Hercai II meftun hercai II / meftun
Download 1.49 Mb. Pdf ko'rish
|
Sümeyye Koç - Meftun
Peki, Elif’in duyguları?
Hayatında ilk defa böylesi bir kıza rastlıyordu. Odun, uyuz, soğuk ve mesafeli. İlahi adalet miydi böylesine romantik bir adamın payına bu denli duygusuz bir kız düşmesi? Buna bile razıydı be... Tüm suratsızlığına ve soğukluğuna rağmen istiyordu onu. Sanırım ona kapılmasındaki en büyük etken de buydu. Ne parası pulu, ne yakışıklılığı ne de kızları deli eden tavırları bu kıza işliyordu. “Sen kendini ne sanıyorsun ya?” diye sordu Elif. “Üç beş salak kızı kandırıp kendine âşık edince Brad Pitt olduğunu mu sandın?” Elini havaya kaldırıp meydan okurcasına salladı. “Ben sana niye âşık olacak mışım?” “Halt etmiş Brad Pitt!” Kafasını eğip Elif’in yüzüne doğru burun kıvırdı. “O benim yanımdan geçemez bir kere.” Sinirli sinirli gülerken parmaklarını dudaklarına kapattı genç kız. “Hey Allahım ya, tipsiz olduğu kadar da ukala!” İstanbul uçağının yolcularını çağıran anons sesini duyduğunda kolundaki saate baktı Arda. Heniz kalkmasına yirmi dakika vardı fakat Elif dönmüş arkasını gidiyordu. Yine kaçıyordu. Bu sefer değildi, bu sefer, bu şekilde çekip gitmesine izin vermeyecekti. Zamanın veya mekânın müsait olmayışı umurunda bile değildi. Dolup taşıyordu artık, haykıracaktı avaz avaz susamayacaktı daha fazla. Adımlarını hızlandırıp Elif’in önünü kestiğinde genç kız diğer tarafa doğru adım attı fakat o yöne geçerek yine önünü kesti Arda. Sonra diğer tarafa attığı adımlarını yine büyük bir ivedilikle engelledi. Bunu yaparken kendisi gülüyordu fakat Elif burnundan soluyordu. “Çekil önümden, geri zekâlı!” “Çekilmiyorum,” dedi Arda. Hatta hareket özgürlüğünü tamamen kısıtlamak maksadıyla gelen geçen onca insanın kendilerine bakmasına aldırmadan kollarından tuttu Elif’in. “Neden kaçıyorsun benden?” İnatçıydı ve durumu Elif’e ispat edebilmek için hiç olmadığı kadar ciddi bir tutum sergiliyordu. O an Elif, hiç beklemediği bir soru sordu genç adama. “Benden ne istiyorsun?” Hiç düşünmeksizin, yüreğinden geçeni diline gönderdi Arda. “Seni istiyorum, seni!” Şu an ki konuşmanın ciddiyeti nihayet Elif’i de sarmaladığında yüreği ağzına geldi genç kızın. Korkuyordu, çok korkuyordu! Maksadı sadece gönül eğlencesi olan bu adama günün birinde yenilmekten ölesiye korkuyordu. Usul usul çattığı kaşlarının ardından öfkeyle savurdu sözlerini. “Benim senin gibi bir adamla işim olmaz! Neden anlamak istemiyorsun? Sana ayak uyduramam ben, senin istediğin Elif olamam, sana aslında senin düşlediğin Elif’i veremem!” Sözlerinin sonunda Arda’nın ellerini kollarından çektiğinde bir adım geriye zor attı titreyen bedenini. Neden titrediğini de bimiyordu oysa, hemen de kalbi atağa geçmiş deli gibi çarpmaya başlamıştı. Salaktı, salak! “Neden?” diye sessizce soran Arda’nın tüm sevinci kursağında kalmış, umutları yok olmuştu. Onları bu denli imkânsız kılan neydi? “Neden?” bu sefer bağırırcasına sordu. “Çünkü senin tek derdin eğlence! Bugün benimle olursun, yarın başkasıyla.” Parmaklarını çantasının kulpuna geçirdiğinde buradan bir an önce uzaklaşmak istiyordu. Sanki onunla aynı uçağa binip aynı yerde inmeyecekmiş gibi... Nasıl bu kadar cesur ve acımasız olabildiğini de bilmiyordu ama bu tavırlarının altında aslında Reyyan’ın yaşadıklarından etkilenmesi yatıyordu. Delice âşık kadınlar acı çekiyordu. Elif, acı çekmek istemiyordu. Az önceki cümleleriyle derdini tam anlamıyla anlatmıştı Arda’ya. Bundan sonrasında kendisinden uzak duracağını umuyordu. Arda’nın yanından geçip hiçbir şey olmamış gibi yürüdüğünde genç adam az önce suratına bir tokat gibi çarpan sözlerin etkisindeydi hâlâ. Demek böyle düşünüyordu hakkında... Tek derdi, günün birinde onu bırakacağının endişesiydi. Sevinmişti bir bakıma. Ya ağzından onu sevmediğini söyleyen bir itiraf dökülseydi o zaman ne olacaktı? Deliliği kanına işleyen adam yeni bir deliliğe daha imza atmaya ant içmişti bu akşam. Arkasını dönüp kendisinden uzaklaşan kıza baktığında ismini deliler gibi haykırdı. “Eliiiif!” Elif, Arda’nın tüm dikkatleri üzerine çeken gür sesiyle arkasını dönüp ona baktığında ne saçmalayacağını düşündü. Tek temennisi, burada olan insanlardan herhangi birinin kendisini tanımıyor olmasıydı. Fakat o sırada Arda’nın dudaklarından çıkacak sözlerin, kendisini alaşağı edeceğini, hayatına bambaşka bir sayfa açıp devam edeceğini tahmin edemedi. “Madem bana inanmıyorsun, ben de sizin eve gelirim. Allah’ın emri, peygamberin kavliyle seni babandan isterim!” Ellerini iki yana açtığında bir isyanı daha dillendirdi çaresiz âşık adam. “Hadi bakalım, var mı bir itirazın?” |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling