Hazirlayanlar
Download 3.42 Mb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- Diyarbakır’da köylerin dinî gruplara göre dağılımı
- Diyarbakır’da Kamu Hizmetinde Ermeniler
- Mülâhazat Esami Nişan- ları Rütbe- leri Miktar-ı Maaşları
Sonuç Sonuç olarak; Sultan Abdülhamit döneminde bahsi geçenler dışında birçok Ermeni devlet adamı Osmanlı bürokrasisinde görev yapmıştır. Bin- lerle ifade edilecek sayıda Ermeninin Osmanlı idaresinde hem de çok üst 22 Çark, a.g.e., s.148. 23 Çark, a.g.e., s.150. 24 Dabağyan, a.g.e., s.311. 255 Arş. Gör. Serkan GÜL düzeyde görev yapması gerçeğiyle Abdülhamit’in bir Ermeni düşmanı ola- rak gösterilmesini ne şekilde ele almalıyız? Abdülhamit döneminde Ermenilerin Osmanlı Devleti’nin birçok yerin- de isyanlar çıkardığı ve hatta Osmanlının başkenti İstanbul’da Padişah’ın bizzat kendisine suikast girişiminde bulunduğunu göz önüne aldığımızda, Osmanlı Devleti’nin bu türlü faaliyetlere karşı önlem almasında anlaşıl- mayacak bir durum yoktur. Ancak bu arada dikkat etmemiz gereken nokta; bütün bu olaylara rağmen, Sultan Abdülhamit’in devletine bağlı Ermeni- lerle isyancılar arasında kesin bir ayırım yapmasıdır. Sultan Abdülhamit döneminde Ermeniler Osmanlı devlet yönetimin- de tarihte hiç olmadığı kadar yer almışlar ve çok önemli makamları işgal etmişlerdir. Bunlardan birçoğu Padişah’ın kişisel güvenini ve taktirini ka- zanmışlar ve hizmetlerinin karşılığını da daima görmüşlerdir. Çok uzun bir tarihsel geçmişe dayanan Türk-Ermeni ilişkileri son zamana kadar kül- türler arası etkileşimin en güzel örneklerini sunmuştur. Bu etkileşimin bir parçası ve sonucu olan Ermeni devlet adamlarının Osmanlı devlet yöneti- minde önemli görevler almaları, üzerinde dikkatle durulması gereken bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Son söz olarak; Abdülhamit’in Ermenilere karşı koşulsuz bir düşmanlık beslediğine dair bir kanıt ortaya konulamaz. Aksine Sultan Abdülhamit’in Ermeni devlet adamlarına karşı büyük güven duyduğu ve onların bilgi ve becerilerinden sonuna kadar yararlandığını söylemek için elimizde fazlaca kanıt mevcuttur.
DİYARBAKIR SOSYAL YAŞAMI İÇERİSİNDE VE DEVLET HİZMETİNDE ERMENİLER Arş. Gör. Serkan YAZICI Sakarya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü E-mail: syazici@sakarya.edu.tr; Tel: 0 532 769 40 64
Özet Diyarbakır Sosyal Yaşamı İçerisinde ve Devlet Hizmetinde Ermeniler başlıklı bu bildiri, Diyarbakır sosyal hayatında Ermenilerin durumundan başlayarak, vilâyet genelinde kamu hizmetinde bulunan Ermenileri konu edinmekte- dir. Bildirinin hazırlanmasında 1893 tarihine ait Diyarbakır vilâyetinde devlet hizmetinde çalışan Ermenilerin listesini gösteren resmî bir cetvel (tablo) esas teşkil etmiştir. Dev- let hizmetinde bulunan Diyarbakır Ermenilerinin isimleri, maaşları, görevleri, önceki görevleri (bir kısmının), rütbe ve nişanlarını gösteren bu cetvel, şehirdeki kamu yaşamı- nın doğru anlaşılması açısından önemli bir belgedir. Bu kaynağın yanı sıra Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nden fark- lı belgelerle ve yerli-yabancı birçok eserle Diyarbakır’da devlet işleyişi içinde Ermenilerin durumu ortaya konulma- ya çalışılmıştır. Ayrıca Diyarbakır’da Ermenilere ait eğitim kurumları, basın-yayın faaliyetleri gibi iştigal ettikleri diğer iş kolları, Diyarbakır günlük yaşamı içinde hak ve özgürlük- ler açısından durumları, Ermeni cemaati içinde birbirleriy- le ve devlet kurumlarıyla olan ilişkileri ele alınan konular arasındadır.
259 Arş. Gör. Serkan YAZICI Giriş Osmanlı İmparatorluğu’nun birçok milleti bir arada yaşatabilen yapısı içinde, Ermeniler devletin Müslüman tebaası ile en yakın ilişkilere sahip unsurdu. Gerek devlet hizmetinde gerekse günlük yaşamda iç içe geçmiş bu yapı imparatorluğun tüm şehirlerinde gözlemlenebilirdi. Diyarbakır örneğinde de Ermeniler, şehir yaşamının her basamağında karşımıza çık- maktadır. XIX. yüzyılın sonu ve XX. yüzyılın başı itibariyle ahalisi, Türk, Kürt, Ermeni, Keldanî, Rum, Süryanî ve Yahudi unsurlardan oluşan Diyarba- kır, Ortadoğu için geçit noktasında bulunduğundan tarih boyunca var olan stratejik önemini muhafaza etmekteydi. Akkoyunlular gibi büyük devlet- lere başkentlik yapan şehir, tarih boyunca farklı unsurların bir arada yaşa- yabildiği çok kültürlü bir alan olmuştur. Bu unsurlardan biri olarak şehir nüfusu içinde kabaca % 10-20 arasında bir ağırlığa sahip olan Ermeniler, Diyarbakır sosyal yaşamı içinde ve devlet kademelerinde önemli bir yere sahip olmuşlardır. Diyarbakır’da Ermenilerin, yerleşim alanı olarak genellikle şehir merkezlerini tercih etmelerine rağmen köy yerleşimleri içinde de Erme- nileri görmekteyiz. Evliya Çelebi’nin verdiği bilgilere göre 1655-1656’da Diyarbakır’da yedisi Ermeni, kırk yedisi Müslüman elli dört mahalle bu- lunmaktadır 1 . XX. yüzyıla gelindiğinde 1902 yılı Osmanlı sâlnamesine 1 Nejat Göyünç, “Diyarbakır”, TDVİA, Cilt 9, s.464-472 (468). 260 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER göre, Diyarbakır vilâyetinin idarî bölünümü 3 sancak, 14 kaza, 58 nahiye, 3 177 köy şeklindedir 2 . 1914 yılında Diyarbakır’da köylerin dinî gruplara göre dağılımı ise Ali Emirî’nin verdiği rakamlarla şöyledir 3 . Diyarbakır’da köylerin dinî gruplara göre dağılımı Müslüman karyeleri 2 871 Gayrimüslimlerle muhtelit karyeler 296 Gayrimüslim karyeleri 183
Diyarbakır’da Ermeniler, diğer kentlerde olduğu gibi ağırlıklı olarak ticaretle uğraşıyorlardı, ancak ticaret dışında Ermenileri birçok farklı iş kolunda görmek de mümkündür. Osmanlı idaresinde, 1540’larda Müslü- manların dinen yapamayacağı meyhanecilik gibi işleri yürüten Ermeni- ler, bu dönemde ekonomik anlamda büyük kazançlar sağlayan ve büyü- yen bir sektör olan bağcılıkla da ilgileniyorlar, bunun yanı sıra 1566’da Diyarbakır’da hayvancılığın merkezi olan koyun pazarı mukataası İbra- him adlı bir Ermeniye veriliyordu 4 . Ancak Ermeniler arasında çiftçilik, maden işçiliği ve hamallık gibi maddî anlamda düşük seviyede işlerle uğ- raşanlar da vardır 5 . Genel olarak ticarî faaliyetleri kuyumculuk ve maden işletmeciliği gibi güçlü sermayeler gerektiren ve büyük kazançlar sağlayan işlerdi
6 . Dönemi yaşayan ve anılarında yer veren Mustafa Akif Tütenk, 93 Harbi’nden sonra Diyarbakır’da ticaretin büyük oranda Ermenilerin eli- ne geçtiğini dile getiriyordu. Yabancı dil bilgileri ve Avrupalı tüccarlarla olan iyi ilişkileri sayesinde ithalât ve ihracat işlerini de onlar yürütüyordu 7 . Ermenilerin ellerinde bulundurdukları ticaret hacmi konusunda doğrudan bilgi sahibi olmasak da 1900’lü yıllarda Diyarbakır ihracatının 242 800, ithalâtının 274 100 Osmanlı lirası düzeyinde olması bize Ermenilerin ser- maye birikimleri ve zenginlikleri ile ilgili bir fi kir verebilir 8 .
3 ALİ EMİRİ, Osmanlı Vilâyet-i Şarkiyyesi, İstanbul 1918, s.32. 4 Göyünç, a.g.e., s.467. 5 Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Y.PRK.AZN., Belge No: 14/5. 6 BOA, A.MKT.UM., Belge No: 396/54. 7 Şevket Beysanoğlu, Kültürümüzde Diyarbakır, Ankara 1992, s.10. 8 Göyünç, a.g.e., s.468. 261 Arş. Gör. Serkan YAZICI Ermeniler, Osmanlı Devleti’nin iyi eğitim alan unsurlarından biridir. Fakat eğitimle ilişkileri bununla sınırlı değildir. Eğitim kurumlarında, okul müdürlüğü-müdireliği ve öğretmenlik yapan birçok Ermeni ile ilgili ka- yıtlar Başbakanlık Osmanlı Arşivinde yer almaktadır 9 . Burada bahsi ge- çen okullar bazen bizzat Ermeniler tarafından açılan, bazen de Katolik, Protestan gibi Hıristiyan mezheplerinin misyonerlik faaliyetlerini yürüten okullardır. Katolik misyonerliği çerçevesinde Diyarbakır’da 1, Mardin’de 2, Protestan misyonerliği çerçevesinde Diyarbakır’da 1 okul bulunmaktay- dı 10
yer alan) 1901-1902 İstanbul Ermeni Patrikhanesi’nin İstatistiği’ne göre, Diyarbakır’da dört Ermeni okulu vardı 11 . Yine aynı istatistiğin kullanıldığı bir başka eserde Osmanlı Devleti bünyesinde toplam 803 Ermeni okulu ve bu dönemde Diyarbakır’a bağlı Palu’da sekiz Ermeni okulu daha mev- cuttur 12
verilen müdiresi Sürmeliye Hanım 13 adında Ermeninin olduğu, Ermeni Kız Okulu da bulunmaktaydı 14 . Bu okulların çalışanları, ağırlıklı olarak Ermeniler olmakla birlikte, eğitim sonunda Ermeniler, batı dillerini ve kül- türünü öğrenerek mezun oluyordu. Bu okulların öğretmenlerinden bazıları kimi zaman, gerek eğitim ve öğretimde gençleri ihtilâle sevk edecek yön- temlere başvurmaları gerekse devlet aleyhinde yasak yayın bulundurma ve yayınlama suçlarından cezaî işleme tâbi tutulmuşlardır. Çüngüş Ermeni Mektebi’nden 25 öğretmen bu tür bir cürümün parçası olarak mahkemeye sevk edilmişlerdi 15 . Mesrob Krikorian, Armenians in the Service of the Ottoman Empire adlı kitabında Ermenilerin Diyarbakır, Sivas ve Elazığ gibi şehirlerde dik- kate değer ölçüde Sağlık ve Polis teşkilâtlarında yer aldıklarından bahset- mektedir. Krikorian’ın aktardığı bilgilere göre Ermeniler yurt dışında tıp eğitimi aldıktan sonra bu bölgelere geri dönmektedir 16 . 9 BOA, DH-İD, Belge No: 30-1/37. 10 Ayten Sezer, “Osmanlı Döneminde Misyonerlik Faaliyetleri”, Yeni Türkiye Mart-Nisan 2001 (Ermeni Sorunu Özel Sayısı), Ankara 2001, s.948-960,. 11 Azmi Süslü, Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayı, Ankara 1990, s.46. 12 Azmi Süslü, Fahrettin Kırzıoğlu, Refet Yinanç, Yusuf Halaçoğlu, Türk Tarihinde Ermeni- ler, Ankara 1995, s.141-142. 13 Bu isim Takvim-i Vekayi’de Amelya Hanım olarak anılmaktadır 14 BOA, DH-İD, Belge No: 30-1/37. 15 BOA Y.PRK.AZN., Belge No: 20/68. Bu belgede üstte bahsedilen 25 öğretmenin isimleri bulunmaktadır. 16 Mesrob Krikorian, Armenians in the Service of the Ottoman Empire 1860-1908, Scotland Amerika 1977, s.106.
262 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER Ermeniler günlük hayatta karşılaştıkları birçok sorunu devlet mah- kemeleri aracılığı ile çözüme kavuştururdu. Mahkemeler âdil bir şekilde davaları hükme bağlar, bu durum davalı ya da davacının milliyetine bağlı olarak farklılık göstermezdi. Bu davaların bazılarını örnek olarak sunalım. Ergani’de, Ermeni kilisesine ait olan bir araziye bazı kişilerin sahip çıkma- sı üzerine açılan davada mahkeme, arazinin kiliseye ait olduğunu doğrulu- yor ve iadesine karar veriyordu 17 . Bir başka vakada, Amerika’ya gitmele- rine yardımcı olunacağı umuduyla kandırılan ve paraları alınan Ermeniler devlete baş vuruyor, suçlular yakalanıp mahkeme önüne çıkarılıyordu 18 .
bir başka anlaşmazlıkta, Keldanî kilisesinin, daha önce kapalı olan, Erme- ni kilisesine bakan pencereleri açtırması, bir anlaşmazlık vesilesi oluyor, bunu haber alan polis ve jandarma yetkilileri her iki tarafın ruhanî reisleri ile görüşerek meseleyi olay çıkmadan çözüme kavuşturuyordu 19 . Davanın her iki tarafının da Ermeni milletine mensup olduğu bir başka örnekte de adaletin tecelli ettiğini görmekteyiz. Ergani madenindeki bir olayda, ma- den işletmecilerinden Ohannes, madene tahsis edilen parayı, kendi yandaşı bulunan Ermenilere kullandırması ve yine bu durumdan başka Ermenile- rin mağdur olması üzerine adlî takibata uğruyordu 20 getirdiğimiz olaylarda mahkemeye sevk olunan herkesin ceza almadığını ve bazılarının suçsuz bulunduğunu da gösteren birçok arşiv belgesi vardır. Bunlardan birinde, 1890 yılında Mardinli Kazazyan Osib ile kardeşine is- nat edilen suçların gerçeği yansıtmadığı Diyarbakır valisi Hamid Bey’in bir telgrafında dile getiriliyordu 21 . Hak ve özgürlükler açısından Diyarbakır’da, Ermenilerin sahip olduk- ları imkânlardan biri de gazetelerdi 22 . Devlet izniyle ve tasarrufunda çıka- rılan bazı Ermeni gazeteleri de mevcuttu. Gazete kurma isteğiyle devlet makamlarına başvuran Ermenilerin istekleri gerekli yasal işlemin ardından ruhsat verilerek kabul ediliyordu. 1865’te, bir yüzü Türkçe bir yüzü Er- menice harfl erle basılacak olan Diyarbakır adlı gazetenin çıkmasına karar 17 BOA, A.MKT., Belge No: 545/34. 18 BOA, A.MKT.MHM., Belge No: 617/37. 19 BOA, A.MKT.MHM., Belge No: 637/47. 20 BOA, A.MKT.MHM., Belge No: 396/54. 21 BOA, Y.MTV., Belge No: 43/19. 22 Ermeniler 1832’den 1970’lere kadar, İstanbul’da 350, İzmir’de 38, bunların dışında sayı- ları 20’ye ulaşan diğer il ve ilçe merkezlerinde 70 kadar, Ermenice gazete ve yayın neşret- miştir. Sezer, a.g.e., s.63-66. 263 Arş. Gör. Serkan YAZICI verilmiştir 23 . Ayrıca 1909’da Palulu Hemeyan Aromyan adlı şahsın Gühan adını taşıyan Ermenice bir gazete çıkarma talebi de kabul edilmiştir 24 . Diyarbakır’ın sosyal hayatı içinde Ermenilerin dinî konularda da sı- kıntıları olmadığı, her mezhebin yararlanabileceği kiliselerin mevcut ol- duğu görülmektedir. Osmanlının bu konuda toleransa dayalı yaklaşımı bu şehirde de sürmektedir. Hatta Nejat Göyünç’e göre şehirde hiçbir kitabî dine mensup olmayanlar dahi vardır 25 . Gayrimüslim vatandaşların dinî vecibeleri yerine getirmelerinde sorun olmadığı gibi, mezhep değiştirmek isteyenlere de anlayış gösterilmekte idi. 1851 yılına ait bir belge, Serkis adında bir Ermeninin mezhep değiştirmesine ve Antalya’dan memleketi olan Diyarbakır’a gitmesine izin verilmesinden bahsediyordu 26 . Yine bu tarihlerde, Diyarbakır’da birçok Ermeni, Rum mezhebine (Ortodoks) geç- mek istemiş, bu talep devletçe, Rum milleti defterine kaydolunarak bu taleplerinin kabul edilmesi şeklinde arşiv devlet yazışmalarına yansımış- tır
27 . Diyarbakır şehri, camileri, kiliseleri, havralarıyla dinî bakımdan Anadolu’da bu dönemdeki renkliliği yansıtmaktaydı. Kendi ibadethaneleri bulunan her mezhep, buralarda özgürce dinî vecibelerini yerine getirebili- yordu. Diyarbakır Ermenileri de birçok kiliseye sahipti. Kent merkezinde tarih boyunca 22 tane kilisenin varlığından haberdarız, ancak bu kilise- lerden 8 tanesi ayaktadır. Sağlam olan 8 kiliseden de yalnızca 1 tanesi çalışır durumdadır. Bunların 14 tanesi, cemaatlerinin kaybolmuş olması ya da işlevini yenilerine devretmesi nedeniyle yıkılmış ve yok olmuştur. Bu kaybolan kiliselerin 12 tanesinin hangi cemaate ait olduğu bilinmemekte- dir. Bilinenlerinse 6 tanesi Ermeni cemaatine aittir. Günümüzde 28 , Meryem 23 BOA, A.MKT.MHM., Belge No: 435/39. 24 BOA, ZB, Belge No: 330/76. 25 Göyünç, Osmanlı İdaresinde Ermeniler, İstanbul 1983, s.26. 26 BOA, HR.MKT., Belge No: 44/75. 27 Davut Kılıç, Osmanlı İdaresinde Ermenilerin Arasındaki Dinî ve Siyasî Mücadeleler, An- kara 2000, s.89. 28 Nurşen Mazıcı’ya göre, kitabın basıldığı yıllarda Türkiye’de 33 kilise çalışır durumda- dır, bunlardan dört tanesi, Kırıkhan, İskenderun, Kayseri ve Diyarbakır olmak üzere İstan- bul dışındadır. Mazıcı, Uluslararası Rekabette Ermeni Sorununun Kökeni, İstanbul 1987, s.141. Kültür Bakanlığı’nın Diyarbakır kiliseleri hakkında verdiği bilgilere göre, Mart Thoma, Meryem Ana, Kırklar Kilisesi, Mart Pityon Kilisesi Diyarbakır’ın önde gelen dört kilisesidir. http://www.kultur.gov.tr/portal/destinasyon_tr.asp?belgeno= 47281&belge- kod=45868& baslik=Detay (28. 07. 2004).
264 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER Ana Kilisesi, az sayıdaki Süryanî cemaati tarafından kullanılmakla birlikte aktif durumdadır 29 .
nı üstlenmiştir. 1919 yılına ait bir belgede Ergani kazasında harap halde olan kilisenin, hali harapta terki münasip olmayacağı gerekçesiyle gerekli bütçenin hazırlanması ve gereğinin yapılması Meclis-i Vükelâca kararlaş- tırılmıştır 30 . Ancak şüphesiz bu bilgiyi 1919 yılının siyasî koşulları içinde değerlendirmek gerekmektedir. Ermeni Sorunu içinde önemli bir nokta olan kilise ve ruhanîlerin fa- aliyetleri, Diyarbakır olaylarında da kendisini göstermiştir. Kiliseler, Er- menilerin Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermenistan kurma düşünceleri ortaya çıkana kadar mütevazı mekânlar iken bu süreçten sonra yapıları, büyüklükleri iktidar ve güç sembolü olarak görülmüş, Diyarbakır’da Kü- çük Kilise diye anılan kilise, Ermenilerce yıktırılarak çan kulesi Şeyhma- tar Camisi’nin minaresinden yüksek olmak üzere yeniden inşa edilmiştir 31 . Diyarbakır Ermeni olayları ve Ermeni isyanları derinlemesine incelendi- ğinde görülüyor ki, bahsi geçen kiliselerin bazıları, kimi zaman bir propa- ganda toplantısının yapıldığı yer, kimi zaman bir silâh deposu, kimi zaman da fi rarîlerin sakladığı bir sığınak olarak karşımıza çıkmaktadır. Diyarbakır’da Kamu Hizmetinde Ermeniler XIX. yüzyılın ikinci yarısından sonra Ermenileri, büyük-küçük bir- çok devlet görevinde de görmeye başlamaktayız. Osmanlı Devleti, millet-i
miştir. Tahsil ve yeterliliklerine göre devletin üst makamlarına yükselen Ermeniler, Osmanlı devlet sisteminin bir parçası olmuşlardır. Şevket Beysanoğlu’nun, Mustafa Akif Tütenk’ten aktardığı cümleler- de mahkeme, meclislerde, polis ve jandarma hizmetlerinde birçok Erme- ninin bulunduğu, hatta valinin tercümanının bile Dikran isimli bir Ermeni olduğu belirtiliyordu. Tütenk; Dikran adlı bu kişinin, Ermenilerin devlet makamlarına yansıyan işlerini tarafl ı bir şekilde aktararak, bu kurumları yanıltıcı bir takım faaliyetler içinde olduğunu belirtiyordu. Örneğin, Er- menileri ihtilâl düşüncelerine sevk edecek propaganda unsurları içeren 29 Orhan Cezmi Tuncer, Diyarbakır Kiliseleri, Diyarbakır 2002, s.13. 30 BOA, M. V., Belge No: 215/92. 31 Beysanoğlu, a.g.e., s.10.
265 Arş. Gör. Serkan YAZICI Ermenice sahnelenecek bir tiyatro oyununun, sakıncasız olduğunu bildirir raporlar vermesinden bahsetmektedir 32 .
gede verilen bir cetvel, Diyarbakır’da, kamu hizmetinde çalışan birçok Ermeni hakkında detaylı bilgi vermektedir. 30 Ağustos1893 tarihinde ha- zırlanan bu belgeye göre, Ermeniler uzun süreden beri devlet hizmetinde bulunmuşlar, bunlardan kimi yüksek devlet hizmetleri yürütmüş, dolgun maaşlar almış ve hizmetleri nispetinde devlet nişanlarıyla ödüllendiril- mişlerdir. Bu tablo, 47 devlet görevlisinin memuriyete giriş tarihlerini, o tarihteki görevlerine başlangıç tarihlerini, maaş miktarlarını, rütbelerini, nişanlarını, isimlerini ve bu kişilerle ilgili ilâve açıklamaları içermektedir. Bu isimleri tek tek saymak yerine bunlar içinden genel durumu yansıtan 14 tanesinden bahsetmek istiyorum. Tablodaki şahıslardan 16 tanesi fahrî olmak kaydıyla maaşsız, bir tanesi aidatla ve kalan 30 tanesi maaşlı olarak çalışmaktadır. Diyarbakır vilâyeti dahilinde müstahdem Ermeni memurları 33 Mülâhazat Esami Nişan- ları Rütbe- leri Miktar-ı Maaşları Memuriyet-i hazırala- rına zaman-ı tayinleri Hizmet-i devlete tarih-i duhulleri Diyarbakır sancağı Evvelce daire-i mezkûrede muvazzaf aza idi.
Mahkeme-i istinaf hukuk dairesi aza- sından Handanyan Karabet Efendi - Salise
Fahrî 3 Nisan 1309 Meçhul Evvelce daire-i mezkûrede muvazzaf aza idi
Mahkeme-i mezkûre ceza dairesi azasın- dan Boyacıyan Osib Efendi
- - Fahrî 3 Nisan 1309 Meçhul
Beş on seneden beri bu azalıkta bulunur Meclis-i idare-i vilâyet azasından Minasyan Ohannes Efendi
4. Osmanî
Salise Fahrî
1 Nisan 1309 Meçhul
Evvelce mülga Diyarbakır ticaret mahkemesi ikinci kitâbetinde de bulunmuştur Merkez bidayet mahkemesi hukuk dairesi zabıt kâtibi Tuhman Efendi - - 300 1 Temmuz 1304 Meçhul 32 Beysanoğlu, a.g.e., s.10. 33 BOA, Y.PRK.DH., Belge No: 6/94. 266 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER Mülâhazat Esami Nişan- ları Rütbe- leri Miktar-ı Maaşları Memuriyet-i hazırala- rına zaman-ı tayinleri Hizmet-i devlete tarih-i duhulleri Mahkeme-i mez- kûre ceza dairesi zabıt kâtibi Haçadur Efendi -
300 16 Teşrinisani 1305 Meçhul Evvelce kaza-i mezkûr mukâvelat muharrirliğinde bulunmuştur. Siverek kazası bidayet mahkemesi müstantık muâvini Bedros Efendi - - 300 12 Ağustos 1307 Meçhul Kazay-ı mezkûr bidayet mahkemesi azasından diğer Bedros Efendi - - 225 12 Ağustos 1307 Meçhul Evvelce kaza-i mezkûr sandık eminliğinde bulunmuştur Lice kazası bidayet mahkemesi aza- sından Aleksandır Efendi
- - 225 3 Nisan 1305 Meçhul
Diyarbakır muhâ- berat-ı ecnebiye şefdö *
Efendi - - 900 Rebiyülevvel 1884 Meçhul Diyarbakır baş müdiriyet kalemi muhasebe kâtibi David Efendi - 650 Cemaziyelevvel 1892 Meçhul
Diyarbakır muha- berat-ı ecnebiye ser memuru Altunyan Efendi
- - 570 Recep 1890 Meçhul
Mumaileyh Adana şefdö sabıkı olup 3 Kanunevvel sene 306 tarihinde tayin olmuştur. Diyarbakır muha- berat-ı ecnebiye ser memuru Kazamir Efendi -
570 Meçhul
Halep muhaberat-ı ecnebiye memuru olup 5 Haziran 305 tarihinde tayin olunmuştur. Diyarbakır muha- berat-ı ecnebiye memuru İstefan Efendi -
500 Meçhul
Diyarbakır muha- berat-ı ecnebiye ser memuru Dikran Efendi
- - 500 Recep 1302 Meçhul
* Bu terim, Fransızca’dan geçmiştir ve chef de station tabirinin kısaltılmış halidir. Mesrop K. Krikorian bu şahsı 1892 yılında Diyarbakır telgraf servisinin müdürü olarak takdim etmektedir. Krikorian, a.g.e., s.23.
|
ma'muriyatiga murojaat qiling