EnstiTÜ MÜDÜRÜ Prof. Dr. M. Münir Aktepe
Download 4.07 Mb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- K Î T Â B lY A T 429
426 a l i
I h s a n
g e n ç e r Dr. Rifat Uçarol, 1878 Kıbrıs Soru
versitesi Edebiyat Fakültesi yayınları No : 2434, İstanbul 1978, 152. Yakınçağ Türk 'v e Avrupa tarihle riyle ilgili eser ve makaleleri üe yalan dan tanıdığımız Dr. Rifat Uçarol, bü eseriyle, hâlen Türk Dış Siyâsetinin ağırlık noktasını teşkil eden «Kıbrıs Sorumumu resmî belgelere dayanarak açıklamağa çalışmış genç bir ilim ada mımızdır. Sonçağ
Tarihi Kürsüsü Başkanı
merhum, Prof. Dr. Ahmet Cevat Eren Hocamızın aziz hatırasına ithaf edüen eserin, önsözünde, (s. 7-9), ezcümle konunun ehemniyeti belirtilmiş ve bu sorunun ne zaman başladığı zaman ve sebep gösterilerek açıklanmış, ayrıca, eserin tertibi ve çalışma plânı hakkında da ayrıntılı bilgi verilmiştir. Kıbrıs'ın fetih tarihi olan 1570 se nesinden 1878 senesine, yâni, Ada’nın Ingiltere’ye geçici olarak devrine ka dar geçen zaman eserin girişini teşkü etmektedir (s. 11-17). Burada, Kıbrıs' m Türkler tarafından fethi ve fetihten sonra gelişen olaylardan kısaca bahse dilmiş, netice olarak, üçyüzsekiz sene lik bu devirde, siyâsî, kültürel etnik ve coğrafî yönlerden Ada’ya tam bir Türk damgasının vurulduğuna işâret edilmiş tir (s. 17). Kıbrıs sorununun başlangıç bölü münü, yâni, 1878 yılını konu alan eser, üç ana bölüm üzerinde ele alınarak in celenmiştir. Birinci bölüm (s. 19-31), Kıbrıs so rununu hazırlayan siyasî gelişmeler ve 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı ve orta ya çıkardığı yeni statü, konuları altmda ele alınarak, Ingiltere’nin Ada’yı ele geçirmek için, Osmanlı Imparatorluğu’- nun ve Avrupa büyük devletlerinin^ Ber lin Kongresi arefesinde içinde bulun dukları siyâsî durumlarından, ne denli faydalandığı, özellikle Rusya'nın ezeli politikası olan «güneye inme» politika sına mâni olmak için Kıbrıs’ı Osmanlı topraklarından koparmak, dolayısıyle, Doğu Akdenize hâkim olmak yolunda çabaları izâh edilmiştir. Bilindiği gibi Ingiltere, Kıbrıs ile, daha, 19. yüzyılın başlarından itibaren yalandan ilgüenmeğe başlamış, ve bura nın askerî, siyasî, ekonomik yönlerden sağlayacağı çıkarları göz önünde tuta rak Ada’nm mutlak suretle kendi idâre- sine geçmesini arzulamıştı. Nitekim, bu fikrini gerçekleştirmek için en elverişli ortamı, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı nın yarattığı siyasî bunalımda bulmuş ve duruma müdahele ederek Rusya’ya karşı Osmanlı împaratorluğu’nun, söz de hâmisi sıfatıyle, yanında yer almıştı. Aslında ise düşündüğü sadece kendi çı karlarıydı. Ingiltere’nin Ada’yı ele geçirmek ve oraya yerleşmek istemesi eserin ikinci bölümünü (s. 31-39) teşkü etmek tedir. Bu bölüm; îngütere’nin ön-Asya ve Akdeniz politikası (s. 31) ve bü po litikada Kıbrıs'ın yeri ve önemi (s. 34), Ingiltere’nin Kıbrıs’a yerleşmek için yaptığı girişimler ve Kıbrıs’a yerleşme ğe karar vermesi (s. 37), bu hususta giriştiği diplomatik faaliyetler (s. 42) ve neticede îngütere’nin Kıbrıs’a yer leşmesini sağlayan 4 Haziran 1878 am laşması (s. 65) ve ekleri ve bunların her iki Devlet tarafmdan onaylanmaları, gibi konuları ihtiva etmektedir. Osmanlı' Devleti üe İngiltere ara sında Kıbrıs hususunda olaylar şöyle bir seyir takip ederek gelişmiştir : 25 Mayıs 1878 günü Ingiltere’nin Osmanlı Devletinden Ada’yı istemesi ve bir sa vunma anlaşması yapümasmı teklif et K İT Â B İY A T 42t
mesiyle, Kıbrıs sorunu resmen başla mış, 4 Haziran 1878 tarihinde Osmanlı- İngiliz anlaşması yapılmış; 1 Temmuz’- da «Ek» anlaşma imzalanarak 7 Tem- muz’da Ada’nın yönetimini Ingiltere’ye devreden ferman imzalanmış (s. 81 vd.); 12 Temmuz 1878’de anlaşma onaylan mıştır (s. 84). Yukarıda da değinildiği gibi, Kıb rıs'ın Ingiltere’ye devir ve teslimi ve bu arada Ingiliz askerlerinin Ada’ya res men çıkarak yönetimi devir almaları ve bu yeni yönetime karşı Ada halkının gösterdiği tepki ve Osmanlı-Ingiliz an laşmasının uygulamasından doğan ilk anlaşmazlık gibi konuları ihtiva eden bölüm eserin üçüncü ve son bölümünü (s. 93-113) teşkil etmektedir. îngütere’nin Kıbrıs'ın yönetimine el koyması, Ada halkı arasında farklı tepkilere yol açmış, Türk halkı, bunu Devletinin bir emri olarak karşüarken, Rum halkı, Ada’nın Yunanistan ile bir leştirilmesi için ileri bir adım saymış lardır. Esâsmda Kıbrıs hukuk yönünden Osmanlı imparatorluğuna bağlı kalmak ta devam etmiş, Ingiliz işgali; son Os- manlı-Rus savaşı esnasında Ruslar ta-- rafmdan işgal edilen Doğu Anadolu’daki topraklarımızın, Anavatan’a iadesi ile sınırlandırılmış fakat fiilî kullanma hakkı Ingütere’ye devredilmiştir. Eser, sonuç (s. 113-117), bibliyog rafya (s. 117-121), onsekiz klişeden olu şan belgeler (s. 121-147) ve bir indeks (s. 147-l152) ile son bulmaktadır. Eser, arşiv belgelerinin bol ve ye rinde kullanüması ile dikkati çekmek tedir. Aynı zamanda belgelerin yanı sı ra, yerli ve yabancı eser ve makaleler den de büyük bir titizlikle faydalanıl- mıştir. özellikle yazarın konuya bakış açısı ve ortaya koyuşu, meseleye haki miyetini göstermesi bakımından, eserin değerini bir kat daha artırmaktadır. Bu cümleden- olarak, genç ilim adamımız Kıbrıs sorununu şu cümleler ile sonuç landırmaktadır (s. 116) : « ...Osmanlı Devleti’nin maddî ve manevî yetersîzliklerinin tir sonucu olarak, Kıbrıs Adasının elden dolaylı olarak da olsa gitmesi, İmparatorlu ğun emniyeti ve bütünlüğü bakımın dan aleyhte bir gelişme olmuştur. Osmanlı Devleti 1683 yılından beri sürekli olarak, Avrupa Devletleri ta rafından batıdan zorlanmıştı. Nite kim, bu tarihe kadar kaybedilen top rakların hemen hepsi Osmanlı Avru- pası’ndan olmuştu. Kıbrıs’ın kaybı ile bu balkının yönü Doğuya da kay mış oldu. Böylece Türkiye bir çem ber içerisine düşürülmüş bulunuyor du. Denizcilik yönünden ise, daha önce Yedi Ada ve Mora’nm kaybe dilmesi île adeta Türk'ler, denizler den uzaklaştırılmaya başlanmıştı. Şimdi, Yedi Ada-Mora -Kıbrıs çizgi si ile bu, daha belirgin hale gelmiş tir. Bu «çizgi» üzerinde bulunan Gi rit Adasl ise, zaten bir süreden beri kaynamaktaydı. Ancak Girit’in Ege Denizinin ağzında bulunması, Bo ğazlarla doğrudan ilgisi yâni jeopo litik durumu, bu ada üzerindeki he sapların çok daha değişik şekilde dengelenmesini gerektiriyordu. Bu nunla beraber, 19. yüzyılın başların dan beri Ingütere’nin gayreti ile meydana getirilmiş bulunan Yedi Ada-Mora-Kibrıs çizgisi Osmanlı İm paratorluğunu Güney-Kuzey doğrul tusunda ikiye bölmüş oluyordu. Özel likle, İmparatorluğun merkezi ile Kuzey Afrika toprakları arasında meydana getirilen bu perde, Devlet1 - in parçalan arasındaki ilişkileri en- gelliyecek şekilde idi. Yine bu «çiz gi» ile Boğazlan kontrol altına al mak mümkün olduğu gibi, Osmanlı 428 A L I İEİSAN GENÇER denizciliği de Ege Denizi’ne ve Mar mara’ya hapsedilmekle karşı karşıya bırakılmıştır. Bu bakımlardan, Kıbrıs’ın elden gitmesi, bundan sonra sıranın diğer adalara ve özellikle Osmanlı Kuzey Afrikası’na geldiği anlamını taşı makta olduğundan, ayrı bir öneme sahiptir. Böylece, Şark Sorunu’ndan doğan tehlike çok yönlü bir duruma gelerek, Osmanlı İmparatorluğu’nun tamamını tehdit etmeğe başlamış tır...» Ali Ihsan Gençer Atillâ Çetin, Başbakanlık Arşivi
1979, X V I+ 171. Arşiv ve arşivcilik üzerine çeşitli yaynıları bulunan Atillâ Çetin*, bu - de fa Osmanlı imparatorluğu’nun ana ar şivi kabul edilen Başbakanlık Arşivi hakkında hazırlamış olduğu kılavuz ile, bu sahada uzmanlaşmış olduğunu gös termiştir. Elimizdeki kılavuz, sadece Başbakanlık Arşivi hakkında olmayıp, * Arşiv Notlan, Başbakanlık Ar şivi Genel Müdürlüğü yaymı, Ankara 1976, 69 s.; I. Kurumlararası Evrak-
1976, 76 s.; Arşiv Belgeleri Restorasyo nu, Kültür Bakanlığı yaymı, Ankara 1977, X + 6 1 s.; Başbakanlık Arşivi’nde uygulanan tasnif sistemi ve kullanılan kotlar, TD, sayı 31, İstanbul 1978; Fransa’da arşivler ve arşivcilik, «Türk Kütüphâneciler Dem eği Bülteni», e- XXVI, sayı 3, Ankara 1977; Yıldız A r şivine dâir, TD, sayı 32, İstanbul 1979; Millî tarih ve kültür araştırmalan kay naklarından biri olarak arşivlerimiz ve önemi, «Türk Dünyası Araştırmalan Dergisi», c. I, sayı 3, Ankara 1979. Türkiye’de mevcut imparatorluk devri ne âit arşivleri de ihtiva etmektedir. Yerli ve yabancı araştırıcılar için bir el kitabı mahiyetinde olan bu eser, bü yük bir ihtiyaca cevap verebilecek çap tadır. Nitekim, 100 milyonu aşan arşiv malzemesi Ue Başbakanlık Arşivi,, im paratorluğun yayıldığı ülkelerdeki araş tırıcılar için ne kadar önemli ise elimiz deki kılavuz o derecede lüzumludur. Eser, bir giriş üe yedi bölüm ve so- .nuçtan ibarettir. Girişte arşiv hakkın da genel bilgüer verilmiştir. Bü meyan- da verilen tarihçe çok faydalıdır. Bura dan, imparatorlukda daha ilk devirler den itibaren arşiv fikrinin mevcut oldu ğunu belgelerin sandık ve torbalarda ti tizlikle saklandığını öğreniyoruz. Mo dern manada bir arşiv binasının yapüı- şı ise, Mustafa Reşid Paşa’nın gayreti ile olduğunu ve önemine binaen «Hazî- ne-i Evrak Nezâreti»nin kurulduğunu görüyoruz (1846). Müteakip yıllarda ar şiv çalışmaları hızlanmış ve hatta böl ge ve vüâyet arşivlerinin kurulması hakkında teşebbüsler olmuştur. Arşiv hakkında daha köklü tedbirlerin cum huriyet devrinde alındığını görüyoruz. Bugün arşiv, «Başbakanlık Arşiv Genel Müdürlüğü» olarak Başbakanlık merkez
K Î T Â B lY A T 429 teşkilâtı içinde yer almaktadır. Arşiv tasnif çalışmaları, Tarih-i Os- manî Encümenl’nin teşkili ile başlamış, Ali Emîrî Efendi’nin ve daha sonra îb- nülemin Mahmud Kemal Inal’in başkan lıklarında 1925 yılma kadar devam et miştir. Modem manada tasnif çalışma ları ise, Dr. Lajos Fekete’nin nezâretin de başlamıştır (1937). Atillâ Çetin, Birinci Bölümde, tas nifleri ele almış olup, arşiv belgelerinin dağılışı, sınıfları, hazırlanış şekilleri, ha zırlayanlar hakkında yararlı bilgiler ve rerek tanıtmaktadır. Bu tasnifler sıra- siyle şöyledir : Ali Emîrî, îbnülemin, Cevdet, Fekete, Hatt-ı Hümâyûn, îrâde, Kâmil Kepeci, Mâliyeden Müdevver Defterler, Yıldız (veya arşivi), Vakfi yeler, Mâliyeden Müdevver Vesikalar, Müzehheb Fermanlar, Millî Emlâkden devr alman defterler ve vesikalar, Si- cül-i umûmî defterleri, Hazîne-i hassa memur ve müstahdemlerinin sicil ve künyeleri ile maaş defterleri. İkinci Bölüm, araştırmalara açık olan defter serilerine ayrılmıştır. Bey- likci kisedârı Haşan Ziver Efendi tara fından hazırlanmış bulunan envanter defteri, bü bölüme başlıca kaynak teş kil etmiştir. Osmanlı împaratorluğu’nun merkez teşkilâtının üç büyük dâiresi olan Dîvân-ı Hümâyûn, Bâb-ı âsafî ve Bâb-ı Defterî’nin çeşitli kalemlerine âit defterler bu bölümde verilmiştir. Bu üç büyük merkez teşküâtmdan en önemli dâire Dîvân-ı Hümâyûn olup, bu dâire ye bağlı çeşitli kalemlerin tanıtılması va defterlerin dökümü burada yapılmıştır. Kısaca devletin siyâsî, idârî, askerî ve malî işleri Dîvân-ı Hümâyûn kalemin den geçtiğine göre bu kalemlerde tutu lan defterler arşivin başlıca kaynağıdır. Nitekim, başta Mühimme Defterleri ol mak üzere bu defterler 36 gurupta sıra lanmıştır. Bâb-ı âsafî’ye âit defterler gurubunda ise buyruldu ve ilm ü haber defterleri en önemli sırayı almaktadır. Bâb-ı Defterîye âit defterlerin bir dökü mü daha önce yapıldığı için (bk. Midhat Sertoğlu, Muhteva Bakımından Başve kâlet Arşivi, Ankara 1955, s. 62-7) tek- rarlanmamıştır. Osmanlı imparatorlu ğu mâliyesine âit bu defterlerin büyük çoğunluğu Kepeci Tasnifi ve Mâliyeden Müdevver Tasnifler içinde dağümış bu lunmaktadır. Başbakanlık Arşivinin en önemli kayıtlarından biri olan Tapu- Tahrir defterleri bu bölümde tanıtümış ve tam bir dökümü verilmiştir, impara torluğun toprak idâresinde gerek mâlî gerekse istatistikî bakımdan uyguladığı sisteme ışık tutan bu defterler, zengin kolleksiyonu ile de dikkati çekmektedir. Üçüncü
Bölüm, imparatorluğun merkez teşkUâtının üç büyük dâiresine âit belgelere ayrılmıştır. Bunlar, Dî- vân-ı Hümâyûna âit belgeler, Bâb-ı âsa- fîye âit belgeler ve Bâb-ı defterîye âit belgeler olarak kılavuzda tanıtılmakta dır.
Dördüncü Bölüm ise, arşivdeki di ğer bölüm ve malzemelere ayrılmış olup, bunlar sırasiyle Mülgâ Şûrâ-yi Devlet Arşivi, emniyet evrakı, 1908 son rası Meclis-i Mebusân ve ayân zabıtları, vüâyet defteri serisi, gazete koleksiyon ları (bazıları), mikrofilm koleksiyonları ve mühür ve damgalardır. Kılavuzun Beşinci Bölümü, hâlen devam etmekte olan tasnif çalışmaları nın tanıtılmasına ayrılmıştır. Atillâ Çe tin, bu bölümde 1956 dan beri modern tasnif sistemi provönans sistemine göre, arşiv malzemelerinin tasnifi anlatümak- tadır. Ocak 1979 dan itibaren bu tasnif lerin araştırmalara açılması amaciyle fişleme ve kataloklama çalışmalarının da başladığı haberi sevindiricidir. Tas nif çalışmalarında arşiv malzemelerinin temizlenmesi, tamiri, tarihsizlerin tah MÜCTEBA İLGÜREL minî tarihlerinin bulunması, kaydı an--, latıldıktan sonra arşiv tasnif ve kotla ma heyetine gidişi anlatılmaktadır. Tas nif ve kotlama heyetinde arşiv malze meleri ay ay ele alınarak, Osmanlı bü rokrasi sistemine göre önceden tesbit
edilmiş kot sistemi içinde uygulanmaya konuşu, dosyalanışı ve katalog ve in deksin yapılacak duruma gelişi belirtil mektedir. Bu bölümün diğer kısmı kot lama işaretlerine ayrılmıştır. Elimizdeki küavuzun önemini bir kat daha artıran Altıncı Bölümdür. Bu bölüm, «Türkiye’de Osmanlı İmparator luğu devrine âit arşiv malzemesi ihti va eden diğer önemli arşivler ve mües seseler» başlığını taşımaktadır. Bu bö lümün müstakil arşivler kısmında Top- kapı Sarayı Müzesi Arşivi ve halen de vam etmekte olan tasnif çalışmaları ve ayrıca bağış yoluyla intikal etmiş ar şivler tanıtılmaktadır. Bu sırayı Vakıf lar Genel Müdürlüğü Arşivi,. Şer’î Mah keme Sicilleri takip etmektedir. Bura da, bazı Türkiye müzelerinde mevcut Şer’iyye Sicillerinin yer ve mikdarları bildirilmektedir. Esas . olarak üç çeşit malzemeyi ihtiva eden bu arşivin bö lümleri şöyledir: 1) İstanbul Şer’iyye Si cilleri Bölümü 2) Mülgâ Meşihat Arşivi Bölümü 3) Mülgâ Meşihat Kütüphâne- si Bölümü. Bundan sonra Mülgâ Maarif Nezareti Arşivi, Tapu ve Kadastro Ge nel Müdürlüğü Arşivi (Kuyûd-ı Kadî me), Deniz Arşivi, Dışişleri Bakanlığı Hazîne-i Evrakı, Harb Tarihi Dâiresi Arşivi, Mülgâ Sıhhiye Nezâreti Arşivi, Mülgâ Harbiye ve Tophâne Nezâretleri Arşivi, İstanbul Belediyesi Arşivi yer almaktadır. Bu bölümün arşiv malzeme si bulunan müesseseler kısmında kütüp- hâneler, müzeler, diğer müesseseler, şa hıslarda bulunan malzemeler hakkında bilgi verilmiştir. Yedinci Bölümde, Başbakanlık Ar şivinde araştırma yapacak yerli ve ya bancı araştırıcılar için . müracaat şekli ve dikkat olunacak bazı hususlar an- latüdıktan sonra sonuç ve bazı görüş ler kısmına geçilmiştir. Burada arşiv ve arşivcüik hakkında son birkaç söz söyleyen Atillâ Çetin,- arşiv meseleleri ve çözüm yollarmı ana hatları üe ifade ederek en önemli hususa temas etmek-, tedir. Bu cümleden olarak Atillâ Çetin, Arşiv malzemelerinin her türlü tahrip lere karşı hassas davranüması hakkında' Sorumlu yöneticilerin dikkatlerini de çekmiş bulunuyor. Hatta, koruma işinin, tasnif işinden daha da önemli olduğunu belirtmektedir. Arşivcüik metod ve tek niklerini büen ihtisas erbabı kişüerin yetişmesi için . Edebiyat Fakültelerinde arşivcüik kürsüsünün kurulması veya arşivcüik enstitüsünün gerçekleşmesi fikrinde burada önemle müdafaa edü- mektedir. Atülâ Çetin, arşiv ve arşivcüik ko nusunda hazırlanan makale ve kitaplar dan da faydalanarak hazırladığı bu kı lavuzu üe Başbakanlık Arşivi üe birlik te diğer arşivleri de bize tanıtmakla bü yük bir hizmette bulunmuştur. Bu me- yanda, tarihimizin beüi-başlı kaynakla rından olan Şer’iyye Sicülerine de kı lavuzda yer vermesi' ayrıca bir hizmet olmuştur. Başbakanlık Arşivi gibi muh teviyatı zengin bir arşivi mümkün ol duğu kadar teferruatına inüerek hazır lanmış bu küavuz, yerli ve yabancı araş- tırıcüara çok yararlı olacaktır. Mücteba İlgürel K lT À B Î Y A T 431
«Türkiye’nin Sosyal ve Ekonomik Tarihi' (1071-1920», nâşirler: Osman Ok- yar-HaliI İnalcık, Ankara. 1980, X V I+ 396 s. 18-14 Temmuz . 1977 tarihlerinde kutlanan Hacettepe Üniversitesi’nin onuncu kuruluş yılında, bir de kongre toplanmıştı. «Türkiye’nin Sosyal - ve- Ekonomik Tarihi (1071-1920)»ni incele meyi amaç edinen kongre, 11-13 tem muz tarihlerinde toplanmış, ' kongreye katüanların Ürgüp dolaylarma yaptık ları bir gezi üe sona ermişti. Elimizde ki eser, işte bü kongrenin çalışmaları nın' önemli bir kısmım ihtiva: etmekte dir. Herşeyden önce nefis baskısı üe dikkati çeken bu eser, ülkemizdeki ba sım sanayiinin ulaştığı yeri göstermesi bakımından da kıvahç vericidir. Saym Osman Okyar üe Halü înal-. cık’ın editör, Ö. îzgi üe Ü. Nalbantoğ- lu’nun da yardımcı oldukları bu yayım, O. Okyar’m bir «preface»ı üe başlamak tadır. Bunu, Hacettepe Üniversitesi’nin,. 1977 deki rektörü Doğan Karan üe «Türkiye ve Ortadoğu Sosyal ve Eko nomik Araştırma Enstitüsü» başkanı Emel
Doğramacı’nın konuşmalarının türkçe ve ingüizce metinleri takib- et mektedir. Halü înalcık’ın Osmanlı içti mâi ve iktisâdı tarihine dair araştırma ları bir «resm-i geçit» hâlinde inceleyen yazısı üe tebliğler başlamaktadır: s. 1- 8. Eserde 15 türk ve 25 yabancı araştı rıcının 38 makalesi bulunmaktadır ki, birisi müşterekdir. Bunların sadece İ l i türkçe olup, kalan 27 makalenin 19 u in- güizce, 7 si fransızca, sadece birisi' al- mancadır. Bu makaleler aralarında kro nolojik olarak sıralanmışlardır. Bunları sıra üe göstermek istiyoruz:: 1. Muhterem Emel Esin, : Türkiye Türklüğünün Ortaasya menşelerine temas etmektedir :. «Türklerin. Iç Asya'dan getirdiği;, üniversalist dev let mefhûmu ve bunun «Ordu» (hü kümdar şehri) mimârîsindeki, tèzâ- hürleri», s. 9-25. . 2. Türkiye’mizin ünlü nümizmâtı. !.. Artuk, Osmanlüarın kurucusu Os man Gazi’ye âit bir sikkeyi tanıtı yor: «Osmanlı Beyliğinin kurucusu Osman Gazi’ye âit sikke», s. 27.-33. 3. W. Hütteroth, «The demographic and economic organization of the southern Syrian Sancaks in the late 16th century», adındaki çalışmasın da daha ziyâde şimdiki îsraü’i içi ne alan yörenin XVI. yüzyüdaki. du rumunu tahrir defterlerine dayana rak ortaya koyuyor, s. 35-47. 4. A. Bennigsen - G. Veinstein, «La -Grande Horde Nogay et le commer ce des steppes Pontiques (fin XVè s iè c le -1560); burada özellikle Kı rım Hanları üe Rusya arasındaki ti câretin elçüik faaliyeti üe birlikte yürütülmesi ve at .ticâreti dikkati çekiyor, s. 49-63. 5- M.-M. Alexandrescu-Dersca Bulga- . ru’nun çalışması Tamışvar eyâleti üe ügüidir: «Les charges économi ques et financières des reayas de l’eyâlet de Temeşvar et leurs reper- .. eussions sociales (1552-1718)», s. 65-73. 6. J.-L. Bacqué-Grâmmont, «Divâne
Hüsrev Paşa’nın su-î istimâllerine dair bir rapor»unda Diyarbekir eyâ letinin XVI. yüzyü başlarındaki du rumuna ait dikkate değer kayıtlar ortaya koyuyor: s. 75-93. 7. G. Bäer, «Ottoman guüds : a reas sessment», s. 95-102. 8. ö . Ergenç, «Osmanlı şehrinde esnaf örgütlerinin, fizik, yapıya etküeri»n- : de Ankara ve Konya’yı inceliyor: s. 103-109. 9. O-
Okyar, «Ottoman. economic 432 TTJNCER B A Y K A R A growth during the 16th century» adlı makalesinde XVI. yüzyıldaki Osmanlı iktisadi gelişmesini hulâsa ediyor : s. 111-116. 10. I. Wallerstein, «The Ottoman Empi re and the capitalist world-economy: some questions for research», s. 117-
Download 4.07 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
ma'muriyatiga murojaat qiling