T. C. Erciyes üNİversitesi sosyal b
Download 1.24 Mb. Pdf ko'rish
|
2ш3 сипат сабуни
5-
MATURÎDÎ’NİN CEBRİYYE’YE YÖNELİK ELEŞTİRİLERİ Maturîdî, “fiillerin dış görünüş itibariyle kullardan sadır olması, mahiyeti itibariyle ise Allah tarafından yaratılması” 623 prensibini benimseyerek ef’âl-i ibâd konusunda orta bir yol 624 takip etmeyi gerekli görmüştür. Ona göre insan hür irade sahibidir ve bu yüzden de iradesiyle seçtiği fiillerden sorumludur. Kulun, iradesiyle bilinçli olarak fiillerinde tercih hakkının bulunması, kul olarak mesuliyetinin temel gerekçesidir. Seçme hürriyeti bulunmayan bir insanın Allah’ın emir ve nehiylerine karşı imtihana tabi tutulduğunu söylemek muhal görünmektedir. Daha önce görüşlerine yer verdiğimiz ve kula herhangi bir fiil hakkı tanımayan Cebriyye’yi Allah’ı yalancı duruma düşürmekle itham eden Maturîdî, cebir kavramını ve Cebriyye’yi şöyle tanımlamaktadır: “Bizce malum olan Cebriyye, cebir anlayışından isim alan kimselerdir. Bunlar eylemin gerçekleşmesi için zaruri olan kudreti ve bütün fiilleri Allah’a izafe etmiş ve gerçek anlamıyla kula herhangi bir fiil hakkı 623 Maturîdî, Kitabü’t- Tevhîd, s. 501 624 Yeprem, İrade Hürriyeti ve İmam Maturîdî, s. 296 126 tanımamışlardır.” 625 Cebriyye’nin (fiillerin tamamını Allah’a isnat etneyi savunan) fikirlerini hem aklî, hem de naklî açıdan yanlış bulan 626 Maturîdî’ye göre, Cebriye mezhebinin söylediklerini dikkate alacak olursak insanların hislerini ciddiye almak imkânsız hale gelir. Halbuki “Herkes, kendisini yaptıklarında hür, fail ve kâsip olarak hisseder.” 627 Şöyle de söyleyebiliriz: İnsanın, herhangi bir konuda elem veya haz duyması için o konuda menfî veya müspet bir müdahalesinin bulunması gerekir. Olan biten her şey Allah’ın fiili ise, insan kendi dahli bulunmayan bir fiile neden üzülsün veya sevinsin? İ nsanın işlediği güzel veya çirkin, sevap veya günah fiillerin Allah’a nispeti, O’nun kullar için buyurduğu emir ve nehiylere (kulun sorumluluğunu inkâr edildiği ve bütün fiiller Allah’a isnat edildiği için doğal olarak) kendisinin muhatap kılınması aklen çirkin ve hikmetsiz addedilen bir durumdur. Nitekim bir varlığın, kendisine emretmesi, itaatkâr veya asi olması muhaldir. Yine imkânsız bir durum da, Allah’ın hiçbir iradesi bulunmayan bir kulu asi, zalim olarak görmesidir ki, bu Allah’ı (ne yaptığından habersiz olmak gibi bir isnadla) daha büyük zan altında bırakmak olur. Çünkü eğer saydığımız sıfatların hepsi Allah’a aitse ve bütün fiilleri işleyen O ise, Rab da O’dur, kul da, yaratan da O’dur, yaratılan da ve ortada başka bir varlık yoktur. 628 Diğer taraftan cebir ilkesine göre peygamberlerin ve ilahî kitapların da bir anlamı kalmamaktadır. Nihayetinde mahlûkatın bile manası kalmayıp abes durumuna düşmektedir. O halde insanın bu dünyadaki varlığı da anlamsızlaşmaktadır, çünkü bu telakkiye göre kulun sınamaya tabi tutulması mümkün değildir, emreden ve nehyeden Allah kula değil, kendisine emir ve nehiyde bulunmaktadır. 629 625 Maturîdî, Kitabü’t- Tevhîd, s. 408-409 626 Maturîdî, Kitabü’t- Tevhîd s. 287-88 627 Maturîdî, Kitabü’t- Tevhîd, s. 288 628 Maturîdî, Kitabü’t- Tevhîd, s. 288. Aynı konuda bkz. Taftazanî, Şerhu’l-Akaid, s. 196-197 629 “Konuyla ilgili olarak şöyle denilmiştir: Acaba Allah kullara gerçek manasıyla, “Şunu niye yaptınız, şunu neden yapmadınız, yahut da şunu yapınız, şunu da yapmayınız” der mi, yoksa O, emredip nehyederse gerçekte kendisine mi emredip nehiyde bulunur? Sonra da Allah yasaklananı gerçekte kendisi işliyor, hem emir veriyor, hem de itaat ediyor! Ve nihayet başkasını sorumlu tutup cezalandırıyor veya mükâfata kavuşturuyor. Bununla birlikte O’nu hakîm ve rahîm diye 127 Maturîdî’ye göre Cenab-ı Allah, insanları fıtraten iman etmeye meyilli yaratmış, hatta imanı ilkin zarurî kılmıştır. Cebir telakkisinin en çok savunulduğu ayetlerden biri olan “Eğer Rabbin dileseydi yeryüzündeki insanların hepsi iman ederdi. O halde inanmaları için insanları zorlayacak mısın?” 630 mealindeki ilahî beyanın cebir manasına gelmediğini ifade eden Maturîdî, bu ayeti yorumlarken fıtraten 631 imanın varlığına dikkat çekmekte, dünya hayatındaki (iradenin hür kullanımı sonucu sahip olunan) imanı insanın kendi tercih ettiği iman olarak görmektedir ve bunun da meşîete (iradeye) bağlı olduğunu savunmaktadır. 632 İ nsanın cebir veya kahır altında iman veya küfretmediğine dair bir başka örnek vermek istersek şöyle bir mantık yürütmek mümkündür: Cebrî düşünce açısından bakarsak; bütün fiiller ilâhî iradeye isnat edildiğinde (ki Maturîdî, ilâhî iradenin her ş eyi şamil olduğunu söylemektedir) Allah kâfirin küfrünü dilediği vakit kâfir cebir altında küfre düşmüş olur, bu durumda mazur hale gelir. Ayrıca küfründen dolayı cezalandırılması gerekirse, iradesinin dâhilinde bulunmayan bir fiilden cezalandırılması gerekir. Böyle bir şeyle mükellef tutulmak de Allah’a zulüm isnat isimlendiriyoruz. Niteliği rahmet ve hikmetten ibaret bulunan O ulu varlık bundan münezzehtir. Cebir anlayışına göre insanların gerçek manada elem ve haz duymamaları ve bunların Allah’a ait olması da icap eder. Aslında Allah böyle şeylerden münezzeh ve berîdir. Hatta cebir ilkesince peygamberlerin ve ilâhî kitapların da bir anlamı kalmaz, çünkü sonuçta bütün bunlar emir, nehiy, va’d, vaîd yoluyla Allah’a raci olur, başkalarına değil. Dahası mahlûkatı yaratmasının bile manası kalmayıp abes durumuna düşer, zira Allah’ın ezelî ilmi kâinatta vücut bulacak nesne ve olayların mahiyetine önceden vakıf olup sınamaya gerek yoktur. Fiilinin oluşumu nankörlük, nimetlerin kadrini inkâr, haber verişinde yalancılık ve eylemlerinde isabetsizlik üzerine kurulu olan biri kovulmuş şeytan olmaya layıktır ve kuşkusuz öyledir de. Cebrriyye’nin bu telakkisi Mutezile’nin “Allah ezelde âlim ve kadir olmayıp bilâhare bu sıfatları kazanmıştır” sözüne benzemektedir; belki O’nun, yaratılmışlara nispet edilenler arasında yer alan fiillere ait yönetimi de ancak âlim ve kadir olabildiği zamanda vücut bulmuştur. Şüphesiz ki Allah böylesinden münezzeh ve berîdir.” Maturîdî, Download 1.24 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling