Maden tetkik ve arama genel müDÜRLÜĞÜ mta doğal kaynaklar ve ekonomi BÜlteni yil: 2012 sayi: 13 ocak haziran
Download 0.99 Mb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- BİLGİ DAĞARCIĞI 43
- BİLGİ DAĞARCIĞI 44 ŞEYL GAZI (SHALE GAS) VE EKONO- MİK DEĞERİ
- BİLGİ DAĞARCIĞI 45 DÜNYADA ŞEYL GAZI
- BİLGİ DAĞARCIĞI 46
- BİLGİ DAĞARCIĞI 47
- BİLGİ DAĞARCIĞI 48
- BİLGİ DAĞARCIĞI 49 GELECEĞİN ALTERNATİF ENERJİ KAY- NAĞI - GAZ HİDRATLAR
BİLGİ DAĞARCIĞI 42 PROJENİN ELEMAN YAPISI Dr. (PhD) Bernard Manuel Landau (Proje Yürütücüsü, Araştırmacı, Danışman) Av. Infante D. Henrique 7, Areias de São João 8200-261 Albufeira; Portekiz, Cent- ro de Geologia da Universidade de Lisboa, Portekiz Doç. Dr. Yeşim İslamoğlu (Proje Yürü- tücüsü, Araştırmacı) Maden Tektik ve Arama Genel Müdür- lüğü (MTA Genel Müdürlüğü-Maden Etüt Dai- resi/ Ankara/Türkiye). Prof. Dr. Carlos Marques da Silva (Araştırmacı, Danışman) Departamento de Geologia and Centro de Geologia, Faculdade de Ciências da Uni- versidade de Lisboa, Lizbon/Portekiz Doç. Dr. Mathias Harzhauser (Araştır- macı, Danışman) Head of Geological-Paleontological Department.Natural History Museum in Vien- na/ Viyana/Avusturya Prof. Dr. Mário Cachão (Araştırmacı, Danışman) Departamento de Geologia and Centro de Geologia, Faculdade de Ciências da Uni- versidade de Lisboa, Lizbon/ Portekiz Jaap Van de Vort (Paleontolog, Danış- man) Lutterdamm. 949179 Venne. Almanya Dr. İbrahim Ertekin (Araştırmacı) MTA Genel Müdürlüğü, Tabiat Tarihi Müzesi, Ankara/Türkiye
Bar-Josef Mayer, D.E., Gümüş, B.A. ve İslamoğ- lu, Y., 2010 Fossil hunting in the Neolithic: shells from the Taurus mountains at Çatal- höyük, Turkey, Geoarchaeology- An Inter- national Journal, 25(3), 375-392. Brébion, Ph. 1974. Les gastéropodes du miocène atlantique. Mémoires du BRGM 78: 279-285. Coric, S., Harz houser, M., Rögl, F., İslamoğlu Y. ve Landau, B 2012. Biastratigrophy of some molluscbearing Middle Miocene lo- calities on the Karaman high plain (Turkey, Konya province), Cainozoic Reseorch, 9 (2): 281-288. Erünal-Erentöz, L. 1958. Mollusques du
Néogène des bassins de Karaman, Adana et Hatay (Turquie). Publications de l’Institut d’Étude et du Recherches Minières de Turquie, sér. C, 4: 1-232. Harzhauser, M ve Kowalke, T 2004. Survey of the Nassariid Gastropods in the Neogene Paratethys (Mollusca: Caenogastropoda: Buccinoidea). Archiv für Molluskenkunde, 133 (1-2), 1-63. ______, W. E. Piller ve F. F. Steininger. 1984. Cir- cum-Mediterranean Oligo-Miocene bioge- ographic evolution – the gastropods point of view. Palaeogeography, Palaeoclimato- logy, Palaeoecology 183:103-133. Janssen, A. W. 1999. Notes on the systematics, morphology and biostratigraphy of fossil holoplanktonic Mollusca, 4. A collection of euthecosomatous pteropods from the Miocene of the Karaman Basin, Turkey. Basteria, 63: 11-15. Janssen, R. 1993. Taxonomy, evolution and spreading of the turrid genus Spirotropis (Gastropoda: Turridae). Scripta Geologi- ca, Special Issue 2, 237–261. Landau, B. M. 1984. A discussion of the Mollus- can Fauna of two Pliocene Localities in the Province of Huelva (Spain), including descriptions of six new species. Tertiary Research, 6 (4): 135-155, 3 text-figs., 2 plates.
______, Marquet, R. ve Grigis, M., 2003. The Early Pliocene Gastropoda (Mollusca) of Estepona, southern Spain. Part 1: Veti- gastropoda. Palaeontos, 3: 1-87, 19 pls. ______,
______
ve ______,
2004a. The Early Pli- ocene Gastropoda (Mollusca) of Este- BİLGİ DAĞARCIĞI 43 pona, southern Spain. Part 2 Orthogast- ropoda, Neotaenioglossa. Palaeontos, 4: 1-108, 20 pls. Landau, B. M. ve Fehse, D. 2004b. The Early Pliocene Gastropoda (Mollusca) of Este- pona, southern Spain. Part 3 Trivioidea, Cypraeoidea. Palaeontos, 5, 1-34. ______, Beu, A. ve Marquet, R. 2004c. The Early Pliocene Gastropoda (Mollusca) of Este- pona, southern Spain. Part 5 Tonnoidea, Ficoidea. Palaeontos, 5, 35-102. ______,
La Perna, R. ve Silva, C. M. da 2006a. The Early Pliocene Gastropoda (Mollus- ca) of Estepona, southern Spain. Part 10 Marginelliidae, Cysticidae. Palaeontos, 9, 22-60. ______,
______
ve Marquet, R. 2006b. The Early Pliocene Gastropoda (Mollusca) of Este- pona, southern Spain. Part 6 Triphoroi- dea, Epitonioidea, Eulimoidea, Palaeon- tos, 10, 1-96. ______,
Houart, R ve Silva, C. M. 2007. The Early Pliocene Gastropoda (Mollusca) of Este- pona, southern Spain. Part 7 Muricidae. Palaeontos, 11, 1-87. Landau B., Silva, C. M. da, ve Gili, C. 2009. The Early Pliocene Gastropoda (Mollusca) of Estepona, southern Spain. Part 8 Nassa- riidae. Palaeontos, 17, 1-101. ______,
ve Mayoral, E. 2011. The Lower Pliocene gastropods of the Huelva Sands Formation, Guadalquivir Basin, South- western Spain. Palaeofocus, 4, 1-90. ______, İslamoğlu, Y., Silva, C., Cachão, Harz- hauser, M. ve Vort, J.V., 2012. Karaman havzası (Güney Türkiye) Orta Miyosen Gastropod (Mollusca) topluluklarına ilişkin ön bulgular (Survey of fossiliferous sites in the Miocene sequences of the Karaman Basin in the region of Karaman (Turkey), MTA Genel Müdürlüğü, Rapor, 22 sayfa (yayımlanmamış). Marquet, R., 1995. Pliocene gastropod faunas from Kallo (Oost-Vlaanderen, Belgium) - Part 1. Introduction and Archaegastropo- da. Contributions to Tertiary and Quater- nary Geology, 32 (1-3): 53-85. Marquet, R., 1997a. Pliocene Gastropod Faunas from Kallo (Oost-Vlaanderen, Belgium)
Part 2. Caenogastropoda: Potamididae to Tornidae. Contributions to Tertiary and Quaternary Geology, 34 (1-2), 9-29. ______, 1997b. Pliocene Gastropod Faunas from Kallo (Oost-Vlaanderen, Belgium) Part 3. Caenogastropoda: Aporrhaidae to Murici- dae, and Part 4. Buccinidae to Helicidae. Contributions to Tertiary and Quaternary Geology, 34 (3-4), 69-149. ______,
ve Landau, B. M. 2005, 2006. The gast- ropod fauna of the Luchtbal Sand Mem- ber (Lillo Formation, Zanclean, Early Pli- ocene) of the Antwerp region (Belgium). Cainozoic Research, 5 (1-2): 13-50. Monegatti, P. ve Raffi, S. 2001. Taxonomic diver- sity and stratigraphic distribution of Medi- terranean Pliocene bivalves. Palaeogeog- raphy, Palaeoclimatology, Palaeoecology, 165, 171-193. Schaffer, F. von 1901. Beiträge zur Kenntnis des Miocänbeckens von Cilicien. Nach Studien, ausgeführt auf Reisen im Früh- jahre und Herbste 1900. Von Dr. Franz Schäffer. Mit einer Lichtdrucktafel (Nr. III) und drei Zinkotypien im Text. Jahrbuch der Kaiserlich-Königlichen Geologischen Reichsanstalt, 51 (1), 41-74. Silva, C. M. ve Landau, B. M. 2008. The Gastro- pod Spiricella (Opisthobranchia: Umbra- culidae) in the Recent Caribbean: A truly unexpected finding! The Veliger, 50 (4), 305-308. Toula, V. F. 1901. Eine marine Neogenfauna aus Cilicien. Jahrbuch der Kaiserlich-Königlic- hen Geologischen Reichsanstalt, 51 (2), 247-263. Zagwijn, W. H. ve Hager, H. 1987. Correlations of continental and marine Neogene deposits in the south-eastern Netherlands and the Lower Rhine district. Mededelingen van de Werkgroep voor Tertiaire en Kwartaire Geologie, 24, 59-78.
BİLGİ DAĞARCIĞI 44 ŞEYL GAZI (SHALE GAS) VE EKONO- MİK DEĞERİ İlker ŞENGÜLER* GİRİŞ 18. yüzyılda sanayi devriminin baş- lamasıyla enerjinin tahtına oturan kömür, 19. yüzyılın sonlarında yerini petrole bırak- mıştır. Sanayi devrimi sürecinde enerjinin ekonomik önemi anlaşılmış ve 20. yüzyılda bunun yanında stratejik önemi de ortaya çık- mıştır. 20. yüzyılın sonlarında ise kullanım kolaylığı ve çevre dostu olması nedeniyle doğal gaz petrolun tahtına yerleşmiştir. An- cak doğal gaz, kullanıcı ülkeleri büyük bir bağımlılığa ittiğinden bütün dünyada sorun- lar yaşanır olmuştur. Önemli bir ekonomik ve siyasal güç haline gelen doğal gaz ne- deniyle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de enerji temininde yeni kaynak arayışla- rına başlanmıştır. Potansiyel bakımından yerli kaynakların başında yer alan kömürde 2005 yılında Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan çalışmalar ile önemli rezerv artışları sağlanmıştır. Bu çalışmalar devam ederken derinlerde bulu- nan ve işletme güçlükleri söz konusu olan kömür yatakları için “kömürlerin gazlaştırıl- ması” projeleri tartışılır olmuştur.
Doğal gaz olarak bildiğimiz ve tanı- dığımız metan gazı kömür, petrol ve doğal gazın ana bileşenidir. Kömür, petrol, doğal gaz gibi kaynaklar konvansiyonel (conven- tional) enerji kaynakları olarak anılırlar. Son yıllarda ülkemizde kömür ve bitümlü şeyl (oil shale) gibi yerli enerji kaynağı fosil yakıt arayışları sırasında şeyl gazı (shale gas) gündeme gelmiştir. Konvansiyonel olmayan (unconventional) enerji kaynak- ları sınıflamasında yer alan ve ülkemizde kaya gazı olarak da anılan şeyl gazı, adını içinde bulunduğu kayaç türünden almakta- dır. Kaya gazı, şeyl (shale) adı verilen, kil ile kuvars ve kalsit minerallerinden oluşan tortul kayacın küçük gözeneklerinde bulu- nan gazdır. Konvansiyonel olmayan enerji kaynakları içinde şeyl gazı (shale gas) ile birlikte sıkı kumtaşı (tight sandstone) ve kö- mür kökenli gaz (coalbed methane) da yer almaktadır (Şekil 1). Bütün dünyada petrol ve doğal gaz- dan kaynaklanan sıkıntılar, petrol ve doğal gaz oluşturmuş kayaların bünyesindeki gazın üretilebilirliğini gündeme getirmiştir. Ancak bütün şeyller, şeyl gazı (kaya gazı) içermez. Bu kayaların belirli oranda organik madde içermesi ve yeterli olgunluğa ulaş- mış olması gerekir. Petrol ve doğal gaz, oluştuğu ana kayayı terk ederek farklı ka- yaçlar içerisine yerleşir. Ancak bu göç sı- rasında oluşan petrol veya doğal gazın bir bölümü ana kayada kalır. Sözü edilen şeyl gazı (kaya gazı) oluştuğu ana kayayı terk etmeyen ve oluştuğu kayacın gözenekle- rinde kalan petrolden elde edilen gazdır. 20. yüzyılın ortalarından bu yana bi- linen kaya gazının alternatif bir enerji kay- nağı olarak gündeme gelmesinin ana ne- deni, konvansiyonel doğal gazın stratejik öneminden dolayı dünyada yarattığı krizler yanında günümüzde şeyl gazı eldesinin geçmişe göre daha ekonomik düzeyde ya- pılabilir olmasıdır. Ana kaya doğal haliyle geçirgen olmadığından gaz üretimine elve- rişli değildir. Bu kayacın öncelikle hapsettiği gazı serbest bırakacak duruma getirilmesi gerekmektedir. *
Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Enerji Hammadde Etüt ve Arama Dairesi Başkanlığı - Ankara BİLGİ DAĞARCIĞI 45 DÜNYADA ŞEYL GAZI Şeyl gazı (shale gas) kaynaklarının varlığı uzun yıllar öncesinden bilinmesine rağmen endüstriyel olarak düşünülmesi kon- vansiyonel doğal gaz sahalarındaki üretim düşüşleri ile petrol ve doğal gaz fiyatlarında- ki yükselişe bağlı olarak gelişmiştir. Bunların yanında özellikle son yıllarda petrol ve doğal gazın stratejik öneminin artması da rol oyna- mıştır.
İlk şeyl gazı üretimi, Amerika Birleşik Devletleri, New York eyaletinde 1821 yılında gerçekleştirilmiş ve 1970 yılında endüstriyel ölçekte üretim sağlanmıştır. Konvansiyonel kaynakların maliyetlerinin göreceli olarak uygun olması nedeniyle şeyl gazı üretimine devam edilmemiş, ancak 2000’li yıllardan sonra ekonomik olması nedeniyle şeyl gazı üretimi gerçekleşmiştir. 2010 yılı sonu itiba- riyle, dünyada açılan toplam 15.467 kuyunun sadece on binde beşi Kuzey Amerika dışın- da kazılmıştır. Bu olgu, şeyl gazı üretim tek- nolojisinin Amerika kıtası dışında ne kadar yeni bir teknoloji olduğunu göstermektedir. Bu faaliyetler sonucunda, 2010 yılında Ame- rika Birleşik Devletleri’nde doğal gaz fiyatları % 35 oranında düşmüş ve ülke doğal gaz ihraç edebilecek konuma ulaşmıştır. 2009 yılı itibariyle, Kuzey Amerika kıtasında yedi bölgede, 146 trilyon m 3 yerinde, üretilebilir düzeyde ise 20 trilyon m 3 şeyl gazı (shale gas) ve sıkı kumtaşı (tight sandstone) rezer- vi tespit edilmiştir. ABD’de en yoğun çalışılan Teksas eyaletindeki Barnet şeyllerinde 2010 yılı üretimi 51 milyar m 3 olarak gerçekleşmiş- tir (Şekil 2). Amerika’da 1996 yılında 8,5 milyar m 3
2006 yılında 31 milyar m 3 olarak gerçek- Şekil 1- Doğal gaz kaynaklarının şematik görünümü (EIA) BİLGİ DAĞARCIĞI 46 leşmiştir. Diğer bir deyimle 2006 yılında Amerika’nın toplam doğal gaz üretiminin %5,9 u şeyl gazından sağlanmıştır. Yapı- lan projeksiyonlar 2020 yılında Amerika’nın toplam doğal gaz üretiminin yarısının şeyl gazından sağlanacağını göstermektedir. Konvansiyonel olmayan kaynakların belirlenmesine, dik arama kuyularında elde edilen verilerin değerlendirilmesi ile başlan- maktadır. Uzun soluklu bir çalışma dönemi sonunda gaz potansiyeline sahip olduğu belirlenen seviyelerde yatay sondajlar yapıl- maktadır. Bu seviyelerde yüksek basınçlı % 99 oranında kum ve su karışımı kullanılarak dikey çatlaklar oluşturulmakta ve petrol ve doğal gazın kuyuya akışı sağlanmaktadır. Potansiyeli belirlenen alanlarda tek bir nok- tadan 20-30 adet yatay kuyu açmak müm- kün olabilmektedir. Konvansiyonel olmayan kaynakların aranması, üretime geçmesi ve ekonomiye kazandırılması sürecinde büyük ölçüde istihdam da sağlanmaktadır. Örne- ğin ABD’de Teksas eyaletinde bu amaçla yapılan çalışmalarda yaklaşık 12.000 kişiye iş imkanı sağlanmıştır. Şeyl içerisinde hidrolik çatlatma (hydraulic fracturing) yapılarak gaz çıkışı- nın sağlanması ve bu esnada çok az da olsa bazı kimyasallar içeren su kullanılma- sı, şeyl gazı üretiminde çevre sorunlarını gündeme getirmiştir. ABD’de hidrolik çatlat- ma sırasında kullanılan suyun yer altı su- yuna olumsuz etkisini araştıran birçok ça- lışma yapılmıştır. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü tarafından 2011 yılında yapılan bir araştırmada, şeyl gazı eldesinin çevre- sel etkilerinin yönetilebilir düzeyde olduğu sonucuna varılmıştır. Günümüzde Avrupa’da herhangi bir ülkede şeyl gazı üretimi yoktur. Norveç şir- keti Statoil, Amerika’da Marcellus Formas- yonunda şeyl gazı üretimi amacıyla ortaklık kurmuş ve burada kazanacağı deneyimi Avrupa’da şeyl gazı üretiminde kullanacağı- nı belirtmiştir. Benzer yaklaşım ile Gazprom Şekil 2- Dünyada şeyl gazı (shale gas) potansiyeline sahip ülkeler ve bölgeleri (EIA)
BİLGİ DAĞARCIĞI 47 da girişimlerde bulunmuştur. Exxon Mobil Aşağı Saksonya bölgesinde 750.000 hektar genişliğinde bir bölgede 2009 yılında şeyl gazı üretimi amacıyla çalışmalara başlamış- tır. Yine Exxon Mobil Macaristan’da şeyl gazı üretimi amacıyla 2009 yılında 5 kuyu tamam- lamıştır. Cocono Phillips firması Polonya’da şeyl gazı üretimine yönelik önemli çalışma- ların tamamlandığını ve üretime geçileceğini belirtmiştir. Shell Oil de İsveç’de şeyl gazı çalışmalarının yapılacağını bildirmiştir. Dünyada geniş alanlarda şeyl gazı potansiyelinin varlığı tahmin edilmektedir. Henüz ABD dışında şeyl gazı arama ve üre- tim faaliyetlerine yeni yeni başlandığından gerçek potansiyel eski çalışmalara dayanan tahmninlerin ötesine geçememektedir. An- cak; Rusya, Çin, Avustralya, Endonezya, Af- rika, Orta Doğu, Güney Amerika, Ukrayna, Polonya, Hindistan, Kazakistan, Azerbaycan ve Türkiye gibi ülkelerin önemli şeyl gazı po- tansiyeline sahip olduğu düşünülmektedir.
Ülkemizde şeyl gazı potansiyeli- ne sahip alanların başında Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Trakya Bölgesi yer almaktadır (Şekil 3). Her iki bölgede tah- min edilen yerinde şeyl ve sıkı kumtaş- larında yer alan gaz rezervi 13 trilyon m 3
tür. Bu rezervin üretilebilir miktarının ise, ABD’deki kurtarım oranları dikkate alına- rak bir hesaplama yapıldığında 1.8 trilyon m 3 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Şekil 3- Türkiye’nin önemli şeyl gazı potansiyel alanları (EIA) BİLGİ DAĞARCIĞI 48 Ülkemizin 2011 yılı doğal gaz tüketiminin 43.8 milyar m 3 olduğu düşünülürse bu re- zervin bugünkü tüketim miktarı ile ülkemi- zin 40 yıllık ihtiyacını karşılayacak düzeyde olduğu ortaya çıkmaktadır. Bunların dışın- da Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi, Toroslar ve Tuz Gölü civarı potansiyel alanlar olarak gösterilmektedir (TPJD). SONUÇLAR - Texas eyaletinde 1981 yılında George T. Mitchell tarafından uygulanan şeyl gazı üretim yöntemi zaman içerisinde geliştiri- lerek bugün konvansiyonel doğal gaz üre- timi maliyetleri ile rekabet edecek düzeye gelmiştir. - Gaz
içeren şeyl tabakalarında hidrolik çat- latma yöntemiyle oluşturulan çatlaklardan sağlanan gaz miktarında her bir kuyudan 20-30 yıl üretim yapılabilecek teknolojiye ulaşılmıştır. - Şeyl gazı üretiminde önemli birikime ve teknolojiye sahip olan Amerika’nın aynı zamanda büyük şeyl gazı potansiyeline sahip olması dünyada enerji dengelerini etkilemiştir. - Amerika ve Kanada’nın şeyl gazı üretimini artırması, konvansiyonel doğal gaz üretimi yaparak dünyada söz sahibi olan ülkelerin durumunu değiştirecektir. - Şeyl gazı potansiyeli konusunda Amerika ve Kanada dışında yeterli bilgiler bulunma- maktadır ancak önümüzdeki beş yıl içinde tüm dünyada yeni rezervler belirleneceğin- den küresel enerji denklemi değişecektir. - Bugünkü potansiyelleri dikkate alındı- ğında Polonya, Almanya, İsveç, Fran- sa, Çin ve Hindistan’da önemli rezervler beklenmektedir. - Amerika’dan sonra Avrupa, Çin ve Hindistan’da da üretime geçilmesi ile doğal gaz arz kaynaklarında büyük artış olacağı ve dolayısıyla doğal gaz fiyatla- rının düşeceği öngörülmektedir. - Çin’in önemli şeyl gazı potansiyeline sahip olması, ülkede doğal gaz kullanı- mının artması ile atmosfere salınan kar- bon emisyonlarının azalmasına neden olacaktır. - Bu olgu dikkate alınarak Amerika ile Çin arasında bir mutabakat imzalanmış ve Çin’e şeyl gazı üretimi konusunda her türlü teknik desteğin verileceği taahhü- dünde bulunulmuştur. - Günümüzde sahip oldukları zengin do- ğal gaz yatakları nedeniyle uluslar arası ilişkilerde yaşanan dayatmalar seçenek- lerin artması ile azalacaktır.
Advanced Resources International, EIA US Energy Information Administration, 2011.
http://geology.com/energy/world-shale-gas/2011. TPJD, 2012, Türkiye Petrol Jeologları Derneği Basın Açıklaması.
BİLGİ DAĞARCIĞI 49 GELECEĞİN ALTERNATİF ENERJİ KAY- NAĞI - GAZ HİDRATLAR Füsun YİĞİT FARİDFATHİ* Yeryüzünün derinliklerinde bulunan metan stoklarının veya deniz diplerinde oluşan tortullar ile beslenen bakterilerin çı- kardıkları metanın deniz veya okyanus dip- lerinde uygun ısı ve basınçta su ile donma- sı ile oluşan gaz hidratlar geleceğin yakıt kaynakları arasında sayılmaktadır. (Şekil 1 a-b)
Şekil 1- a- Katı buz halindeki gaz hidratlar bir kibrit ile tutuşturabiliyor.
b- Gaz hidratın yapısal görünümü GİRİŞ İnsanoğlu yer altı enerji kaynaklarını tüketmeye devam ediyor. Nüfus artışı ve beraberinde getirdiği artan ihtiyaçlar nede- niyle dünyanın yer altı kaynakları çok yakın bir gelecekte tükenecek. Dünya nüfusunun hızla artması ve enerji kaynaklarının çok yakın bir gelecekte artan ihtiyaca cevap veremeyeceği uyarısı; alternatif enerji kaynaklarının arayışı ve kullanılması ko- nusunda tüm dünya ülkelerini harekete geçirdi. Bu yüzden büyümeler ve geliş- meler enerji gereksimini hızla artırarak, alışılmış enerji kaynaklarının yerine al- ternatifler aranmaya başlandı. Sadece 1 m 3 ’ünde standart basınç ve sıcaklık koşulla- rında (1 atm basınç, 0 o C sıcaklık) yaklaşık olarak 0.8 m 3 su ve 164 m 3 gibi yüksek bir oranda doğal gaz içeren gaz hidratlar (Kvenvolden, 1988), geleceğin yeni bir enerji kaynağı olarak tüm bakışları okyanuslara çekti (Şekil 2). Uygun koşullar- da çıkartıldığında donuk gaz hidrat 164 kat genişleyerek gaz ve LPG'ye dönüşebiliyor. Şekil 2- 1 m 3 gaz hidrat standart basınç ve sıcak- lık koşullarında (1 atm basınç, 0 o C sıcak- lık) yaklaşık olarak 0.8 m 3 su ve 164 m 3
gibi yüksek bir oranda doğal gaz içerir (Kvenvolden, 1988). Tüm bu nedenlerden dolayı çok daha temiz ve güçlü bir yakıt olan gaz hidratın önemi önümüzdeki yıllarda daha da arta- cak gözüküyor. Kuvvetle muhtemeldir ki, bu oluşumlar gelecekteki enerji ihtiyacının karşılanmasına yönelik potansiyel kay- naklar olacaktır. Özellikle enerji darboğazı içersine giren dünya için bolca bulunan gaz hidrat kaynağı kurtarıcı olabilir. Ancak, gü- nümüzde metan hidratların uygun maliyetle ve çevre yönünden güvenli bir enerji kayna- ğı olarak kullanılabilmesi yönünde pek az ilerleme kaydedilmiştir. *
|
ma'muriyatiga murojaat qiling