Hercai hercai
Download 1.36 Mb. Pdf ko'rish
|
Sümeyye Koç - Hercai
Ne afili bir yalandı ama…
Reyyan tebessümle baktı. Miran’ı karşısında görmek acısını hafifletmişti ama Miran’ın bu saatte burada ne işi vardı? Biri kapıyı açıp ikisini konuşurken görmemeliydi. “Sen neden geldin?” diye sordu endişeyle. Ani gelen bu soru karşısında duraksadıktan sonra büyük bir ustalıkla kıvırdı. “Çünkü seni özledim.” Gülümsedi Miran. “Buradan geçiyordum, seni görüp öyle gitmek istedim, tesadüfen sen çıktın karşıma.” Yüzüne giderek yayılan gülümsemenin, karşısındaki adamda ne tür duygular uyandırdığından habersizdi. Özlendiğini bilmek ne kadar güzeldi. Hiç hissetmediği duyguları ilk defa bu adama besliyordu. Aşk kelimesi bile yersiz kalırdı içinde hissettiklerine. Aşktan öte bir şeydi bu. Elleri Miran’ın yüzüne kaydı. Sakallarını okşarken gözlerini de gözlerinden ayırmıyordu. Ancak bu manzara başına bir iş açabilirdi. Her ne kadar ayrılmak istemese de gitmeliydi. “Eve girsem iyi olacak.” Genç adam kafasını salladı, ardından yanağına konan öpücükle şaşkınlığa uğradı. Reyyan öpücüğünü Miran’ın yüzüne bıraktıktan sonra koşar adımlarla evin kapısından içeriye girdi. Hızlı adımlarla yanından uzaklaşan kıza bakakaldı Miran. Siyah saçları rüzgârın etkisiyle savruluyor, genç adamın burnuna Reyyan kokusu yerleşiyordu. Miran, dalmış bir vaziyette gidişini izlerken eliyle öpülen yanağını tuttuğunun farkında değildi. Aklına Gönül’ün gelmesiyle irkildi. Bu anı zaten bir tek o bozabilirdi. Başının belası. Arabasına doğru hızla yürüdü ve kapısını açtı. Çalıştırdığı gibi otelin yolunu tuttu. Yollar bugün ona bitmek bilmemişti. Hararetli geçen dakikaların ardından otele vardığında acele adımlarıyla asansöre binip kaldığı kata çıktı. Odanın kapısını sertçe çaldı. Gönül kapıyı usulca açıp arkasına bakmadan içeriye doğru yürüdü. Miran yüzüne bakmayan kadın karşısında daha da sinirlenmişti. İçeriye girip kapıyı kırarcasına örttükten sonra karısının yanına yürüdü. “Suçun yetmiyormuş gibi bir de yüzüme bakmıyorsun, cesaretine hayranım,” dedi yüksek sesle. Gönül sakince koltuğa oturduktan sonra gözlerini kaldırıp sinirli adama baktı. Mavi hareleri öfke saçıyordu her zamanki gibi. Elleriyle saçlarını geriye doğru atıp umursamazca yere indirdi gözlerini. “Her şeyi yapan sensin, suçlu olan benim, ne büyük ironi!” Karısının yanına iyice yaklaşarak öfkeye bürünmüş gözlerini üzerinde sabitledi. Sakin duruşuyla iyice çileden çıkarıyordu. “Konağa gitmek de nereden çıktı?” Ellerini Gönül’ün saçlarına uzatıp, tehdit dolu bir hareketle okşadı. “Sen benim sana neler yapacağımı bilmiyor musun?” Her hareketi tehlike saçan adamı sinirlendirmek istemedi Gönül. Kavga etmekten yorulmuştu artık. İş sevmeye gelince kaçan kocası, kavgaya gelince hep bir adım önden gidiyordu. Sakin tutmaya özen gösterdiği ses tonuyla konuştu, kalbindeki sancıları bir kenara bırakarak. “Evet, konağa gidecektim, her şeyi de anlatacaktım ancak son anda vazgeçtim.” Oturduğu koltuktan kalkarak kocasının omzuna koydu elini. Tam da Reyyan’ın başını yasladığı yerdi orası. Miran’ın içi titredi. “Çünkü sana bir şey olmasından endişe ettim. Babana acımayan insanlar sana da acımazlardı.” Omzunda duran eli iterek karısından iki adımda uzaklaştı. “Şu beni düşünmelerinden ve bana bir şey olacak diye endişe etmelerinden vazgeç! Bu yaptığın şey, beni zora sokmaktan başka bir şey değil! Üstelik seni öldürmeme sebep, anlıyor musun?” Gönül acıyla baktı Miran’ın yüzüne. “Sana vazgeçtim diyorum, üstüme gelme artık!” “Tebrik mi edeyim?” diye sordu Miran alayla. “Bir de vazgeçmeseydin!” Gözlerini de alayla devirdikten sonra cevap vermeden banyoya girdi. Üstündeki kıyafetleri çıkarıp duşa girdi. Üzerine akan sular içindeki öfke ateşini bir türlü dindiremiyordu. Aksine, hayata olan gazabı günden güne artıyordu. Duştan çıkıp üzerini giydikten sonra saçlarını havluyla kurularken yorgun olduğunu hissetti. Bedeni yorgun, beyni daha da yorgundu. Banyodan çıkıp yatağa doğru yürüdüğünde Gönül’ün varlığını hiçe sayıyordu. Elindeki havluyu koltuğun üzerine atıp yatağa attı kendisini. Gönül odanın ışıklarını söndürdükten sonra koltuğa oturup kocasını seyretti. Arkası dönük uyuyordu Miran, her zamanki gibi. Bu duruma içerleyen kadın sadece gülümsedi. Alışkındı o, sevilmemeye, sırt çevrilmeye. Miran’la evlendiğinden beri yüzü hiç gülmemişti. Ona duyduğu delicesine sevgi yüzünden araya başka bir kadın girse de onu bırakamıyordu, bırakmaya da hiç niyeti yoktu. Hayatta korktuğu ilk ve tek şey bu adamı kaybetmekti. Aşkın gözü kör değildi yalnızca. Gurursuzdu, pervasızdı, patavatsızdı. |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling