Taklitçi mağlup olur düşerse kalkamaz. Delile yapışan ise, eğer düşecek olursa,
asasına (delile) dayanarak gerisin geriye hemen kalkar. Ancak asasınının ucundaki
sivri demirin keskin olmaması lazımdır. Şimdi mızrağa benzeyen o asanın
ucunu
devamlı olarak keskin tutmak, davasına delil ve şâhid tuttuğu o asayı, gönül gözü
açılıncaya kadar elden bırakmamak lazımdır, gönül gözün açıldı mı, asa elinden düşer.
İşte o zaman yüce Allah'ın:
"Asanı yere at!" emrine muhatap olursun.
(Davet)
Şimdi ben sana:
"Bu tarafa gel, burası aydınlıktır, nurludur" diyorum. Sen
ise:
"O tarafa gideceğim, zira orada tandır var, hava soğuk, kış var"
diyorsun. İnsanın bu kadar kendisine siper olan kalkanını atmaması gerektir. Kalkanı
eline al! Zira dost, yiğit dostu sever. Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de:
"Şüphesiz ki Allah kendi yolunda kenetlenmiş, duvar gibi saf
bağlıyarak savaşanları sever" buyrulmuştur. (Saf 4)
(Kurbiyet )
Ben, Muhammed Aleyhis-Selam'ın ayağının tozu-toprağıyım.
O da benim
canımın sevgilisidir. İşte bu sözü söyledim, bundan anlaşılmıştır ki
"Allah onları
sever" (Mâide 54) âyeti, bu iddiayı doğrulamaktadır. Âyetin devamındaki:
"Onlar da
Do'stlaringiz bilan baham: