T. C. Fatih sultan mehmet vakif üNİversitesi LİsansüSTÜ EĞİTİm enstiTÜSÜ tarih anabiLİM DALI tarih programi yüksek lisans tezi


Download 1.3 Mb.
Pdf ko'rish
bet33/61
Sana16.06.2023
Hajmi1.3 Mb.
#1493146
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   61
Bog'liq
KUR UN

 
Şükri-i Bitlisî’nin Selimnâmesinin sadeleştirilmiş hali olan Çerkezler Kâtibi 
Yusuf’un Selimnâmesinde de Dımaşk’ta iken alınan tedbirler neticesinde Kudüs-i 
Şerif Evrenos Bey oğluna verilmiştir. 
“Sultan Selim Han ızz-u iclâl birle Halepden kalkup savb-ı Şâm-ı dâru’s-
selâm irtihal edüp günden güne feth-i cedîd ve kat’ı berîd ede gelüp şehr-i 
Dımeşk’a dahil oldu. Nâib-i kal’a Ali Bey nâm Bodray hâl-i istikbalde kusur 
etmeğin vücudun âlemden götürüp, Emir Nâsır İbn-i Hanese Hi’at giyürdü. 
Ve mülk-ü Şam dahi kabza-i tasarrufa ilhak olundukda beylerbeyiliğin Yahşi 
Bey oğlu Ahmed paşaya sıfat-ı beyliğin Mustansır oğluna, Kudüs şerifi 
Evrenos Bey oğluna ve Gazze’yi İsa Bey oğlu Mehmed Beye verdi.
”140
Kudüs’ün Osmanlı hakimiyetine girmesi ise kaynaklarımızda kendine fazla yer 
bulamamıştır. Dönem kaynakları hususiyetle Yavuz Sultan Selim’in Kudüs ziyaretini 
işlemiş iken Kudüs’ün hangi tarihte ve nasıl Osmanlı hakimiyetine girdiği konusunda 
139
İsmet Pamaksızoğlu, a.g.e., s. 295-296. 
140
Mehmet Doğan, a.g.t., s. 105. Sıfat Beyliği olarak gösterilen bölgenin yanlış okumadan kaynaklı 
olduğu görülmektedir. Doğrusu Safed olacaktır. 


60 
kısır kalmıştır.
141
Kudüs’ün Osmanlı yönetimine girmesi hakkında vali tayininden 
başka somut ifadeler bulunamamıştır. Tayin tarihlerinden yola çıkarak yapılacak bir 
genelleme ise Haydar Çelebi’nin Ruznâmesinde verdiği bilgiyle sınırlı kalmıştır. 
Tayin meselesi ile ilgili kaynaklardaki bir diğer sorun ise çelişkili ifadelerdir. 
Nitekim Haydar Çelebi’nin Ruznâmesinde Kudüs-i Şerif ve Gazze’nin İsa Bey 
oğluna verildiği bilgisine rastlanırken diğer kaynaklarda ise bu iki beldeye iki ayrı 
tayinin yapıldığına görülmektedir. Feth Nâme-i Diyâr-ı Arab adlı eser ile Şükri-i 
Bitlisî’nin Selimnâmesinde verdiği bilgilere göre Kudüs Evrenos Bey oğluna, Gazze 
ise İsa Bey oğluna verilmiştir. Kaynaklarımızdaki bir diğer çelişki ise bu 
görevlendirmelerin nerede yapıldığıdır. Zira Şükri-i Bitlisî’ye göre Yavuz Sultan 
Selim bu tayinleri Halep’te iken yapmıştır. Fakat Feth Name-i Diyar-ı Arab ve 
Haydar Çelebi’nin Ruznâme adlı eserlerinde ise tayinlerin Şam’da iken yapıldığı 
bilgisine rastlanmaktadır. 
2.3. YAVUZ SULTAN SELİM’İN KUDÜS ZİYARETİ 
Mercidabık’taki mutlak galibiyetten sonra Yavuz Sultan Selim Şam’da iken 
Tomanbay’a Osmanlı hâkimiyetini tanıması için elçi ile birlikte bir mektup 
gönderilmiş ve Mısır üzerine yapılacak muamelenin bu elçiden gelen habere göre 
şekilleneceği belirtilmiştir. Nitekim Silahşör lakablı yazarımızın eserinde de bu niyet 
şu şekilde yer bulmuştur. 
“Bir gün Sultân-ı Rûm Dımışk tahtında dîvân edip vezîrlerile meşveretleşip 
söze gelip dedi kim: “Kavm-i Çerakîs-i bî-akl Şâmdan kaçıp Mısra erip 
Toman Bay adlı bir âdemi, Sultân kılıp yine muhârebe kasdın ederlermiş. 
İmdî nâme yazıp, kasıd irsâl edip dâ’vet kılalım. Dâ’vetimizi kâbul kılıp itâat 
gösterirse memleketin yine ona ısmarlayıp biz dahî dönüp diyarımıza 
teveccüh edevüz. Dâ’vetimiz kâbul kılmazsa ana göre bir tedbîr kılavuz” 
deyip nâme yazılmağa emr eyledi.
”142
141
Kudüs’ün Osmanlı hakimiyetine ne zaman ve ne şekilde girdiğine dair farklı yorumlar yapılmıştır.
Yavuz Ercan, Kudüs’ün Osmanlı hakimiyetine girdiği tarihi yaptığı araştırmalar sonucunda Ekim 
1516/ Ramazan 922 olarak belirlemiştir. Ayrıntı için bkz: Yavuz Ercan, a.g.e., s. 9-10. 
142
Salahattin Tansel, a.g.m., s. 314. 


61 
Yavuz Sultan Selim teslim ve tabiiyet mektubu gönderdiği elçinin Mısır’da 
öldürülmesinin ardından sinirlenmiş ve hemen Gazze’ye Sinan Paşa’nın gitmesi 
yönünde emir vermiştir. 20 Şevval 922/16 Kasım 1516’da Sinan Paşa Gazze’ye 
gitmek üzere Dımaşk’tan yola çıkmıştır.
143
Yavuz Sultan Selim ise 20 Zilkade 922/ 
15 Aralık 1516’da Gazze’ye gitmek üzere yola çıkmış 27 Aralık’da Calculiyye’ye 
gelmiş burada Sinan Paşa’nın Han Yunus Savaşı’ndaki başarı haberini almış ve 
Remle’ye doğru yol almıştır.
144
Yavuz Sultan Selim’in Kudüs’ü ziyaret etmek istemesi de kaynaklarımızın 
büyük çoğunluğunda da Remle’ye varıştan sonra geçmektedir. Zira Han Yunus 
Savaşı’nda kazanılan galibiyet Kudüs yolunu açmıştır. Olayları gün gün kaleme alan 
Haydar Çelebi’nin Ruznâmesinde bu hadise şöyle geçmektedir: 
“Sinan Paşa’nın fethi müjdecisi gelüb Kethudâsı Hasan Beg hışmı 
Mehemmed Begle sernîgün başlarla ve ‘âlemlerle ve mahbuslarla ikisinde 
celculiyye. Üçünci gün Remle Sinan Paşa gönderdiği başlaru mahbuslar ve 
sernîgün ‘âlemler yol üzere Hudavendigâr Hazretlerine ‘arzolunub Paşa’ya 
enva’ istihsan olundı. Yunus Paşa ertesi Kudüs yolun görüb haber getürdi. 
Beşinde oturaki Hudavendigâr Kudüs ziyaretine gitmek mukarrer oldı.
”145
Ordu Mısır üzerine sefer için odaklanmış iken Yavuz Sultan Selim’in Kudüs 
ziyareti kaynakların çoğunda yer almış fakat ziyaretinin evveliyatı ve nasıl 
şekillendiğine dair en tafsilatlı bilgiyi sefer boyunca Padişah’ın yanında yer alan 
İdris-i Bitlisî aktarmıştır. Eserde İdris-i Bitlisî kendini Kudüs ziyaretine teşvik eden 
kişi olarak göstermiş, Yavuz Sultan Selim’i yönlenlendirmeleri sayesinde bu 
ziyaretin gerçekleştiğine dikkat çekmiştir. Ordu Remle’de mevzilenmişken Yavuz 
Sultan Selim ile aralarında geçen muhabbeti İdris-i Bitlisî şu şekilde aktarmıştır: 
143
Salahattin Tansel, a.g.m., s. 315. 
144
Yavuz Ercan, a.g.e., s. 7. 
145
Ali Seslikaya, a.g.t., s. 154. 


62 
“O menzilde padişahın yüce kulağına şu şekilde iletildi: Beytü’l-
Mukaddes’teki Kudüs Mescidi Remle karşısına düşmektedir. Ancak Mısır 
yolundan bir menzillik, hatta daha fazla bir uzaklıktadır. Mücahitler 
sultanının Kudüs’ü ziyaret etme arzusu bulunmaktadır. Fakat ordunun sultana 
refakat etmesi mesafenin uzunluğu ve yolun zorlu olması nedeniyle sakıncalı 
göründüğünden Sultan’ın en önemli arzusu olan Mescid-i Aksa ziyareti 
konusunda tereddütler başgösterdi. Makam sahiplerinin ve ileri gelenlerin 
çoğu ziyaretin ertelenmesi eğilimindeydiler. Fakat bu tereddüt sırasında bu 
değersiz kul da orada hazır bulunmaktaydı ve padişahın iki görüşten birini 
tercih etmesi gerektiğini dile getirdi. Değersiz fakir, kulluğunun şükrü ve 
ihlası gereği, nurların indiği o yerin ve nebilerin mabet ve makamlarının 
ziyaretinin bir an önce yapılmasını daha doğru görmekteydi.
”146

Download 1.3 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   61




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling