Maden tetkik ve arama genel müDÜRLÜĞÜ mta doğal kaynaklar ve ekonomi BÜlteni yil: 2012 sayi: 13 ocak haziran
Çizelge 3- 2009-2011 yılları Dünya NTE üretimi ve rezervi (Veri kaynağı: U.S. Geological Survey
Download 0.99 Mb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- Avustralya
- Hindistan
- Diğer Ülkeler
- BİLGİ DAĞARCIĞI 7
- BİLGİ DAĞARCIĞI 8
- BİLGİ DAĞARCIĞI 9 PROJE SÜRECİ VE PROJE BİLİNCİ
- PROJE AKIŞI Amaç
- BİLGİ DAĞARCIĞI 10
- Yöntem duyarlılık hiyerarşisi
- BİLGİ DAĞARCIĞI 11 Ağırlıklı kriterleri eşleştirme ve karşılaştırma
- BULGULAR TESPİTLER VE SONUÇLAR
- KR TERLER SEÇENEKLER HEDEF BEL RLEME YÖNTEM DUYARLILIK H YERAR S
- BULGULAR TESP TLER SONUÇLAR LOKAL ZASYON DI DESTEK
- BİLGİ DAĞARCIĞI 13
- BİLGİ DAĞARCIĞI 14
- 2012 yılında yayımlanmış paftalar (25 adet)
Çizelge 3- 2009-2011 yılları Dünya NTE üretimi ve rezervi (Veri kaynağı: U.S. Geological Survey, Mineral Commodity Summaries, Ocak 2011-2012). Üretim Yılları Rezerv 2009 2010 2011 ABD - - - 13.000.000 Avustralya - - - 1.600.000 Brezilya 550 550 550 48.000 Çin 129.000 130.000 130.000 55.000.000 Bağımsız Devletler Topluluğu md
md md
19.000.000 Hindistan 2.700 2.800 3.000 3.100.000 Malezya 350 350 30 30.000 Diğer Ülkeler md
md md
22.000.000 Dünya toplamı 132.600 133.700 133.580 113.778.000 Md: mevcut değil DÜNYA’DAKİ NTE POTANSİYELİ 1965 yılına kadar monazitli plaserler- den elde edilen NTE ihtiyacı, daha sonra 1985 yılına kadar ağırlıklı olarak ABD’deki Mountain Pass bölgesinden sağlanmıştır. 1985 yılından sonra, bu bölgelerde üretim gittikçe azalmış ve NTE üretiminde Çin öne çıkmıştır (Şekil 4). Günümüzde, Çin, ge- rek NTE rezervi gerekse üretimi açısından dünyada 1. sırada yer almaktadır (Çizelge 3). Dünya NTE üretiminin %95’ten fazla- sını Çin yapmaktadır. Çin sadece nadir toprak elementlerini üretmekle kalmayıp, nihai ürünü de sağlamaktadır. Dünya NTE rezervinin % 45’den fazlası da Çin’de bu- lunmaktadır (Şekil 5). Çin’in NTE ihracatı üzerinde uyguladığı kota ve gümrük ver- gileri, NTE fiyatlarını yükseltmiştir. Dünya genelinde özellikle az sayıda ülkede (Çin, Rusya, Amerika, Avustralya, Kanada, Hin- distan vb.) bulunan ve fiyatı sürekli artış gösteren NTE üretimi, yakın gelecekte ta- lebi karşılamayacak durumdadır.
BİLGİ DAĞARCIĞI 7 Şekil 5- 2011 yılı Dünya NTE üretimi ve rezerv dağılımı (U.S. Geological Survey, Mineral Commodity Summaries, Ocak 2011-2012). Şekil 4- Dünya NTE üretimi (USGS, open-file report 2011-1042, http://pubs.usgs.gov/of/2011/1042/) BİLGİ DAĞARCIĞI 8 solide olmayan piroklastik döküntü çökelle- rinde NTE ve beraberinde yan ürün olarak zirkon ve manyetit tespit edilmiştir. Rapor- da Çanaklı-1 yatağı olarak geçen ve proje çalışmalarının en çok odaklandığı saha, Isparta ilinin 22 km GD’sunda yer almak- tadır. 398 ppm Zr, % 0.75 manyetit, % 0.48 Ti ve 725 ppm toplam NTE (15 element) içeren Çanaklı -1 yatağının mümkün/çıkar- sanmış kaynağı (inferred resource) 49 Mil- yon ton olarak tahmin edilmektedir (AMR Technical Report, 2011). Esas NTE içeren mineraller allanit, çevkinit ve sfendir (tita- nit). NTE’lerinin yanı sıra, yan ürün olarak manyetit mineralleri ve beraberinde zirkon, titanyum, skandiniyum, niobyum ve toryum da içermektedir. Nadir toprak mineralleri konsolide olmamış piroklastik malzeme- lerde yoğunlaşmıştır. Cevherli malzemeler volkanik erüpsiyonların bozunmuş kül- döküntü çökellerinden kaynaklanmaktadır. Sivrihisar-Kızılcaören ve Isparta-Ça- naklı-1 yataklarının potasik ve kuvvetli al- kali bir volkanizma (trakitik ve fonolitik) ile ilişkili olması, ülkemizde de alkali magma- tizma içeren bölgelerin NTE potansiyeli açı- sından araştırılmasını gerekli kılmaktadır. Bu veriler temel alındığında, Türkiye’nin NTE potansiyelini belirlemek ve dolayısıy- la gelecekte ihtiyacı olacak NTE cevherini kendi kaynaklarından elde etmesi amacıyla Türkiye’de alkali magmatizmanın (volkanik- plütonik) yoğun olarak gözlendiği bölgele- rin NTE cevherleşmesi açısından detaylı olarak incelenmesi gerekmektedir. DEĞİNİLEN BELGELER Gültekin, A. H. ve Örgün, Y., 2000. Kızılcaören (Sivrihisar-Eskişehir) yöresi Tersiyer Alkali Volkanitlerle ilişkili nadir torak elementli fluorit- barit yatakları. Anadolu Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Dergisi. Cilt:1, Sayı: 1, 85-94. ______, ______ ve Suner, F., 2002. Geology, mineralogy and fluid inclusion data of the Kızılcaören fluorite-barite-REE deposit, Eskişehir, Turkey. Journal of Asian Earth Sciences,21, 365-376. Taylor S., R. ve Mc Lennan, S. M., 1985. The con- tinental crust: its composition and evolution. An examination of the geochemical record preserved in sedimentary rocks. Blackwell Scientific Publications, 46 pp. Technical Report 2011. AMR Technical Report on the Aksu Diamas Rare Earth Element Project, Isparta district, Turkey, NI 43-101. USGS Foct Sheet 087-02. USGS Mineral Commodity Summaries, Ocak, 2011. USGS Mineral Commodity Summaries, Ocak, 2012 USGS open file report 2011-1042 by Pui-Kwan-Tse, 2011.China’s Rare-Earth Industry. http://pubs. usgs.gov/of/2011/1042;USGS rapor no: of 2011-1042. USGS, Scientific investigations Report, 2010. 5220 by Keith R. Long, Bradley S. Van Gosen, Nora K. Foley, and Daniel Cordier, 2010. The Principal Rare Earth Elements Deposits of the United States—A Summary of Domestic Deposits and a Global Perspective. http:// pubs.usgs.gov/sir/2010/5220;USGS rapor no:SIR10-5220. Woolley A.R., ve Kjarsgaard, B.A., 2008, Paragenetic types of carbonatite as indicated by the diversity and relative abundances of associated silicate rocks—evidence from global database: The Canadian Mineralogist, v. 46, p. 741–752. Z ararsız, S. ve Tanrıkut, A., 2003.Türkiye'nin nadir toprak elementleri ye toryum kompleks cevheri üzerine yapılan çalışmalar ve ileriye yönelik önlemler. TAEK Rapor. BİLGİ DAĞARCIĞI 9 PROJE SÜRECİ VE PROJE BİLİNCİ Ertan TOKER*
Yer bilimleri alanında yapılan çalış- malar birden çok disiplin ve alt disiplinlerin birlikte çalışmalarını zorunlu kılmaktadır. Ortak projeler yürütmek kurum imkan ve personel kaynaklarının plan ve programlar dahilinde koordinasyon içerisinde sevk ve idaresini gerektirmektedir. Proje grupları oluşturmak ve bu oluşturulan grupları bir- likte çalışmaya yöneltmekte çoğu zaman kendi başına projelendirilebilir. Proje işleyişi ve kurumsal bilinç proje- de çalışan gruplar tarafından iyi algılanmalı ve özümsenmelidir. Proje kültürü ve ortak akıl bilinci, projede kullanılan personelin kendini geliştirme sürecine bırakılamayacak kadar hayati önem taşımaktadır. Bir teknik personelin bulunduğu yeri ve bu yerin ku- rum içindeki işlevini anlaması ve yapılan işin layıkı ile yerine getirilmesi gereken bir görev olduğu bilincinin, çalıştığı kurumunu temsil etme yeteneğine dönüşmesi teknik yeterliliği asgari düzeyde bir teknik personel için yaklaşık beş yıl sürmektedir. Birçok di- siplini tanıyarak birlikte ve bir arada çarkın dişlilerinden biri olabilme süreci meslek içi eğitimlerle hızlandırma çabalarına rağmen kurumu tanıma sürecini de hesaba katar- sak bir hayli vakit almaktadır. İlk beş yılda sorumluluk alma ve rapor yazma düzeyine gelen teknik eleman ikinci beş yılda yaratıcı ve sorun çözebilir duruma ve eğer mesleki çabası yerindeyse üçüncü beş yılda takım lideri pozisyonuna ulaşabilmektedir. Bu süreyi yönetme becerisi birçok kazanıma dönüşmektedir. Teknik elemanın yürüyen bir proje içerisinde teknik olarak var olabilme becerisi bu kazanımlardan bi- risidir. Yaşanan bu proje sürecinin sonun- da İşin performansa dönüşmesi de önemli bir kazanımdır. “Personel kendini belli bir zaman dilimi içerisinde belli bir işi gerçek- leştirmenin ötesinde projenin bir parçası olarak güdüleyemez ise asgari performans biçiminde sonuçlanan bir proje süreci ya- şayacaktır.” PROJE OLUŞTURMA Proje bilinci oluşturulmadığında, tec- rübeli elemanların yeni başlayanlara yol ve yordam öğretmelerinin yeterli olmayacağı, sonuçlanan başarının kişilere bağlı kala- cağı dönemsel bir çalışma olmaktan öteye gitmeyen bir uğraşıdır. Bu dönemi yaşayan personelin en belirgin özelliği proje kriterle- rini yeterince anlamamış olmasıdır. Birlikte iş yaptığınız, bir projeyi pay- laştığınız farklı bir meslek grubunun ne yaptığı ile ilgili olma zorunluluğu vardır. Bu ilgi şahsi bir ilgiden öte bir çaba gerektir- mektedir. Hızla gelişen teknolojiyi takip etmek kadar farklı disiplinlerin bir arada yaptığı işleri de takip etmek teknik bir proje- de çalışanlar için olmazsa olmazlardandır. Kriterlerin güncel gelişimini takip edebilmek için bütününü görebilmek gerekmektedir.
Yapılan her işte olduğu gibi ekonomik kazanımlar, insanların hayatlarına bir kat- kıda bulunma, bir değer üretme ve istihda- ma yönelik kaygılar bizi proje oluşturmaya *
Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Jeofizik Etütleri Dairesi - ANKARA BİLGİ DAĞARCIĞI 10 yöneltir. Çoğunlukla sonucu ülke refahını etkileyecek tarzda bir amaç edinilmelidir. Bu kaygının içerisinde; gelecekte oluşması beklenen durumlar da bulunmalıdır. Daha önce yapılan çalışmalar ciddiyetle gözden geçirilmeli benzer hatalardan kaçınılmalıdır. (Örnek proje :Sondajlar arası korelas- yonun sağlanması)
Yapılması planlanan projenin içerisin- de yer alan parametreleri araştıran ve kont- rol edebilen proje grubu bu projenin olmaz- sa olmaz diye nitelendirilebilen kriterlerini oluşturur. Jeoloji (Ana bilim dalı), Jeofizik, Jeokimya, Maden, Hidrojeoloji gibi disiplin- ler ve bu disiplinlerin alt disiplinleri sayıla- bilir. Uygulanması planlanan bir projede bu disiplinlere ait çalışma alanları ve başlıkları seçenekleri oluşturmaktadır. (Örnek Kriterler: Jeoloji, Jeofizik) Seçenekler Disiplinlerin yürüteceği faaliyetlerdeki çözüm, etkinlikleridir. Etkinliklerin etkili olma- ları en temel şarttır. Bir saha için farklı türde veri toplama seçeneğine sahipseniz, bu se- çeneği etkili olmasından dolayı tercih eder- siniz. Diğer seçeneklerde mutlaka faydalı bilgiler üretecektir. Ancak Maliyet, zaman ve alan kullanımı projeyi efektif seçeneklere yö- neltecektir. Tabii olarak farklı kriterlerin fark- lı seçenekleri ve bunların kombinasyonları üzerinde düşünmek zorunluluğu vardır. (Örnek seçenekler: Sismik, Elektrik yöntemler) Hedef belirleme Kriterleri ve sahip olunan seçenekle- ri belirli bir fayda sağlamak üzere bir alana yöneltme ihtiyacı vardır. Seçeneklere ait fay- dalı veriler değerlendirilirken farklı hedefle- ri gözetmek toplanan verinin işlevselliğine bağlıdır. Belirli bir büyüklüğü olan çalışma alanının veri değerlendirilme çeşitliliği ve ka- pasitesi bazen rejyonel alanların taranması- nı bazen de lokal alanların detaylı analizini ön plana çıkarabilir. Yapı parametrelerinin tespit edilmesi (hedef derinlik, hedef kalınlık üst ve alt yüzey geometrileri ) çoğu zaman bizim hedeflerimizdir. (Örnek: Sondajlarla kesilmiş kömür horizonunun kalınlığının maksimum olduğu yerlerin araştırılması)
Bazı disiplinlerde sahip olunan se- çenekler öncelikler olarak sınıflandırılabilir. Duyarlılık ilkesine göre Birincil yöntem ikincil yöntem gibi öncelikli değerlendirme konuları ayrılabilir. Birincil ve ikincil yöntemler kendi içerisinde sıralanarak ana unsur üzerinde yer alırlar. Bu adımdan sonra veri toplama kararı alınır ya da mevcut veriler kullanılır. Problemin çözümüne katkıda bulunacak ay- rımlılığı yanal ve düşey ayrımlılık olarak he- sap ederek kullanılması öngörülen paramet- relerin dizayn edilmesi gerekmektedir. (Örnek: Sismik 2 boyutlu veri elektrik bir boyutlu veri düşey penetrasyon ve yanal ayrımlılık) Dış destek Mevcut imkanlar içerisinde bulun- mayan seçenekler, duyarlılık ilkesi gereği önemsenecek değere sahip görülüyorsa dışarıdan temin edilerek bu eksikliği gider- mekte bir çözüm unsurudur ve çoğu zaman projelerde uygulanır. Üniversiteler ve benzer kurumların yurt içinde desteği sağlanabildiği gibi yurt dışından da karşılıklı protokollerle iş birliği şeklinde destek sağlanabilir. BİLGİ DAĞARCIĞI 11 Ağırlıklı kriterleri eşleştirme ve karşılaştırma Elde edilen veriler kriterlere uyuyor ve gerekli kalite sağlanıyorsa veri toplama stra- tejisi başarılı demektir. Yapılan eşleştirmeler ve veri sağlığı testleri ile toplanan verilerin vasıflarının değiştirilmesi veya dönüştürül- mesi de düşünülebilir. Aslında elde edilen verinin bizim aradığımız çözüm için ne kadar gerekli olduğunun da bir göstergesi aranmış olur.
Ağırlıklı kriterleri eşleştirme ve elde edilen verinin anlamlı hale getirilmesinden sonra yapılması gereken iş; tercihlerin ve kriterlerin kombinasyonunun araştırılmasıdır. (Örnek: Jeoloji kesit ve formasyon bil- gilerinin ölçülen jeofiziksel verilerle karşılaş- tırılarak uyumun aranması)
Yukarıda sıralamaya çalıştığım adım- ların son aşamasıdır. Bulgular ışığında yorumlara gidilir ve yorumlardan tespitler çıkarılır. Tespitler proje için sonuçlanacak ey- lemlere dönüştürülür örneğin yer bilimlerinde sondaj kararı. Yapılan çalışmalar birleştirile- rek proje süreci rapor formatında yazılı hale getirilir. Son olarak bu aşamaları ve birbiri ile ilişkilerini de göz önünde bulundurarak aşa- ğıda ki biçim de uygulama kararı alınmış bir projenin adımları olacak şekilde bir proje akış diyagramına dönüştürmenin faydalı ola- cağı inancındayım. (Şekil 1) (Örnek: Hazırlanan rapor ve 135 sayı- lı MTA dergisinde makalenin yayımlanması)
AMAÇ
TEMEL PROJE AKIŞ DİYAGRAMI Şekil 1- Temel proje akış diyagramı. BİLGİ DAĞARCIĞI 12 GÜNCELLENEN TÜRKİYE DİRİ FAY HARİTASI Selim ÖZALP* Ülkemizde deprem kaynaklı afet za- rarlarının azaltması kapsamında MTA Ge- nel Müdürlüğü tarafından 1992 yılında ya- yımlanmış olan Türkiye Diri Fay Haritası’nın güncellenmesi ve deprem tehlike değerlen- dirmeleri açısından fay parametrelerinin ta- nımlanması ve sürekli yenilenebilir “Türkiye Diri Fay Veri Tabanı” oluşturulması çalış- malarına 2004 yılında başlanmıştır. MTA Genel Müdürlüğü ülkenin je- olojik haritaları ve yer bilim sorunlarına çözüm üretmekle görevlendirilmiş bir dev- let kurumudur. Deprem, jeolojik kökenli süreçlerden kaynaklanan bir doğal afettir ve depremlerin kaynağı diri faylardır. Bu nedenle, Genel Müdürlüğümüz kuruluşun- dan itibaren depremle ilgili yer bilim verisi üretmektedir. Bu kapsamdaki çalışmalar 1970’li yıllara kadar daha çok yıkıcı dep- remler sonrasında sahada yapılan gözlem ve değerlendirmeler şeklinde gerçekleş- miştir. 1970’li yılların başından itibaren ise Jeoloji Etütleri Dairesi’nce konuyla ilgili özel projeler uygulanmış ve bu projeler so- nucunda 1987 yılında “Türkiye Diri Fayları ve Depremsellikleri” adlı rapor yayımlan- mıştır. Bu raporun eki olan harita ise 1992 yılında “Türkiye Diri Fay Haritası” adı al- tında yayımlanarak kullanıcıların hizmeti- ne sunulmuştur. Adı geçen rapor ve harita ülke genelinde belirli bir standart yaklaşım kapsamında diri fayların tanımlandığı tek belge niteliğindedir. Söz konusu harita ve ilgili raporu Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından 1996 yılında yayımlanmış ve ha- len yürürlükte olan “Türkiye Deprem Bölge- leri Haritası”nın oluşturulmasında, kaynak zonların tanımı için kullanılan temel belge- lerden biri olmuştur. Türkiye Diri Fay Haritası’nın üretildiği tarihte bazı bölgeler için haritalama eksik- liği içerdiği bilinmektedir. Haritanın yayımı sonrasında gerek Kurumumuz gerekse yerli ve yabancı araştırıcılar tarafından ül- kenin aktif tektoniği ve depremselliğine ilişkin yapılan bilimsel araştırmalar artmış, bilimsel ve teknolojik gelişmelere paralel olarak diri fayların deprem potansiyelleri hakkında daha detay jeolojik bilgiler üret- mek olanaklı hale gelmiştir. Bu gelişmeler, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından 2004 yılında düzenlenen, ulusal düzeyde deprem zararlarının azaltılması yönünde yapılacak çalışma ve düzenlemelerin tartı- şıldığı Deprem Şurası Komisyon raporları ve Şura Sonuç Bildirgesiyle birlikte değer- lendirildiğinde mevcut “Türkiye Diri Fay Haritası”nın bilimsel bilgi birikimi ve yeni teknolojiler kullanılarak güncellenmesi, bu kapsamda, deprem tehlike analizlerinde kullanılacak olan fay parametrelerinin sis- tematik olarak tanımlanması ve bu bilgilerin gerek deprem tehlike analizi, gerekse bilim- sel amaçlı çalışma yapan kurum, kuruluş ve bilim adamlarına çağdaş iletişim tekno- lojileri kullanılarak hızla aktarılabilmesi için “Türkiye Diri Fay Veri Tabanı” oluşturulması gereği ortaya çıkmıştır. Bu ihtiyaçlar doğ- rultusunda 2004 yılında mevcut "Türkiye Diri Fay Haritası"nın güncellenmesi çalış- maları başlatılmıştır. Diri faylar deprem kaynaklarıdır. Diri fay haritaları ise deprem kaynaklarının coğ- rafik dağılımı, nitelikleri, geometrik ve dep- remsellik özelliklerini ortaya koyan belge- lerdir. Haritalama çalışmaları kapsamında *
BİLGİ DAĞARCIĞI 13 tüm Türkiye’nin bilinen diri fayları, projede belirlenen ilkeler (standart haritalama, dep- rem yapabilirlik özellikleri açısından yeni bir diri fay sınıflaması, geometrik segmen- tasyon vb) doğrultusunda yeniden gözden geçirilmiş, 1992 baskısında var olan hari- talama eksiklikleri tamamlanmıştır. Harita- lama ile birlikte fayların deprem davranışla- rının kestiriminde kullanılan gerekli jeolojik veriyi oluşturan fay uzunlukları, nitelikleri, geometrik bölümlenme (segmentasyon) ve bölgesel kinematik özellikler, uzun ve kısa dönem kayma hızı, yer değiştirme miktarı vb. veriler sistematik olarak toplanmıştır. Proje çalışmalarında diri fay haritalama- sı 1:25.000 ölçeğinde gerçekleştirilmiştir. 1:25.000 ölçekli haritalar Diri Fay Veri Ta- banında baz haritalar olarak sayısallaştı- rılmış ve arşive konmuştur. Daha küçük ölçekli (1:100.000; 1:250.000, 1:500.000 ve daha küçük) haritaların sayısal ortamda arşivlenen bu baz haritalardan üretilmesi planlanmıştır. Arazi çalışmaları 2011 yılında tamam- lanan projenin yıllık uygulama alanlarının se- çiminde ülkenin bilinen aktif tektonik yapısı içerisinde tektonik bölge ve alt bölge yakla- şımı benimsenmiş ve batıdan doğuya doğru alansal olarak birbirini bütünleyen bir gidiş izlenmiştir. Şekil 1 projenin yıllara göre uygu- lama alanlarının dağılımını 1:100.000 ölçekli harita karelajı üzerinde göstermektedir. Bu projenin nihai sonuçlanması bek- lenilmeden tamamlanan bölgelere ilişkin ha- ritalar 1:250.000 ölçeğinde yayımlanmıştır. Ülke genelinde 2010 yılında 2, 2011 yılında 29 ve 2012 yılında da 25 adet olmak üzere toplam 56 adet 1:250.000 ölçekli diri fay ha- ritası kullanıma sunulmuştur (Şekil 2). Ayrıca bir açıklama kitapçığı ile birlikte tüm ülkeyi kapsayan 1:1.250.000 ölçekli Türkiye Diri Fay Haritası’nın 2012 yılı içerisinde yayınlanması için başlatılan çalışmalar tamamlanmış olup, Kasım ayı içerisinde redaksiyon sürecine başlanılmıştır. Şekil 1- Proje'nin yıllara göre uygulama alanları
BİLGİ DAĞARCIĞI 14 Şekil 2- 1:250.000 ölçekli Türkiye Diri Fay Haritası serisinin yıllara göre dağılımı. 2010 ve 2011 yıllarında açıklama kitapçığı ile birlikte yayımlanmış paftalar (4 adet) 2011 yılında yayımlanmış paftalar (27 adet) 2012 yılında yayımlanmış paftalar (25 adet) Download 0.99 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
ma'muriyatiga murojaat qiling