Aziz Nesin
— Malazgirt savaşı kaç tarihinde oldu? ilkokul öğrencileri bile bunu bilir artık. Ama benim ağzımdan yalnızca, —
Download 422.63 Kb. Pdf ko'rish
|
(@Turkchani organamz) Aziz Nesin - Ah Biz Eşekler (1)
—
Malazgirt savaşı kaç tarihinde oldu? ilkokul öğrencileri bile bunu bilir artık. Ama benim ağzımdan yalnızca, — HıykL. diye bir ses çıktı. Mümeyyiz, — Ne? dedi. — Hıyk... Artık sorunun kolaylığından duyduğum sevinçten mi, yoksa öğretmenin güvenini sarsmamak için duyduğum heyecandan mı, her nedense, karnımın içi hava dolmuş ve ben bu havaları hıyk, hıyk diye sesli soluklarla dışarı salıvermeye başlamıştım. — Hıyk!... Hıyk, hıyk!... — Ne eliyorsun oğlum? — Hık, Hık... — Malazgirt... — Hık... — Kaç tarihinde? — Hıyk, hıyk... Hıçkırmaktan söyl iyem ¡yorum. Tam Malazgirt savaşının olduğu tarihi söylemek için, ağzımı açıyorum, elimde olmadan ağzımdan, — Hıyk, hıyk!... diye sesler çıkıyor. Deli olacağım. Benim deli olmam bişey değil, suratının rengi, ilkin kirli sarıya sonra yeşile çalan tarih öğretmeni mosmor olmuş, tırnaklarını kemiriyor. — Kaç tarihinde? — Hıyk... Mümeyyizler gülmeye başladılar. İçlerinden biri, — Sen kuş musun oğlum? dedi. Bizim öğretmen, — Defol!... diye bağırdı. Dışarı çıktım. Arkamdan, kapıya gürültü ile bişey çarptı. Tarih öğretmeni ya sürahiyi, ya hokka takımını fırlatmış olacaktı. Koridorda koşuşmalar oldu. «Doktor, doktor...» diye sesler duyuldu, — Doktorluk bişey değil, şimdi geçer... dedim. — Sana değil, tarih öğretmenine... dediler. Tarih öğretmeni kriz geçiriyormuş. O günden sonra ne zaman biri bana herhangi bir tarih sorsa, beni hıçkırık tutar. Hattâ, «Bugün günlerden nedir?» diye sorsalar, cevabım yarım saat durmadan hıçkırmak olur. Bu yüzden liseyi bitiremedim. Hayatta bütün isteğim, aktör olmaktı. Şehir Tiyatrolarına başvurdum. Boyumu bosumu, sesimi, yüzümü, herşeyimi beğendiler. — En çok sevdiğiniz bir role hazırlanın da gelin... dediler. Aktörün hası. Shakespeare piyeslerinde belli olur. Bir hafta çalıştım, Hamlet'i ezberledim. Evin üçüncü katında oturuyorduk. Hamlet'i bilirsiniz; Danimarkalı bir körpe prens, oyun boyunca, «Anamı kim ş’aaptı?» diye şüpheler içinde kıvranır, sarayda döner durur. Bi- türlü karar veremez. Sonra da, oldu mu, olmadı mı «to be or not to bel...» diye felsefe yapar. Ben ayna önünde Hamlet olarak bağırırken, alt kattakilerden, beşinci kattakilere kadar bütün apartmandakller sesimi duyup delirdiğimi sanmışlar. Bu. benim için bir başarıydı. Çünkü, bir yoruma göre Hamlet de deli bir oğlandır. Ne yazık ki, aynı başarıyı tiyatro sınavında gösteremedim. Üç usta tiyatro oyuncusu iıe bir yaşlı rejisör önünde Hamlet’den bir parça söyliyecektim. Bu parça, dramdaki çatışmanın en yüksek noktası olan «to be, or not to be» (var olmak, yok olmak: İşte bütün dalga burada) bölümü idi. Bence bu güzel sözün tam Türkçe çevirisi şöyle olmalıdır: «Ya herro, ya merro...» Koltuklara oturdular. |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling