İzzet Çivgin


Download 409.43 Kb.
bet14/19
Sana23.01.2023
Hajmi409.43 Kb.
#1113840
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   19
Bog'liq
ORTA ÇAĞ TARİHİ.docx 50ta

M.Ö. 830 yıllarında Doğu Akdeniz kıyıları. Kuzey’de Tyr Krallığı’nın nüfuzu altında bulunan Fenike şehir-devletleri, ortada Musevi İsrail Krallığı ve güneyde Musevi Yahuda (ya da Juda) Krallığı ile Filistin şehir-devletleri. Kuzey Arabistan’da ise, Edom Krallığı ve Nabati kavimlerinin yaşadığı alanlar.

Musevi kralları olan Davut ve Süleyman aynı zamanda bu toplu- mun peygamberleriydiler. Süleyman’ın ölümünden sonra ise peygamber- lik İlyas’a geçti. Musevi kavimlerin içine düştükleri siyasal/dinsel krizi sona erdirmek için çaba gösteren İlyas Peygamber, İsrail Kralı Ahab ve Kraliçe Jezebel sayesinde taraftar bulan Kenanlıların Tanrısı Baal’a kar- şı (Musa’nın Tanrısı) Yehova’yı öne çıkarmaya çalıştı. Onun maceraları, Kralların 1. Kitabı ve Kralların 2. Kitabı’nda anlatılır.


Musevi kaynakları, İsrail Krallığı’nın Süleyman’ın ölümünden son- ra ikiye bölünmesini önemli bir dönüm noktası olarak görür. Çünkü bu tarihten sonra Museviler komşu halkların kültürlerinden ve inançların- dan etkilenerek Yehova’dan yüz çevirmeye başlamışlardır. İsrail Krallığı,
VIII. yüzyılın başlarına denk düşen kısa süreli bir refah döneminin ardın- dan bütünüyle güçten düşer ve M.Ö. 722’de Asur tarafından işgal edi- lir. Bu krallıkta yaşamlarını sürdürmekte olan 10 İsrail kabilesi ise, Asur İmparatorluğu’nun farklı topraklarına sürgün edilirler. Onların boşalt- tıkları ülke, Asurluların getirdiği yabancı kavimlerin yaşam alanına dö- nüşmüştür artık. İsrailoğulları bundan sonra Musevi olmayan kavimlerle karışacak ve İsrail/Yakup’un soyunu sürdüren 10 kavimden eser kalma- yacaktır.
Kutsal metinlere göre, Musevilerin 931’de (Süleyman’ın ölümün- den sonra) kurdukları Yahuda/Juda Krallığı ise, Tevrat’a bağlı kalmayı sür- dürmüş ve Yehova’dan asla yüz çevirmemiştir. Yahuda Asur akınlarına karşı direnmeyi başarır, ancak Asur İmparatorluğu’nun Babilliler (Kalde Hanedanı) ve Medler tarafından yıkılması sonucunda (Mısır’ın da Suriye- Filistin hattına göz dikmesiyle) bölgenin 3 büyük gücü arasında sıkışıp kalır. 605 yılında Babil’le Mısır’ı karşı karşıya getiren Karkemiş Savaşı (Kar- kemiş şehri, bugünkü Türkiye-Suriye sınırlarında bulunmaktadır) sırasın- da Firavun’un birliklerini ezmek için Mısır’a girmek isteyen Babil Kralı, Yahuda topraklarının üzerinden geçer, daha sonra da Yahuda ülkesini kendisine tabi bir krallığa dönüştürür. Bu tabiiyet ilişkisini bitirmeyi arzu eden Yahuda Kralı Jehoiakim, Babil Kralı II. Nabuşadonosor’a başkaldırır, ancak 597’de Babil’e karşı verdiği savaşta yaşamını yitirir. Olası Yahuda ayaklanmalarının önüne geçmek isteyen Babilliler, ülkenin seçkinlerini imparatorluklarının başka yörelerine sürerek Musevilerin direnişini kır- mak isterler. 593’de patlak veren bir ayaklanma ise, Babil tarafından bas- tırılacaktır. Kral Sidkiya, Musevilerin Peygamberi Yeremya’nın itirazına karşın 589 yılında Mısır’a yakınlaşarak Babil’e bir kez daha cephe alır. Kral, Babillilere vergi ödemeyi reddeder ve bağımsızlık ilanında bulu- nur. Ancak Babil Kralı Nabuşodonosor bu tavra çok sert tepki gösterir ve Kudüs’ü kuşatır. 587’de başlayan kuşatma 586’da tamamlanır. Babilliler Kudüs’e girdikten sonra şehri yağmalarlar; Tapınağı ve şehrin diğer bü-

yük binalarını ateşe verirler. Juda Krallığı yıkılmış, ülkenin Musevi seç- kinleri de Babil İmparatorluğu’nun farklı bölgelerine sürülmüşlerdir.


Museviler, Babil Kralı II. Nabuşodonosor (605–562) döneminde uğ- radıkları bu felaketi Babil Sürgünü (587–517) adıyla tanımlarlar. Büyük olasılıkla Tevrat’la diğer kutsal metinlerin yazılı hale getirilmesi ya da en azından eski metinlerin yeniden düzenlenmesi Babil Sürgünü sonra- sına denk düşer. Batılı yazarların pek çoğu, günümüze kadar gelen Mu- sevi kutsal metinlerinin Sürgün’ün başlangıcından epey sonra, yaklaşık M.Ö. IV. yüzyılda kaleme alındığını düşünüyorlar. Hıristiyanlar, Tevrat ve diğer Musevi kutsal metinlerinin bütününü Eski Ahit olarak adlandı- rıyorlar. Bizde İncil adıyla tanınan metin ve Hıristiyanlığın diğer kutsal metinleri ise Yeni Ahit’i oluşturur. Başka bir deyişle, Hıristiyan inancında İncil (Bible) aslında bütün Musevi ve Hıristiyan metinlerinin toplamına karşılık düşer. İncil/Bible kavramı, köken itibariyle Yunanca Biblia sözcü- ğünden türetilmiştir. Biblia, (Kutsal) Kitap ya da (Kutsal) Yazılar anlamına gelir. Dolayısıyla Biblia’nın içine yalnızca Tevrat ya da bizim İncil olarak nitelediğimiz Hıristiyan kutsal kitabı (yani Yeni Ahit) değil, bunları ta- mamlayan metinlerin bütünü girer. Hukuki metinlerden, tarihi anlatılar- dan, peygamberlere ilişkin öykülerden, ilahilerden, azizlerin düşünceleri- ni/yaşamlarını öyküleyen metinlerden, yazışmalardan ve mektuplardan oluşan Biblia/İncil, bu haliyle yalnızca Tanrı Sözü’nü değil, fakat mümin- lere yol gösteren yazıların hepsini içine alır. Hıristiyanlar İncil’i oluşturan iki unsurun ikisini de tanırlar; İsa’yı bir tür yalancı peygamber olarak gören Museviler ise yalnızca Eski Ahit’e bağlıdırlar, Yeni Ahit’in meşruluğunu kabullenmezler.
Musevi kutsal metinleri, Yehova ile İsrailoğulları arasındaki antlaş- mayı anlatırken, bu antlaşmadan hareketle İsrail halkının tarihsel macera- sını da yansıtmaya çalışır. Şu halde Tevrat ve onu takip eden diğer metin- ler birer tarihsel kaynak olarak değerlendirilebilirler. Nitekim Museviler ve Eski Ahit’in meşruluğundan kuşku duymayan Hıristiyanlar bu metin- lerde geçen tarihsel anlatıyı somutlaştırmakta ve İsrail halkının başından geçenleri kronolojik bir sıra içinde düzenlemekte gecikmemişlerdir. Yuka- rıda verdiğimiz tarihler işte bu çalışmaların ürünüdür. Peki, kutsal metin- lerle bu kronoloji arasındaki geçişlilik nasıl sağlanıyor? Örnek: Babillilerin
II. Nabuşodonosor adında bir krala sahip olduklarını biliyoruz. Gelişmiş bir uygarlığa sahip olan Babilliler, hükümdarlarının taht dönemlerini ay- rıntılı olarak tarif etmişlerdir. Günümüzde kullandığımız takvimden ve bilimsel tarihleme yöntemlerinden hareketle Nabuşodonosor’un hüküm sürdüğü zaman dilimini belirlemek pek de zor değildir. Öyleyse Eski Ahit’te anlatılan hikâyeler aracılığıyla İsrailoğullarının macerasını krono- lojik bir tablo halinde sunmak mümkündür. Anlatının arkeolojik/tarihsel kaynaklarla uyumlu olup olmadığını ise aşağıda tartışmaya çalışacağız.



Download 409.43 Kb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   19




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling