Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ
D. Sultan Selim’in İran Politikası ve Safevilere Karşı Savaş Stratejisi
Download 6.7 Mb. Pdf ko'rish
|
D. Sultan Selim’in İran Politikası ve Safevilere Karşı Savaş Stratejisi: KızılbaĢlılar Anadolu‟da II. Bayezid dönemi için ciddi bir tehlikeydi. I. Selim zamanında ise tehdit edici bir unsur idi. Çünkü II. Bayezid zamanındaki gibi isyanlarla karĢılaĢmamıĢtı. ġah Ġsmail‟in ordusunun Genelkurmayı Anadolu‟lu olmasına rağmen son zamanlarda Anadolu halkı Osmanlıya karĢı Safevilere asker vermiyorlardı. I. Selim iletiĢim yollarının kesilmesine çok çaba göstermiĢti. ġah Ġsmail‟in görüĢlerinin Türkmenler tarafından benimsenip yayılmasına engel oldu. I. Selim Safeviler‟in Anadolu‟yla iletiĢimini kestikten sonra karĢı savaĢ açmayı elzem gördü. Sultan Selim, hazırlıklarını tamamladıktan sonra Miladı 1514 yılının Ağustos Ayı‟nın 24. günü Ġran üzerine yürüdü. 911
Anadolu‟nun Güneydoğusunu Osmanlıların eline geçirmek amacıyla yola çıkan I. Selim‟in amacı Anadolu‟da Türkmenlerin tehdidini ortadan kaldırmak ve ġah Ġsmail‟in buradan Suriye ve Akdeniz‟e ulaĢmasını (fethetme planını) kesmekti. Osmanlılar bir gün süren Çaldıran savaĢından 8 gün sonra geri döndüler. Bu savaĢ ġah Ġsmail‟in planlarına engel olan ilk olaydı. 912 Sultan Selim Safevileri güçsüzleĢtirmek ve Anadolu‟daki nüfuzlarını kırmak için her türlü tedbiri almıĢtı. Sultan Selim ġah Ġsmail‟i siyasi gücünü zayıflatmak için onun komĢularıyla siyasi iliĢki kurdu. Çaldıran savaĢında ġah Ġsmail‟in yenilmesi komĢularının hoĢuna gitmiĢtir. Daha önce ġah Ġsmail tarafından hezimete uğratılan Özbekler Çaldıran‟dan sonra fırsat bulup hiçbir direniĢle karĢılaĢmadan Horasan ve Herat‟ı ele geçirdiler. Miladi 1515 yılının Eylül ayında Özbeklerin hükümdarı olan Ubeyd Han Ġstanbul‟a fetihname gönderdi. Diğer taraftan da ġirvanĢahlılar Sultanı II.
911 Hoca Saadeddin, Tacut-Tevarih, s. 239. 912 Hoca Saadeddin, a.g.e, s. 299. 299
Ġbrahim elçisini Ġstanbul‟a göndermiĢti. 913 Sultan Selim bu iki devletle ġah Ġsmail‟in yayılmacılık politikasına karĢı ortak bir siyasi antlaĢma yapmıĢtı. Anadolu‟daki KızılbaĢlıları Çaldıran savaĢından önceki gibi kontrol etmek için onlara baskı yaparak sayılarını azalttı. Bu uygulama II. Bayezid zamanında baĢlamıĢ ġah Ġsmail‟in izleyenleri TaĢ ilinden sürülmüĢtü. Hem de ġah Kulu harekâtında Ġran‟a gönderilmiĢ olanların dıĢında Teke ve Hamit vilayetinde kalan ġah Ġsmail‟in izleyenlerini suyun öte yakası Ġran‟dan uzak olan ve Ġsmail‟le iliĢkilerini kesmek için, Rumeli‟ye sürmüĢtü. 914
Ayrıca memurların Ġran halkıyla asla iletiĢimleri olmaması ve Ġran‟dan bu tarafa geçmemeleri için sınır Beylerine emir vermiĢti. 915
Bu konuda o kadar hassas olmuĢlardır ki eğer bir kadın eĢinin KızılbaĢ olduğunu iddia etseydi kocası ağır cezalandırılırdı. 916 Hatta Sultan Selim‟den sonra Kanuni Sultan Süleyman zamanında Merzifon, ÇerkeĢ, Budaközü, Yüzdepar ve Hüseyinabad‟da çıkan isyanlar KızılbaĢ olarak nitelendirip oraları basmıĢlardı. 917
Herhangi bir Sünni mezhebe karĢı bir kitap bilimsel bile olsa bu kitaba Ģiddetle engel olunurdu. Çorum kadılıkları sınırları içinde bir ġii ya da Alevi‟ye ait olan kitabın onun bunun elinde dolaĢtığını duyan Sultan Selim Ġstanbul‟dan bu yöreye Kara Yakup adında bir casus gönderip, elinde kitap
913
Fahrettin Kırzıoğlu, Osmanlılarının Kafkas Ellerini Fethi,(1453-1590), Ankara 1993, s 112-114. 914 Solakzade, Tarih, Ġstanbul 1297, s. 318. 915 Hoca Sadeddin, aynı eser, s, 162-167. 916 Boa, Mühimme, XII, sıra no 816. 917 Boa, Mühimme, XII, sıra no 619-620. 300
olanların hepsini cezalandırmak ve kitaplarını da toplatarak Ġstanbul‟a göndermek yoluna gitmiĢtir. 918
Sultan Selim ġah Ġsmail‟e zarar verecek her Ģeyi deniyordu, bunlardan birisi de ekonomik kaynak ve desteklerine engel olmaktı. ġah Ġsmail‟e birçok kaynak Anadolu‟dan müritleri tarafından gönderiliyordu. 16. yüzyılda Ġran‟ın en önemli ekonomik gelir kaynağı ipekti. Ġpek, Tebriz-Bursa kervan yoluyla Akdeniz‟e ve oradan da Avrupa‟ya gönderiliyordu. Sultan Selim buna engel olup, Ġran‟a Avrupa yolunu kapattı. Böylece Ġran‟a ambargo uyguladı. Ġran uluslararası ticarette kavĢak noktada olması nedeniyle Avrupa Ġran aracılığıyla Asya ile ticaret yapıyordu. 919
Sultan Selim‟in bu faaliyeti Ġran‟ın güçsüzlüğüne neden olsa da Avrupa‟da çok etkili olmadı. Avrupalılar yeni yollar bulmak için dünyaya yayıldılar. Sultan Selim Osmanlı ve diğer Avrupa ülke tüccarlarının Ġran‟a gidip gelmelerine engel oldu. Bu tüccarların engellemesi nedeniyle de onların ipekle birlikte gümüĢ, demir ve savaĢ aletleri ticareti sekteye uğradı. 920
Sultan Selim Safevilerin tüm dünyayla iliĢkisini kesmek istiyordu. Böylece Safeviler‟in teslim olmasını sağlayacaktı. Sultan Selim‟in aklına gelen en son konu Anadolu halkına kültürel açıdan Osmanlı ideolojisini benimsetmek oldu. Devletler kendi kültürünü yaymakla ayakta kalmaları mümkün olmaktadır. Bu nedenle toplumun en önemli unsuru olan kültür
918 Boa, Mühimme, XXVIII, sıra no 883 919 Halil Ġnalcik, Bursa I, XV Asır Sanayi Ve Ticaret Tarihine Dair Vesikalar, Osmanlı İmparatorluğu, II. Baskı, Ġstanbul 1996. s, 209. 920
Hoca Saadeddin, a.g.e, s. 275-277.
301
dikkatlerini çekti. Osmanlı Devleti Ġslam ideolojisine dayanıyor, (bazı tarihçiler Osmanlı Devletini bir Türk-Ġslam Devleti olarak görür) kültürü de ona göre uyguluyordu. Bunu da
mektep, medrese
ve tekke
gibi mekânlarda gerçekleĢtiriyordu. Osmanlılar da baĢlangıçta tekkeler devlet elindeydi ve hâkimler tam onun etkisindeydiler. Ama 15. Yüzyılından itibaren tekkeler devletten ayrıldı, Devlet tekke etkisinden uzaklaĢtı. Bundan sonra bu tekkeler Ehl-i Beyt‟e yöneldiler. Bu Osmanlı Devleti‟nin yapısına uymuyordu. Bu tekke ya medreseler de birçok Türkmeni kendine çekmiĢti. 921 Bu tekke, medrese veya mekteplerden en önemlisi Erdebil‟deki Safevi tekkesiydi. Erdebil‟deki Safevi Tarikatı Halvetiye Tarikatı ile birlikte silsile olarak Zahidiyye‟den kaynaklanıyorlar. Halvetiye tarikatinin korucusu Ömer el-Halveti ġeyh Safi ile birlikte ġeyh Ġbrahim Zahedi‟nin öğrencisiydiler. 922 Bu tarikatların hepsi Hz. Ali‟ye dayanıyorlardı. Fakat Halvetiye Tarikatı Kimseye (özellikle Sahabelere) lanet etmiyordu. Ayrıca bu tarikatlar da Safeviler gibi siyasi güçleri Ehl-i Beyt-i kullanıp ya da farklı anlayarak etkileri gittikçe artıyordu. Bu tarikat Anadolu‟ya Sadreddin Hiyavi‟nin halifelerinden Amasyalı Pir Ġlyas tarafından getirilirse de 923 toplu Ģekilde Anadolu‟nun çeĢitli bölgelerinde yayan Karamani‟nin en önemli halifesi Cemal Halife (Cemaleddin Ġshak Karamani) vasıtasıyla Safevi devleti kurduğunda Osmanlılar‟ın dikkatini çekti ve bu tarikat Ġstanbul‟a yol açtı. 924
Bu tarikat Ġran‟dan Anadolu‟ya göç ettiği
921 PetroĢevsky, Tarih-i İran, s. 387. 922 Süleyman Uludağ, “Halvetiyye”ĠA, TDV, c XV, s. 393. 923 Süleyman Uludağ, a.g.e. 924
Süleyman Uludağ, “Halvetiyye”ĠA, TDV, c. XV, s. 393.
302
sırada 925 Osmanlılar bu tarikati kullanarak kültürel önlemlerin almaya baĢladılar. Bu tarikat Osmanlı Devleti‟nde yöneti, ilim, hukuk ve tasavvuf alanında liderlik yapmıĢ bulundukları yerlerde çığır açmĢlardır. 926 Böylece Safeviler‟e karĢı Azerbaycan kökenli Halvetiye Tarikatı mensupları Safeviler‟in yönetimini kabul etmediğinden dolayı Azerbaycan‟da kalamayıp XVI yüzyılın baĢlarında Anadolu‟ya geldiler. Bu Osmanlılar‟a destek kolu oldu. Halvetiye tarikatı Safeviyye tarikatının karĢı olduğu için Osmanlılara uygun gelirdi. Osmanlılar bu Ehl-i Beyt sevgisiyle Azerbaycan‟ı terk etmek zorunda kalanlar vesilesiyle Safeviler‟in Sünniler‟e yaptığı zulümleri halka bildirilmesi, KızılbaĢlara karĢı propaganda için uygun idi. Böylelikle Osmanlı topraklarında KızılbaĢlar tehlikesi sürekli canlanıyordu. Halvetiyeleri kullanarak halk SünnileĢecek ve Osmanlı emniyeti kurulacaktır. Çünkü Halvetiye ve Safeviye aynı kökten geldiği için çok etkili olacaktır. Bunlar önemli bir kısmı bulunduğu kent veya kasabanın medresesinde tefsir, hadis dersleri veren müderrisler idi. Ġçlerinde çok sayıda Ģair, edebiyatçı ve müzisyen çıkıp Türk kültürüne hizmet etmiĢti. Osmanlı Devleti Safevi tarikatı halifelerinin propagandalarını önleminin dıĢında XVI yüzyilin ilk yarısında medrese kökenli kültürü bu yolla halka indirmeyi de planlamıĢ olmalıdır. Devlet desteğini yanına alan Halvetiye, Osmanlı Devletinin sünnileĢme politikasını benimsediler. Osmanlılar Halvetiye tarikatının RüĢeniyye‟den (kurucusu Dede Ömer RuĢeni ö 892/1487) 927
sonra büyük kolu olan Cemaliyye ile (kurucusu Pir
925
Aksarayî Vakfı Yayınları , Ġstanbul 1995, s. 5.
926 Yusuf Köçükdağ, a.g.e, s. 9.
927
Süleyman Uludağ, “Halvetiyye”ĠA, TDV, c. XV, s. 393.
303
Muhammed Bahaeddin 928 Ö 1494-7 arası) II. Bayezid‟ın Amasya‟da vali olduğu sırada bu tarikatıyla tanıĢmıĢtır. 929
II. Bayezid tahta çıkmasından sonra Fahreddin Razi‟nin dördüncü batından evladı olan 930 Cemali ġeyhı, ġeyh Muhammed Çelebi Cemali‟ni (Çelebi Halife) Ġstanbul‟a kendi yanına getirmiĢtir. Halvetiye Tarikatı‟nın Osmanlı Devletinde siyasi açıdan gündeme gelmesi Çelebi Halife‟nin Ġstanbul‟a gelip yerleĢmesinden yani II. Bayezid‟in tahta çıkmasından sonra olmuĢtur. Bu da Çelebi Halife ile II. Bayezid‟in Ģeyh-mürit iliĢkilerinden kaynaklanıyordu. 931
Çelebi Halife‟den önce Ehl-i Beyt sevgisini esas tutan bu tarikat Osmanlı Devlet adamları ve toplum nezdinde tanımamıĢ idiler ve pek de onlara iyi gözle bakılmıyordu. Ġstanbul‟a yerleĢip Ehl-i Sünnet Tekkesi açtıktan sonra onun hakkında yanlıĢ düĢünceler ortadan kaldırıldı. Bu Osmanlılar için Safeviler‟e karĢı bir avantaj sayılırdı. Osmanlı toplumunda dedeleri Cemaleddin-i Aksarayi‟den dolayı Cemali diye adlandırılan Çelebi Halife‟nin ailesinden II. Bayezid zamanında ġeyhü‟l-Ġslamlığa yükselen Zenbilli Ali Cemali Efendi 932
,
928
Mehmet Serhan TayĢi, “Cemaliyye”Ġ. A, TDV, C. VII, s. 318. 929
Yusuf Köçükdağ, II. Bayezid, Yavuz ve Kanuni Dönemlerinde Cemali Ailesi,
Aksarayî Vakfı Yayınları , Ġstanbul 1995. s. 11; Yusuf Köçükdağ, “Zenbilli Ali Efendi”Ġ. A. TDV, 2008, c. 44, s. 248. 930 Tayyar Efendi-Zade Ahmed Ata, “Tarih”I. Ġstanbul 1291, s 26. 931 Yusuf Küçükdağ, “Zenbilli Ali Efendi”Ġ. A. TDV, 2008, c 44, s 248; Yusuf Küçükdağ, II. Bayezid, Yavuz ve Kanuni Dönemlerinde Cemali Ailesi,
Aksarayî Vakfı Yayınları , Ġstanbul 1995, s. 13. 932
Yusuf Köçükdağ, “Ruhi Efendi”Ġ. A. TDV, 2008, c. 35, s. 206. 304
(Sultan Selim döneminde de aynı göreve devam etmiĢti) 933 onun yeğeni; I. Selim devrinde vezir-i azamlığa getirilen Piri Mehmet PaĢa‟nın oğlu, ünlü Halvetiye ġeyhi Cemal Halife‟nin de amcasıdır. 934 Devlet hizmetine girdikten sonra en üst makamlara kadar çıkan Piri Mehmed PaĢa Soğukkuyu ve Koruk tekkelerini yaptırmıĢtır. Ancak bunları devrin genel eğiliminin aksine Halvetiliğin Cemalî/Sünbülî koluna değil, kendisinin de amcası olan Cemaleddin Ġshak Karamani'nin temsil ettiği Karamani koluna tahsis etmiĢtir. 935 Bunlar; Türkmenlerin Anadolu‟yu Safevi Devleti‟nin sınırları içine almayı hedeflediğini biliyorlardı. Bu nedenle I. Selim‟in yanında yer almıĢlar ve tahtı elde etmesine yardım etmiĢlerdir. Bunların hepisini birer birer tanıyan Sultan Selim Piri Mehmet PaĢa ile hep diyalog halinde idi ve fikirlerinden yararlanıyordu. Mısır seferinde de onu vezir-i azam makamına yükseltmiĢti. 936
Böylelikle Osmanlı Devleti‟nde en yüksek makam ġah Ġsmail‟in muhaliflerinin elindeydi. “Remzî” mahlâsıyla Ģiirler yazan Piri Mehmet PaĢa, Sultan Selim‟in vefatına kadar vezîriâzamlık görevini koruduğu gibi Kanûnî
933 Yusuf Köçükdağ, “Zenbilli Ali Efendi”Ġ. A. TDV, 2008, c. 44, s. 248 934 Yusuf Küçükdağ, II. Bayezid, Yavuz ve Kanuni Dönemlerinde Cemali Ailesi,
Aksarayî Vakfı Yayınları, Ġstanbul 1995, s. 7-11. 935
AyĢe BölükbaĢı,“XVI. Yüzyıl Ġstanbul'unda Devlet ve Tarikatlar: Halvetî Tekkelerinin ĠnĢasında Devlet Ġdarecilerinin Rolü”History Studyies, Volum 6 Ġssue, April 2014, s. VII.
936
Yusuf Küçükdağ, “Piri Muhammed PaĢa
ve Eserleri" S.Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Edebiyat Dergisi, Sayı 6. 305
Sultan Süleyman‟a da üç yıla yakın vezîriâzamlık yaptı. 937 Sultan Selim‟in zamanından beri Halvetiye Tarikatı‟nın kısa bir zamanda tekkeleri çoğalıp, her yerde yayıldığı Osmanlı Devletin‟de faal rol oynamaları göstermektedir. Ancak Safevi tehlikesi ortadan kaldırıldıktan sonra Halvetiye tarikati de unutuldu. I. Selim‟den önce II. Bayezid zamanında Ġstanbul‟da Çelebi Halife‟ye ait olan bir tane Halvetiye Tekkesi vardı. Sultan Selim Safeviler‟e karĢı faaliyetlerinde Osmanlı topraklarında kültür politikası örgütlemek hususunda baĢta Ġstanbul sonra Balkanlar, Anadolu ve Arap topraklarında Osmanlı yöneticileri tarafından tekke ve zaviyeler yaptırılıp zengin vakıflar tahsis edilmiĢtir. Balkanlarda Halvetiye örgütlenmesi merkezi Ġstanbul‟da Koca Mustafa PaĢa Hankah‟ı ve çevresi idi. Rumeli‟nin Ģehir ve kasabalarında tekkeler merkezden gönderilen Halvetiye tarikatının kolu Cemaliyye‟nin Halifeleri devlete bağlı misyon olarak buralara gönderilirdi. 938 Vezir-i azam Piri Mehmet PaĢa, Ġstanbul‟da inĢa ettiği 3 Halvetiye tekkesini amcası Cemalettin Ġshak Karamani‟ye (Cemal Halife) devretmiĢti. 939
Anadolu‟da ġeyh Cemal Halife‟nin Mısır da ise KızılbaĢlar‟dan dolayı Azerbaycan‟ı terk eden Ġbrahim GülĢeni‟nin müntesipleri vardı. Osmanlı PadiĢahları Halvetilere büyük destek verirlerdi. Ama Safevi tarikatı siyasi faaliyetlere yaptıklarından dolayı tüm tarikatlara Ģüphe ile bakıyordu. Mısır‟ın fethinden sonra Çelebi Halife‟nin damadı ve Koca Mustafa PaĢa Tekkesi Ģeyhi Sünbül Efendi ile zaman zaman görüĢüp onunla konuĢtuğu Halvetiye yazarı Yusuf bin Yakub‟un eserinde zikredilmektedir. Böylelikle Halvetiye terbiyesiyle yetiĢen
937
Yusuf Küçükdağ, “Piri Mehmed PaĢa” Ġ.A. TDV, 2008, c 34, s. 281.
938 Nathalie Clayer, Mystiques Etat Et Societe, Lieden 1994a Bkz. 939
Ahmed Küçükdağ, Cemali Ailesi, s. 81-104. 306
Sultan Selim‟in oğlu Süleyman Manisa‟da valiliğini yaptığında Halvetiye ġeyhi Merkez Efendi ile münasebetler kurmuĢtu. Halvetiyeler KızılbaĢlara karĢı kendilerine has Sünniliğe yer vermiĢlerdi. Mensupları medrese kökenli ulema ile sıcak iliĢkilere zemin hazırlamıĢtır. Nitekim Ehl-i sünnet dıĢında her türlü tarikata karĢı mücadele eden Ġbn-i Kemal ve Ebu‟s-sud Efendi Halvetiyelere çok yakın ilgi gösteriyordular. 940
Sünbül Efendi‟nin ölümünde Kemal PaĢazade bir manzumede tarih düĢürmüĢtür. 941 Ebu‟s-sud Efendi ise Merkez Efendi‟nin cenazesinde namaz kılmıĢtı. 942
Halvetiyeler Osmanlı Devleti ve reaya ile bağlılıklarını artırarak önemli rol oynamıĢlardı. Öyle ki Safevilere karĢı halkı SünnileĢtiriyorlardı ve de Osmanlı Devletinin itibardan düĢtüğü zaman tekrar kabul ettirmeleri için çaba gösteriyorlardı. Osmanlı Devleti kendi bütünlüğünü korumak ve siyasi istikrarını sağlamlaĢtırmak amacıyla ġah Ġsmail‟e karĢı kullanmıĢ olduğu tedbirleri, bu açıdan ne kadar sonuç almıĢ olsa da iddia edildiği gibi Safevi Devleti ortadan kaldırılamadı. Osmanlı Devleti Ġran üzerine yaptığı seferlerde iĢgal ettiği toprakları, Safeviler tekrar geri kazanmıĢtır. Tebriz‟in fethinden sonra Sultan Selim hiçbir asker bırakmadan geri dönmüĢ 943
ve ġah Ġsmail hiçbir direniĢle karĢılaĢmadan Tebriz‟e girip tahtına oturmuĢtu. Çaldıran savaĢ zamanında hala Safeviler Azerbaycan halkı tarafından tam benimsenmemiĢtir. 944
Bu nedenle Sultan Selim‟in
940 Ahmet YaĢar Ocak, Osmanlı Toplumunda Zındıklar ve Mulhitler, , Ġstanbul 1996, s. 119. 941
Yusuf Bin Yakup, Aynı Eser, s. 44-45, 942
Yusuf Bin Yakup, Aynı Eser, s. 56. 943
Ahmed Küçükdağ, Piri Muhammed Paşa, s. 25-33. 944
Hoca Saadeddin, Tacü‟t-Tevarih, c. II, s. 272-273. 307
söylediği yanlıĢları yapmasaydı Çaldıran Seferi‟nden sonuç alabilirlerdi. Sultan Selim‟in bu ilk firsatı kaçırmalarıyla Sultan Selim‟den sonraki Osmanlıların Safevilerin üzerine politika ve askerlik etkisi görünmektedir. Azerbaycan üzerine Safevilerin ġiileĢtirmesi politikasına Osmanlıların hiçbir etkisi olmamıĢtı. Siyasi açıdan da Osmanlılar sonuç alamadılar. Çünkü KızılbaĢların gurublar ve kiĢilerle iletiĢim ve münasebetleri eskisi gibi devam etmiĢti. Ayrıca Ġran‟a Anadolu‟dan halkın göç etmeleri de devam etmiĢti. 945 Kürt‟ün kazasında bulunan Çepni Türkler kaviminin KızılbaĢ sempatizanı olduğu Ġran‟la yapılan barıĢ antlaĢmasından sonra büyük bir kısmı Ġran‟a göç ettiği diğer kısmının da gidebileceği Trabzon‟da Trabzon Bey‟i tarafından merkeze bildirilmiĢtir. Bunun anlamı Safevilerin Türkmenleri üzerine etkisinin devam ettiğidir. Osmanlı Devletinin Safevilere karĢı diğer devletlerle ortaklık antlaĢmaları bir süre sonra geçerliliğini yitirmiĢtir. ġirvanĢahlar ġah Ġsmail
zamanında Safevilere yakınlaĢıp onlara
bağlandılar. 946
Toprakları da doğrudan doğruya Ġran‟a katıldı. Özbekler de ġirvanĢahlar gibi davrandılar. Osmanlılar Safevilerle mücadeleye yalnız devam ettiler. Sultan Selim‟in Safevilere karĢı ekonomik önlemleri de istediği amaca eriĢemedi ve ticaret devam etti. 947 Osmanlı Devleti Halvetiye tarikatı vasıtasıyla Aleviliği zayıflattı ise de tam olarak ortadan kaldıramadı. Sadece medrese kültürünün etkisi ile Sünni halk kesimi Osmanlı Devletine daha çokbağlandı.
945
Boa, Mühimme, v. sıra no 1401. 946
Bartold W, “ġirvan” I.A, MEB, c XI, s. 571-573. 947
Hoca Saadeddin, Tacut-Tevarih, c. II, s. 277-278.
308
Sultan Selim bu önlemleri aldıktan sonra ġah Ġsmail‟i savaĢa çekmek için dört tane kıĢkırtıcı mektup yazdı. ġah Ġsmail ise bu mektuplardan sadece birisine cevap yazdı. Aralarında toplam beĢ tane mektup yazıĢmasından sonra Çaldıran ovasında karĢı karĢıya geldiler. Burada Sultan Selim istediği amaç ve politikaya göre baĢarıya ulaĢtı ve ġah Ġsmail‟i eĢit olmayan bir savaĢa çekti.
|
ma'muriyatiga murojaat qiling