Baysubgurla savaĢ açtığı süreçte Hicri 900 daha gerçeğe yakındır. Bkz. Abdi Bek, s 570; Yahya Kazvini, s 226; Fesayi, s 899; Rumlu, a.g.e, s. 2 ve 3. 607 M.H. Yınanç; a.g.e, s. 261. 608
Erdem, a.g.e, s. 153-155.
183
yaptı. 609 II. Bayezid Akkoyunlular‟ın Yakup‟tan sonra durumunun karıĢacağını ve bu nedenle Akkoyunlular‟ın emiri olan Ahmet‟in Akkoyunlu Devleti‟nin hâkimi olması gerektiğini düĢünüyordu. Böylelikle Ġran‟ın batısı ile damadının aracılığıyla iletiĢim kuracağını ve bunun için aralarında bir anlaĢmazlık çıkmaması gerektiğini düĢünüyordu. 610
Rüstem Sultan‟ın hükümdarlığı da Akkoyunluların karmaĢık durumuna bir ilaç olamadı. Taraftarları Sultan Rüstem‟e itaatsızlık ettiler. Bu grubun lideri olan Akkoyunluların seçkin emirlerinden Nur Ali Kahire‟den döndükten sonra II. Bayezid damadı Ahmed Mirza‟yı Akkoyunlu tahtına geçirmesini rica etti. 611 II.
Bayezid bu çatıĢmaları bıraksınlar diye, çoğu Akkoyunlu emirlerine pahalı hediyeler gönderdi. Ayrıca Ahmet Mirza‟nın tahta çıkması için teminat aldı. Rüstem Bey‟in yöneticiliğinden özellikle Gürcüsdeorununa karĢı yumuĢak davranmasından rahatsız olan ve Nur Ali ile birlikte hareket eden Akkoyunlu diğer emirleri 612
Ahmed Mirza‟yı tahta geçirmek için faaliyetlerde bulundular. Bunun sonucunda Miladi 1496 (Hicri 902) yılında Hasan Ali Tarhan vesilesiyle II.
609
Erdem, a.g.e, s. 153.
610 Feridun Bey, Munşeatus-Selâtin, s. 323-328. 611
Erdem, a.g.e, s. 154.
612 Abbas al-Azzavi, Tarih el-Irak Beyne ihtilaleyn el-Hükümet el-Türkmaniyye, Bağdat 1939, C. III, s. 298, Naklen Erdem, a.g.e, s.153-4. 184
Bayezid‟e bir mektup yazıp Ahmet Mirza‟yı istediler. 613 Bu mektubun özeti Ģöyledir:
Doğu sınırlarının barıĢ içinde olmasını isteyen II. Bayezid Nur Ali‟nin mektubuna cevap verdi. Mektupta bütün Akkoyunlu büyükler, emirler ve meĢhur adamlarına hitap ederek onlardan birliklerini bozmamalarını istedi ve yakında Rüstem Bey‟e açılacak savaĢa hazırlıklı olmalarını ve buldukları bu büyük fırsatı ganimet bilmelerini istedi. “Arz olunduğu üzere sizin, bizim devletin başkenti olan İstanbul‟a gönderdiğiniz antlaşmaya göre ve benden diğer bir mektupta rica ettiğiniz saltanat ve devlete yardımcı olan aziz, kerametli ve Allah‟ın muhafazasındaki oğlumuz
613 Hoca Saadettin Efendi, a.g.e, c. III, s. 340; Hoca Saadettin Ahmed Mirza II. Bayezid istemeden babasının ülkesini kurtarmak için Tebriz‟e geldi, diyor? 614
Feridun Bey, Munşeatus-Selâtin, s. 331-332. 185
huyu gibi aldatıcı saltanat yiyeceğini ve devlet arsasını çevgen topu gibi kahraman kılıcına ısmarlayıp, erişti. Şimdi uygun zamanı geldiği için Ahmet Mirza o bölgeye (İran) şerefle yöneldi. Başlangıçta birlik üzerine olacağınıza söz verdiğiniz gibi olun. Aynı program üzerine ve bu düşünceyi ortaya çıkarıp himmet bineğine ayak koyup istek meydanında yüz göstersinler ve keskin kılıç ve can alan mızrak başıyla hasıma karşı yapılması gereken işleri göstersinler ki onun (Ahmet) istenen oku beklenilen hedefe ulaşsın. Yüce padişahların kaidelerini ve geleneklerini kendine ekleyen onun hakiki hasletlerindendir. O diyarın (İran) adaletle kural yapan sultanlarının çoğundan daha akıllı ve adil olduğuna hiç bir şüphe yoktur. Benim onun hakkında (Ahmet‟in padişahlığa erişmesine) çalışkan, yapabilecek gerektiği ve himmetli olduğu herkes benim bu iddiamın hâsıl olmasına katılırsa, adı geçenlerin benim oğlumun ödülü ona inayet olacaktır. Ayrıca izzetli ve yüce Allah‟a yemin ederim benim tarafımdan da Şahlara yaraşan şefkat ve bahşişlerinden şeref duyar ve seçkin olacaktır”. 615 II. Bayezid bu mektupta Sultan Ahmet Mirza‟nin Osmanlı baĢkentinde aldığı eğitimin bütün Akkoyunlu padiĢahlarından yüksek olduğunu vurgulamıĢtır. Nur Ali‟nin Akkoyunlu büyükleri baĢta olmak üzere II. Bayezid‟e gönderdiği mektupla birlikte baĢka bir mektubu da Ahmet Mirza‟ya gönderdi ve onu saltanata davet etti. Nur Ali Bey mektupta Ahmed Mirza‟yı, bu sadık kul sizin taraftarlarınızdandır ve siz Hazret‟ten baĢka bir sığınağım yoktur, erken bu tarafa yönelin. Çünkü iyi bir fırsat ortaya çıkmıĢ ve Diyarbakır emirleriyle baĢka emirlerin hepsi canlarının beline size itaat kemeri takıp siz Hazretlerinin gelmenizi
615 Feridun Bey, Munşeatus-Selâtin, s. 332. 186
bekliyorlar, demiĢtir. Mektupta 80000 tümen para 300 altın kılıç ve altından cinsinin onun için muhafaza edilmiĢ olduğunu söyleyerek gelmesini istemiĢtir. Hatta Ahmed Mirza‟yı gelmeye teĢvik etmek için bir kaç beyit kıĢkırtıcı bir Ģiir de yazmıĢtır: دٌا ىیظػ ةیػ قهـ یت دٌق ّت دٌا ىیكه کهي ٕذ دٌق نق ٌآظ دٌق قک هت یهاهػ كوَ ٍیُچ دٍت اپ ٕذ یقأ ٌا نق یرّگ اهچ نامگي كُچ یكـظ ّت ان دیلأ ناک ِناچ ٍکكاهت ٍک ییاًْ كتارَ هت قهٕذ یهیگَآظ كتارِ ّت ٕک قهت ًک ٌا ٌآظ “Eskiden sana yaraĢan Saltanat tahtı Akılsız adamın eline büyük bir ayıptır Neden o diyara (Osmanlı) ayağını bağlamıĢsın Böyle bir el ayarında olan peĢin para (Ġran) Saadet kuĢu gibi bu iĢe bir çare bul Bu vilayeti (Ġran) birkaç baykuĢa bırakma Cihanı ele geçirmek ona koĢmakla mümkündür Cihandarlık yapmak duraklamakla uymaz” 616
Sonunda Akkoyunlu komutanlarının içtenliğine ikna olan ve doğu sınırlarının huzurlu olmasını isteyen II. Bayezid genç Ahmet Mirza‟yı Hasan Ali Tarhan birlikte Osmanlı ordusunun yardımıyla Rüstem‟e karĢı mücadele etmek üzere diğer Akkoyunlu muhaliflerinin yanına gönderdi. Bunu öğrenen Rüstem Bey Göde Ahmed‟i karĢılamak için harekete geçti. 617 Fakat Rüstem Bey Tebriz‟den yürüyüĢe geçince Ahmed Bey ile evlilik yoluyla akraba olan Hüseyin Ali Hani, Tebriz‟i iĢgal
616 Feridun Bey, a.g.e, s. 331-332. 617
Hondmir, Tarih-i Şah İsmail ve Şah Tahmasb, s. 442.
187
etti ve burada Miladi 1497 (Hicri 903) yılının Haziran ayında Ahmed adına hutbe okuttu. Böylece Ahmed Beyle Rüstem Bey‟in ordusu karĢı karĢıya gelmeden Göde Ahmed Akkoyunlar‟ın yeni hükümdarı ilan etmiĢ oldu. 618 Ahmed Bey ve Rüstem Bey olanlardan habersiz Ģekilde birisi Aras Nehrini geçtiler. Bu esnada altı ay hükümdarlığı süren Rüstem Bey komutanlarının ihanetine uğradı ve Ahmed Bey‟e yenildikten sonra öldürüldü. 619
Ahmed Bey Tebriz‟e geldi ve onun yerine saltanat tahtına oturdu. 620
Ahmet Mirza Tebriz‟e geldiğinde II. Bayezid bütün Akkoyunlu emirleri, hâkimler, vezirler, yüksek seyidler ve din ulemalarına bir mektup yazdı ve Ģöyle dedi:
Mektubun sonunda Akkoyunlu büyükleri ile iletiĢim ve mektuplaĢma yolunun açık olduğunu vurgulanmıĢtır. Sultan Ahmet, dayısı ve Kayınpederi‟nin iyiliğine karĢı II. Bayezid‟e yazdığı detaylı mektubun özeti Ģöyledir:
618
Rumlu Hasan, Ahsenu‟t-Tevarih, c. XII, NeĢr, C.N. Seddon, Baroda 1931, s. 13. – Abdullatif Kazvini, Lubbu‟t-Tevarih, s. 227. 619 Hondmir, a.g.e, s. 442. 620
Ġlhan Erdem, a.g.e, s. 154.
621 Feridun Bey, Munşeatus-Selâtin, s 295; Navayi, a.g.e, s. 685-686. 188
“… Hakikat ve incelemek üzerinden teyit eden ve uygun zamanı gelen şimdi O Hazret‟in (Bayezid) hilafet arsası bu eyaletin vilayetinin birleşmesiyle İskender mülkü kadar genişliğe ulaşmıştı ve bütün İran ve Acem mülkü, siz Hazretler‟in güneş yüzünün parlamasıyla, dinperver ve adaletli askerlerinin itaatine uydular” 622 . Hatta Ahmed Mirza kayınpederinin hakkını yerine getirmek ve vefalılığını göstermek için bir Ģiirde yazdı. Beyit: اهي یَاق یًْ ىکؽرٍي ّک اهیو اكٔ نق ناكیاپ ىِات ّک ىْإـ ٕذ هکِ یاقا نق “Senin Ģükrünü yerine getirmekte dayanıklıyım Sana vefalı kalmakta beni sağlam bil” 623
Böylelikle Ahmet Mirza‟nın II. Bayezid‟e duyduğu saygıdan dolayı bu vilayetlerin Sultan Ahmet‟in padiĢahlığıyla birlikte Osmanlı toprakları zannedilebilme düĢüncesi ortaya çıkmaktadır. Bir devlet her ne kadar baĢka bir devletin desteğiyle hükümeti ele geçirmiĢ olsa da bu, destek verici devletin adamı olduğu anlamına gelmez. Bu tür destekler tarih boyunca çok görülmüĢtür. Diğer açıdan Osmanlı‟nın böyle bir siyaseti olduğu kabul edilse bile II. Bayezid‟in özellikleri hiçbir Ģekilde diğer Osmanlı padiĢahlarına benzememektedir. Zaten hem Bayezid‟in böyle bir düĢüncesi yoktur hem de Ġran böyle bir özelliği taĢımamaktadır. Hatta II. Bayezid‟in: “Ġranlılar padiĢahları kendilerinden olmazsa
622 Feridun Bey, Munşeatus-Selâtin, c.I, s. 335. 623 Feridun Bey, a.g.e, c. I, Ġstanbul 1286 hc, s. 326.
189
onu kabul etmezler” 624 dediği bilinmektedir. Sonuç olarak Ġran‟da yabancı hâkimin kalması zordur. Ġranlılar tarih boyunca bağımsızlıklarını temin etmeyi bilmiĢler veya yabancı hâkimleri kendi kültürleriyle özdeĢleĢtirmiĢlerdi. II. Bayezid Ġran hakkındaki bilgisi ile kendi zekâsını göstererek, her konuda bir bakıĢ açısına sahip olduğunu gösterrmiĢtir. Eğer Osmanlı Sultanları dıĢ iĢlerinde II. Bayezid‟in politikasını takip edebilseydiler Osmanlı Ġmparatorluğu farklı bir yöne gidebilirdi. Ahmet Mirza Tebriz‟de hükümetini kurduktan sonra öğrendiği Osmanlı idari sistemini uygulamak istiyordu. 625
Ahmet Mirza‟nın hükümdarlığı kısa sürmüĢtür. Ahmed Bey Akkoyunlu emirlerine fazla para ve mal veren Rüstem Bey‟e karĢı emirlerin maaĢlarını kontrol altına alıp, Beytu‟l-Mal‟a dikkat etmiĢ ve halka iyi davranmıĢtır. Çiftçilerin ve iĢçilerin vergisini azaltmıĢtır. 626 Halkın malını ele geçiren Akkoyunlu emirlerine engel olmuĢtu. Hiçbir Ģekilde kimseden fazla vergi alınması için emir vermemiĢtir. 627 Ahmed Mirza meĢhur Akkoyunlu emiri Aybe‟yi Tebriz‟den uzaklaĢtırıp Kirman‟a gönderdi. Aybe Sultan önce Ahmed Mirza‟nınöldürttüğü Muzaffer Sultan‟ın kanını bahane etti ve ġiraz valisi olan kardeĢi Kasim Bey Pürneği Ahmed‟e karĢı kıĢkırttı. Meydana gelen savaĢta Aybe Sultan Kasim Pürnekle hereket etti. SavaĢı Ahmed Mirza kazandı ancak Aybe (Ġbe) Sultan ganimetin toplanması anında görevli askerleri boĢ bulunduğu bir zamanda,
624 Muhammed Arif Erzurumi, İnkılab-ı İslam, Milli kütüphane Hattı nusha, s 62-67. Tahran 1930; TacbahĢ, Tarih-i Safevi, s. 72-75. 625
Erdem, a.g.e, s. 154.
626 Rumlu, a.g.e, s. 19.
627 Fesayi, Farsname, s. 85; Abdullatif Kazvini, Lubbüt-Tevarih, s. 227; Hondmir, a.g.e, s. 443.
190
Ahmed Mirza‟ya saldırarak onu öldürdü. 628 Böylece Ahmed Mirza‟nın hükümdarlığı yaklaĢık altı altı ay sürdü ve elde ettiği güç baĢkasına geçti. Bu Akkoyunlar‟da bir otorite boĢluğunun olduğunu göstermekteydi. Ahmed MirzabaĢını Osmanlı geleneklerine göre sardığı için ona, Kelem-i Rum, unvanı verilmiĢtir. كَقهک َُ آَ کاـ نق ٔ كيا یق مٕك كَقهک َُآظ ٌاطهٌ ّک ؤن ىهک “Cihan Sultanı yapılmıĢ olan Rum Lahanası Ocak ayı geldiği zaman onu toprakta gömdüler”
Ahmed Mirza ölümünden bir sene sonra Akkoyunlu Devleti çökmeye baĢlamıĢtı. 629
Ahmed Mirzan‟nın Osmanlı‟dan getirdiği, Pir noktacı Oğlu, da Ġsfahan savaĢında öldü. Ahmed Mirza onun rehberliğiyle kendi döneminde halka iyi davranıyordu. 630
Sultan Beyazid, Ġran halkı ve kavimlerine, ulema ve mezhep liderlerine etkisinde saygı göstermeyi biliyordu. Bu nedenle böyle manevi hâkimiyetleri olan gruplarla irtibat kurmaya çalıĢıyordu. Ahmed Mirzayla birlikte gönderdiği Sufi Noktacı gibi birkaç elçiyi Sultan Hüseyin Mirza Baykara‟nın yanına göndererek onunla dostluk kurmaya çalıĢtı. Ayrıca dönemin Timurlu seçkinlerini ilim öğrenmek için Herat‟tan Osmanlı toprağına davet ediyordu. Bu seçkinlerden biri Kemaleddin Abdü‟l-Vasi idi. Sultan Hüseyin Mirza Baykara onu bir mektupla Sultan Bayezid‟e tanıttı. II. Bayezid Herat‟ın büyükleri ve meĢhurları ile iletiĢim
628 Erdem, a.g.e, s. 154. 629
M. H Yınanç, a.g.e, s. 261. Naklen Erdem, a.g.e, s. 153. 630
Ahmed Kesrevi, Çehel Mekale. Taparlayan Yahya Zekâ, Tahuri Yayınları, Tahran 1956, s. 308. 191
kurmak istiyordu. Bu nedenle Mevlana Abdü‟r-rahman Cami‟ye bir mektup yazarak ona ihlâs ve dostluğunu gösterdi ve ona büyük altın sikkeler gönderdi. Mevlana Cami bu gönderilen hediyeleri Ģiirinde yansıtmaktadır. 631
ve destekçisi olduğunu bildirerek ona 1000 Flori gönderdi. 632
Mevlana Cami cevap olarak bir grup derviĢi, derviĢ Muhammed BadehĢiyle birlikte Osmanlı‟ya gönderdi. Böylelikle iki taraf arasında düzenli bir Ģekilde gidiĢ geliĢ sağlandı. Sultan Bayezid, Horasan ve Herat‟ın büyük âlimlerinden Mevlana Celaled‟din Devani‟ye bir mektup yazıp, yüceliklerini takdir ederek hediye olarak 500 Flori gönderdi. Mevlana Celaled‟din Sultan Bayezid‟e duayla sevinçli bir cevap yazdı. Böylelikle Herat‟ın en büyük âlimi ve ġeyhül‟Ġslami olan Mevlana Ahmet Taftazan‟i de Sultan II. Bayezid‟in takdirini kazanmıĢtı çalıĢtı ve ona pahalı hilat ve hediyeler gönderdi. Sultan II. Bayezid‟in bu Ģekilde hareket etmesi dıĢ iĢlerinde Ġran‟la bağlantılı olsa da aslında onlara saygı göstermek için böyle yapıyordu. Sultan Bayezid‟in evladı olarak kabul ettiği Sultan Ahmet Mirza‟nın savaĢ meydanında ölmesi nedeniyle Sultan Bayezid‟in Ġran‟la ilgili planları bir sonuca ulaĢamamıĢtı. Buna rağmen Osmanlıyla Ġran arasında barıĢ sağlamak için diğer Akkoyunlu emirleriyle iletiĢimi devam ettirmesi gerektiğini biliyordu. II. Bayezid‟e göre Ġran‟ın doğusunda Akkoyunlular hâkim olacak ve Osmanlı Akkoyunlular aracılığıyla bir köprü kurarak Ġran‟la irtibata geçebilecekti. 633 Böylelikle 631
Feridun Bey, Munşeatus-Selâtin, s. 264; Rumlu, Ahsenut-Tevarih, s. 136. 632
Feridun Bey, a.g.e, s. 265.
633 Rahimzade Safevi, Tarih-i Şah İsmail, s. 81-95. Ahmed TacbahĢ, a.g.e, s. 52-57. Berhapüri, 163-165. Belgeler. 192
Horasan‟da hâkim olan Sultan Hüseyin Mirza Baykara‟yla iletiĢim kurmak daha da kolaylaĢacaktı. Bu sırada ġeybanlı Muhammed Han yeni ve güçlü bir rakip olarak Özbek kavimlerini hızla birleĢtirdi. 634
Sultan Hüseyin Mirza Baykara‟nın ölümünden sonra ansızın Amu Irmağından geçip Timurlu Ģehzadelerine galip geldi ve hepsini öldürerek Timurların hükümetine son verdi. ġeybanlı Muhammed Han Irak‟ı Acem‟e kadar; Esterabad ve Damgan‟ı savaĢsız Kirman‟ı savaĢla ele geçirerek Ġranla komĢu oldu. 635
Makama düĢkün ve dünya fatihi iddiasını taĢıyan ġeybanlı Muhammed Osmanlı‟ya da kesin saldıracaktı. ĠĢte bundan dolayı Sultan Bayezid Ġran‟la irtıbatının olmasına çok önem veriyor bunun için bir yol arıyordu. Zayıf durumda olan Akkoyunluların Osmanlı Devleti ile dost kalmasını istiyordu. Bu nedenle oğlu gibi gördüğü damadı Sultan Ahmet‟in ölümüne rağmen Akkoyunlular‟ı desteklemeye devam etti. Seçkin elçilerini ġah Ġsmail‟e karĢı savaĢan ve güçsüz durumda olan Akkoyunlu emirlerine gönderiyordu. Sultan Bayezid‟in yardım üzerisine olumlu cevap veren Akkoyunlu Elvend Mirza oldu. 636
II. Bayezid‟in Ahmet Bey‟e etkili bir destek vermesi ileilgili iki görüĢ vardır. Birinci görüĢe göre: Bayezid Ġran‟a tamah etmektedir. Bu görüĢ Ģu Ģekilde kanıtlanmaktadır; Bayezid Ġran‟a doğrudan gimek istemediği için Uzun Hasan‟ın torunu olan Ahmet Bey‟den (Oğurlu Muhammed oğlu) faydalanmak ve amacına eriĢmek için onu Osmanlı Sarayına getirmiĢtir. Bayezid Ahmet Bey‟i kendi
634
Abdulhuseyin Nevayi, İran‟ın Sened ve Tarihi Mukatıbatı, s. 76.
635 Hanbaba Beyani, Tarih-i Nizamiye İran Dar Devreye Safevi, s. 361-366.
636 Anonim, Cıhanguşayı Hakan, 140-141 belgeler.
193
kontrolüne almak için her çeĢit muhabbette bulunduktan sonra onu damadı seçmiĢ ve onu büyük bir orduyla Ġran‟a göndermiĢtir. O da Ġskender Bey‟i öldürmüĢ ve Akkoyunlu padiĢahlık tahtına oturmuĢtur. AhmetMirza II. Bayezid‟e yazdığı mektupta açıkca Ġran‟ın Osmanlı ile birleĢmesine değinmiĢtir. 637
Ġkinci görüĢ de Ģudur; II. Bayezid her barıĢ isteyen hükümdar gibi komĢusu tarafından saldırıya uğramak istememiĢ ve komĢu ülkelerle özellikle Ġran‟la dostluğu sürdürmek istemiĢtir. O zamana kadar Osmanlı PadiĢahlar‟ı asla Ġran‟la savaĢmamıĢlar veya Ġran‟a saldırmamıĢlardır. Bütün savaĢ hazırlıkları Anadolu‟nun bazı doğu kısmlarını ele geçirmek ve Avrupadaki kâfirlerle cihat yapmak için yapılmıĢtır. II. Bayezid Avrupa ülkelerinin Osmanlı‟ya saldırmalarından çekiniyordu. Bu nedenle batı cephelerine odaklanmak için imparatorluğunun doğu tarafının emniyette olmasını istiyordu. Ahmet Mirza gibi bir hükümdarın varlığı onun bu düĢüncesini imparatorluğun doğu tarafında gerçekleĢtiriyordu. Eğer II. Bayezid‟in ne kadar savaĢtan uzak olmak isteyen bir hükümdar olduğunu söylesek de hakikatten uzak kalmıĢ oluruz ve tarihsel bir gerçeğe ulaĢamayız. Çünkü savaĢ o dönemin hükümdarlarının özelliğidir. Bayezid de bu genel durumdan farklı değildir. II. Bayezid Ahmet Bey aracılığıyla Ġran‟ı gözetim altında tutmak istemiĢtir. Tarih çok defa göstermiĢti ki bir hükümdar diğer hükümdarın topraklarına ona yardım etmek için askerlerini bırakmıĢtır. Hatta Safeviler‟de ġah Tahmasb zamanında Hint hükümdarı ülkesini tekrar ele geçirmek için ondan yardım isteyince ordusunu destek için göndermiĢti. Çok zayıf kanıtlarla bazı tarih araĢtırmacıları tarafından Bayezid‟in Ġran‟a hâkim olmak istediği
637
Feridün Bey, Munşeatus-Selâtin, s. 335. 194
söylenmektedir. Buna dayanarak; “Ahmet Bey‟e Akkoyunlu tahtı onda kalsaydı Ġran‟ı Bayezid‟e teslim edecekti 638
” denilmektedir. Ahmet Bey erken öldüğünden dolayı Bayezid‟le yaptığı anlaĢmayı uygulamaya fırsat bulamadı. Ancak bu konuda elimizde bir kanıt olmamasına rağmen, II. Bayezid‟in Ġran hakkında bu tür bir düĢüncesi olduğu fikrindeyiz. Hatta Miladi 1504 (Hicri 910) yılında ġah Ġsmail‟e yazdığ mektupta Ġranlılar‟ın hükümdarları kendilerinden olmazsa ona itaat etmezler demiĢtir. 639
sonra Akkoyunlular arasındaki çatıĢma ĢiddetlenmiĢti ve Bayezid saldırmak için çok iyi bir fırsat yakalamıĢtı. 640 Buna rağmen Bayezid Ġran‟a saldırmadı. II. Bayezid Ahmet Mirza‟dan sonra iç çatıĢmaları artan Akkoyunlar‟a uyguladığı siyaset de bunu göstermemektedir.
Ahmed Mirza‟dan sonra Akkoyunlar‟a ait topraklar Elvend Bey‟le Murat Bey arasında paylaĢıldı. 641
Buna rağmen II. Bayezid devam eden çatıĢmalardan Ġran‟a girmek veya ortalığı karıĢtırmak için yararlanmadı. 642
638 Muhammed Arif Erzurumi, İnkılâb-ı İslam, Milli kütüphane Hattı nüsha, s. 62 -67. Tahran 1930; TacbahĢ, Tarih-i Safevi, s. 72-75. 639 Muhammed Arif Erzurumi, a.g.e, aynı s. 640 Erdem, a.g.e, s. 155-157.
641
Hondmir, a.g.e, s. 445.
642 Abdül-Hüseyin Nevayi, Revabet-e Siyasi ve İktisadiye İran Dar Devreye Safevi, Samt Yayınları, Tahran 1994, s. 5. |
ma'muriyatiga murojaat qiling