Hercai hercai
Download 1.36 Mb. Pdf ko'rish
|
Sümeyye Koç - Hercai
9
KALPTEN YARALI Bazı adamlar vardı, incitmekten korkarak severlerdi yüreklerine mühürledikleri kadınları. Parmak uçlarını sever, avuç içlerine buse kondururlardı. Bir ömür mabediymiş gibi, en derinlerinde saklarlardı sevdayı. Fakat kıymet bilmezdi bazı kadınlar. Hiç sevmemiş gibi gider, sevilmiş olduklarını inkâr ederlerdi. Bazı adamlar ise yakarak severlerdi. Yıkar, parçalar, darmadağın ederlerdi. Zamanı gelince ise aşktan çürümüş bir ceset bırakıp yok olurlardı. Bir kısır döngüydü bu. İyi kadınlar kötü adamlara âşık olur, kötü adamlar doğru kadınlara yanlış yaparlardı. Nedendir bilinmez, iyi bir yüreğe iyi bir yürek denk gelmezdi. İstisnayı bozan kaideler ise, masallara dönüşür, dilden dile destansı hecelerle aktarılırdı. Reyyan da bu kervana katılmıştı. O artık, annesinin dizlerinde uyuttuğu, saçlarını öperek sevdiği küçük bir kız değildi. Masumiyeti, riyakâr bir adamın kirli ellerinde ziyan olmuştu. Bir gecede büyüyen, feleğin en acı sillesini yiyen, kan revan gecelerin koynuna hapsettiği biriydi. Milyonlarca kurbandan, sadece biri… Karalar çalınmış ömrüne, acı bir gerçek sirayet etmişti bugün. Yalancı mutluluğu ellerinden şuursuzca alınmış, yerine gönlüne dolan koca bir boşluk bahşedilmişti. Oturduğu yerden kalkmaya derman bulduğunda hâlâ bütün bu olanlara bir anlam vermeye çalışıyordu. Miran’ın söyledikleri zihninin en ücra köşelerinde yankı yaparken, tüm bu arsız gürültüden kurtulmak için ellerini saçlarının arasına daldırarak öfkeli bir çığlık attı. Boğazı acıdan yanana kadar çığlık çığlığa bağırdı, durdu. Gözleri aralık kalan kapıya kaydığında ise sarsak adımlarla çıktı evden. Çok değil, az bir zaman önce Miran’ın bu kapıdan çıkıp gidişini seyretmiş ve hiçbir şey yapamamıştı. Özenerek giydiği mavi elbise toz toprak içinde kaldı. Örgülü demir kapıdan çıkarak sokakta koşmaya başladı. Bir köşe başında onu görmeyi hayal etti, bir sokağın bitiminde… Bir kaldırım taşında oturup onu beklediğini düşündü. Fakat giden, çoktan gitmişti! Şoka girdiği için bu durumu henüz kabullenemiyordu. Gözyaşları sicim gibi akarken sağa sola koşarak hep aynı kelimeyi tekrarlıyordu. “Miran, neredesin?” Gitmişti işte, delicesine âşık olduğu adam, onu bırakıp gitmişti. Nefessiz kalıp sokağın ortasına halsizce diz çöktü. Kafası deli gibi bir sağa bir sola dönerken onu görenler acıyarak bakıyordu. Tüm umutları tükendiğinde yaralanmış bir insan gibi zorlukla geri adımlar attı çıktığı eve doğru. Nasıl da sızlıyordu dört bir yanı. Her bir uzvu çektiği acıya şahitlik edercesine titriyordu. Hoş, yaralıydı Reyyan. Gönlü kan revan içinde kalmıştı. Acımasız bir adam tarafından hayallerinden vurulmuştu. Dermansız bir halde girdiği evde bir şeyler bulabilme umuduyla yenik adımlar atıyordu. Duvarlar üzerine üzerine geliyordu sanki. Aklını yitirmiş gibiydi, hırsını sürekli çektiği saçlarından çıkarıyordu. Nasıl getirilmişti böyle bir oyuna? Nasıl da kör kütük âşık olmuştu böyle kötü bir adama? Dün gece bu eve ne umutlarla girmişti, şimdi ne haldeydi? Burada birkaç gün kaldıktan sonra İstanbul’a gidip sevdiği adamla yeni bir hayat kuracaktı kendine. Şimdi hepsi acı bir hayal olmuş, boğazına bir düğüm oturmuştu. Evde gördüğü her eşyayı kırıp parçalamak geliyordu içinden. Çığlıkları duvardan duvara çarparken kulaklarında hâlâ Miran’ın sözleri yankılanıyordu. “Dilerim Allah’tan…” diye mırıldandı. Kurumuş boğazı çatlamış sesi oldukça fersizdi. “Aklından çıkmasın yüzüm. Her gece beni gör rüyalarında. Hakkım Download 1.36 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling