Hercai hercai
Download 1.36 Mb. Pdf ko'rish
|
Sümeyye Koç - Hercai
Bu kez değildi, bu sefer değil…
Gönül onu duymuyordu. Kapıldığı hıçkırıklarıyla sadece kaçınılmaz sonu geciktiriyordu ama nafile. Miran bir kez daha bağırdı. “Kalk dedim kadın, kalk!” İstemeye istemeye yerden kalktı Gönül fakat bakışları bir türlü Miran’a değmiyordu. Gözlerine bakamıyordu, bakarsa ölecekti, biliyordu. Son kez görecekti belki de. Ne acı bir kayıptı bu. Oysa günün birinde sevileceğini düşünmüştü. Miran olmadan yaşamayı hiçbir zaman düşünmemişti. “Benden boşandıktan sonra onunla evleneceksin öyle mi?” Sorusunu zoraki tamamladı. Zangır zangır titriyordu. Yolunu bağlayan çaresizlik ve ciğerini dağlayan ayrılık habercisi canını haddinden fazla yakıyordu. Miran yalan söyleyemezdi. “Olması gerekeni yapacağım,” diyerek kestirdi. “O olmasaydı…” “O olmasaydı da olmayacaktı. Anla artık, benim gözlerimde sen yoksun!” “Yine de bir şansım vardı Miran, o olmasaydı, aramıza girmeseydi…” Miran bu serzenişler karşısında yaralanmak istemiyordu daha fazla. Gönül’ün konuşmasına fırsat vermedi, işaret parmağını dudağına bastırarak susturdu onu. “Sus artık, sus da beni dinle!” Artık bilinmesi gereken bir gerçek vardı ve ortaya çıkması gereken o zaman kapıya dayanmıştı. “Yanılıyorsun,” dedi sessizce. “O gelip girmedi aramıza. Reyyan’la benim arama giren sensin asıl!” Bakmaya korktuğu gözlere bakışlarını dikip şaşkınca baktı. Ne demek istemişti Miran? “Bu ne demek şimdi?” “Reyyan hep vardı. O beni tanımasa da, bilmese de hep hayatımın bir parçasıydı. Ben onu yıllardır bekliyorum be. Bu evlilik planını yeni mi yaptım sanıyorsun? Onunla evlenmeyi beş yıl önce kazıdım aklıma. Sonradan gelen sensin,” dedi suçlayıcı bir ses tonuyla. “Hesapta olmayan, hoşnutsuz bir ayrıntıdan ibaretsin.” Duyduklarının ağırlığı altında eziliyordu Gönül. Çırpınacak takati dahi kalmamıştı. Yorgun bedenini yatağın kenarına bıraktı zorla. Savaşması mağlubiyetini engellemeyecekti, artık farkına varmıştı. Bakışları Miran’ın yüzüne kayarken fısıldadı. “O zamandan beri ona âşıksın…” Sustu Miran. Susmak kabullenmekti bir bakıma. Son noktaya gelinmişti. Bugün bu hastanede, son görüşü olacaktı fırtınalı hayatının bir parçası olan bu kadını. Ve ardına bile bakmadan ona gidecekti. Bir süre daha sessiz kaldı. Sükûnet, onları daha fazla zehirlemeden dağıttı bu ölümcül sessizliği. “Gidiyorum ben Gönül,” dedi kısık ama güçlü bir sesle. “İyi veya kötü fark etmez. Kısa bir zaman da olsa, hayatını paylaştın benimle. Biliyorsun, birbirimize verdiğimiz zararların haddi hesabı yok. Ve artık, birbirimizi daha fazla kanatmanın bir anlamı yok.” “Sondu,” dedi onca sonu tek bir ağızdan fısıldarken. “Bitti!” Sessiz haykırışlar içinde kafasını salladı Gönül. Onsuz bir yolu yoktu onun. Onsuz geçecek gecelere, onsuz uyanacağı sabahlara gözünü açmaya gücü yoktu. Ama alışacaktı zamanla… Kimler alışmıyordu ki? Kim ölmüştü bunca zaman aşktan? Henüz yarası çok tazeydi. Bir gün hiç acımayacaktı belki. Fakat o zaman gelene kadar her gün tadacaktı bu acıyı. Belki de yeni bir hayatı olacaktı. Kim bilir? Geçer derlerdi. Her yara bir kabuk bağlar. Geçecekti elbet. “Hoşça kal,” dedi adam ve son veda sözüyle noktaladı cümlesini. Ardından gözleri ve adımları kapıya yöneldi. Ve kadın, son kez duydu sevdiği adamın sesini, son kez baktı gözlerine ve son kez gördü gidişini… Gözleri ardından ıslak ıslak bakarken de son kez konuştu Gönül. “Hoşça kal sevdam!” |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling