Microsoft Word kemal- içindekiler


Eylemler Üzerinede Etkiler”


Download 1.63 Mb.
Pdf ko'rish
bet111/122
Sana16.06.2023
Hajmi1.63 Mb.
#1508598
1   ...   107   108   109   110   111   112   113   114   ...   122
Bog'liq
sarkis dezaj

Eylemler Üzerinede Etkiler”, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, Seri B. XVIII (1), 
1978, s.30 


274
Son yüzyılda iletişim araçlarının gelişmesi ve etkin kullanımı ile dünya 
bağlamında ekonomik, sosyal ve siyasal küreselleşme yanında, özellikle etkisi 
daha yoğun olarak görülen kültürel küreselleşme yaşanmaktadır. Kültürel 
küreselleşmenin boyutu, uydu yayınları vasıtasıyla medyanın etkinliğini de 
artırmaktadır. Bugün dünyamız görsel ve yazılı medyanın aracılığı ile küresel bir 
köye dönüşmüştür. Günümüzde dünyanın her yerinden haberdar olmak 
mümkündür. Ancak sunulan bilgiler tek boyutludur ve bireylerin bu bilgilerin 
doğruluğunu teyit etme güçleri pek yoktur. Küreselleşen dünyada bilgi ağını 
kuranlar, genelde gelişmiş ülkelerdir. Gelişmiş ülkeler bazı bilgileri, diğer 
ülkelere ya da kitlelere ulaştırırken kendi kültürel ürünlerini de ihraç 
etmektedir.
195
Dolayısıyla teknolojinin geliştirdiği medya ağında, kültürel bilgi 
üretimini elinde bulunduran güçlü ülkelerin “kültürel kodları” ve “kültür 
modelleri” diğer ülkeleri etkilemektedir. Türkiye bu durumdan önemli ölçüde 
etkilenmektedir. 
Günümüzün en yaygın kitle iletişim aracı olan televizyon, insanlara bir yandan, 
hem görsel hem de işitsel uyaran sunarken, bir yandan da gerçek dünyalardan 
sanal dünyalara kadar bir çok durumu göstermektedir. Bunların sonucu olarak da 
dünyaya açılan bir çeşit pencere görevini üstlenerek bir çok evde baş köşededir. 
195
McQUAİL, Deniz&WİNDAHL, Sven(1997). Kitle İletişim Modelleri (çev: Konca 
Yumlu).Ankara: İmge Kitabevi. S.259 


275
Televizyonun tüm insanlar, özellikle de çocuklar üzerinde görsel ve işitsel bir 
materyal olarak pek çok olumsuz etkileri olduğu tartışılmaktadır. Televizyonun 
fonksiyonlarından birisi olan; izleyiciyi eğitme fonksiyonu, ülkelerin yönetim ve 
yaşayış tarzlarına, ülkedeki eğitim anlayışı ve eğitim politikasına, ayrıca 
televizyon istasyonlarının yönetim biçimlerine bağlı olarak değişiklikler 
göstermektedir. Televizyon ve Radyo ile eğitim, değişik ölçütlere göre, farklı 
şekillerde sınıflandırılabilir. Bu sınıflamalar açısından, televizyonun haber ve 
bilgi vermeye yönelik programları, “tamamlayıcı eğitim” grubunda yer 
almaktadır. Tv ve Radyo programları arasında, mesleklerle ilgili bilgi ve 
becerileri aktaran; bireyi belirli alanlara yöneltmeyi amaçlayan; teknolojik 
gelişmelere ve gelişmelerin sonucunda ortaya çıkan duruma uyum göstermeye 
yardımcı olan; bireyin ufkunu genişletmeyi amaçlayan, bireyin demokratik 
yaşayışta yerini almasını sağlayan, temel bilgileri aktaran ve bireyleri çeşitli 
konularda aydınlatan programlar, “yaygın eğitim” kapsamına girmektedirler.
196
Günümüzde kültür ürünleri kitle iletişim araçlarıyla yayılmağa başlamıştır. Bu 
bir noktada teknolojinin sözlü geleneğin işlevini üstlenmesidir. Teknoloji, 
geleneği yayan gezginci kültür taşıyıcılarının yerini alarak geleneğin dar 
çevrelerde sıkışıp kalmasını önleyerek yayılmasını sağlamıştır. Günümüzde 
196
Aziz, A. (1982). Radyo Ve Televizyonla Eğitim, Ankara: A.Ü.E.F. EFAM Yay. 2.


276
kültür yeni ortamlara, yeni şartlara uyum göstermeğe, gelenek dışı düşüncelerle 
beslenmeğe başlamıştır. Bu olgu geleneksel kültürü de etkilemiştir. 
Eğitim alanı için gereksinim duyulan yeni bir yöntem bilinmektedir. Araçların 
temini mümkündür. Önemli olan, eğitim alanındaki uygulamaların değişen 
şartlara, ortama, birey ve toplum ihtiyaçlarına göre yenilenmesi gereği ve bunun 
da var olan imkanlarla mümkün olabileceğidir. Eğitimin otomotikleştirilmesinde 
karşılaşılan en önemli sorun ise, kültür ve insan etkileşiminin sürdürülmesi ve 
gerekli önemi koruyarak devam etmesidir. Temel eğitimin kapsamı, düşünme ve 
haberleşme yetenekleri, beceri kazandıran yetenekler, çevre ve kişi sağlığı ile 
ilgili bilgiler, doğal sürecin ve fiziksel çevrenin bilinmesi ve anlaşılması ile ilgili 
bilgiler, kişinin değer yargı ve insiyatifi ile yaşayabileceği modern bir evrene 
uyumunu sağlayan niteliklerin geliştirilmesi, korku ve baskıdan uzak farklı 
görüşlere sahip olma yada duygusallık gösterme özgürlüğü ile ilgili bilgiler
ruhsal ve ahlaki gelişme, dini inanışların ve törelerin toplum yaşamına 
uygulamada davranışını kazandırma ile ilgili bilgiler, sonuç olarak kişinin 
modern yaşam gerekleri olan hususlarda eğitilmesi olarak özetlenebilir. 
Çevre için eğitimin, ilk tanımında, biyofiziki çevre ve sorunları konusunda bilgi 
sağlayan, sorunların çözümlenmesini yönlendiren ve bireylerde bu boyutlarda 
davranış değişikliği kazandıran bir eğitim olarak belirlendiğini görmekteyiz. 
UNESCO ile Başbakanlık Çevre Müsteşarlığı’nın 1990 yılında ortaklaşa 
düzenledikleri Türkiye Çevre Eğitimi Ulusal Çevre Strateji ve Uygulama 


277
Planları Semineri’nde Çevre İçin Eğitim, bireylerde çevre bilincinin 
geliştirilmesi, çevreye duyarlı, olumlu, kalıcı davranış değişikliklerinin 
kazandırılması ve doğal, tarihi, kültürel, sosyo-estetik değerlerin korunması, 
aktif katılım sağlanması ve sorunların çözümünde görev alma olarak 
tanımlanmaktadır. 
Tiflis Konferansı’nın ve önerilerinin, Çevre İçin Eğitimin doğasını, amaçlarını, 
ilkelerini ve uygulama çerçevesi ile çizgilerini belirlediğini görmekteyiz. Tiflis 
Konferansı’ndan bu yana, çevrenin bir “bütün” olarak bir doğa ile insan 
eylemlerinin sonucu olan özellikleri aynı anda içermekte olduğu anlayışı kabul 
görmüştür. Bu anlayışta Çevre İçin Eğitim, eğitimin pratik çevre sorunlarının 
çözümüne, disiplinlerarası bir yaklaşımla ve her bireyin ve toplumun etkin ve 
sorumlu katılımını sağlayarak yönelmiş bir konusu ve uygulaması olarak 
tanımlanmaktadır. Çevre İçin Eğitim, bireyin ve halkın çevrelerinin bilincini 
kazanacakları, bugünün ve geleceğin çevresel sorunlarını, birey veya topluluk 
olarak çözmede gerekli azim ve sebatla eylemde bulunabilmeleri için bilgiler, 
değerler, beceriler ve deneyimler edinebilecekleri kalıcı bir eğitim sürecidir. 
Kuşkusuz böyle bir amaca yönelik Çevre İçin Eğitim, toplumun ekolojik, 
toplumsal ve ekonomik gerçekleri ile toplumsal kalkınma amaçlarını dikkate 


278
alma ve kapsama durumundadır.
197
Çevre İçin Eğitim, tüm vatandaşlara, çevreye etkili olan meslek mensuplarına ve 
gruplara, çevre problemleriyle ilgili olan akademik, teknik meslek sahiplerine 
hitap etmelidir, gerek yaşam ile ilişkilendirilerek ele alınmalı ve uygulanmalıdır, 
vatandaşı çevre sorunları ve tehlikeleri ile korkutmaktan, tehdit etmekten çok, 
bilgilendirmeyi, bilinçlendirmeyi ve uyarmayı amaçlayacak biçimde 
planlanmalıdır, örgün eğitim sistemi ve kuruluşları içinde ve dışında kitle 
iletişim ortam ve araçları olarak sayılan TV, radyo, gazete, dergi, sinema, 
konferans, kongre, değişik kampanyalar (ağaç dikme, çevreyi temizleme, çöp 
toplama, yeşil kuşak uygulamaları, doğada spor etkinlikler vb.), yarışmalar gibi 
ortam ve araçlardan yararlanmalıdır, ekonomik, toplumsal ve ekolojik konulu 
etkinliklerde karar verici ve katılımcı bireylerin, sorumluların yetişmesine olanak 
sağlamalıdır.
198
Radyo ve televizyon eğitim yayınları konusunda değişik kıstaslar göz önünde 
bulundurularak ayırımlar yapılabilir. Bunları kısaca Örgün Eğitim ve Yaygın 
197
TÇV, Çevre Eğitimi “Çevre İçin Eğitim Toplantısı” 25-26 Ocak 1993”, Prof. Dr. ÖZOĞLU 
ÇETİN, Süleyman “Yaygın Eğitim Düzeyinde Çevre İçin Eğitim”, A.Ü. Eğitim Bilimleri 
Fakültesi, s.65-67
198
ÇETİN ÖZOĞLU, Süleyman, “Yaygın Eğitim Düzeyinde Çevre İçin Eğitim” , A.Ü. Eğitim 
Bilimleri Fakültesi, s.71-72 


279
Eğitim olarak ikiye ayırabiliriz.
199
Bugün artan bir hız ve yoğunlukla, radyo ve 
televizyonun hem örgün eğitimde, hem de yaygın eğitimde kullanılması söz 
konusudur. Tek yönlü iletişim olmasından kaynaklanan sakıncaları, sınırlılıkları 
çeşitli yöntemlerle giderilmeye çalışılmaktadır. 
Özetlemek gerekirse, radyo ve televizyonda yer alan eğitici nitelikteki yayınların 
türleri, farklı ölçütlere göre sıralanabilmektedir. Bu türlerin saptanmasında o 
ülkenin pek çok özelliği, şartı bu saptamada etkili olmaktadır. Özellikle, 
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri, coğrafik yapısı, yerleşim düzeni hangi tür 
eğitime, hangi izleyici kitlesine yönelik olacağını belirlemektedir. Ancak, burada 
belirtilmesi, vurgulanması gereken önemli husus, anılan bu türlerin tümünün 
yada bir bölümünün tam olarak yayınlarda ele alınmadığıdır. Bir başka deyişle, 
bugün radyo ve televizyon yayınlarında yer alan eğitici yayın türleri, bu sayılan, 
açıklama yapılan yayın türlerinin bir sentezi gibidir. 
Kitle iletişim araçları, eğitimde önemli bir role sahiptir. Özellikle ekonomik 
kaynakların sınırlılığı nedeniyle, toplumun her kesiminin eğitim sunusundan 
yararlanması, istenilen ölçüde olanaklı olamamaktadır. Ayrıca, ulaşım, nüfus ve 
coğrafi koşullar da eğitimin yeterli ölçüde sağlanmasını engelleyen etmenler 
arasında yer almaktadır. Bu bağlamda, toplumun belli konularda 
199
J.Greenfell, WİLLİAMS, Radio in Fundemental Education, UNESCO, 1955, S. 13 


280
aydınlatılmasında ve eğitsel yayınlarla bilgi sahibi olmasında kitle iletişim 
araçlarının önemi gözardı edilemez.
200
Günümüzde kitle iletişimi yoluyla eğitim 
yapılması, ülkelerin gelişmişlik düzeylerine bağlı olarak yoğun biçimde 
kullanılmaktadır. Ancak, bu kullanımda, topluluklar arasındaki farklar 
belirleyicidir. Geri kalmış ülkeler, eğitim sorunlarının çözümünde doğrudan bu 
araçlardan yararlanmayı hedef alırken, gelişmiş ülkeler, bu araçlardan eğitimde 
yararlanmayı, geleneksel eğitim yöntemlerine yardımcı olmak üzere 
yeğlemektedirler. Daha üst düzeyde eğitim amacı ile bu araçlar kullanılmaktadır. 
Kitle iletişim araçları ile yapılan eğitimin özelliklerine kısaca değinmekte yarar 
vardır. Ancak, burada bir noktayı hatırlatmak gerekir: Bu araçlar içerisinde 
eğitimde en yoğun olarak kullanılan araçlar, kitle iletişimi yazılı olmayan 
araçlardır. Bunların başında da radyo ve televizyon ile sinema gelmektedir. Bu 
bağlamda, özelliklere değinirken, bu özelliklerin bir bölümünün elektronik ve 
görüntülü araçlarla yapılan kitle iletişimi için olduğunu da belirtmek gerekir.
201
1. Kitle iletişim araçlarıyla "yapılan iletişim aynı anda çok geniş kitleye yapılır. 
Bu iletişimden belirli asgari koşulları yerine getiren herkes yaş, cinsiyet, eğitim 
düzeyi, yerleşim farklılığı, ırk, dil, din farklılığı gözetilmeksizin yararlanabilir. 
200
CELEP, Cevat, HALK EĞİTİMİ Kavramlar, İlkeler, Yöntemler, Tehlikeler, Ankara, 1995. 
S.94 
201
Aziz, A. (1987). Radyo Ve Televizyonla Eğitim, Ankara: A.Ü.E.F. EFAM Yay. 2. S.72 


281
2. Bu özelliğin doğal bir sonucu olarak da, eğitimdeki çeşitli eşitsizlikleri 
ortadan kaldırabilir. Bu eşitsizliklere örnek olarak cinsiyet, bölgelerarası 
farklılık, köy-kent, uzman, araç-gereç, ulaşım gibi eğitimi olumsuz yönde 
etkileyebilecek koşulları ortadan kaldırabilir. 
3. Bu tür eğitim, geleneksel eğitime göre daha günceldir. Yaşanılan dünyayı, 
sorunları ortaya koyar, tutucu değildir. 
4. Eğitimde önemli bir teknik olarak verilenin örneklerle gösterilmesi, bu 
araçlarla ve özellikle görüntüye dayanan televizyon, video ve film yöntemi ile 
çok sayıda verilebilir ve bu da eğitimin daha etkili ve akılda kalıcı olmasını 
sağlar. 
5. Geleneksel eğitimdeki öğretmen öğesi olmadığından "öğretmen-öğrenci 
psikolojisi" yoktur. Birey tüm olarak doğrudan bu araçlarla karşı karşıyadır. 
6. Bu araçlardan yararlanma geleneksel eğitimde olduğu gibi sürekli bir yerde 
bulunmayı gerektirmez. Az bir çaba ve harcama ile bu tür eğitimden yararlanma 
olanağı vardır. Bu daha çok radyo ve televizyon ile yapılacak eğitim için 
geçerlidir. 
7. Kitle iletişim araçları ile yapılan eğitim tek yönlüdür. Anında iletinin alınıp 
alınmadığı, alındı ise öğrenilip öğrenilmediği anlaşılmaz. Geriye bildirim burada 
hemen görülmez. Bunun için çeşitli yöntemler geliştirilmiştir. Ancak, yüz yüze 
iletişimde olduğu gibi hemen ölçülmez, tepki alınmaz. 


282
8. Bu yolla gelen iletişimler, bireyde öğrenme istek ve güdüsü yaratır. Bireyin o 
günkü yaşamında gereksinme duymadığı, çağdaş toplumun bireyi olmasından 
dolayı gerekli olan bilginin öğrenilmesi ya da bir yeteneğinin geliştirilmesi söz 
konusu olabilir. Oysa ki geleneksel yöntemle eğitimde bu oldukça sınırlıdır ve 
bireysel düzeyde dar sınırda kalır. 
9. Kitle iletişimi yolu ile yapılan eğitimin sınırlılığı, geleneksel eğitim gibi tüm 
duyu organlarına yönelik bir öğrenmeyi içermemesidir. Yalnız görsel araçların 
kullanımı ya da yalnızca işitsel araçların veya yazılı araçların kullanımı ile 
yapılan eğitimde bir takım eksikliklerin olacağı, dolayısıyla eksikliği gidermek 
gerektiği açıktır. 


283

Download 1.63 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   107   108   109   110   111   112   113   114   ...   122




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling