Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ
Download 6.7 Mb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- Akkoyunluların Son Zamanında Osmanlı-İran İlişkileri
كتن ٍي كینا لهَا اي ؾهت لٌٕهنا آیا ای ّرناٌن دـهت اًك مؼلذ ىن ٌأ
ياُنا ٍي كًٕؼی ِلاأ 482
Cüneyd bu ayet üzere bahislere baĢlayarak Ayetin Hz. Ali‟nin hakkında nazil olduğunu idda ediyor. Bu ayet de 483 ٍیُيًٕنا ينٕي ایهػ ٌا Hz. Ali‟nin isminin varolduğunu sonradan kaldırıdığını ortaya atıyor. Bu ayetin önce varolduğunu zikreden “Eddurr‟ı-Mensür” tefsirinde Celaleddin Siyütin revayetleri ayırt etmeden nakletmiĢtir. 484
Bu nedenle doğru olduğu Ģuphelidir. Cüneyt‟in bu iddiaları akide üzere değil siyasi amaca hizmet ediyordu. Buna rağmen 3. Halife Osman‟ın zamanında Kur‟an Hz. Ali‟nin teyitiyle toparlandı ve Kuran bügüne kadar kimse tarafından değiĢtirilmedi. Ġbn-i Ebi Davud Sevid bin Gafla‟dan zikrediyor Hz. Ali: Allah‟a yemin ediyorum Osman benden danıĢmansıztan Kuranlar hakkında bir Ģey
Ansiklopedisi, ÜI, s. 242-243; Sümer, Çepniler, Anadoludaki Türk Yerleşmesinde
481
Walter Hinz, Uzun Hasan ve Şeyh Cüneyd, s.18 482
Maide süresi, 67. Ayet. 483
Celaleddin Siyüti, Eldur-ı Mansür fi Tefsir-i Masür, Ayetullah MaraĢi Kütüphanesi, Gum, 1404hc, s.117. 484 Muhemmed Yüsuf ElĢerbji, El-İmam Siyüti fi Cuhüdül Ulum-ı Kuran, Darul- Mektebul’Tibaa, DimeĢk, 1421, s. 248-256. 154
yapmadı., 485 Yine baĢka yerde Hz. Ali: Eğer Kuranları bana bıraksaydılar bende aynen Osman‟ın yaptığını yapardım, 486
Bununla birlikte Ġslam‟ın her Ģeyini değiĢtirmeye çalıĢtılar. Ġslam Hz. Peygamber‟den Ġslami kılıç gücüyle Ebu Sufyan‟ın çocuklarının eline geçti ve onlarda Ġslami istediği gibi değiĢtirdiler. Hatta Hz. Peygamber‟in torunlarını öldürdüler. 487 Kuran‟a kimse dokunmasın diye Cenab-ı Allah kendisi Kuran‟ı koruyacağına söz veriyor: ٌٕظكاؽن ّن اَأ هكمنا اُنىَ ٍؽَ اَا “İnna nahnu nezze‟lnez-zikr ve inna lehu le hafizün., Bu Kur‟anı indirdik ve onu korumaktayız” 488 ġeyh Cüneyd ve Hoca Hayreddin ile tartıĢmaları devam ederken, bu defa ġeyh Cüneyd ile ġeyh Abdüllatif arasında bazı fikirsel ayrılıklar baĢ gösterdi. 489
,Ata‟ya (Peygamber) Eshab mi evladır yoksa evlat (Peygamber‟in ailesi) mı evladır., dedi. 490
Bu tartıĢmadan sonra ġeyh Abdüllatif, Karamanoğlu Ġbrahim Bey, Varsak Beylerine Cüneyd‟in yakalanmasına emretti. 491 Bu haberi alan ġeyh Cüneyd 485
Cel aleddin Suyuti, El’İtkan fi Ulumul-Kuran, Asırıye yayınları, Beyrut 1408hc, c.I, s. 170. 486 Ġbn-i Cezri, (Muhammed bin Mahmud), ElneĢr fi ferasat’l-AĢr, c.I, Darul -Ġlmiye, Beyrut T.y, s. 8. 487
Hazret-i Ali; Nehcül-Belaga, (Hz. Ali‟nin Mektupları), çev. Ali Naki Feyzul -Ġslam, Tahkikat ve NaĢrı Maarıf, t.y,108. Hutbe. 488 Hicr süresi 9. Ayet. 489
AĢıkpaĢazade, Aşıkpaşazade Tarihi, Adsız Yayınevi, Ġstanbul 1949, s. 250. 490
Yinanç, a.g.e, s. 243. 491
Bilal Dedeyev, “Safevî Tarikatı ve Osmanlı Devleti iliĢkileri” Uluslararası Sosyal 155
Konya‟dan Memlukler hududuna Dulkadir Oğullarının yanına Haleb‟e gitti. Haleb civarında Ersûz Dagı‟nda harap sekilde olan Hristiyanlar‟a ait eski bir kaleyi, bu bölgenin emiri Bilaloglu‟ndan alarak tamir ettirip orada ikamet etmeye basladı. Burada birçok Türkmen onun yanına geldiler. Gelenlerle birlikte Simavna kadısı Seyh Bedreddin‟in ogluda bulunurdu. 492 Cüneyd‟in iddia ettiği konular üzerinde tartıĢmaya giriĢmesi Osmanlı Devleti‟ninona ikamet için
bir yer
vermemesindensonra meydana gelmiĢti. Bu nedenle bu konuĢulan mezhebi mevduatların içinde bir güç isteğisaklıdır. O zaman güneydoğu Anadolu toprakları özellikle Haleb Mısır Memlüklar‟a aitti. ġeyh Cüneyd aldığı kalenin yanında kendi için bir yurt kurmasını duyduğuMemluklar‟ın Hükümdarı Çakmak‟ın emri ileoraya bir grup asker gönderildi. Çıkan çatısmada 70 kadar Safevi izleyenleri öldü. Bunların üçte biri Anadolu Türkleri idi. 493 Bu savastan da canını kurtaran Seyh Cüneyd, büyük zorluklarla Canik Beyligi‟ne ulasabildi. Canik Beyi Mehmed Bey tarafından iyi karsılanan Safevi Seyhi Trabzon‟a gitti. Oradaki Rum Devleti‟ni yendi ise de onları ortadan tam olarak kaldırmadı. 494
1456‟da Trabzon düsmek üzere iken, Osmanlı Devleti‟nin müdahalesiyle Seyh Cüneyd geri çekilmek zorunda kalmıĢtır. 495 Ama bu
olay Safevilerin tasavvuftan siyasate dönüm noktalarında önemli idi. 496
Cüneyd‟in Trabzon‟a saldırmaktaki maksadı bazı Osmanlı tarihçileri tarafından
492
Âsıkpasa-Zâde, Tevârîh-i Âl-i Osman, Ġstanbul, 1332, s. 264-266. 493
Bilal Dedeyev, a.g.e, s. 212. 494
AĢıkpaĢazade, a.g.e, s. 264. 495
AĢıkpaĢazade, a.g.e, s. 265-266. 496
Walter Hinz, Uzun Hasan ve Şeyh Cüneyd, s. 23-36. 156
Devlet kurumak amacı olduğu Ģeklinde ifade edilmiĢtir. 497 Aslında onun amacı ganimet elde etmek destekçilerini hoĢnut etmekti. Cüneyd‟in devlet kurmak amacı olsaydı kayınbiraderi olan ve Cüneyd‟i himayesinde bulunan Uzun Hasan‟la karĢı karĢıya gelecekti. Ayrıca hem bunu yapmak için yeterli gücü yoktu hem de Uzun Hasan‟ın himayesini kaybedecekti. Cüneyd‟in jeopolitik açıdan böyle bir düĢüncesi olsa da bu stratejik açıdan tehlikeli idi. Safeviler‟de siyasi-askeri güce eriĢmeye çalıĢan ilk kiĢi Cüneyd idi. 498 Cüneyd‟in gücünü artırdığı da görülmektedir. Aslında Cüneyd‟in ortaya çıkan bu baĢarıları Uzun Hasan tarafından himaye edilmesi sonucu meydana gelmiĢti. Çünkü Uzun Hasan, Cüneyd‟in Akkoyunlu topraklarının her tarafında serbestçe hareket etmesine izin vermiĢti ve Uzun Hasan emri altındakileri Cüneyd‟e engel olmamaları konusunda uyarmıĢtı. 499 Uzun Hasan‟ın Cüneyd‟i siyasi açıdan desteklemesi hem Osmanlı Devletine hem de Karakoyunlular‟a karĢı bir set oluĢturmak istemesi nedeniyleydi. 500 Cüneyd Karakoyunlu, Osmanlı ve Mısır Memluklar‟ın topraklarından sürüldüğü zaman sığınabileceğitek mekân Akkoyunlu
497 AĢıkpaĢazade, Tevarih-i Al-i Osman, s. 266-267. 498 Rüzbihan Hunci, “Persia in A” D. 1478-1490, V. çev. Minorsky, Londra, The Royal Asiatic Society of, s 63; Great Britain and Ireland 1957, naklen Adel Alloche, s 51; Handemir, Habibus-Siyer, c.IV, s. 427; AĢıkpaĢazade, Tevarih Al-i Osman, s. 264; Tezkeretu‟l-Mülük, çev. Minorsky, s. 190. 499
Rüzbihan Hunci, “Persia in A” D. 1478-1490, V. çev. Minorsky, Londra, The Royal Asiatic Society of, s. 64. 500 Gib Evkafı, Tezkeretül-Mülük, Minorsky‟nın çevirmesi, s. 190, London Gib Evkafı, Lubbüt-Tevarih, s. 388. 157
topraklarıydı. 501 Eğer Uzun Hasan Cuneyd‟e destek vermeseydi veya Akkoyunlular‟ın hükümdarı baĢka birisi olsaydı ya da Uzun Hasan‟la CihanĢah düĢman olmasaydı, Safeviler‟in kuvvetlenmesi ve tarih sahnesine çıkmaları zor olacaktır. Uzun Hasan Cüneyd ve Haydar ġah Ġsmail‟in dede ve babasını korudu. Uzun Hasan‟ın Cüneyd‟e destek vermesi rakibi CihanĢah‟ın öfkelenmesine neden olacaktı. Uzun Hasan bu tehlikeleri dikkate alarak Cüneyd‟i ve sonra da oğlu Haydar‟ı himayesine aldı. Uzun Hasan‟ın destek vermesi Safeviler‟in müridlerinin çoğalmasında çok etkili oldu. Eğer Uzun Hasan Cüneyd‟in ölümünden sonra onun 9 yaĢındaki oğlu Haydar‟ı himayesi altına almasaydı 502 ve onu Sufiler‟in liderliğine geçmesine yardımcı olmayıp Haydar‟ın rakibi olan amcası Cafer‟i saf dıĢı bırakmasaydı Haydar‟ın Erdebil Hangah‟ının (Tekesine) baĢına geçmesi zor olacaktı. Haydar Erdebil Hangah‟ının baĢına geçtikten sonra hiçbir tehlike ve düĢman endiĢesi taĢımaksızın 10 yıl boyunca Uzun Hasan‟ın ölümüne kadar gücünü artırdı 503 O, Uzun Hasan‟ın ölümünden sonra 10 yıl boyunca Uzun Hasan‟ın halefi olan oğlu Yakup Bey‟den (Hayder‟in kayın beraderi) destek aldı. 504 Bir taraftan Ġstanbul fethinden sonra Osmanlıların seçtiği politikası onları aĢiret ve konargöçer halktan koparak
501 Gib Evkafı, a.g.e, PetroĢevsky, İran‟da İslam, Payam Yayınları, çev. Kerim KeĢaverz, s 388,Tahran 1968. 502
Roger M Savory, Studies on the History of Safevid İran, Çev. Ramazan –Ali Roohollahie, Merkez Yayınları, s. 497-502,Tahran 2001; Hunci Rüzbihan, s. 64. 503 Rüzbihan Hunci, “Persia in A” D. 1478-1490, V. çev. Minorsky, Londra, The Royal Asiatic Society of, s. 324; PetroĢevsky. İslam Dar İran, s. 387. 504
Gaffari, Tarih-i Cıhan Ara, Minevi çalıĢması, KitapforüĢiye Hafiz, s. 262, Tahran 1953; Rüzbihan Hunci, Alemaray-ı Emini, s.74. 158
yöneticilik için medreseler ve yeni eğitim mekânlarda yönetici yetiĢtiriyordu. Böyle bir iç siyastle hem Anadolu aĢiretleri unutuluyordu hem de ekonomi gelirleri kesilirdi. Osmanlıların bu iç siyasetleri onların dıĢiĢlerini de etkiledi. Böylece Osmanlılarla Anadolu aĢiretlerini kendinden uzaklaĢtırarak onlar Safevilere yöneliyorlardı. Bu yönelme KızılbaĢların Safevileri kendilerine benzetip hatta önemli makamlara yükselmiĢlerdi. Türkiyr Selçukları II. Gıyaseddin Key Hüsrev devrinde,
Ġshak‟ın yönettiği Alevi (ġii, KızılbaĢ, Babai) ayaklanmaları, daha sonra da batı Anadolu ve Rumeli‟de Samavna kadısıoğlu Bedreddin Mahmud‟un baĢında bulunan ayaklanmalar baĢlamıĢtır. 505 Osmanlı devleti Sünnilik mezhebiyle haklarını vermeyip bunlara sahip çıkmağı için bu aĢiretler Ģiiliği bir halk mezhebi görerek benimsediler. 1 Ocak 1496 günü baĢlayıp 30 Eylül 1533'e kadar otuz yedi yılda elli sekiz cilt hacmindeki I Diarii (günlükler) adıyla Venedik tarihçisi Marino Sanuto‟nun (Mart 22, 1466-1536) eserinde Baba Ġshak (Babailer) zamanından beri Anadolu aĢiretlerinin ġiiliğe (Aleviliğe) yönelmeleri ve 16. Yüzyılının baĢlangıcında sayıları beĢten dörde artırmasından söz ediyor 506 . Babailerin ayaklanması siyasi amaçla merkezi devlete (Kiyaseddin Keyhusrev) karĢı içtimai bir konargöçer hereketi idi. Ağır vergiler altında kalan halk bu durumdan kurtulmak için Baba Ġshak‟a yöneldiler. Baba Ġshak da onları bu zor durumdan kurtarmak için onlara dünya cennetini vad etmiĢti. Bu içtimâî hereketler gittikçe Sünni iktidara karĢı Sûfi-Alevi
505
Mükrimin Halil Yinanç‟ın Paris Milli Kütüphanesi türkçe yazmaları, hattı nüsha, kadim 99, s. 66.
506 Marino Sanuto, Diarii, (günlükler) Safevi bölümü, s 34-35, naklen PetroĢevsky, Tarih- İran, s. 387. 159
bir mezhebi harekete dönüĢtü. Ortaya çıkan Baba Ġshak liderliğinde Babailer‟in ve Baba Ġlyas‟ın hereketinden sonra Rum Abdallar 507
hereketi ve daha sonra BektaĢiye 508 ve birbirinin arkasından gelen sayir hereketlerden dolayı hazır olan bu Ģartlar üzerine Cüneyd‟in Anadolu gezintileri onunla Türkmenler arasında sağlam bir duygu oluĢturmuĢtur. Bu da Anadolu‟nun her tarafında Safevilernizleyenlerinin çoğalmasına ve onları kendilerine çekmiĢtir. Bu yönelmeyi Cüned‟den sonra oğlu Haydar‟ın daher günetrafında toplanan Anadolu Türkmenlerinin sayısı artırması görülmektedir. Safevi halifeleriErdebil Tekesinde
aldıkları talimatlar üzerine memleketlerine dönerek faaliyetlerini sürdürmüĢlerdir,(Sah İsmail‟in) atalarının halifeleri Rum diyarına yayılmıs olmakla Ali dostları ile müritleri sayıya gelmez ve hesaba sıgmaz ölçüye ulasmıstı, 509 Hem Cüneyd‟in Trabzona saldırma olay, hem deSeyh Cüneyd‟in Osmnanlılar‟ın rakibi Akkoyunlu Uzun Hasan‟la birleĢmesi Osmanlı Devleti‟nin de Safevi Tarikatı‟nı daha yakından tanımasına ve yönetiminSafevi seyhlerine karĢıteori açıdan dıĢiĢleri görüĢünü etkilemiĢtir.
Osmanlı
devleti her sene Erdebil‟e gönderilen Çerag akçesinin daha göndermedi. Böylece Safeviler‟in siyasîlesme projesine tepkisini göstermiĢtir. Anadolu gezintilerinden Erdebil‟e dönen Cüneyt bir elçi Ġstanbul‟a göndermiĢtir.
II. Mehmet de: “Vallahi, 507
Fuad Köprülü, Anadolu‟da İslamiyet, Kitapyurdu, Ankara, 2005 s.35;
Süleyman Uludağ, “Abdal” Türk Diyanet Vakfı Ansiklopedisi, c.1, s. 59-60. 508
Ahmet YaĢar Ocak, “BektaĢilik”
Türk Diyanet Vakfı Ansiklopedisi, c.V, s. 373- 378.
509 Hoca Sadeddin, Tâcü‟t-Tevârih, Haz. Ġsmet Parmaksızoglu, c. III, Ġstanbul, 1979, s. 345. 160
510 Yakup Bey‟den sonra Akkoyunlar‟daki dâhili mücadeleler ġah Ġsmail‟in ayaklanmasının en önemli nedenlerindendir. 511 ġah Ġsmail yedi seçkin ve özel yardımcısıyla Gilan‟da ayaklanmaya baĢladığı zaman 512
Ġlk baĢta TaleĢ‟te 200 kiĢi ona katıldı, sonra birçok Ģehir ve bölgeleri murid toparlamak için geçti, 2000 kilometre mesafeyi yürüdükten sonra Erzincan‟a vardığı zaman, ġamlu, Ustaclu, Rumlu, Tekellü, Dulkadir, AfĢar, Kaçar, Varsak ve Karacadağ Süfilerinden 7000 kiĢi onun etrafında toplanmıĢlardı. 513
karĢılaĢmadı. ġah Ġsmail‟in Devlet kurması Osmanlı Ġmparatorluğu‟nun geniĢleĢmesiyle aynızamana denk gelmiĢti. 514 Abbasi Hilafeti Hülagu tarafından yıkılıp halife öldürüldükten sonra (Miladi 1258) son Abbasi halifesi Mutasim‟in amcası “Mustansırıbillah” Abbasi Devleti‟nin yıkılması üzerine Memlük hükümdarı
510
Haniwaldanus Anonimine Göre Sultan Bayezid-i Veli, (Haz. Richard F. Kreutel), Ġstanbul, 1997, s. 35-36. 511 Sarafrazi, Nakş-ı Taifeye Akkoyunlu Dar Tasbite ve Tazife Devlet-i Safevi, PejiheĢgahe Ulüme Ġnsanı Yayınları, Tahran 2007, s. 231-256. 512
CıhangoĢayı Hakan, s 89; Alemarayı Safevi, s. 47; Minorsky, s. 245; E. Brown, Op. Cit, PP. 21 and 25; Ġskender Bey Türkmen az bir sayıda hazmetkarlarıyla Lahican‟dan çıktığını söyluyor, s. 26; Budag MunĢi Kazvini, s. 285; Bazı tarihçiler Hasan Rumlu, Emir Mahmud Hadmir, a.g.e, s. 44; Giyasettin Hondmir, a.g.e, s. 447- 448; Ahmet Gumi bu sayı konusuna girmemiĢler veya sustular. 512
Rumlu, Asenut-Tevarih, c. I, s 27, c. II, s. 13.
514 Adel Alloche, Osmanlı-Safevi İlişkileri, çev. Ahmed Emin Dağ, Anka Yayınları, Ankara 1983, s. 29. 161
Baybars'a sığınarak halifeliğin Memlüklerin kontrolüne girmesini sağlamıĢtır. 515 II.
Mehmet‟in Ġstanbul‟u fethihinden sonra Osmanlılar Ġslami hilafet iddiasında bulunup, Ġslami ülkelerin kendi hilafetlerini kabul etmesini istiyorlardı. Bu nedenle Ġrandaki değiĢimler her zaman önemli olduğu gibi Osmanlılar‟ın da dikkatini çekiyordu. 516 Ġslam‟ı yayma iddiasında bulunan Osmanlılar, 517 Ġran‟ın Ġslam dünyasından ayrılmasını hoĢ görmüyorlardı. Çünkü kendilerini hilafet makamında gören Osmanlılar Ġran‟ın da Ġslam ve Osmanlı‟ya katılmalarını veya onların tarafında olmalarını istiyorlardı. Ġran, hilafet iddiasında bulunan Osmanlı‟nın veya Memlüklar‟ın tarafını tutsaydı onların güçlenmelerine ve meĢruiyetlerini kabul etmelerine neden olmuĢ olurdu. Sonunda Ġran 3. Yolu seçti ve onlara katılmadı. Osmanlılar‟ın birleĢeni Özbekler hem de ġah Ġsmail‟in rakiplerinin doğu politikasında Osmanlılar‟ı uyandırdı. 518
ġah Ġsmail‟den önce Ġslam‟ın tarihsel, kültürel ve bölgesel nedenlerinden dolayı Osmanlı‟yla Ġran‟ın arasındaki iletiĢim
515
Mishel Mazzavi, Peydayeşe Devlet-i Safeviye, çev. Yakub Ajend, Gustere Yayınları, Tahran s 2008. S 53-54; This Page is an outdated, user-generated website brought to you by an archive. It was mirrored from Geocities atthe end of October, 2009.
516 Stanford j Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Yeni Türkiye‟nin Tarihi, Mahmud Ramazanzade Tercümesi, Astan kuds Razevi Yayınları, Tahran 1991, s. 251- 253.
517 Franz Babinger, Mahomet II Le Conquerant ent son temps 1432-1481, Paris Payot1954, naklen Alloche, s. 18. 518
Gaffari, Tarih-i Cıhan Ara, Minevi çalıĢması, KitapforüĢiye Hafiz, s262, Tahran 1953; Rüzbihan Hunci, a.g.e, s. 95-100. 162
dostça idi. ġah Ġsmail devrinde Safeviler‟de ġiilik bir hükümet Ģeklinde ortaya çıkması ve resmiyet bulmuĢtu. Fetihlerle, Ġslam topraklarını birleĢtirmek iddiasını taĢıyan ve bu politikaya göre geniĢlemesini sürdürmek isteyen Osmanlılar bu nedenle Safeviler‟in Anadolu‟da ġii propagandası yapmasından vazgeçmesini istemiĢlerdi. 519
519 Faruk Sümer, Safevi Devletinin Kuruluşu ve Gelişmesinde Anadolu ürklerinin Rolü, Ankara,1967, s. 30-38. 163
B. Akkoyunluların Son Zamanında Osmanlı-İran İlişkileri: Safeviler‟den önce Ġran tam tarih sahnasine çıkmamıĢ ve karmaĢa bir durumda idi. Osmanlılar ise topraklarını geniĢletiyorlardı. Akkoyunlu ve Karakoyunlu Türkmenleri Ġran‟ın Kuzey batısında (Azerbaycan) güçlü bir hükümet kurmuĢlardı. 520
Bu esnada Ġstanbul‟un fethi Cenova, Venedik ve diğer Avrupa ülkelerini çok etkiledi. 521 Ġslam tarihinden o zamana kadar hiçbir Müslüm ve gayrımüslim komutan Ġstanbul‟un fethine nail olamamıĢtı. Akkoyunlu Devleti rakiplerini ortadan kaldırdıktan sonra Ġran‟ı bağımsız bir hale getirmiĢlerdi. Bizans ve Venedik Ġmparatorluğu‟nun Doğu pazarında, menfaatleri olduğu için Ġran‟da olan değiĢimleri dikkatle inceliyorlardı. Bundan dolayı Akkoyunlu-Osmanlı çatıĢmalarından yararlanarak, Osmanlı‟ya karĢı Akkoyunlar‟la askeri ittifak yaptılar. Bu ittıfakın nedeni, ticaretin dıĢında II. Mehmed‟in Temmuz 1468 (Hicri 873) yılında önemli ticari gemilerin iskelesi ve strateji mevki de Ege‟de olan Eğrıboz ( Εὔριπος, Evripos, Euboea ) Adasını Venedikler‟in elinden almasıydı. 522
iliĢkilerini etkiledi. Uzun Hasan Haci Muhammed, Nikolu Murad ve GaffarĢah‟ı Venediklere elçiler olarak gönderdi. 523 Uzun Hasan, Trabzon Devleti‟yle birleĢti ve 520
Ġlhan Erdem, a.g.e, s. 88-94.
521 UzunçarĢılı, a.g.e, c.II, s. 149. 522
Hoca Sadettin, a.g.e, c. III, s. 97 ;
Tursun Beg, Târîh-i Ebu'l-Feth, nĢr. Mertol Tulum; bas.: Ġstanbul Fetih Cemiyeti Yay., Ġstanbul, 1977, s. 147.
523
Minorsky, La Perse au Xve Siecle entre la Turquie et Venise. Publication de la Sociere des Etudes Iraniennes et de l‟Art Persan. Paris, 1933, p 20.naklen Hasan 164
bu birleĢmeyi sağlamlaĢtırmak için hükümdarın yeğeni, Caterina Despına ile evlendi. 524
Uzun Hasan Trabzon Devleti‟ne Comneni ailesini Osmanlı Devleti‟ne karĢı himaye edeceğine dair söz verdi. 525 Bunun yanı sıra Miladi 1460 (Hicri 864) yılında Uzun Hasan Ġstanbul‟a bir elçi gönderdi ve Fatih Sultan Mehmet‟ten Trabzon‟a saldırmaması için ricada bulundu 526 Uzun Hasan‟ın bu tedbiri etkili olmadı. Miladi 1461 (Hicri 865) yılında Fatih Sultan Mehmet Trabzon‟a saldırdı ve Ġmparator, Jen‟i, azlederek orayı ele geçirdi. 527 Miladi 1463 (Hicri 867) yılında II. Mehmet‟e yenilen Jen, Venedikli olan damatlarından birisini Ġran‟dan yardım istemek için Uzun Hasan‟ın sarayına gönderdi. O dönemde Ġran‟da Akkoyunlu Karakoyunlu çatıĢmaları vardı ve Uzun Hasan Karakoyunlular meselesine yoğunlaĢmıĢtı. 528 Venedikli elçi Ġran‟ı Osmanlı‟ya karĢı savaĢ açması için kıĢkırttı. Bu siyaseti takip eden Venedikler Miladi 1473-1478 (Hicri 878-883) yıllar arasında Josa Barbaro ve Ambrosio Contarini gibi Venedikli elçileri de bir biri ardınca Ġran‟a gönderdiler. Ancak bir sonuç alamadılar. 529
Bu Venedikli elçilerin
Cevadi, Venediklere göre İranlılar, Uzun Hasanın zamanından ġah Tahmasb‟ın dönemine kadar, Tarih inceleme dergisi, 7. Ve 8. Yıl, Tahran 1974, s. 93. 524 Hoca Sadettin, a.g.e, c. III, s. 47. 525 Erdem, Akkoyunlu Devleti Tarihi, s. 111.
526
H. R, Roemer, “ The Türkmen Dynasties, The Cambridge Hisory of Ġran ” Volum VI, Cambridge 1993, naklen Erdem, s. 111. 527 H. Lowry, Trabzon Şehrinin İslamlaşma ve Türkleşmesi, 1461-1583, Ġstanbul 1981, s 5-18.
528 Ġlhan Erdem, Akkoyunlu Devlet Tarihi, s. 85-87.
529 Ajand, a.g.e, s. 182.
165
Osmanlı‟ya karĢı gönderilmelerinin bir diğer önemli nedeni de, Venedik‟le Ġran arasındaki ticaretin Trabzon vasıtasıyla yapılmasıydı. Venediklilerin amacı herĢeyden önce ticari menfaatları idi. 530 Avrupa‟dan Asya‟ya yardım istemek için gönderilen bu elçiler son elçilerdi. Çünkü Ortaçağ‟ın son zamanları ve Yeniçağ‟ın baĢlangıcında birçok toplum için meydana gelen değiĢimlerin en önemlisi Avrupa ülkelerinin Ġslam ülkelerden öğrendiği bilim ve seçme hakkıydı. Ġslamdaki Allah ile iletiĢim, Hristiyanlarınkinden farklıydı. Bu yüzden Hristiyanlar Müslümanlardan Allah‟la insan arasında araçsız iletiĢim kurmak gibi Ġslami düĢünceleri aldılar. Bu Avrupalılar‟ın yeni hayatlarının (Rönesains) temellerinin hazırlanmasında etkili oldu. Ġlk laboratuvarda denetimli ilmi deneyen Müslümanlartüm dünyaya özellikle de Avrupalılar‟a örnek oldular. Avrupalılar maddi, sosyal ve diğer bilimlerde ilerlemeye nail olduktan sonra kendi ihtiyaçlarını karĢılayabildiler. Papaların yaptıklarından dolayı ortaya çıkan bağımsızlık isteği ve milli rekabet düĢüncesi bu kıtanın ülkelerinde kendini gösterdi. 531
Diğer taraftan çoğu büyük Avrupa devleti Doğu-Batı meselelerinde yeni topraklar ele geçirmeye önem verdiler. Zikredilen sebeplerden dolayı Akkoyunlular‟ı desteklemek için, Papa “Sarayı” ve bazı Avrupa ülkeleriyle iletiĢimleri olan Osmanlı muhalifleri ve Anadolu‟dan kaçanlar, Uzun Hasan‟ı Osmanlı‟ya savaĢ açması için kıĢkırttılar. 532
Osmanlılar‟ın 243 yıldan sonra
530 UzunçarĢılı; a.g.e, c. II, s. 543. 531
Alber Male, Yunanistanın Doğu Memleketlerinin Tarihi, çev. Abdul-Hüseyin Hajir, Ġlmi-Ferhengi Yayınları, v. Baskı, Tahran 1999,s.109-110.
532
Hakluyt Society, Early Voyages, (MuhteĢem Suleyman zamanında Türk Dünyası Download 6.7 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
ma'muriyatiga murojaat qiling