Hercai II meftun hercai II / meftun
Download 1.49 Mb. Pdf ko'rish
|
Sümeyye Koç - Meftun
Bir gün önce
Telefonu çalıyordu. Günler boyunca bir kez bile görmediği amcasının oğlu arıyordu onu. Reyyan’ın Miran’la otel odasında yaptığı kavganın ardından öğrendiği o gerçek, onu fazlasıyla sarsmıştı. Ve Azat’ı gördüğü ilk an, ona bunun gerçek olup olmadığını sormuştu. Azat ise susmuştu, susmuş ve arkasını dönüp gitmişti. Hiç görüşmedikleri onca günün ardından durduk yere aramasına bir anlam veremese de çok sürmeden yanıtladı telefonu. Azat’ın dermansız ses tonundan dökülen, sadece iki kelime olmuştu. “Dışarı gelir misin?” Reyyan, Azat’ın bu isteği karşısında tereddüte düşse de, annesinin yanından ayrılarak hastaneden çıktı. Neyse ki Miran şu an hastanede değildi... Gökyüzü kararmaya yakındı, günün kavuran sıcağı etkisini hayli yitirmişti. Hastane kapısından dışarı adım atıp kıstığı kara gözleriyle etrafı tararken fark etmişti Azat’ı. İçine çöreklenen sıkıntıyla yanına vardığında çekine çekine yüzüne baktı. Sanki solmuştu yüzü, biraz da zayıflamıştı. Kısacası iyi değildi Azat. Onu bu hale getiren Reyyan mıydı? Yengesinin kendisine düşman kesilmesi bu yüzden miydi? Yok olmak istedi Reyyan. Aşk bir savaştı ve Azat bu savaşta kaybedendi. Üzerinde ağır bir yorgunluk vardı, gözlerinde yenik duygular. Zeval olmuş sevdasına ağlamıştı belli ki, hüzün damlıyordu yürek dağlayan kahverengi bakışlarından. Şu an bir yağmur yağsa üstüne, çok isterdi Azat. Söndürürdü belki içindeki yangını. Sahi, söndürür müydü? Yere göğe sığamadığı bir günün sonunda adımları buraya sürüklemişti onu. Neden veya niçin bilmiyordu. Nihai acılarının esaretine bir son vermeye gelmişti. “Neden geldin?” sorusuna yarım yamalak bir tebessüm etti Azat. Kendisi biliyor muydu ki bu sorunun cevabını? “Konuşmak için,” diye mırıldandı. Son kez konuşmak için. Reyyan ne diyeceğini bilememişti. Parmağını kaldırıp hastane kapısını işaret ettiğinde, “İçeri geçelim o zaman,” dedi kısık bir sesle. “Hem annem de tek başına...” Azat, Reyyan’ın sözünü kesti. “Ben seninle konuşmak istiyorum.” Böyle tahmin etmişti zaten Reyyan da. Dinliyorum dercesine Azat’ın yüzüne bakakaldığında, kafasını birkaç kez sağa sola çevirdi Azat. Bir şeyler söyleyecekti ama söze nasıl başlayacaktı onu bile bilmiyordu. Reyyan’ın ona kızar gibi sorduğu o soru içine dert olmuştu. Derdini anlatmazsa eğer aklını yitirebilirdi. Madem gözünden sakındığı sevdasını artık biliyordu, bari nasıl sevdiğini de bilip öyle yüz çevirseydi kendisine. Azat’ın tavırlarının tuhaf olduğunu sezmişti Reyyan fakat içip yanına geldiğini idrak edememişti “Azat, sen iyi misin?” Bir kere daha güldü Azat. Eksik, dermansız, pervasız... Gülüşünün solduğu dudaklarını birbirine bastırdı. Kırık anılarının cereyan ettiği gönlünde bir aşkın bitişinin muhakemesi vardı. “Ben uzun zamandır hiç iyi değilim,” derken sesi titredi, kaşları çatıldı. Şu an dünya umurunda değildi, yoksa böyle korkusuzca söyleyemezdi bu cümleleri. “Ama merak etme,” dediğinde yeniden gülümsedi. “İyi olacağım.” İfadelerinin değişimi öyle ani oluyordu ki, Reyyan anlam vermek şurada dursun gittikçe endişeleniyordu. Az önce gülen yüzü korkunç bir ifadenin esiri olmuştu. Azat üzerine doğru bir adım geldiğinde nefesini tuttu. “Sahi Reyyan, çok merak ediyorum,” dedi tuhaf bir sesle. “Hiç merak ettin mi beni?” Reyyan gözlerini Azat’tan kaçırıp etrafta göz gezdirdi. Böylesi bir konuşma olmamalıydı. Bu çok ama çok tuhaftı. Ne cevap vereceğini bilemediği için de sustu. Azat yine gülümsedi. O da böyle tahmin etmişti zaten. “Ben sana veda etmeye geldim Reyyan. Bugün her şeye bir son vereceğim.” Bir kere daha dikmişti gözlerini Reyyan’ın gözlerine. “En çok da şu gözlerine bakmaktan korkuyordum, bakamıyordum. Ödüm kopuyordu Reyyan, orada kendimi görememekten ölesiye korkuyordum...” Cebinden çıkardığı paketin içinden bir dal aldı ve dudaklarının arasına kıstırdı. Çakmağıyla sigarayı yakarken parmaklarını ateşin üzerine siper etmişti. Ellerini birbirine bastırırken bakışları, yüreğinde ukde kalmış sevdasına kaydı. İyi değildi, ne söylediğinin farkında hiç değildi. “Biliyor musun? Çok dua ettim ben. Ya onu bana geri ver ya da sök al Allahım onu içimden diye. Benim duam kabul olmadı... Ne sen geldin, ne sevdan bitti...” Tükenmişliğini, çaresizliğini, onu küle çeviren bu yenilgiyi bir kere daha kabullendi. “Sonunda ben bittim be!” Reyyan ağlamamak için dudaklarını ısırdı. Böylesine sevilmek onun hakkı değildi. Şu güzel sevdasını neden oluru olan bir kıza harcamamıştı ki? Hâlâ bir umut var mıydı bilmiyordu ama bundan sonra her gece Azat için dua edecekti. Unutması için. Başkasını sevebilmesi için. Ağzını açmak, bir şeyler söylemek istiyordu ama bu isteği suskunluk çizgisinden öteye geçmiyordu. Ne söyleyecekti ki? Kendi dilinden ne dökülürse dökülsün Azat’ın zehri olurdu, biliyordu. “Neyse ki her şey bitiyor.” Derince bir nefes çekti sigarasından. Bakışlarında birazdan söyleyeceği sözlerin acısı belirdi. “Bende bir fotoğrafın vardı, yıllarca sakladığım... Biri bulacak diye ödüm kopardı. Solmasın diye, bakmaya kıyamazdım. Sonra duydum ki, benim bakmaya bile kıyamadığım seni, başkası bir gecede harcamış...” Reyyan gözyaşlarını tutamadı, Azat ise isyan eden dilini. “Ben o fotoğrafı dün gece yaktım!” Unutmayacaktı, hiçbir zaman unutmayacaktı. Bir hazine kadar değer verdiği o fotoğrafı çaresizce yakmasına sebep olan kadını hiçbir vakit unutmayacaktı. Sigaranın olmadığı elini göğsüne bastırdı ve Reyyan’ın sırılsıklam gözlerine bakarak acı içinde gülümsedi. “Aynı zamanda şuram da yandı, böyle paramparça oldu sanki.” Sigaradan çektiği her nefeste biraz daha küçülüyordu izmarit. Sanki her nefeste ömrü azalıyor, verdiği her dumanda biraz daha kaybediyordu. Ne çok kaybetmişti Azat. Ne güzel kaybetmişti! “Bunları sen üzül diye söylemiyorum, sakın üzülme. Miran’dan nefret ediyorum. Çok nefret ediyorum hem de.” Kelimeleri bazen yüksek sesle, bazen fısıltıyla çıkıyordu ağzından. Ses tonunu ayarlayamıyordu. “Onun yerinde olamadığım için belki de.” Sarhoşluğun verdiği etkiyle içinden geçenleri bir bir döküyordu. Bundan pişman olmak istemiyordu. Nasıl olsa acı bir vedaydı bu. Son kez gözlerine baktı Reyyan’ın. “Ben buralardan gidiyorum, çünkü yapamıyorum!” Ne zaman döneceğini bilmediği bu yolculuğu ilk kez Reyyan duyuyordu. Ne annesi ne de babası bilecekti. “Beni çocukluğun gibi hatırla, öyle güzel, öyle masum... Beni güzel hatırla...” İzmarit bir anda yere düştüğünde bu sözlerinin son olduğunun farkına vardı. Üzerine basıp tamamen söndürdü. Ne çok isterdi ki içindeki ateşi de üzerine su dökerek söndürebilmeyi. Bitmişti. Sigara bitmişti. Her şey bitmişti. Azat bitmişti. Arkasını dönüp gitti, ki bu gidiş kim bilir kaç hüzünlü feveranlara kapı aralayacaktı. Öyle bir veda ki, hiçbir şey bu kadar acıtmamıştı. Sevdası kuş gibi kanat çırpıp göğe yükseldi sinesinden. Kanadı ruhu, yaralandı ömrü. Öyle bir son ki, ait olduğu şehri yabancıladı. Azat’ın gidişinin ardından bakakaldı Reyyan. Çocukluğuna veda etmiş gibi hissetti kendini. Giden amcasının oğlu değildi, ona âşık, yaralı bir adam hiç değildi. Çocukluğuydu, masumane duygularıydı. Gözleri inci tanelerini bir bir dökerken, Azat gözden kaybolana dek arkasından seyretti. Miran’a rağmen, Azat’ı hep güzel hatırlayacaktı. Hiç olmadık bir sevdaya düşerek sadece kendisini yakmamıştı Azat. Reyyan’ı da yakmıştı, onun da canını kendisiyle birlikte acıtmıştı. Her daim yan yana olmak varken, uzak olmayı seçmişlerdi. Belki de bundan sonra iki yabancı gibi olacaklardı. Olması gereken buydu. *** Karanlığın iyiden iyiye gökyüzünü sarıp sarmaladığı bir vakitte çıkmışlardı hastaneden. Arabaya binip konağın yolunu tuttuklarında Miran’ın içine garip bir huzursuzluk peyda olmuştu. Neyin nesiydi bu sıkıntı bilmiyordu. Daha yeni kavuştuğu kızından birkaç gün ayrı kalacağı için miydi? Yol boyunca aklından birkaç kere, Reyyan’ı konağa göndermekten vazgeçme düşünceleri geçse de itinayla kovdu. Onları hemen İstanbul’a götürmesi uygun olmazdı. Reyyan’ın birkaç gün dinlenmeye ihtiyacı vardı, konaktakilere içine sine sine veda etmesini istiyordu bu sefer. Fakat ayrı kalacakları şu dört günün sızısı şimdiden çöreklenmişti ruhuna. Zamanın çabucak geçmesini diliyordu Miran. Çünkü İstanbul’da Reyyan’a büyük bir sürprizi vardı. Yeniden evlenecekti Reyyan’la. Çünkü Download 1.49 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling