yumaklar bir araya gelip topaklar oluşturuyor, sonra bunlar yeniden çözülüp dağılıyor yeniden
şekilleniyor, en sonunda bir dizi katı oluşumlara dönüşüyordu, ilk ürkekliğin ve çekingenliğin
atlatılmasından, herkesin birbirini yeterince tanımasından sonra bir dalgalanma karşılıklı
bir arayıştır başlıyor, bir araya gelip gruplar oluşturuluyor, dostluklar arkadaşlıklar kuruluyor,
sempati ve antipati duyguları açığa vuruluyordu.
Birbirlerinin hemşehrisi öğrencilerin ve eski okul arkadaşlarının kendi aralarında gruplar
oluşturması seyrek rastlanan bir olaydı; gençlerin çoğu kendilerine yeni tanışlar arıyor, kentliler
köylü çocuklarını, ülkenin yüksek kesiminden gelenler alt kesimden gelenleri kendilerine
arkadaş
ediniyor, herkes gizli bir dürtüye uyarak bir çeşitlilik arayışı içinde sürüklenip kendini
bütünlemenin yollarını arıyordu. Bu gencecik yaratıklar kararsız, duraksayarak, el yordamıyla
birbirlerine yöneliyor, bir eşitlik bilincinin yanı sıra kimi öğrencilerde kendini başkalarından
soyutlama eğilimi sesini duyuruyor, kimilerinde ilk kez bir kişilik oluşturma dürtüsü çocuksu
uykulardan uyanıp gözlerini açarak, filizlenip yeşermeye başlıyordu. Sevgi ve kıskançlıktan
kaynaklanan dile gelmeyecek küçük sahneler sergileniyor, sevgiler büyüyüp dostluklara,
nefretler büyüyüp amansız ve inatçı düşmanlıklara dönüşüyor, bazen samimi ilişkiler ve
arkadaşlarla yapılan gezilerle, bazen de kıyasıya güreş
ve yumruklaşmalarla sonuçlanıyordu.
Dıştan bakıldığında, Hans bütün bunların uzağında tutuyordu kendini; Kari Hamel'in büyük
bir coşkuyla, kendisine açık seçik yönelttiği dostluk önerisini ürküp geriye çevirmişti. Hemen
ardından da Hamel, Sparta odasında kalan-lardan biriyle dost olmuş, Hans da yalnız kal-mlştı.
İçindeki güçlü bir duygu o mutlu dostluk yücesini özlem dolu renklerle ufka çizip onu bu ülkeye
Do'stlaringiz bilan baham: |