İzzet Çivgin


Download 409.43 Kb.
bet6/19
Sana23.01.2023
Hajmi409.43 Kb.
#1113840
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   19
Bog'liq
ORTA ÇAĞ TARİHİ.docx 50ta

parti (optimates ile populares partileri) de bu gelişmede etkili oldular. Sonuçta siyasal iktidar mücadeleleri askeri darbeler biçimine büründüler”. (AĞAOĞUL- LARI, KÖKER; 1991, s. 32)
Bu noktada bir olguyu açıklığa kavuşturmakta yarar görüyoruz. Barbarlık terimini değer yargılarından arınmış sosyolojik bir terim olarak kullanmak mümkündür. Bu haliyle barbarlık, aslında uygarlığa içkin kimi unsurları içinde barındırır, barbar toplumlarda da belli ölçülerde tarım ve zanaat faaliyetlerine yer verilir; ama barbarlık aslen göçebe-sa- vaşçı toplulukların yaşama pratiklerine işaret ettiğinden dolayı uygarlığa özgü pek çok unsuru da dışlamaktadır. Örneğin Yunan Uygarlığı ve Ege Havzası’nın zaptından sonra ondan epey etkilenmiş olan Roma Uygarlığı, yasalı bir sistemin üzerinde yükselir. Yasa, toplumun ortak çıkarını gözetmek amacıyla hazırlanan yazılı, genel/kapsayıcı ve uygulanması kamusal kurumla- rın sorumluluğuna bırakılmış olan normları ifade eder. Yurttaşın yasanın ha- zırlanma sürecine katıldığı toplumlarda, devletin kişiliğinde biçimlenen egemenlik de aslen yurttaş iradesinden güç alır. İşte Roma siyasal düzeni bu yüzden cumhuriyet (Res Publica: Kamusal olan, kamuya ait olan) adıyla anılır. Yasaların yapılışına aktif olarak katılmayan toplumlarda da sağ- lam bir hukuki düzenek var olabilir. Buna karşılık, barbar toplumlarda toplumsal düzenin işleyişi yasaya/hukuka değil, töreye ve töreyi kişili- ğinde temsil eden topluluk önderinin geleneksel otoritesine dayanır. İşte

bu yüzden, Roma ordusuna hizmet veren barbar savaşçılar cumhuriyete değil, komutanlarına bağlılık duymaktadırlar. Orduda ve genel olarak toplumsal düzlemde yaşanan bu tutum değişikliği, zaman içinde cumhu- riyet değerlerinin aşınmasına ve imparatorluk idealinin güç kazanmasına neden olacaktır.


Roma’nın zamanla tüm Akdeniz Havzası’na hâkim olması, uy- garlık kavramlaştırmasında da önemli bir değişiklik yaratır. Tüm antik Akdeniz uygarlıkları Romalıdır artık. Mezopotamya, Anadolu, Mısır ve Yunanistan Roma toprağına dönüşmüştür. Bu durum Romalının uygar- lık algısında da ifadesini bulacaktır. İran, Hindistan ve Çin dışında kalan tüm antik uygarlıklar Roma siyasal otoritesi tarafından içerildiğine göre, Roma ve uygarlık sözcükleri de eşanlamlı hale gelmiştir. Akdeniz Havzası’nda tek bir uygarlık vardır, o da Roma’dır. Roma’nın barbar dünya (Kuzey Av- rupa) karşısında kazandığı zaferler de, aslında uygarlığın sınırlarının ge- nişlemesine yaramaktadır. Büyük İskender’in fetihleriyle Mısır, Mezopo- tamya ve İran’a kadar götürülen Helenistik (Yunan) kültür, eski uygarlık merkezlerinde bir tür Helenleşme/Grekleşme yaratmış ve buralarda Yunan Uygarlığı’nın yerel uygarlıklarla kaynaşmasını sağlamıştı. Roma yayılma- sı ile birlikte ise, Grekoromen adıyla anılan yeni bir kültürel form belirdi ve Romalıların dili olan Latince, Yunancayla birlikte Akdeniz Havzası’nın hâkim diline dönüştü.
Roma siyasal yapısı M.Ö. I. yüzyıl itibariyle köklü bir değişim ge- çirdi. Coğrafi yayılma, latifundialara (büyük çiftliklere) dayalı ekonomik sistem ve askeri başarılarına koşut olarak siyasal yaşamda belirleyici bir rol oynamaya koyulan generaller, cumhuriyet rejiminin çatırdamasına ve bir tür monarşik yapılanmanın koşullarının oluşmasına yol açtılar. Artık ül- kenin genel siyaseti Senato tarafından değil, sahip oldukları askeri gücü siyasal amaçları için kullanmaktan çekinmeyen generallerce belirleniyor- du. Bu sürece damgasını vuran başlıca şahıs Julius Sezar oldu. Galya’yı (bugünkü Fransa toprakları) fethederek ehil bir komutan olduğunu kanıt- layan Sezar, yine kendisi gibi güçlü bir general olan Pompeus’u yenilgiye uğrattı ve kendi kişisel otoritesini kurmaya yönelik koşulları hazırlamaya girişti (M.Ö. 48). Sezar’ın, Cumhuriyet’e son verip bir tür monarşi rejimi kurmasına ramak kalmıştı. Cumhuriyet’in tehdit altında olduğunu anla- yan aristokratlar onu bir cinayetle ortadan kaldırmasalardı belki de Sezar İmparatorluğu adıyla anacağımız bir siyasal rejimin temelleri atılmış ola- caktı. Ne var ki, Sezar’ın vakitsiz ölümü bile Cumhuriyet’i kurtaramadı. Onun yeğeni ve evlatlığı Octavius, Sezar’ın başlattığı süreci tamamladı ve rakibi Antonius’u Actium Deniz Savaşı’nda yendikten sonra, iktidara tek başına sahip oldu (M.Ö. 31). Artık Cumhuriyet yıkılmış ve yerini İmpa- ratorluğa bırakmıştı. Octavius’a 27 yılında verilen Augustus (yüce, kutsal) unvanı onun İmparator olarak kutsanması anlamına geliyor ve Roma’nın İm-



Download 409.43 Kb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   19




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling