Sevgili Milena


Download 0.97 Mb.
Pdf ko'rish
bet33/71
Sana02.04.2023
Hajmi0.97 Mb.
#1318916
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   71
Bog'liq
Sevgili Milena - Franz Kafka ( PDFDrive )

Perşembe
Bugün öğleden sonra, yakamda limon çiçekleri, üzüntülü
kafamla, yarım yamalak da olsa aklım başımda (yoksun,
yoksun!), eniştemin iyi yürekli kız kardeşlerinin ortasında
oturup düğün yemeğini sona erdirebildim; ben de bittim ama.
Seninle olsam, ne kolay bir yaşamım olacak -çılgınlık!
nasıl dokunabilirim bu konuya? - Bakışlarla konuşurduk
yalnız.
Oysa şimdi, hiç değilse yarına değin beklemek zorundayım
mektubumun karşılığını. Yanlış anlama Milena, sev beni.
Pazartesi
İyi anlamamışsın kimi şeyleri, Milena:
Korktuğun kadar hasta değilim bir kere, hele biraz
uyursam, Meran'da duymadığım kadar iyi duyuyorum
kendimi.
Hastalıkların en sevimlisidir verem çoğu zaman, hele sıcak
yaz 
aylarında. 
Kışa 
yaklaşırken 
ne 
yapacağımı
düşünmüyorum şimdiden. Bugünlerde birtakım küçük
sıkıntılarım var: Sözgelişi çalışamıyorum, sana mektup
yazmıyorsam başka iş de yapamıyorum, koltuğa yaslanıp,
pencereden, tek katlı bir ev var karşıda, hem dışarıyı


seyrederken daralmıyor yüreğim, hayır üzüntü duymuyorum,
yalnız silkinip kurtulamıyorum bu durumdan.
Sonra, para sıkıntım hiç, yok... Ne yapacağımı bilemeyecek
kadar param var; sana gönderemediğim paralar da duruyor,
sıkıyor beni. İyi olmam için gerekli tek şeyi yaptın,
yapmaktasın da Milena: Beni sevmen. (Rahat ol Milena, bana
gelince: ben son günde de ilk gün beklediğim gibi
bekleyeceğim.) Prag yolculuğun için durumsamanı anlamıyor
değilim, anladığım için de "haklısın" diye telgraf çekmiştim.
Ne var ki, telgraftaki haklısın sözü kocanla konuşma
konusundaydı, yapılacak tek doğru şey de oydu Milena. Bu
sabah birdenbire kuşkulandım, korktum; yüreğim ezilerek,
yüreğim sevgi dolu korktum, düşünmeden, yanlış bir adım
atıp Prag'a gelmeye kalkışırsın diye korktum. Ama sen,
düşünmeden iş görür müsün hiç? Yalnış bir adım atar mısın?
Sen ki, yaşamını son damlasına değin yaşamasını bilen
birisin... yapar mısın böyle bir şey? Viyana'da geçen günler
bile şaşırtmamalı, gözünü kamaştırmamak. Akşam kocana
kavuşmanın bilinçaltındaki sevincine borçluyuz belki de
Viyana'daki mutluluğumuzu.
Yeter artık... hayır, bir şey daha demek istiyorum: İki yeni
salkı var mektubunda: Biri Heidelberg'e gitme tasarısı, ötekisi
de bankayı bırakıp Paris'e kaçmak(*). Birinci tasarıda
kendimi bir çeşit "kurtarıcı", bir çeşit "zorlayıcı" öğelerin
arasında görüyorum. Gene de benim ilintim yok, hayır. İkinci
tasarıdan da şunu anlıyorum: Gelecek için birtakım planlar
kuruluyor, birtakım olasılıklar, dilekler gözden geçiriliyor
anlaşılan; hem de senin dileklerin. Bir şey daha çarptı gözüme
mektubunda: Bana her gün yazmanın da payı var kendini


yiyip bitirmende - çektirdiğin tek üzüntü bu Milena- her gün
yazma bana, ama ben her gün yazarım gene eskisi gibi, bir
pusulacık da olsa gönderirim -istersen tabii- sen daha az
yazarsan, çalışmak için, sevdiğin işi yapmak için daha bol
vakit bulursun.
"Donadieu" için teşekkür ederim (**).
(Ben de sana kitap gönderemez miyim?) Bugünlerde
okuyabileceğimi ummuyorum. Küçük sıkıntılarımdan biri de
okuyamamak bu ara, ama umursadığım yok, yalnız
yakıştıramıyorum kendime. Max Brod'un "Yahudilik,
Hıristiyanlık 
ve 
Dinsizlik" 
adlı 
büyük 
kitabının
karalamalarına da bakamadım, oysa oku diye zorluyor her
gün. Genç bir ozan gelecek bugün de, şiirlerini getirecekmiş.
75 şiiri nasıl gözden geçiririm, çoğu uzun şiirler... Düşman
edeceğim çocuğu gene, bir kez daha böyle olmuştu.
(*) Bu tasan kocasınındı; bir bankada çalışıyordu ama
sevmiyordu işini. 
(**) Charles-Louis Philippe'in 'Marie Donadieu" adlı
romanı. 
Kızın mektubuma verdiği karşılığı ekliyorum, ona ne
yazdığımı karşılıktan anlayabilirsin, nasıl sepetlendiğimi
göresin diye ekledim mektubu. Karşılık verecek değilim artık.
Geçen pazarkinden daha iyi geçmedi dün günüm. Oysa
kötü başlamamıştı: Gömütlüğe gitmek için evden çıktığımda
ısı gölgede 36'yı bulmuştu; tramvaylar işlemiyordu, grev
yapmıştı vatmanlar, özellikle buna sevinmiştim; bütün yol


boyunca sevinçliydim, tıpkı geçen pazar borsanın yakınındaki
o küçük bahçeye gidişim gibi sevinçliydim. Ama gömütlüğe
girince, bir türlü bulamadım gömütü, kimsecikler de yoktu
oralarda, danışma yeri kapalıydı, bekçi yoktu görünürlerde,
karşılaştığım kadınlar da bir şey bilmiyordu, adlarının yazdı
olduğu eski kâğıtlara baktım, onlarda da bir şey bulamadım,
saatlerce dolandım durdum oralarda, gömüt taşlarını
okumaktan başım dönmüştü, çdctım gömütlükten.
F.
Salı
İki telgrafın duruyor önümde... Uykusuz geçen bir geceden
sonra, şimdi bu mektubu yazıyorum sana, bu mektuba çok
önem veriyorum nedense. Prag'dan yazdığım bütün öteki
mektuplar yazılmamış olmalıydı, hele o son yazdıklarım:
Şimdi yazacağım bu mektup olmalıydı yalnız, hadi öteki
mektuplara da göz yumulsun, ama şimdi yazacağım ağır
basmalı diyorum. Dün akşam, dün gece, bir de bu sabah sana
anlattıklarımın hiçbirini, ne yazık ki, yazamayacağım gene
de...
Neyse, genel olarak şunu demek istiyorum: Çevrendekiler,
o erişilmeyen bilgiçlikleri, hayvanca sersemlikleri (ama
hayvanlar daha iyidir), iblisçe iyilikleri, insanı katil eden
sevgileriyle senin için ne derlerse desinler Milena; ben
Milena, ben senin haklı olduğunu biliyorum, ne yaparsan,
nasıl davramrsan davran, haklısın; ister Viyana'da kal, ister
buraya gel, istersen Viyana ile Prag arasında bocala dur, seni
suçlayacak değilim. Sana inanmasaydım, ilgilenir miydim
seninle?


Denizin dibindeki avuç içi kadar yer suyun baskısına nasıl
dayanıyorsa, sen de öyle dayanıyorsun Milena. Yaşam rezillik
aslında, midemi bulandırır hep; yaşamla başa çıkacağımı,
insanlara dayanabileceğimi ummazdım bugüne değin, utanç
duyardım bundan ötürü, ama sen, bir şey öğrettin bana şimdi,
dayanılmayacak gibi olan yaşam değilmiş meğer.
Senin

Download 0.97 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   71




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling