Adalet Menzili
Download 1.1 Mb. Pdf ko'rish
|
Adil Yakubov - Adalet Menzili
Adil Yakubov
38 ki iyilik bulasın demişler. Suyun ağam ne işledi ki kendi kendine yazık etmiş olsun? — Öyle mı? Kocam suçsuz bir melektir mi diyorsun? Mercanay hışımla yerinden kalkıp hızlı adımlarla koca caddenin öte tarafına geçti. Mansur bey hâlâ arkasından bir şeyler söylüyor, küfürler sıralıyordu, ama Mercanay elleriyle kulaklarını tıkayarak caddenin öteki yüzüne varmıştı bile. İdare binasına gitmesi gerektiğini dahi unutup evinin yolunu tutarken kendini tutamayıp ağlamaya başladı, fakat birilerinin görmesinden çekinerek yüzünü eşârbıyla kapattı. “Şu bunak fıçının dediklerine bak hele! Yememiş, içmemiş! Bir koyunu on, on koyunu bin yapacağım diye ömrü geçip gitmiş! Ayran içip göbeği ben mi yaptım? Dünyada kimseye kötülük etmemişmiş! İnsanları insan yerine koymuş da! Ya birisi aleyhinde konuşsa mezara sokuncaya kadar peşinden kovaladıklarını, sırtlarından kara kan çıkıncaya kadar kırbaçladığın çobanları unuttun mu? Ya dilekçe verenlerin yedi sülalesine dünyayı zindan ettiğini! İnsanlarda insaf ve adalet yokmuş! Köyde yaşadıysan.. kendin için yaşadın! Hüdâyar Han’ın sarayından geri kalmayan saray yavrusu gibi ev yaptırdın kendine! On bir çocuğunun on birini de, hakkı olsun olmasın, yüksekokullara soktun! Yüksek makamlara getirttin. Ayağın mezara dayandı! Artık sana makam mevki ne gerek bre koca kurt!?.” Mercanay’ın eve girecek hali kalmamıştı. Adımlarını tek tek atarak avludaki kerevete uzanıp başını yastığa koydu ve gözlerini yumdu.. Suyun Burgut, akşama doğru, Mercanay tamamen ümidini kesip, idare binasına gitmeye hazırlandığı bir sırada geri döndü. Sabahki halinden daha yorgun, daha üzgün ve çaresiz görünüyordu. Yüzü ise kararıp kalmıştı. Mercanay boğazına bir şeyler düğümlenmiş gibi ümitle kocasına baktı. — N’oldu? Durum iyi mi? Rengin solmuş! Suyun Burgut, karısının sorusuna cevap vermeden: — Oğlum dönmedi mi? -diye sordu. — Yok, henüz dönmedi! -Mercanay kocasının elini tuttu- Anla- tıver artık!. Niye çağırmışlar? Hâlâ ayvanın kabuğu, üzümün çöpü mü? Suyun Burgut: “Acele etme, sonra, sonra!” deyip Mercanay’a yalvarır Adalet Menzili Adil Yakubov 39 gözlerle baktı. — Şu lanet olası içkiden var mı biraz.. — Var. Dünkü balodan kalmıştı! — Varsa, bir kâse apçık! Sinir diye bir şey kalmadı. Dünyamı kararttı, yüreğime kan saldı bu zorbalar! Mercanay, aceleyle içeri girip biraz ekmek, salam, domates ve salatalıkla yarım şişe gelir gelmez kanyak alıp getirdi. Suyun Burgut kanyağı lip-lip ses çıkarttırarak kâseye döküp, sanki çölde susuz kalmış biri gibi bir dikişte bitirdi. Mezelere elini bile sürmeden avluda bir o yana bir bu yana dolaşmaya başladı. Mercanay ise merdiven basamağına oturmuş kocasına bakıyor, ama vücudu tir tir titriyor, birbirinden korkunç düşüncelerle yüreği ağzına gelip gelip gidiyordu. Bu defa alışılmış bir sorgulamadan ziyade, daha kötü bir şey olduğunu hissediyor, fakat karayağız çehresinde dizginsiz bir ızdırabın izleri beliren, hayalinde binleriyle münakaşa edip duran kocasına bir şey söyleme cesareti gösteremiyordu.. Suyun Burgut, birden düşünmekten bıkmış gibi elini sallayarak Mercanay’ın yanına geldi. Gözlerinden elem aksa bile, dudaklarının kenarını örten muntazam bıyıklarının altında hoş bir tebessüm geziniyordu. — Bugün bir destan yazdım Mercan, -deyip cebinden dörde katlanmış bir kağıt çıkararak karısına uzattı- Sen okuyadur. Ben sazımı ap çıkayım. Gençlik çağlarımızı hatırlayarak baş başa bir destan söyleyelim! -Sözünü bitirip Mercanay’ın cevabını bile beklemeden içeri girdi. Mercanay dörde katlanmış kağıdı açtı. Kocasının ilkokul birinci sınıf talebesi gibi iri ve eğri harflerle yazdığı destanı okumaya başladı. Download 1.1 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling