(Âdâb=Edebler)
Müridlerin edeblerindendir, şeyhte dalgınlık meydana geldiği, mürâkabe'ye
94
varıp kendinden geçtiği zaman, sakın ona selam bile verme! Çünkü
bu esnada
sevgiliyle buluşmuş ve ona kavuşmuştur. O anda onu, sevgiliden ayırmış olursun!
Onun ahi seni tutar. Müridlerin uyması gereken edebler çok incedir, hem de kıl gibi
ince. Eğer edebin inceliğine işaret olan o kıla dikkat etmezsen, orada bir kara kıl
belirirse, şeyh; Arifin gönlünde meydana gelen Allah nurunun güneşini görsün diye,
gözde perde kesilen o kılı çekip koparır da, arifin haberi bile olmaz. Çünkü tecelli ışığı
arifin gönlünü zayıf bir hâle getirip onu hayran eder, göz o nurun karşısında tirtir
titrer ve harap olup gider. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de: "Yüce Allah, dağ'a tecelli edince,
dağ yerle bir oldu, Musa da yere düşüp bayıldı" buyrulmuştur. (A'raf 143)
Şimdi sen de yüzünü, o doğuya doğru çevirdin mi? Sana, söz ışığı vurur, derken
sende bir hal belirdi mi, o zaman hal ışığı vurur. Şu halde bu işlerden anlayabilen bir
Şeyh'e git te, işini ihtiyatla basarsın, bu ince yolda seni irşad eylesin! Nitekim şâir
şöyle demiştir:
Do'stlaringiz bilan baham: