Hercai II meftun hercai II / meftun
Download 1.49 Mb. Pdf ko'rish
|
Sümeyye Koç - Meftun
7. BÖLÜM
“MEZARLIK” Sanki sonu görünmeyen bir uçurumun kıyısındaydı. Aşağı baktığında gördüğü tek şey, yalanlarla örülü, ihanetlerle bezeli, acılarla sarılı bir geçmişti ve o geçmiş bugün bütünüyle dökülmüştü avuçlarına. Büyük bir belirsizliğin içinde tepetaklak oluyordu Reyyan. Nergis Hanım’ın evine gelmeden önce, onunla konuşup konuşmama konusunda bir karara varması uzun sürmüştü. Ama yanlış, ama doğru... Sonuç olarak, yanlış bile yapsa her şeyi göze alıp o kadınla konuşmuştu. Zaten ne doğruydu ki hayatında? Aptal Reyyan! Kendi kendine kızması bir fayda vermiyordu. Sonuç olarak bu deliliği yapmış mıydı? Evet. Nergis Hanım’ın gerçeği bilip bilmediğini hesaba katmadan dudaklarından fütursuzca savurmuş muydu bildiği her şeyi? Yine evet... Nergis Hanım kız kardeşinin yıllar evvel Hazar Şanoğlu ile evli olduğunu biliyordu. Dilşa, hastalığının son zamanlarında, öleceğini anladığı vakitlerde tek bir vasiyet bırakmıştı ardında. Miran, annesinin daha önceden başka bir adamla evli olduğunu asla bilmeyecekti. Ve Nergis Hanım, kız kardeşinin son isteğini yerine getirmiş, yıllar yılı susmuştu. Tek bildiği buydu kadının. Tek suçu da susmak. Dilşa hiçbir zaman Miran’ın öz babasının Hazar Şanoğlu olduğunu söylememişti ki kadına. Belki de bu gerçeği, Dilşa da hazmedememişti zamanında. Bu nasıl bir nefretti ki, çocuğunun gerçek babasını herkesten saklayabilmişti? Nergis Hanım bu sarsıcı gerçeği, ilk kez bugün Reyyan’ın ağzından işitmişti. Sonrası zaten felaketti, bayılıp kalmıştı ve kendine gelmesi uzun sürmüştü. Üstelik o sıralarda evinde Reyyan’dan gizlediği bir başka misafirinin olduğunu dahi unutmuştu. Kendi derdine düşmüştü ne de olsa. Reyyan’ın uzun uğraşları sonucunda kendine geldiğinde ise dökülmüştü bildiği her şeyi. Şimdi Reyyan, o can yakan geçmişi bir de Nergis Hanım’ın ağzından dinlediğinde, kime hak vereceğini bilememişti. Arabanın arka koltuğunda oturuyordu. Ali onu buraya getirdiği gibi, eve geri götürüyordu. Kafasını cama yaslayıp bakışlarını binlerce insanın ayak bastığı İstanbul sokaklarına dikti. Camın ardında birçok insan vardı fakat Reyyan’ın gördüğü tek manzara dipsiz bir geçmişin anılarından ibaretti. Nergis Hanım’ın anlattıkları ağır bir yara olmuştu kalbine... Evet, bildiği gerçeği yıllar boyunca Miran’dan saklamıştı o kadın. Annesinin, Hazar Şanoğlu ile kısa zamanlı evliliğini Miran’dan gizlemişti. Hatta bir de yalan söylemiş, baban mal davası yüzünden öldürüldü demişti. Çünkü Miran’ın her şeyi böyle bilmesini isteyen, annesinden başka kimse değildi. Aptallığına yanıyordu Reyyan. Yanlışa bir kere daha el vermiş, söylememesi gereken şeyleri söylemişti. O, teyzesinin her şeyi bildiğini düşünerek gitmişti evine. Miran’ın öz babasının Hazar Şanoğlu olduğunu biliyor, bile bile de saklıyor diye düşünmüştü. Ancak bu gün, bu gerçeği bir kişi daha öğrenmişti. Reyyan, Nergis Hanım’a hastanede duyduklarından ve DNA testinden bahsettikten sonra aslında onun da hiçbir şey bilmediğini anlamıştı. Neyse ki Nergis Hanım susup Miran’a bir şey söylemeyeceği konusunda söz vermişti. Zaten Nergis Hanım’ın, Miran’ın öz babasının Hazar Şanoğlu olduğunu bilmediğini şu sözlerinden anlamıştı. “Biz seni Hazar Şanoğlu’nun öz kızı biliyorduk Reyyan. Eğer ben Miran’ın babasının, Hazar Bey olduğunu bilseydim, iki kardeşin evlenmesine müsaade eder miydim hiç?” İşte bunca zaman bunu düşünememişti Reyyan. Bazen kafası gerçekten çalışmıyordu. Bu gerçeği öğrendiği ilk gün Nergis Hanım’ın her şeyi bildiğini düşünmüştü. Ancak teyzesi doğru söylüyordu. Babasıyla ilgili gerçeği bilmediği ortadaydı. Zaten bir insan ne kadar kötü olursa olsun, asla iki kardeşin evlenmesine müsaade etmezdi. Peki ya ne kadarını biliyordu bu sancılı geçmişin? Download 1.49 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling