boş şeylerden vefa ummak, ömrünü yele vermekten utanmaz mısın?"
Beyit:
"Ey gönül! Onun bizimle buluşmaya isteği yok,
Ve o zâlimin merhamet etme âdeti de yok,
Dert bu ki, şu kıymetli ömrümü yele verdim,
İnancı olmayan birisiyle geçirdim gitti"
141
Şimdi sen, Yüce Allah'ın bağışlamasını ümit ederek otur, çünkü O:
"Allah'tan
daha çok sözünü yerine getiren kim vardır? O halde O'nunla yapmış
olduğunuz bu alış-verişten dolayı sevinin. İşte bu gerçekten büyük bir
kurtuluştur" buyurmaktadır. (Tevbe 111)
Peygamber Aleyhis-Selam ise:
"Dul ve yetimlerin ihtiyaçlarını gidermek,
bana göre otuzbin rek'at nafile namaz kılmaktan daha iyidir. Aile
fertlerinin yanında bir saat kadar oturmak bana göre şu mescidimde nafile
namaz kılmaktan daha iyidir. Ana-babaya iyilik etmek ise, bana göre
yıllarca nafile ibâdet etmekten daha iyidir" buyurmuştur.
142
Ulu Mevlânâ (Sultânü'l-Ulemâ Bahâeddin Veled) demiştir ki: "Nerede bir dost
nerede bir sevgili varsa, orada incinmek, dert ve mihnet te vardır. Nerede bir yabancı
var ise, orada tek oluş ve yalnız kalış vardır. Yabancı kapıdan girdi, dudaklarım açıldı,
gülmeye koyuldum, derken bir tanıdık geldi, o gülüş geçip gitti. Ulu Mevlânâ sözüne
devamla der ki, bunun sebebi şudur: "Tanıdık kimsenin senden umdukları ve
bekledikleri şeyler vardır, ona ne kadar vefa gösterirsen göster az görür ve ona razı
olmaz.
"Ben, senden bu kadar mı umuyordum, daha fazlasını bekliyordum"
der. Ama yabancının senden bir ümidi ve bir beklentisi yoktur, az bir hürmet görse
sevinir, onun sevinci iyilik eden kimseye de yansır. Nitekim öbürünün teşekkür
etmeyişi, iyilik eden kimseye olumsuz yansıdığı gibi, belki de Peygamber Aleyhis-
Selam'ın:
"Yabancılarla otur-kalk ta, güzel bir ahlaka sahip ol!" diye tavsiyede
bulunmasının sebeb-i hikmeti budur.
143
Yani onların güzel huyları
sana tesir eder,
böylece tazelenip yeşerirsin, seni hangi tarafa eğseler eğilirsin, seni örüp zenbil
yapsalar örülürsün, kuru ağaç gibi kırılmazsın, demek istemiştir.
(Nefis)
Her şeyden kaçmak kolay, fakat kendi nefsinden kaçmak
pek zordur,
felaketlerin kaynağı nefsindir, nefis yok olmadıkça, varlığını ve nefsini öldürmedikçe
kendini belalardan kurtaramazsın, ölmeden önce öl! Nefsini
"Muradını
Do'stlaringiz bilan baham: