Hercai hercai


Download 1.36 Mb.
Pdf ko'rish
bet14/66
Sana05.01.2022
Hajmi1.36 Mb.
#215141
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   66
Bog'liq
Sümeyye Koç - Hercai

Ne afili bir yalandı ama…
Reyyan  tebessümle  baktı.  Miran’ı  karşısında  görmek  acısını  hafifletmişti
ama  Miran’ın  bu  saatte  burada  ne  işi  vardı?  Biri  kapıyı  açıp  ikisini


konuşurken görmemeliydi. “Sen neden geldin?” diye sordu endişeyle.
Ani gelen bu soru karşısında duraksadıktan sonra büyük bir ustalıkla kıvırdı.
“Çünkü  seni  özledim.”  Gülümsedi  Miran.  “Buradan  geçiyordum,  seni  görüp
öyle gitmek istedim, tesadüfen sen çıktın karşıma.”
Yüzüne  giderek  yayılan  gülümsemenin,  karşısındaki  adamda  ne  tür
duygular  uyandırdığından  habersizdi.  Özlendiğini  bilmek  ne  kadar  güzeldi.
Hiç  hissetmediği  duyguları  ilk  defa  bu  adama  besliyordu.  Aşk  kelimesi  bile
yersiz  kalırdı  içinde  hissettiklerine.  Aşktan  öte  bir  şeydi  bu.  Elleri  Miran’ın
yüzüne  kaydı.  Sakallarını  okşarken  gözlerini  de  gözlerinden  ayırmıyordu.
Ancak bu manzara başına bir iş açabilirdi. Her ne kadar ayrılmak istemese de
gitmeliydi. “Eve girsem iyi olacak.”
Genç  adam  kafasını  salladı,  ardından  yanağına  konan  öpücükle  şaşkınlığa
uğradı. Reyyan öpücüğünü Miran’ın yüzüne bıraktıktan sonra koşar adımlarla
evin kapısından içeriye girdi.
Hızlı  adımlarla  yanından  uzaklaşan  kıza  bakakaldı  Miran.  Siyah  saçları
rüzgârın  etkisiyle  savruluyor,  genç  adamın  burnuna  Reyyan  kokusu
yerleşiyordu.  Miran,  dalmış  bir  vaziyette  gidişini  izlerken  eliyle  öpülen
yanağını tuttuğunun farkında değildi. Aklına Gönül’ün gelmesiyle irkildi. Bu
anı zaten bir tek o bozabilirdi. Başının  belası.  Arabasına  doğru  hızla  yürüdü
ve kapısını açtı. Çalıştırdığı gibi otelin yolunu tuttu.
Yollar  bugün  ona  bitmek  bilmemişti.  Hararetli  geçen  dakikaların  ardından
otele  vardığında  acele  adımlarıyla  asansöre  binip  kaldığı  kata  çıktı.  Odanın
kapısını  sertçe  çaldı.  Gönül  kapıyı  usulca  açıp  arkasına  bakmadan  içeriye
doğru  yürüdü.  Miran  yüzüne  bakmayan  kadın  karşısında  daha  da
sinirlenmişti. İçeriye girip kapıyı kırarcasına örttükten sonra karısının yanına
yürüdü.
“Suçun  yetmiyormuş  gibi  bir  de  yüzüme  bakmıyorsun,  cesaretine
hayranım,” dedi yüksek sesle.
Gönül  sakince  koltuğa  oturduktan  sonra  gözlerini  kaldırıp  sinirli  adama
baktı.  Mavi  hareleri  öfke  saçıyordu  her  zamanki  gibi.  Elleriyle  saçlarını
geriye doğru atıp umursamazca yere indirdi gözlerini. “Her şeyi yapan sensin,
suçlu olan benim, ne büyük ironi!”
Karısının  yanına  iyice  yaklaşarak  öfkeye  bürünmüş  gözlerini  üzerinde
sabitledi.  Sakin  duruşuyla  iyice  çileden  çıkarıyordu.  “Konağa  gitmek  de
nereden  çıktı?”  Ellerini  Gönül’ün  saçlarına  uzatıp,  tehdit  dolu  bir  hareketle
okşadı. “Sen benim sana neler yapacağımı bilmiyor musun?”


Her  hareketi  tehlike  saçan  adamı  sinirlendirmek  istemedi  Gönül.  Kavga
etmekten yorulmuştu artık. İş sevmeye gelince kaçan kocası, kavgaya gelince
hep  bir  adım  önden  gidiyordu.  Sakin  tutmaya  özen  gösterdiği  ses  tonuyla
konuştu, kalbindeki sancıları bir kenara bırakarak.
“Evet,  konağa  gidecektim,  her  şeyi  de  anlatacaktım  ancak  son  anda
vazgeçtim.” Oturduğu koltuktan kalkarak kocasının omzuna koydu elini. Tam
da Reyyan’ın başını yasladığı yerdi orası. Miran’ın içi titredi.
“Çünkü  sana  bir  şey  olmasından  endişe  ettim.  Babana  acımayan  insanlar
sana da acımazlardı.”
Omzunda  duran  eli  iterek  karısından  iki  adımda  uzaklaştı.  “Şu  beni
düşünmelerinden ve bana bir şey olacak diye endişe etmelerinden vazgeç! Bu
yaptığın  şey,  beni  zora  sokmaktan  başka  bir  şey  değil!  Üstelik  seni
öldürmeme sebep, anlıyor musun?”
Gönül  acıyla  baktı  Miran’ın  yüzüne.  “Sana  vazgeçtim  diyorum,  üstüme
gelme artık!”
“Tebrik mi edeyim?” diye sordu Miran alayla. “Bir de vazgeçmeseydin!”
Gözlerini  de  alayla  devirdikten  sonra  cevap  vermeden  banyoya  girdi.
Üstündeki  kıyafetleri  çıkarıp  duşa  girdi.  Üzerine  akan  sular  içindeki  öfke
ateşini  bir  türlü  dindiremiyordu.  Aksine,  hayata  olan  gazabı  günden  güne
artıyordu. Duştan çıkıp üzerini giydikten sonra saçlarını havluyla kurularken
yorgun olduğunu hissetti. Bedeni yorgun, beyni daha da yorgundu. Banyodan
çıkıp yatağa doğru yürüdüğünde Gönül’ün varlığını hiçe sayıyordu. Elindeki
havluyu koltuğun üzerine atıp yatağa attı kendisini.
Gönül odanın ışıklarını söndürdükten sonra koltuğa oturup kocasını seyretti.
Arkası dönük uyuyordu Miran, her zamanki gibi. Bu duruma içerleyen kadın
sadece  gülümsedi.  Alışkındı  o,  sevilmemeye,  sırt  çevrilmeye.  Miran’la
evlendiğinden  beri  yüzü  hiç  gülmemişti.  Ona  duyduğu  delicesine  sevgi
yüzünden araya başka bir kadın girse de onu bırakamıyordu, bırakmaya da hiç
niyeti yoktu.
Hayatta  korktuğu  ilk  ve  tek  şey  bu  adamı  kaybetmekti.  Aşkın  gözü  kör
değildi yalnızca. Gurursuzdu, pervasızdı, patavatsızdı.



Download 1.36 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   66




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling