zaman olmasa da çokluk aynı mesleğe mensup kişiler birbirlerinden ayrılmıyor, dülgerler
dülgerlerle, duvarcılar duvarcılarla dolaşıyor, hep bir arada kalıyor, kendi mesleklerinin»
onurunu kollayıp gözetiyorlardı. Çeşitli meslek mensupları arasında da en kibarları, en soyluları
başta torna ve tesviyeciler olmak üzere çilingirlerdi. Bütün mesleklerin de hoş bir tarafı vardı,
kimi yönleri biraz saf ve gülünç görünse de, arka planda bir güzellik, her mesleğin göğsünü
kabartacak bir taraf bulunmaktaydı; günümüzde hâlâ insanı sevindiren, övgüye
değer şeylerdi bunlar, en zavallı bir terzi çırağında bile bir nebze de olsa söz konusu
güzelliklerin parıltısı seçiliyordu.
Schuler Usta'nm atölyesinin önünde sakin ve mağrur dikilen, yoldan gelip geçenleri
başlarını eğerek selamlayan, kendi aralarında konuşup gülen çilingirleri görünce, bunların
güvenilir bir topluluk oluşturdukları, yabancılara gereksinme duymadıkları, pazar günü
eğlenmeye giderken kendi kendilerine yettikleri kuşkusuz anlaşılabilirdi.
Hans da böyle olduğunu hissediyor, bu kişilerin arasında yer aldığına seviniyor ama önceden
planlanmış bu pazar eğlencesi biraz korkutuyordu kendisini, çünkü çilingirlerin yiyip içip
eğlenirken fazla ileri gittiklerini biliyordu. Kimbilir, belki dans da edeceklerdi. Oysa Hans dans
etmesini bilmiyordu ama başka bakımdan
elden geldiğince ötekilerden geri kalmamaya çalışacak ve gerekirse biraz içip sarhoş
olmayı da göze alacaktı. Fazla bira içmeye alışık değildi, sigara konusunda da kendini zorlaya
zorlaya ancak tek bir sigarayı eline yüzüne bulaştırmadan sonuna kadar içebilecek duruma
gelebilmişti.
August büyük bir sevinçle karşıladı Hans'ı, büyük kalfanın kendileriyle gelemeyeceğini
Do'stlaringiz bilan baham: |