MaâRİF (Mevlâna'nın Hocası) seyyid burhâneddin tiRMİZÎ Tercüme Ali Rıza karabulut


(İlim) "İlim marifet bilgisidir, hiç bir şey bilmesen bile, kendini bildin mi


Download 1.12 Mb.
Pdf ko'rish
bet25/98
Sana09.02.2023
Hajmi1.12 Mb.
#1182074
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   98
Bog'liq
Maarif-Seyyid-Burhaneddin-Tirmizi

(İlim)
"İlim marifet bilgisidir, hiç bir şey bilmesen bile, kendini bildin mi, 
bilgi sahibisin" demektir. Ama kendini bilmedin mi, o bildiklerinin sana ne faydası 
vardır? Nitekim Kur'an-ı Kerimde:
"Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, namazı terkettiler, 
nefislerinin arzularına uydular" buyrulmuştur. (Meryem 59)
Ashâb-ı Suffe
34
, Arifler ve Muhakkıklar şöyle demişlerdir: "Bu hastada safra 
var, yağlı şeyler yemesi hastalığına zararlı olur; yahut hastada hararet var, 
tatlı gıdalar alması hasta için zararlı olur, hararetini artırır". Hastaya zararlı 
olan bu gıdalar, ister para ile satın alınmış olsun, ister hediye edilmiş, isterse gasb 
gibi yollarla elde edilmiş olsun, fark yoktur.
Pâdişâhın biri hizmetçisine; yediği kötü şeyden vazgeçirmek niyetiyle: "Bunu 
niçin yapıyorsun? Bunu yemeye mecbur musun?" diye sorduğunda, hizmetçi: 
"Hayır mecbur değilim, fakat hoşuma gidiyor da onun için yiyorum" dedi. 
Halbuki bu hareket, zarar ve ziyandan başka bir şey değildir. Sende iki kapı vardır, biri 
cennete açılıyor, öbürüsü ise cehenneme. İşte riyazat dedikleri de budur. İhtiyacın 
yokken cehennem kapısını açma! Değilmi ki iman bir şehirdir, çok dikkatli olmak 
gerektir ki, seni imanla alıp götürsünler. İman şehrinde suç işlemek, kâfirlik etmek ise 
edepsizlik ve ahlâksızlıktır. Eğer cehennem yolu o kadar hoş, o kadar gönül çekici 
olmasaydı, binlerce insan, kendisini ebedi cennetten mahrum etmezdi.
35
(Makâm-ı Kurb)
Yüce Allah bir kulunu yakınlık mertebesine ulaşmasına, emir ve irâdesine lâyık 
görürse, ona ebedî güzellik elbisesini bağışlar. İçini (gönlünü) ve dışını da gösteriş, 
riya ve ikiyüzlülükten arındırıp temizler. Artık yabancıların (Allah'tan başkasının) 
sevgisi onun gönlüne giremez. Gizli güzellikleri görmeye başlar, ibret gözüyle 
dünyanın gerçeklerine bakar, düzülüp koşulmuş, yapılmış ve onarılmış eserlerden, 
istidlal yoluyla, düzüp koşanı, yapıp onaranı görür, kader penceresinden bakarak
takdir edene ulaşır. Böyle bakarken bakarken yapılmış, yaratılmış şeylerden ona 
usanç gelir. Yaratanın sevgisi ile meşgul olmaya başlar, artık onun yanında dünyanın 
bir değeri kalmaz, âhiret ise hatırına bile gelmez olur. Bu makamdan sonra artık 
sevgiliyi anmak, onu zikretmek, onun gıdası olur. Rabbisine karşı duyduğu aşırı iştiyak 
ve özlemin heyecanından dolayı vücudu çırpınır durur; gönlü, sevgilinin sevgisiyle 
eriyip gitmeğe başlar, ne dönüp birinden yüz çevirmeye mecali, ne de birini yerip 
kınamaya, söz söylemeye kudreti kalır. Dış duyuları öldü mü, feleğin devrinden dışarı 
çıkar, artık bütün organları yanıp erir, kendiliğinden hareket edemez olur bütün bu 
değişiklikler dış organlarla ilgilidir, iç organlar ise; sevgiyle, iştiyak ve özlemle 
dopdoludur. Nitekim "Onlar, halk nazarında ölülerdir, Hakk katında ise, 

Download 1.12 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   98




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling