Adalet Menzili
Download 1.1 Mb. Pdf ko'rish
|
Adil Yakubov - Adalet Menzili
Adil Yakubov
32 için on koyun veriyorum!” demiş, bol bol alkış almıştı.. Sadece baba-oğul değil, Mercanay bile sırtından bir dağ kalkmış gibi kendini hafif hissetmişti. Ama bu sevinç uzun sürmemiş; çok değil, ertesi gün şehir komitesinden asker ve savcılar çıkıp gelmişler, ondan sonra da üç dört ay boyunca Suyun Burgut’un başı dertten kurtulmamıştı. Her ne kadar halk telef olan beş yüz koyun yerine altı yüz koyun temin edip vermiş olsa bile, Suyun Burgut’u sürüklemedikleri yer kalmamıştı. Vilâyet komitesi bir yanda dursun, merkezden heyet üstüne heyetler gönderilmiş ve Suyun Burgut bu taraftan o tarafa gezdirilip durmuştu. En son teftiş heyeti bundan üç ay önce gelmişti. İlkbahar yaklaşmış olmasına rağmen dağın yüksek kesimleri hâlâ karla kaplıydı. Suyun, onları kendi arabasına bindirip şoförlüğünü dahi kendisi yaparak oraya buraya götürüp getirmiş, bir gün önce de Derviş Duduk’a adam göndererek, toplanan altı yüz koyunu ağıla kapatıp, kimin ne kadar bağışta bulunduğunu gösteren bir listeyi hazır tutmasını, çoluk çocuğunu ise bir eve doldurup beklemesini tembihlemişti. Dağda henüz kar bayağı kalındı. Bahar havasına güvenerek hafif giyinmiş olan teftiş heyeti zaman zaman arabadan inerek yayan yürümek, bazen de kara saplanan arabayı iteklemek zorunda kalmış, ağıla vardıklarında bitip tükenmişti. Bu yüzden listedeki isimlere şöyle bir göz atmış, koyunları uzaktan saymış ve hemen dönmek istemişlerdi. Ama Burgut “hazır gelmişken çobanların kaldıkları evlerin durumunu da bir görün” diyerek, fikirlerini bile almadan önlerine düşüp Derviş Duduk’un evine alıp götürmüştü. İçeri girdiklerinde, yirmiden fazla irili ufaklı çocuğun iki büyük tahta üzerine dizilerek etsiz çorbaya kaşık salladıklarına şahit olmuşlardı. Kapıdan dünyanın soğuğunu içeri taşıyan, üst başlarından kar dökülen ağalan gören çocuklar, kaşık şapırdatmayı bir yana bırakıp ağlamaya başlamışlardı. Kadın gelin, yaşlı ihtiyar evde bulunan ne kadar insan varsa, onlar da ağlamaya başlayınca bir curcunadır kopmuştu. — İşte, -demişti Burgut- Bu zavallıların günleri böyle geçiyor! Bunlar suç işlemiş değil, bir hata olmuş! İstiyorsanız toplanan koyunları sahiplerine geri Adalet Menzili Adil Yakubov 33 iade edip, bu iki günahsız köylüyü, hatta beni dahi hapse atın! Yetimlerine devlet baksın. Yoksa, bu teftişlere, soruşturmalara bir son verin! Burgut’un sözlerinden sonra evdeki ağlama sesleri ayyuka çıkarken teftiş heyeti Derviş Duduk’un kulübe-i viranesini alelacele terk edip kendilerini dışarı atmışlardı. Bu olaydan sonra Suyun Burgut’un kulağı, Mercanay’ın gönlü biraz olsun rahat etmişti. Ama bir hafta önce soruşturmalar, teftişler yeniden başlamıştı. Önceki heyet üyeleri yine biraz insan evladıymış meğer. Çünkü bu yeni gelenlerin suratlarından düşen bin parça, gözlerindeyse yılan soğukluğu vardı. Onların soğuk çehreleri çevreyi büsbütün dondurucu hale getirmeden üç gün önce ise kolhoz kulübünde okul mezunlarının balosu yapılmıştı. O gün Laçin’le Altınay birbirinden güzel şarkılar söyleyerek dinleyenleri mest etmişlerdi. Oğluyla gurur duyan Burgut morali biraz düzeldiği için sazını eline almış ve sanki okulu bitiren Laçin değilmiş gibi, karı koca, mezun oldukları gençlik yıllarım hatırlayarak, Mercanay’ı da sahneye çağırıp eğlenceyi doruğuna çıkarmışlardı. Sonra Laçin’le Altınay bir tarafta, Burgut’la Mercanay bir tarafta sabaha kadar eğlenmişlerdi. Ertesi gün Laçin liderliğindeki bir grup genç kız ve erkek, ki onlar arasında Gümüş Bibi ile Altınay’dan başka Selim Kıltırık isminde bir delikanlı da vardı, şehir merkezinde yapılacak büyük müsabakaya gitmişlerdi. Laçin sevimli kaldırgaçıyla merkez komitesi önünde yarışacak, diğer gençler ise jimnastik ve uzun atlama dalında müsabakaya gireceklerdi. Onlar müsabakadan döndükten sonra Suyun Burgut’la Mercanay’ın planı Laçin’i Taşkent’e götürmek ve okula kaydettirmekti. Çocukları okula girdikten sonra ömürlerinde ilk defa yabancı bir ülkeye seyahate gitmeye karar vermişlerdi! Netice-i kelâm, şu anda ortada kötü bir şey yoktu. Suyun Burgut gitmeden önce gençlere yan şaka yarı ciddi bir şekilde: “Kupa almadan gelmeyin. Kupa almadan gelirseniz sizi Mercantav’a sokmam!” diyerek takılmış, sonra da kendisi dağa çıkmıştı. Dağda bir hafta kalırım diye düşünmüştü, ama üç gün geçmeden sabaha doğru ansızın geri dönmüştü. Yüzü asık, kaşları çatıktı. Gözleri kızarmıştı. Çehresiyle oldukça uyum sağlayan bıyıklarının uç kısımları sarkmıştı. Mercanay ise uykudan henüz Adalet Menzili Download 1.1 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling