yere konma demedim mi?"
Fakat bal arısı böyle değildir. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de: "Rabbin bal arısına;
dağlarda, ağaçlarda ve hazırlanmış kovanlarda yuva yap, sonra her çeşit
bitkilerden ye! Sonra da bal yapman için, Rabbinin gösterdiği yollardan
boyun eğerek yürü!" emriyle uçar, yine bu emirle oturup kalkar. Böylece her ne
yerse: "Onun karnından renkleri çeşit çeşit bir içecek çıkar ki, onda insanlar
için şifâ vardır. Düşünen bir millet İçin bunda ibretler vardır" fermanını
yerine getirir. (Nahl 69)
O'nunla beraber olan kimse diridir, konuşan diri odur, mest olmuştur, ebedî hoş
olacaktır. Hak'tan başkası ile diri olan kimse, binlerce akıla ve binlerce bilgiye sahip
olsa bile, yine de sen onu bütünüyle yok say, ölü olarak bil! Çünkü varlığından
geçmedikçe, O'nun varlığına bürünmedikçe, O'na kavuşamazsın! İşte bir gerçek
olarak ortaya çıkmıştır ki, her varlığın gerçek canı Hak'tır. Candan öte ne varsa fânidir,
yok olup gidecektir. Nitekim:
"Allah ile dost ol! Yani kendin ile uzlaş da, nefsinden eser bile kalmasın. Vücut
yakınlığı ile uzlaşmaya çalışma, gönül yakınlığı ile uzlaşmaya gayret et te, cana yakın
ol!" denilmiştir.
103
"Aşk yolunda can ver de, can alan kimseyi can olarak tanı!"
104
Rubâî:
Ben öyle bir topluluğa kul-köleyim ki kendilerini bilirler, Her nefeste gönüllerini
yanlıştan kurtarırlar,
Herşeyi kendi zâtları ve sıfatlarıyla görürler de,
Kendi varlık levhlerinden "Enel-Hakk" sözünü duyarlar"
105
Rubâî:
Âlem bütünüyle O'nun sıfatlarına bağlıdır,
Halk kendi varlığında oldukça,ona mağlup olmuştur,
O'nun hayat penceresinden içeri girenler ise,
Sıfata bağlı kalmazlar, zâtında yok olup giderler"
106
Bütün eşyanın sonradan yaratıldığını bilen kimse, yaratanın varlığına ve
ebediliğine ulaşır. Yüce Allah bir cemaati dünya için yarattı, dünyayı da onlar için
halketti. Bir cemaati de âhıret için yarattı, âhıreti de onlar için halketti. Bir kısım halkı
103 Bu beyit Şirvanlı Hâkânî'nin Divanından iktibas edilmiştir. Dîvan-ı Hâkâni, Tahran 1338, s.375.
104 Bu mısrâ Hakim Senâî'nin Divanından iktibas edilmiştir, s.652.
105 Bu Rubâî, Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî'nindir. Bak. Külliyat, Rubâî 717, sayfa 122.
106 Bu Rubai de, Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî'nindir. bak.Külliyat, Rubâî 746; sayfa 126.
da kendisi için yarattı. Dünya halkı Bakkal Yusuf 'u
107
ve Hallac-ı Mansur'u
108
sevmezler.Bunlara ben, Râbia'yı Adeviyye'nin
109
bir sözünü nakletmek istiyorum.
Râbia'ya bir ilim adamı adına evlilik teklifinde bulunulmuş, o da:
Do'stlaringiz bilan baham: |