Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ
C. Osmanlı-Safevi İlişkileri ve Akkoyunlu Elvend Mirza
Download 6.7 Mb. Pdf ko'rish
|
C. Osmanlı-Safevi İlişkileri ve Akkoyunlu Elvend Mirza
Ahmet Mirza‟nın ölümü de Akkoyunlular‟ın sorunlarına ve güç kavgasına bir çözüm olamadı, tersine durumu kütüleĢtirdi. Güç mücadelesnde hiçkimse kendi çevresi dıĢında kimseye bir yer vermiyordu. Gücün taĢıdığı bu özelliklerden dolayı dostluk ve barıĢ yerine, çatıĢma ve düĢmanlık ortaya çıkacaktır. Miladi 1497 yılı (Hicri 903) yılından Miladi 1500 (Hicri 906) yılına kadar Akkoyunlu Ģehzadeleri arasındaki iç savaĢ devam etti. Akkoyunlular‟ın egemenliğindeki topraklar Elvend Bey ve Murat Bey arasında paylaĢıldı. 643 Sonunda Aybe Sultan öldükten sonra Yakub oğlu Murad‟ı yenen Elvend Bey Tebriz‟de tahta oturdu. 644
Gilan‟dan ayrılan ġah Ġsmail, Ferruh Yesar ġırvanĢah‟a galip geldikten sonra, 645
II. Bayezid, Mehmed Ağa ÇavulubaĢı aracılığıyla Elvend Bey‟e bir mektup gönderdi ve Akkoyunlular‟dan iehzadeler arasındaki mücadeleye son vererek bütün kuvvetlerinin ġah Ġsmail ve KızılbaĢlar‟ı bastırması için hazırlamasını istemiĢti. 646
Elvend Bey çok edepli Ģekilde yazdığı cevapta Bayezid‟ı Allah‟ın gölgesi ve tüm Müslümlar‟ın halifesi olarak dile getirmiĢtir. 647
Hatta Elvend Bey II. Bayezid‟e: “Akkoyunlular‟ın arasında birleĢme gerektiğini buyurduğunuzu can kulağıyla duydum, diyerek cevap yazmıĢ ve Diyarbakır Uzun Hasan‟ın yeğeni Cihangir‟in (Elvend Bey‟in amcası), Bağdat, Fars ve Ġran‟ın merkezi de Murat Bey‟in egemenliğindedir, (Yakup Bey‟in oğlu ve Elvend Bey‟in kuzeni) diye cevap
643 Ġlhan Erdem, a.g.e, s. 157. 644
Hondmir, a.g.e, s. 446.
645 Faruk Sümer, Akkoyunlu, s. 31-32.
646 Feridün Bey, a.g.e, s. 351-352. 647
Feridün Bey, a.g.e, s. 352-353. 196
yazmıĢtır. Bayezid de Elvend‟e: Sapkın KızılbaĢlar‟ı ortadan kaldırmaları için birleĢmeleri gerektiği Ģeklinde bir mektup yazmıĢtır. Yalnızca Sultan II. Bayezid‟in yardımıyla bu görkemsiz ve sahtekâr grubu yok edeceğim, demiĢtir. II. Bayezid Elvend Bey‟in bu cevabına Farsça bir mektupla karĢılık vermiĢtir. 648
Mektupta: “aşağılık isyancı Kızılbaş ne kadar de çirkin şapkalarından dünyayı ateşe soksalarsa da minare ne kadar yüksekse de kesin Elvend Dağının (Elvend Bey‟i Hamedan‟ın meşhur Elvend Dağına benzetmiştir) yanında kısa olacaktır”. Bayezid ifadeleri yer almaktadır bir kez daha Elven Bey‟den isyancı KızılbaĢlar‟a karĢı Akkoyunlu emirlerinin birleĢmelerini istemiĢtir. Bayezid mektubun sonunda kendisinin Elvend Bey‟e destek vermede himmetli olduğunu vurgulamıĢtır. Zikredilen mektuptan Ģunu anlıyoruz ki; II. Bayezid imparatorluğun doğusunun huzurlu olmasını istiyordu. Onun için bu amaç o kadar ilgi çekiciydi ki Elvend Bey‟den diğer Akkoyunlu emirleriyle birleĢmelerini hem de hepsinden KızılbaĢlar‟ın ateĢini sündürmelerine karĢın onlara yardım etmeye söz veriyordu. 649
Akkoyunlu Yakup Bey zamanında olmuĢtu. II. Bayezid‟in Akkoyunlarla hiçbir sorunu ve anlaĢmazlığı yoktu. Bayezid Ġran‟da Osmanlı‟nın politikalarına uygun tarzda Akkoyunlular‟ın idareye devam etmelerini ve Ġran‟ın batısındaki toprakların da (Azerbaycan ve Diyarbakır) onlar elinde kalmalarını istiyordu. 650 Çünkü bu tarihlerde Bayezid‟in Ġsmail‟le hiçbir Ģekilde irtibatı olmamıĢtı. ġah Ġsmail Sufi-ġii ve mezhebi cihad iddiasıyla Bayezid‟e karĢı çıkıyordu. Bayezid ise kendilerini
648
Pikoloskaya ve digeran, naklen PetroĢevsky, Tarih-i, İran, s. 475. 649
Erdem, a.g.e, s. 156-158.
650 Erdem, a.g.e, s. 154-155.
197
Ġslam dininin (Sünni mezhebini) lideri kabul eden diğer Osmanlı Sultanları gibi bu görevi kendisinin yerine getirmesi gerektiğine inanıyordu. Tabi ki Bayezid, Ġsmail‟in muhalifetine suskun kalmayacaktı. O dönemde Anadolu halkının çoğunluğu ġiî (Alevi) ve Safevi taraftarıydı. Miladi 1240 Hc. 637 Baba Ġshak‟ın (Babailer) ayaklanmasının zamanından beri 651 Alevilik Anadolu Türkmenlerinin arasında yayılmaya baĢlamıĢtı. On altıncı yüzyılın baĢlangıcında Venedikli tarihçi Marino Sanuto Anadolu halkının beĢte dördünün ġii (Alevi) olduğunu vurgulamaktadır. 652
Bu yüzden halk sünni mezhebinde olan devletten haklarını almak için ġiilik (Alevilik) mezhebine geçmiĢtiler. Bayezid ġah Ġsmail‟in öne sürdüğü Safevi ġiiliği ile komĢu olmaktan çekiniyordu. Bunun nedeni de KızılbaĢlar‟ın çoğunun Anadolu ġiilerinden oluĢmasıydı. KızılbaĢlar‟ın iktidarı ele geçirmesi, Anadolu ġiiler‟inin Osmanlı‟ya karĢı isyan etmelerineve Ġran‟a göç etmelerine neden olmuĢtu. Böylece Bayezid Osmanlı‟yı tehlikeye sokan ciddi bir sorunla karĢı karĢıya kaldı. Bu nedenle Osmanlı Devleti‟nin menfaati gereği uygun olan Akkoyunlu emirlerinin desteklemesi gerektiğinin farkındaydı. 653 Ayrıca hem ciddi bir siyasi tehlike olmasından hem de mezhepcilik tehlikesinden dolayı ġah Ġsmail‟in gücünü ortadan kaldırmayı kendi için bir görev addetmekle birlikte Ġran‟a saldırma fikri yoktur. 654
Yalnız bu konuda kullandığı politika Elvend Bey‟i teĢvik etmek ve diğer Akkoyunlu emirleriyle bir araya gelmelerini sağlamasını istiyordu.
651
Ahmet YaĢar Ocak, “Baba Ġshak”Ġ. A. TDV. c. IV, s. 369. 652
PetroĢevsky, İran Tarihi, s 387, PetroĢevsky Babinger ve Babinger Marino Sanuto‟nun Diarii, (günlükler) Safevi bölümü, s. 34-35. 653 Erdem, a.g.e, s. 153-155. 654
ġerefettin Turan, “Bayezid II”ĠA, T.D.V. c. V, s. 240-242.
198
Bunun için de gerekeni yapıyordu. Diğer taraftan da Miladi 1504 (Hicri 910) yılında ġah Ġsmail‟e mektup yazan II. Bayezid: “Ġranlılar padiĢahları kendilerinden olmazsa ona itaat etmezler” demiĢtir. II. Bayezid stratejik açıdan Ġran‟a saldırmanın ve onun bir kesimini iĢgal etmenin sonucunun ne olduğunun tam olarak belli olmadığının farkındaydı. Zira halkın ayaklanma ve isyanından baĢka bir Ģekilde neticelenmeyeceğini öngürüyordu. Bu nedenle gerekli tedbirleri alarak savaĢ yerine politika yolunu seçti. 655 Bayezid‟in Ģiir, felsefe ve bilim ilgisinden çok söz edilmiĢti ve çoğu ömrünü savaĢta geçiren babası Fatih Sultan Mehmet‟in ve oğlu I. Selim‟in, tersine Saraylarında âlimler ve bilginlerle sohbet etmeyi savaĢmaya tercih ediyordu. II. Bayezid‟in Ġran‟a savaĢ açmamasında bu özelliği taĢımasının etkili olduğunu savunulmaktaydılar. Bu doğru olsa bile Bayezid‟in düĢüncesi bu doğrultuda değildi. Zikrettiğimiz gibi Bayezid; kardeĢi Cem, 656
Venedik cumhuriyeti ve dört kez Mısır Sultanıyla savaĢ 657 yapmasından baĢka, Akkoyunlu Yakup Bey‟e gönderdiği mektupta Gürcistanla yapılan savaĢta 40 gün sarayından uzak geçirdiğini söylemiĢtir. 658 Ayrıca Bayezid padiĢahlığının son zamanlarında ġah Ġsmail‟le savaĢmak zorunda kalmıĢtı ve oğlu Selim‟e, Seni Ġran‟a savaĢ için
655 Abdulhuseyin Navayi, Revabet-e Siyasi ve İktisadiye İran Dar Devreye Safevi, Semt Yayınları, Tahran 1994, s 23; Erdem, a.g.e, s.153- 155.
656
AĢıkpaĢazade, a.g.e, s. 221. 657
Hoca Saadettin, Tacü‟t-Tevarih, Haz. Ġsmet Parmaksızoğlu, Kültür Bakanlığı, s 242-262; AĢıkpaĢazade, a.g.e, s. 221. 658 Manüçihr Parsadost, Şah İsmail-ı Evval, s. 357. 199
göndereceğim, demiĢti. 659 Ama sonradan oğulları özellikle Selim‟in isyanıyla uğraĢtı ve bunu yapamadı. ġah Ġsmail‟in azmini ve onu izleyen azimli Sufilerden haberler alan Elvend Mirza, adamlarına danıĢtıktan sonra Ġsmail‟le akrabalığını göz önüne alarak ona öğüt veren bir mektup gönderdi. 660 Bu mektuptan önce Elvend Mirza Azerbaycan‟dan çekilmiĢ ve Nahcivan‟a kaçmıĢtı. Miladi 1501, Hicri 907 yılında ġah Ġsmail‟in, Rumlu Kara Piri Bey komutanı Elvend Bey‟in komutanı olan Hasan Bey ġüküroğlu ile “Garmavaz” da karĢı karĢıya geldiler. Bu savaĢta Akkoyunluların ordusunu çetin bir savaĢın ardından yendi. 661
birçok kayıp verdikten sonra kaçıp Nahcivan‟da Elvend Mirza‟nın ordusu ile birleĢti. 662 Elvend Mirza her Ģeyden çok Akkoyunlular‟ın hükümetini tekrar kurmayı düĢünüyordu. Bu nedenle Akkoyunlu hükümetlerini ortadan kaldırmak isteyen ġah Ġsmail‟e: “Ferruh Yesar öldürüldü ve onun ülkesine dön ve orada hükümdarlık et, diyerek barıĢ önerisini sundu. 663
Bu fikrini uygulamak için ona mektubunda aralarındaki akrabalığı hatırlatıyor ve Ġsmail‟e, Uzun Hasan‟ın torunlarından olduğun için neden savaĢalım, diyordu. Böylece Ġsmail‟e
659 Feridun M. Ecemen, Yavuz Sultan Selim, s 65-66, naklen Kunhul-Ahbar, 1/2, s. 950-951. 660
Anonim, Cıhanguşayı Hakan (Şah İsmail Tarihi), 140-141 belgeleri
661 Budak Kazvini, Cevahirul-Ahbar, Muhammed Rıza Nesiri çalıĢması, Moassiseye Motaleate Ferheng ve Zabanhaye Asyayı, Tokyo 1999, s. 21. 662
663
Anonim. Cıhanguşayı Hakan (Şah İsmail Tarihi), 140-141 belgeleri.
200
akrabalıklarını hatırlatarak yakınlaĢmağa çalıĢıyordu. Netice olarak kısa bir dönem yoğun mektuplaĢmalara sahne oldu.
201
“Büyük Makamlı ve dini himaye eden İsmail Padişah, açıktır ki isyan
Elvend Mirza‟nın mektubunda Akkoyunlular‟ın çok hassas ve gergin bir durumda oldukları görülmektedir. Böyle zorluklarla yaĢayan Elvend Bey Ġsmail‟in Ģartlarını kabul etseydi kendi eliyle kendini ortadan kaldıracak anlamına geliyordu. Kabul etmese de Ġsmail ona savaĢ açacaktı. Her hangi birisini de seçse zarar edecekti.
664
Anonim, Cıhanguşayı Hakan (ġah Ġsmail Tarihi), 140-141 belgeleri. 202
ġah Ġsmail aĢırı bir Sufi-ġii idi. 665 Onun bu derecede aĢırı olması çocukluğunda gördüğü eğitim 666
ve çektiği acılardan dolayı idi. 667
ġah Ġsmail amacına eriĢmek için hiçbir engel tanımıyordu. ġah Ġsmail‟e Elvend Bey‟in mektubu ulaĢtıktan sonra Ġsmail ona cevap yazdı. Bu mektubun özeti Ģöyledir:
668
ġah Ġsmail‟in verdiği böyle bir cevap tüm kapıları Elvend Mirza‟ya kapattı. Elvend padiĢah mektubun içeriğinden haber aldığı zaman ġah Ġsmail‟in savaĢ
665 Ali ġeriati, Taşayyu-i Alevi ve Safevi, ÇapbahĢ Yayınları, Tahran 1995, s. 78, 95, 123.
666 Michel M Mazzavi, The Origins Of Sefawids, s. 80; Sümer, Safevî Devletinin Kuruluşu, s. 15. 667
Hinz, a.g.e, s. 82-83.
668 Hinz, a.g.e, s. 191. 203
meydanından çıkamayacağını anladı. Bu nedenle Nahcivan‟dan Erivan (Çukur Sa‟d) tarafına gitti ve 30 bin askeriyle Nahcivan‟ın ġerur mevkisinde ġah Ġsmail ile savaĢmaya hazırlandı. Bu savaĢta ġah Ġsmail‟e yenildikten sonra Erzincan‟a gitti. 669
Tacını taktı. 670
II. Bayezid doğrudan olmasa da Akkoyunlular‟ı Safeviler‟e karĢı desteklediği zamanlarda, ġah Ġsmail‟in babası Haydar Tebersaran‟da ġirvanĢah Ferruh Yesar ve Akkoyunlu Sultan Yakub‟a yenilip öldürülmüĢtü. 671
Sultan Yakub bu galibiyetin müjdesini II. Bayezid‟e göndermiĢti. II. Bayezid de Sultan Yakub‟a Ģiirce böyle cevap yazdı: ġiir: یهثَ ايهك و ؾهٌ ّهک ات كّکهٌهگا یكٕٔ دلٔ ّنلا
یهت ٌاقىیو هیه ٌٕچ لقات َهٌ ٔ ِلاک قات ٌٕـ ءّههؿ 672
Bu egemenliğe o Kızıl Ģapkalı Kanla boğulmuĢ BaĢı ve ġapkası Kara yüreğinde Allah‟ın yeri olmayanın”
669
Mir Mahmud Hondmir, Şah İsmail ve Şah Tahmasp Safevi Tarihi, 112-116 belgeler, Sümer, s. 34. 670 Miratüs-Sefa Tarih‟inde ġah Ġsmail‟in padiĢahlığa eriĢtiği zamanını Miladi 1500, Hicri 906 yılı Recep ayının 14.Günü PerĢembe yazılmaktadır, Miratüs-Sefa, Hattı Nusha, Numara Add 6587, Britain Musem Kütüphanesi, 163-A belgesi. 671 Ġlhan Erdem, a.g.e, s. 142-143. 672 Feridun Bey, Munşiatüs-Selâtin, Ġstanbul Yayınevi, c. I, s. 309-312. 204
ġah Ġsmail‟e yenildikten sonra bir daha baĢkent Tebriz‟e dönmek imkânı olmayan Elvend Mirza‟ya sadece bir yol açıktır. Bu nedenle II. Bayezid‟e bir mektup yazdı ve ondan ortak düĢman Safeviler‟e karĢı birleĢmelerini istedi. II. Bayezid zor bir durumda kalmıĢtı. Çünkü Elvend Bey‟in isteğini kabul etmesi Ġran‟a savaĢ açmak anlamına geliyordu. Bu II. Bayezid‟in seçtiği dıĢ politikayla uyuĢmuyordu. Hem de Safeviler‟e karĢı saygısını bozmamak için kabul etmedi. Elvend Mirza isteğini II. Bayezid‟e söyledi, mektubun özeti: “…Maneviyat ve hacete neden olan Allah‟a hamd olsun. Yaptığınız iyiliklerden dolayı Allah‟a şükretmekle nimet çoğalır ve herkes muradına erer. Şefkat ve rağbetin esas kaidelerini mükemmelleştiren ve mevcudatın gerçeğini detaylı izah eden insanı cennetin yüce katından toprağa sizin için atan Allah‟a huzurunuzda hamd etmekle makamımız yücelir; Ayet: “yine sen iki kere doğmasaydın kimse göklere dokunamazdı. (kimse manevi işler yapamazdı)” 673 Bizi zelil eden şu parçalanmışlıktan alnımızın akıyla kurtulabilirsek kemalin zirvesine ulaşıp sonsuz ve sapasağlam bir iple feleklere doğru yükselerek, imkân ve varlık kavisinden herkesi kuşatacak bir daire yapmak için bütün varlığın dergâhını tavaf edebiliriz. Zayıf olanlar seninle yükselerek değer kazanıyor. Eğer biz kendimizi arındırırsak senin yok olmaz şahsındaki tertemiz ve kutsal değerler bize de ulaşır. II. Bayezid, gökten vahiy indiren Cebrail gibi Resulullah‟a yakındır, 674 iki
673 Necm Süresi, 8. Ayet. 674
Necm Süresi, 8. Ayet. 205
675 belki ondan daha da Peygamber‟e yaklaşmıştır. Allah‟ın istediği vahiy 676 (Peygamberin) sırrına sahipsin. Salâvatla yücelmek, selamlaşmakla aydınlamak, senin için hanedan ve sahabelerine teslim olmaktan geçer; ey bu izzetli göğün Anka Kuşu‟nun veliliği, himmetli Kaf Simurgu, saadetli devlet yuvası, himmet şekeristanın papağanı, şanslı, uğurlu ve kutsal Devlet Kuşu… ġiir: یکاؼ لإؼاو ُنات ٔ هپ قٕت كركا ّک یناوي ٍیهیِ یٕٕٚٚچ یکاـ ضهت ن ق ُیٕـ لىُي كُک هیٌنق ّک یٕهػ كؼٌ ةکٕک ٌإچ “Tatlı konuĢamayan papağan Tüyü ve kanadından bellidir Gökyüzünde seyir eden uğurlu yıldız AĢağıya zelil toprağa indirilmiĢ gibi”
675
Feridun Bey, Munşiatüs-Selâtin, Ġstanbul Yayınevi, c. I, s. 351-352; Abdül- Hüseyin Nevayi, Şah İsmail Safevi (Tarihi Esnad ve Mukatibat), s. 21-22; Mucirettin ġeybani, s 228-229; Sabıtiyan, a.g.e, s. 79-81. 676
Yunus Süresi, 14. Ayet.
206
mertebesinde, saltanatınız insan topluluğunun sığınma mekânı, dünya fatihi, Âlem üzerinde dönülen, Âlemin iktidarı, Büyük Hakan, ümmetlerin hayatının sahibi, Arap ve gayri-Arab‟ın padişahların padişahı, Âlemdeki Hakanların sığınağı, bütün Müslümanların yeryüzünde Allah tarafından halife ve gölgesi, çağın kahramanı, saltanat ve hilafeti bir araya getiren, adaletli ve insaflı, azimli ve uğurlu, Allah yüce saltanatını devamlı kılsın. Tüm Müslümanlara şefkatle davranan Sultan Bayezid ki sonuna dek hilafete uygun ve bütün Müslümanlara adalet yayasın. Cümlesiyle sizin için güneş gibi nurlu ve ışık yayana arz olunmak üzere işaret ettiğiniz ve buyurduğunuz Bayındıri Sultanlar‟ın birleşmesi şimdi zuhur etmiştir. Can kulağıyla duyup kabul ettim. Eğer saltanat alametli Amcam Kasım Bey Hazretleri ve kardeşlik alametlerini taşıyan memleket sahibi Mir Murad, Allah‟ın gösterdiği yolda gidip birleşseydiler, müşrik ve münafıkları bertaraf etmeleri mümkün olurdu. Cihan hâkimiyetinizde işaret ettiğiniz üzere, serseri ve Allah‟tan uzak sapık Kızılbaşlar‟ı Allah kahretsin. Sizin bize buyurduğunuz birliğimize erişmemiz Allah‟ın yardımı ve inayetine tevekkül etmekle olabilir. Âlem sığınağımızda olan siz Al‟a hazretlerinin bereketli ve himmetli işaretiyle o alçak ve kötülük yapan görkemsiz kavmi basacağız. Çünkü başlangıçta sizinle görüştük ve şefkatli ve lütufkâr eteğinize el uzatıp yardım istedik. Şimdi de aynen gösterdiğiniz gibi himmetiniz ve varlığınıza ihtiyaç duyarak ümitle bekliyoruz. Bizi yardımınızdan mahrum etmeyin. Allah‟ın uygun görmesi ve teyidiyle ve babamızın mekânında olan Hazretiniz himmetiyle yeryüzündeki tarlalar o (Safeviler) sapık cemaatin tohumundan temizlensin ve peygamberlik şeriatının parlak bahçesi, Mustafa 207
Bayındırı hilafetinin saltanat tahtı mülkü yerine gelsin. Hilafet ve nimetli saltanatınızın gölgesi Müslüman ve İslam mezheplerinin üzerinde devamlı ve sonsuz olsun; Hz. Muhammed ve şerefli ailesinin hakkına., 677
Sultan Bayezid Akkoyunlu Elvend Mirza‟nın Safeviler‟e karĢı yardım isteğine, cevap vererek tepki gösteriyor:
677 Feridun Bey, Munşiatüs-Selâtin, Ġstanbul Yayınevi, c. I, s. 352-353; Rahimzade Safevi, Tahran 1962, s. 92-93; Mucirettin ġeybani, Şah İsmail‟in Osmanlı İmparatorloğuyla Barış ve Dostluk Politikasi, Tarih Taratma Dergisi, 3. Yıl, Numara 5, Tahran1967. Kasim-Aralık ayı, Felsefi Nasrüllah, Cengi Çaldıran, Tahran Yüniversitesinin Edebiyat Fakültesi, Tahran, s. 51. 678
Muhammed Ali Berhapüri, a.g.e, A-163 Belgeler.
208
Padişah gibi heybetli, Feridun Padişah‟ın bayrağını taşıyan, İskender makamında oturan ve Dara Padişah gibi ileri görüşlü, Allah‟ın gölgesi ve lütfu sizi kapsasın …şiir:
ىهػٔ ِ اپٌ ٔ کهي كَٔاكـ ىعػٕیكـ ٌاهیا ِآُِّ ِاُپ کناًئ ٌارٌ دیلأ ِاِ كَٕنا ماكاواهكاهٌ قآَهلُٙؿٔ ِٕکِ ٍرًٓذ قاقٔ لكػ ات ٌاطهٌهیگَآظ ینٔاقهْٕگ ِكَؤهك ین كُی ات دفذ ِكَو اهك گُظ ّت ًٍِق ةهه ِكُكاکِ گُچٔ ٍیَٕـ ؾیذ ِكَناهت “Ġran PadiĢah‟ı, Acem hükümdarı Ülke, sipahi ve bayrak padiĢahı Dünyanın yüce baĢlısı Elvend PadiĢah Velayetleri alan, memleketlerin sığınağı Ülkeleri fetheden adil ve insaflı sultan Rüstem gibi görkemli ve kuvvetli, aslan huylu Adaletin cevherini parlatan Bayındırlıların saltanatının nuru Kanlı kılıç ve harbi yükselten SavaĢta düĢman kalbini parçalayan” …Bizden de size fazlasıyla selam olsun, birliğimizi ve iletişimimizi sağlayanlara
209
ettiğimiz Allah‟ın hakkı üzerine böyle olsun. Ama şerefli ve değerli devletin tacı, saadeti ve dine itaatkâr Amcan Kasım Bey ve Allah‟ın verdiğinin kıymetini bilen memleket sahibi Celalettin Murad Bey‟in saltanat hizmetkârlarının aralarında birleşmemeleri konusunda konuşmuşsunuz. İnşallah Yüce Allah‟ın isteğiyle İzzetli derece ve kıymetinizi bilin ve anlaşmazlığı bertaraf edin. Düşmanın (Kızılbaşlar) kini ve vefasızlığından bahsetmişsiniz. Sizin adaletiniz saraç ve sufinin parlak tacının zulmetini yok etmek için bir an bile ışık saçmaktan geri kalmamalı; çünkü lambanın güneşe karşı bir cilvesi yoktur. Allah Kızılbaş taifesini yardımsız bırakmıştır. Bu isyancı taifenin şerle kaplanmış kızıl şapkalarının ateşi alevleriyle dünyayı birbirine düşürmüş ve Zerdüştler gibi yel esen günde, ateş parçalarını başlarına yükseltmişler ve lacivert sarığın bükülmesinden dolayı Dünyayı dumanla doldurmuşlar. İsmail İran‟ın her yerini ateşe vermiş ve onun tarafından bu işe kastettiği için siz, şiir: ناكياَ ٌ قهگ كَو یـیذ ّت ناكياَهکّن اذ كّکٕک یيق “Nerede o Ģanlı ordu ki bir anda Bir kılıç darbesiyle Ģöhretli adamın (Ġsmail) boynunu vursun” Kuşkusuz minare ne kadar yüksek olsa da Elvend Dağı‟nın karşısında alçak görünür. Çünkü iş vaazdan geçmiş ve Allah‟ın uygun görmesiyle bu iş (İsmail‟in yaptıkları) durdurulabilir. Sizin devamlı ve tam gayretle çalışmanızı isterim. Kolunuzun kuvvetiyle harekete geçin ve o bölgenin bütün gruplarıyla birleşin ve birbirinizden uzaklaşmaktan kaçının. Yardımsever Yüce Allah‟a tevekkül ettiğinizi yerine getirmek niyetiyle o isyancı fırkayı basın. Fitne yükselemeyinceye kadar devlet adamlarınızla o çirkin gurubu bertaraf edin. Ortaya çıkan ve her yeri yakan bu ateşi 210
toprakta, ayakaltında ezsinler. O melunları Dünya sayfasından silsinler ve Âlemi onların yenilmesinden dolayı mutlu ve bu kazançtan hoşnut etsinler. Benim eşi benzeri olmayan hükümdarlığımın himmetini yardım için kullanabilirsin. Buna aykırı bir düşünceniz olmasın. Bütün ülkenizin Seyidlerini, Âlimlerini, Şeyhlerini, Salihlerini ve halkını tümüyle, bu konumunda olan iki devletimize uygun dualar etmesi için görevlendirin ve bizimle birliğinizi sağlamlaştırarak ihlâsınızı gösterin ki Akkoyunlu emirinin bizimle mektuplaşma yolu açık olsun. Eğer bu konuda yanlış yaparsanız bize haberi duyurulacaktır. Adamlarınızı gaflete düşmemeleri konusunda uyarın. Benim tarafımdan her çeşit yoldan bir eksiklik olmayacağını duruma göre belli ederim. İnşallah Teâlâ, saadetli günlerinizi ebedi kılsın ve Devletiniz, yandaşlarınızın meramıyla uyumlu olsun. Yücelme ve izzetiniz devamlı yükselsin. İbadet edilen Allah hakkına”. 679
Bu mektupta Sultan Bayezid Elvend Mirza‟nın yazdığı mektubuna karĢı verdiği cevapta kendisini oturduğu Osmanlı tahtı cenabına göre güçlü ve gururlu bir tepki gösteriyor. Safevilerle karĢılıklı iletiĢimi bozmamak istemediği için, hem de ihtiyat göstererek savaĢın sonucu ne olduğu tam belli olamadığı için jeopolitik açıdan akılla davranarak doğu tarafında özellikle Müslüman Ġran‟a yeni bir cephe açmak istemiyordu. Bu nedenle özde değil sözde Elvend Mirza‟yı gayrete getirmeye çalıĢıyor ama etkiliiĢ yapmayı göstermiyordu. Psikoloji ve ruhsal olarak cevapta böyle tepki göstererek kendi egemenliğinde olan askerler ve devlet adamları hem de Elvend Bey‟e heybetini hatırlıyordu. Sultan Bayezid‟in dıĢ iĢleriyle ilgili seçtiği
679
Feridun Bey, a.g.e, s. 353; Ġskender Bek Türkmen, Âlem Ara-yı Abbasi, c. I, s. 35.
211
ılımlı politikasını sertlik yoluyla siyasetçiler ve komutanlar ve savaĢtan yararlanmaya alıĢan askerlere iyi gelmiyordu. Çünkü bu komutanlar savaĢın ganimet ve aldığı niĢanlarla yaĢamını geçiriyorlardı. AĢağı sınıftan olan askerlerin de sabıt maaĢı olmadığı için onların durumu savaĢ ve ganimete bağlıdır. Elvend Mirza tekrar Azerbaycan‟ı geri almak ümidiyle Miladi 1502 (Hicri 908) yılında Sultan Bayezid‟in yardımı olmadan ġah Ġsmail‟in savaĢına hazırlamak için kendi gücünü toparladı. Ama bu kez de çok kısa bir zaman Tebriz‟i ele geçrdikten sonra yenildi ve Bağdat‟a gitti. 680
Böylece Akkoyunlaın baĢkenti Tebriz kesin olarak Safevilerin egemenliğine geçti. 681 Aynı yılda ġah Ġsmail Irak, Ġsfahan ve Fars‟a musallat oldu ve Akkoyunlu Sultan Murad‟ı (Sultan Yakup oğlu) Hemedan‟ın yakınında olan Akbulak denilen mekânda yendi. Böylece Ġsmail Ġran‟ın merkezinin büyük kısmını ele geçirdi. 682
Bu zaferlerin haberini duyan II. Bayezid hiçbir tepki göstermedi. Sadece Safeviler hakkında bilgilenmek için Osmanlı Ġran sınırında olan hâkimlere örneğin ÇemiĢkezek Hâkimi Mukri Kürt taifesinden olan Haci Rüstem Bey‟e 683 bir mektup yazdı bu mektubun özeti Ģöyledir:
680 Faruk Sümer, Safevîler Devleti‟nin Kuruluş ve Gelişimesinde Anadolu Türkleri‟nin Rolü, Ankara, 1992, s. 22-23. 681
Ġlhan Erdem. Akkoyunlu Devlet Tarih-i, s. 159.
682 Budak MunĢi, Cevahirul-Ahbar, Moassiseye Motaleate Ferheng ve Zabanhaye Asyayı, Muhammed Rıza Nesiri çalıĢması, Tokyo 1999, s. 23; Ahmed Feridun Bey, Munşiatüs-Selâtin, Ġstanbul Yayınevi, c. I, s. 352-353. 683
Feridun Bey, a.g.e, s. 353-354. 212
“…Uzun müddettir Kızılbaş Cemaatinin düşmanlığı Bayındırı (Akkoyunlu) Devletinin büyüklerine hasımlık yapıyorlar. Şu anda geçtiği durumdan bilgi almadığımız için Küdvetü‟l-Egran değerli kitabının sahibi olan Çavüşlü Keyvan‟ı sizin yanınıza gönderiyorum. Sizin ülkeniz o semtlere (İran‟a) yapışıktır ve durumun gerçeği size tam açıktır. Değerli mektubumuzun sahibi sizinle konuşmakla müşerref olduğu zaman doğru haberleri ve o tarafta (İran‟da) vuku bulmuş olan olayları sizin için imkânı varsa Nüvvab‟ı Kamyab‟a (başarılı sultan Sultan Bayezid) ulaştırın. Bu izahı bizim şahane inayetimizden bilin ve ne yaşanmışsa bildirin ve sadakatinizi ortaya koyun. Miladi 1502 yılın Eylül ayının ikinci Günü (Hicri 908) yılının Rebiyülevvel ayının birinci günü”. 684
Diyarbakır Hâkimi Akkoyunlu Rüstem Bey de kısa bir önsözle Sultan Bayezid‟e tarihsiz bir mektup yazıp durumun izahını ve ġah Ġsmail‟in ne yaptığını tam açıklamadan genel bilgilerle konuyu anlatarak Ģöyle cevap verdi. Rüstem Bey‟in II. Bayezid‟e mektubunun özeti Ģöyledir:
684 Muhammed Mutercim, s. 62-67; Nasrullah Felsefi, Çend Makaleye Tarihi ve Edebi, naklen Ġnkılâbı Ġslam, s. 5-8. 213
yapacağımız sizin yüce fermanınıza bağlıdır”. 685 Rüstem Bey Sultan Bayezid‟e Safeviler‟in Mısır Memluklerle birleĢme düĢünceleri olduğundan ve Safeviler‟in zaferinden ve Akkoyunluların yıkılıĢını anlatıyor. Ama ġah Ġsmail‟in aĢırı mezhebi davranıĢından söz etmiyor. Hatta Ġsmail‟in öldürdüğü Sünni Kürtlerden bahsetmiyor. Mektupta Ġran‟ın çok kötü durumda olduğu ve Ģehirlerinin viran olduğu gösterilmektedir. Hem Ġsmail‟in mezhepçilik katliamları hem de göndermediği fetihnameye rağmen; Sultan Bayezid, Safevilerle iliĢkisini kesmedi. Miladi 1504 (Hicri 910) yılında, ġah Ġsmail‟in Irak ve Fars‟taki fetihlerinden sonra tecrübesizlikten dolayı diğer sultanların gelenekleri gibi fetihname göndermemiĢti. Zikrettiğimiz yılın kıĢında II. Bayezid tecrübeli olduğu için elçisi Mehmed ÇavuĢlubaĢı Balaban baĢkanlığında iki mektup ve birçok hediyeyle Ġsmail‟i tebrik ve oğut vermek için Ġran‟a gönderdi. Bayezid elçisine mektubu ġah Ġsmail‟in yaptığı aĢırılıkları kesinse ona teslim etmesini emretmiĢtir. Zikrettiğimiz gibi Ģahlık geleneklerinden haberi olmayan ġah Ġsmail, Elvend ve Murat Bey‟i yendikten sonra bir fetihname komĢu devletlere özellikle Bayezid‟e göndermedi. (Buna rağmen Kansu Gavri‟ye yazdığı aynı yılda iki mektup yazmıĢtı). ġah Ġsmail Akkoyunlu Murad‟ı yendikten sonra II. Bayezid birinci mektubunda ġah Ġsmail‟e kazancını, ayrıca Elvend‟in yenildiğini de tebrik etmiĢtir. Ġkinci mektubunda ġah Ġsmail‟in aĢırı mezhepciliğinden dolayı öldürdüğü Sünnilerden dolayı ona oğut
685 Han Baba Beyani , Tarih-i Nizamiye İran Dar Devreye Safevi, s. 165-166. 214
vermiĢti. II. Bayezid ġah Ġsmail‟in Ģiddetli öfkesinden tam emin değildi veya bu kadar uyumsuz ve acımasız iĢlere bir anlam veremiyordu. 686
Ġran‟da Safeviler zamanında ġia mezhebin resmiyet kazanması ve ġah Ġsmail‟in Sünniler‟in öldürmesi bazı Sünni mezhebinde olan kiĢilerin Ġran‟dan göç etmesine neden oldu. ġah Ġsmail ve onu takip edenlerin onlara haksız davranmalarını Sultan Bayezid duyduğunda iki mektup yazdırdı. Biri ġah Ġsmail‟in tahta geçmesini tebrik etmek için ve diğeri de onun yaptığı yanlıĢlarından dolayı öğüt vermek ve Sünni mezhepte olanlara zülüm etmemek için idi. Dolayısıyla Bayezid Osmanlı‟ya gelen Ġranlı Sünnilerden Sünniler hakkında ġah Ġsmail‟in yaptığı aĢırı iĢlerinden haberdar olmuĢtu ama tam emin değildi. Bu nedenle elçisine duyduğu haberlerin doğruluğunu emin olduktan sonra ikinci mektubu ġah Ġsmail‟e teslim etmesini emretmiĢti. 687
Yine Bayezid‟in zikrettiğimiz bu iki mektupta iki Devlet ile iletiĢmini sağlamlaĢtırmak ve çatıĢma yerine dostça geçinmeyi tavsiye ediyordu. Bu mektupta II. Bayezid ġah Ġsmail‟e “ġah” yerine “Emir” olarak hitap etmesine rağmen Ġsmail‟i “değerli çocuğum ve Yüksek makamlı” unvanlarla teltif etmiĢti. Ayrıca Ġsmail‟i “Seyyid Soylu ve Ġran‟ın büyük padĢahları örneği Keyhüsrev‟in halefi söylemiĢti. Sonunda II. Bayezid Ġsmail‟i çok saygıdeğer, Vilayet Hanedanının neticesi” unvanıyla söyleyerek, ikinci mektubunda ona oğut vermeye baĢlıyor. Ancak bu iki mektuptan sonraki yazıĢmalar da Ġsmail‟e “ġah” hitap ederek onu resmen devlet
686 Muhammed Arif Erzurumi, Has ve Kamu içinde İslam Devrimi, Hattı Nüsha, Milli Kütüphane, Tahran 1934, s. 62- 67. 687
Ahmed Feridun Bey, Munşeatü‟s-Selâtin, Ġstanbul 1274, c. I. s. 346-347. 215
baĢkanı olarak tanıyor. 688 II. Bayezid‟in böyle davranması hakkında çok görüĢler ortaya çıkmıĢtır; bazıları onun Hıristiyanlarla çatıĢma halinde olduğu, kimi bilim adamlarıyla yaĢadığı, kimi de Süfiliğe yönelmesinden dolayı Safevi Süfilerin ataları ġeyh Safi‟ye saygısını gösterdiği için Safevilere de saygısını bozmak istemediğini öne sürerler. Buna benzeri yorumlar da yapmaktadır. Kesinlikle bunların II. Bayezid‟in dıĢ politikasında etkisi vardır. Ama bu nedenler o kadar güçlü bir neden değildir ki ülkesinin kaderini ona bıraksın. II. Bayezid‟in seçtiği böyle bir politikanın Osmanlı tarihçilerinin yorumlarında da çok garip olduğundan bahsedilmektedir. Onlar daha önceden böyle bir politika görülmediğinden dolayı O dönemde böyle bir politikanın yapılması kabul edilmemektedir. Çünkü çoğu ülkelerin dıĢ politikaları onların mezhebi görüĢlerini yansılmaktadır. II. Bayezid ġah Ġsmail‟e kan dökmekten daha çok halk üzerince etkili olayın adalet ve ĢafketlidavranıĢlar olduğunu ve böyle yapan hükümdarlığının tazmin ve meĢruiyetinin olacağını bahsetmiĢtir. Eğer bunun dıĢında davranırsa halk oradan göç edecektir ve Ģimdiki gibi Osmanlı‟ya geleceklerinden söz etmiĢtir. ġah Ġsmail‟e; ,eğer halkın Akkoyunlular‟dan razılığı olsaydı sen o kadar vilayetleri kısa zamanda kolayca ele geçiremezdin, demiĢti. II. Bayezid bunları anladıktan sonra Ġran ve Ġranlı‟yı çok saygıdeğer bir millet olduklarını söyleyerek mektubun içeriğinde onların doğru ve hakiki sıfatlarını söylemiĢtir. Mehmed ÇavuĢlubaĢı Balaban Ġran‟a vardığında söylenen haberlerin doğru olduğunu anladıktan sonra her iki mektubu birlikte ġah Ġsmail‟e sundu. Zikrettiğimiz gibi birinci mektup ġah Ġsmail‟in Irak ve Fars‟ı fethini tebrik, mektupta Ġsmail‟e aĢırılıklardan kaçınmasını tavsiye ediyordu. Ġkinci mektup Ģöyledir:
688
Feridun Bey, Münşeatü‟s-Selâtin, Ġstanbul, 1274, C. I, s. 338-340. 216
hükümet cengâveri, sağlam fetihlere sahip, Allah‟ın adaletini ve dininin farzlarını yerine getirmek için görevli olan Haydar Oğlu Safevi Sultanı Emir İsmail, Bu yüce saltanatın kurucusunun esası olan (Sultan Haydar) devamından giden, onun değerli oğlu (İsmail) ve makamını hak ediyorsunuz. Yüce Devletin silsilesinin başlangıcı, Dara ve Keyhüsrev‟in halifesisiniz, öncelikle size selam ve sağlık diliyorum, sonra şikâyet konusunu açık vurguluyorum: Siz yüce kişi (İsmail) babanız Haydar‟ın intikamını almak için Gilan‟dan hareket ettiniz. Şirvanşah Ferruh Yesarla savaştınız ve şans yardımıyla ona galip gelerek onu cezalandırdınız. Sonra Levend (oruspu) Elvendle muharebe edip onu kaçmaya müptela ettiniz. Şans, şeref ve azimle Tebriz‟e girdiniz ve Hüsrev Perviz‟in tahtına oturup mutlu oldunuz. Bu iki hoş müjde Rum (Anadolu) hudutlarında yayıldığı zaman çok mutlu oldum ve size özel mektupla müjde getiren bir müjde vereni görevlendirdim. Ben de sizden bize özel bir elçiyle tebrik göndermeniz için bekledim. Çünkü böyle büyük bir olayı ilan etmesi hükümdarların vazifesi ve uhdesindedir. Hâlâ sizden bir müjde veren ve bir işaret eden olmadığı halde başka bir müjde bu ülkede yayıldı ve belli oldu o Emirlik sıfatını taşıyan adam (İsmail) geniş toprağı olan Fars ve Irak‟ı da Bayındırlılar‟ın zulmünden kurtararak temiz güneş ışığının parlayışının oralara ışık saçmasına neden oldunuz. Sizin seyitlik sıfatınızı taşıyan ve Şehitliğe mensup olan adamı tebrik etmek gereklidir. Öncelikle ihlâs ve yardımseverliğin yayılmasına çalışıyorum. Bununla beraber amaçsız vasiyetlerimin de vilayet hanedanının soyundan kulağınıza ulaştığını o emirlik kişiliğinde olan birkaç konunun size zarar vereceği konusunda dikkatinizi çekerim: 217
akıl ve hem de şeriat onu övmemiştir; Gençliğin, nefsin hevasına tabii olmayın ve bu yaptığınızdan geri dönün. Elbette Haccac, Cengiz ve Timur adını halkın ve seçilmişlerin hangi ünvanlarla dile getirdiklerini duymuşsunuzdur. İkincisi; bir muhalif yola üç beş günlük dünya saltanatı için girmek, Müslüman halkını araç olarak kullanmak ve insanoğlunun hayırlısı olan (Hz.Peygamber) ümmetinin arasında ayrılık çıkarmak gerekmez. Bu uzaklık ve birbirinden nefret, sonuna kadar hayırlı olan rahmetli Peygamberimizin zulme uğrayan ümmetini birbirine düşman kılacaktır. Böylece İslam‟ın maddi ve manevi kuvveti azalacaktır. Bu nedenle din düşmanları Müslüman memleketlere el uzatacaktır. Üçüncüsü; camiiler, mezarlar, tekkeler, hücreler ile sultanlar, emirler, geçmiş ve sabık âlimlerin kalan eserlerini, câhil süfilerin (Kızılbaşlar), çoğu kötü amaçlı adamların aldatıcı kışkırtmasıyla onların evkaflarını kendi mülkü bilip gasp ve tahrip etmesine izin vermeyiniz. Çünkü onlar o memleketlerde İslam‟ın senetleri ve mülkiyetinin kanıtları, Allah‟ın olgun insanı (Hz. peygamber) şöhretli ümmetinin nişaneleridir. Dördüncü; gönül almak, âdil ve insaflı olmak, halkın kalbinde saldırmaktan, zorlamaktan ve kan dökmekten daha etkilidir. İyisi o ki her işte eşitlik ve adalet, şeriat, halkının hürriyetini o emirlik sıfatını taşıyanın (İsmail) âdeti olsun. Halkınızın kalbini kazanın ve iyi niyetinizle ve davranışınızla onları affedin kimse kırılmasın. Öyle bir davranış yapın ki o toprağın ahalisi atalarının vatanını terk edip yurt dışına göç etmesin. Zira Devlet ve memleketin bayındırlığı halkın hükümetten 218
efendi Seyyid (İsmail) o kadar çok memleketi kolayca fethedemezdi. Bu ölçüde İran‟da İslam‟dan önce itibarlı hükümdarlar o iklimde saltanat atını sürmüş ve bazı hükümdarlar da aynı İran halkının yardımıyla birçok övülmüş fetihlere nail olarak sultanlar arasında adları teker teker iyilikle anılmaktadır. Eskiden beri İran milleti eğer padişahları necip ve kendilerinden olmazsa, ona itaat etmezler, padişahlarının İran‟ın başkentlerinden birisinde oturmasını isterler. İranlılar, hükümdarın milleti anlayıp adalete yönlendirmelerini istiyorlar. Allah‟a hamd ve minnetle, o sayın cesura (İsmail) bütün İranlılardan necip, soylu, ulu, şöhretli eski ve İran‟ın en övülmüş birçok yardımcı ve dostu olan hanedanına mensupsunuz. Eğer adaletli olursanız, sürekli halkın refah ve rahatlığını düşünürseniz, İran halkına itaat ve hoşnutlukla Hindistan ve Türkistan halkı da sadece sizin bir işaretle, ipsiz halkasıyla tabii ve itaatkârlıkla boyunlarını ibadet ve kulluk için bırakacaklar ve Safevi Süfi Devletinin yükselmesi ve yaşamısı için fedakârlıkla çalışacaklar. Ama bunun tersine kılıç zulmüyle İran‟a sahip olursanız, devlet ve memleketin doğu ve batısından kendinizi bütün Müslümanların düşmanlık okuna hedeflendirirsiniz ve tüm Müslümanların emirleri ve hâkimlerinin saldırısından kişiliğiniz rezil olacak ve bir an dahi rahat olmayacaktır. Böylece İran memleketi kuşatılır ve ahalisi Müslümanların gözünde yenilmiş olacaklar. Neden akıllı olan insan kendini pişmanlığa uğratabileceği bir işe kalksın? Memleket padişah ister, memleketin padişah ve halkı ikisinin de adaleti bayındıra ve refaha ulaşacaktır. Manevi ve ahiret işleri olan yani dindar ve mezhepli olan padişah, neden böyle işlerle uğraşsın. Eğer o efendiliğe sahip olan adam (İsmail) bu şefkatli 219
arka çıkıp zaruri durumlarda size yardım edecektir. Bizden size bildirilir. Zira dostluk, adaleti korumak ve kolaylaştırmak birliğimizin gerekliliklerindendir. Size bildirdiğim öğütleri içeren mektubu yakınlarımın seçkin önderi ve çok değerli Çavuşlu Muhammed Balaban ile ve bazı hediyelerle size gönderdim. Böyle şartlarda gönderilen elçinin bilgim dâhilinde sözlü tavsiyelerine de kulak verin. Çavuşlubaşı Mehmed Balaban benim güvenli ve sadakatli eski hizmetkârlarımdandır. Karşılaştıktan sonra ona konuşması için söz verin. İzzetli ve büyük Allah‟ın uygun görmesiyle benim yanıma gönderin”. 689
II. Bayezid‟in siyaset alanında gösterdiği böyle bir akılcılık politikası kendi durumunu düĢünen siyasetçilerin ve özellikle savaĢ kanimetlerine alıĢan Yeniçerilerin hoĢuna gitmiyordu. Bu nedenle onu kenara atmaya ve baĢka birisini onun yerine geçirmeye çalıĢtılar. Onlar I. Selim‟i seçerek hem yeni fetihler yapmayı ve ganimet toplamalarını hem de siyasetçiler ve din hocalarının mevki ve güçlerini sağlamasını istiyorlardı. Sonunda Ġran ile barıĢ isteyen II. Bayezid‟i padiĢahlıktan azledip çatıĢma seven siyasetçiler Sultan Selim‟i tercih ettiler. Hatta II. Bayezid‟in istifasını da yeterli bulmayıp onun barıĢ ve akılcılık dengeli siyasetini silmek için gizlice yok ettiler. Yeniçeriler destekleriyle Sultan Selim‟i babasının yerine seçtiler.
689 Ahmed Feridun Bey, a.g.e, s. 346-347.
220
ġah Ġsmail Miladi1504 (Hicri 913) yılında Akkoyunlu Sultan Muratla akrabalık bağı kuran ve Azerbaycan‟ı tehdit eden Dulkadiroğlu Alauddevle‟yle savaĢ için hareket etti. ġiilik, Ġran‟dan önce Anadolu'da ġah Ġsmail'in dedesi ġeyh Cüneyd zamanından beri yaygın bulunuyordu. Bu sebeple Dulkadırlılar arasında da çok sayıda ġii-KızılbaĢ unsurları vardı. Alaüddevle Bey, ülkesinden Türkmen topluluğu ġah Ġsmail'in yanına kayıtsız gidiyorlardı. Alauddevle, ġah Ġsmail‟e önce tabi olacağını ve “Benli Hatun” kızını vereceğini söz verse de, daha sonra onun ġiiliğini bahane ederek bundan vazgeçti. 690
ġah Ġsmail kütü davranmıĢ olan 691
Elçilerinin aracılığıyla ve hakaret varan tavırlarla sözünden dönen 692 Alauddevle Dulkadir‟i cezalandırmak için harekete geçti. Alaüddevle Bey‟in Güneydoğu Anadolu bölgesinde ki Akkoyunlu ülkesini elde etmek istemesinden kaynaklanmaktaydı cezalandırmak için harekete geçti. Ġsmail Mazanderan seferindeyken Akkoyunlu Murad Alauddevle yardımıyla Bağdat‟ı ele geçirmiĢti. Daha sonra Ġsmail‟e yenilen Akkoyunlu Murad ve Barık Beg Purnak‟a himayesine alarak Ġsmail‟in yerine ,Benli Hatun, kızını Murad‟a veren Alauddevle‟ye karĢı yürüdü. Diğer taraftan Akkoyunlu
Elvend'in Diyarbakır'da ölümü yönetimde söz sahibi emirlerin ikiye ayrılmasına sebep olmuĢtu. 693
Bir kısmı Elvend'in divan beyi Emir Bey bir kısmı da Alaüddevle Bey'in yanında bulunan Göde Ahmed'in oğlu genç yaĢtaki Zeynel'i çağırarak Dulkadır Bey'in müdahalesini talep ediyorlardı. Alauddevle Ahmed ve ġahruh
690 Solakzâde, a.g.e, c. I, s. 432; Sümer, a.g.e, s. 28. 691 UzunçarĢıh, “Bayezid II” Ġ.A, MEB, Ġstanbul 1940, C. II, s. 395. 692 Nıcolae Jorga, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, Nilüfer Epçeli, Yeditepe Yayınları, Ġstanbul 2005,c.II, s. 221. 693
Refet Yinanç, Dulkadir Beyliği, T.T.K. Basımevi, Ankara, 1989, s. 91. 221
oğolları Abdulrazak kardeĢi ile birlikte, büyük bir kuvvetle Zeynel'i Diyarbakır'a gönderdi. Zeynel Diyarbakır'a çok kısa süre sahip olabildi. 694
Çünkü hapisten kaçan Elvend‟in emirlerinden Emir Bey Diyarbakırı Zeynel Han‟ın adamı Abdulhay‟ın elinden çıkardı. 695
Alaüddevle Bey'in son Akkoyunlu Ģehzadesine yapmıĢ olduğu yardım ġah Ġsmail'in ona karĢı duyduğu kini bir kat daha artırdı. Harekât esnasında Diyarbakır‟ın kuzey batı tarafında Elbistan'a doğru yola çıktı. Türkmen Süfi-ġiilerini etrafına toplamak amacı ile Erzurum, Erzincani SuĢehri ve Sivas yolu ile 696 Osmanlı hududundan geçmeyi tercih ederek Sarız yolundan Elbistan'a doğru ilerledi 697
Ġsmail askerlerine Osmanlı vatandaĢlarını rahatsız etmemeleri için emir verdi. Onlarla dostluk ve barıĢ içerisinde yaĢamalarını istiyordu. Yahya PaĢa Osmanlı‟ya karĢı yapılan olası olumsuz bir teĢebbüsü engellemek için 70bin güçlü bir ordu ile Ankara‟ya kadar gelmiĢti. 698
ġehzade ġehinĢâh on bin askerle emir bekliyordu. Karagöz PaĢa hepsine baĢkumandan tayin edilerek yirmi üç bin askerle Çubuk'tan
694
Refet Yinanç, a.g.e, s. 91 695
Sümer, Safevî Devletinin Kuruluşu ve Gelişmesinde Anadolu Türklerinin Rolü, s. 30
696 Remzi Kılıç, “ġah Ġsmail‟in Dulkadiroğulları Devleti Üzerine Yaptığı Orta Anadolu Seferi (1507) ve Sonuçları” I. KahramanmaraĢ Sempozyumu, c. I, (6-8 Mayıs 2004), Ġstanbul, Mayıs 2005, s. 409. 697 Hondmir, Habibüs-Siyer, c. IV, s. 657. 698 Nıcolae Jorga, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, Nilüfer Epçeli, Yeditepe Yayınları, Ġstanbul 2005, c.II, s. 221; Mehmed Hemdemi Solakzâde, a.g.e, c. I, s. 428.
222
Kayseri'ye gelmiĢ, yüz on beĢ bin kiĢilik Osmanlı Ordusu 1507 yılı boyunca hazır bekletilmiĢtir. 699
ġah Ġsmail gönderilen bir mektupta Osmanlı toprağına girmesinden dolayı üzülmesini söyledi. Çünkü amacı Osmanlı toprağına girmek değildi, geçici olarak halkın mülkünü iĢgal etmiĢti ve Osmanlıyla arasındaki dostluğu bozmak istemiyordu. Bu nedenle izahı anlatmak için II. Bayezid‟e bir mektup yazdı ve özür diledi.
699
Mehmed Hemdemi Solakzâde, Solakzade Tarihi, c. I, s. 428.
223
E. Şah İsmail’in II. Bayezid’e Mektubu: “Düğümleri açan ve mülk sahibi olan siz tedbirli padişah (II. Bayezid), Miladi 1506 yılı Hicri 913 yılında Rebbiyulsani ayının 12‟sinde Nehri Burnu yurduna (Elazığ) gelip burada sürekli göç halinde bulunan muhaliflere karşı durduğumdan haberiniz olsun. Önceden anlaşılmış ve kararlaştırılmış olan anlaşmamız bozulmayacak aynen kalacaktır. Bu uğurlu vakitlerde İslam‟ın mekânı Rum (Anadolu) vilayetlerinden vazgeçiyorum. Büyük gazilere ve zafer kazanan askerlere o beldenin halkının malına asla el uzatmamalarını buyurdum. Zafer kazanan askerlerimin geçtiği ve bozguna uğrattığı toplulukların ise gönlünü aldım ve kendi yerlerine gönderdim. Aslında hiçbir şey onlara iyi davranmak kadar önemli değil… Sözü uzatmadan amacım muhabbet ve dostluk ilişkimizi sağlamlaştırmaktır. Devletinizin onurlu hanedanı her yerde korunsun ve büyüsün. Değerli ve şerefli saadetiniz yücelsin”. 700 Bayezid hâlâ hoĢgörülü ve anlayıĢlı davranıyordu. Bu ġah Ġsmail‟e verdiği mektupta açıkça görülüyordu.
700
Ahmed Feridun Bey, Munşiatüs-Selâtin, Ġstanbul Yayınevi, c.I, s. 346-347. |
ma'muriyatiga murojaat qiling