FETİH SÛRESİNİN TEFSÎRİ
Yüce Allah:
"Biz sana apaçık bir fetih ihsan ettik" buyurarak (âyet 1)
Muhammed Mustafa (s.a.v.)'ya nimetlerini ve vaadlerini sayıp döktü. Bu nimetlerin
ilki, devamlı çalmakta olduğu kapıyı açtık, böylece yaptığın dua kabul olunmuştur.
İkincisi
bu dua sebebiyle "Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını
bağışlamıştır" (âyet 2) Bağışlayıp affetmek dostluk işaretidir. Her kimi seversen,
onun suçunu, aybını görmez olursun, çünkü bağışlamanın sırrı hikmeti de budur.
Üçüncüsü
"Sana olan nimetini tamamlamak için bu fethi sana nasip etti"
(âyet 2). Nimetin tamamlanmasını bildirmek, onun özelliğini bildirmektedir, zira bu
söz, bazı kimselere nimetinin tamamlanmadığına delâlet etmektedir. Demek ki O
(Muhammed Aleyhis-Selam) bunlardan daha husûsî bir makam ve mevkie sahibdir,
Hakka daha fazla yol bulmuştur, Hakkın hakikatine daha fazla ulaşmıştır.
Dördüncüsü:
"Ve sana şanlı bir zaferle yardım eder" (âyet3) Yardım, saltanata
ve velayete delâlet eder, bu velayet hangi velayettir? Görüş ve seziş kuvveti dir ki,
buna nail olan kimse, her şeyi Haktan görür ve her şeyi Haktan bilir. Nitekim Hz.
İbrahim ateşe atıldığında, Hz.Mûsâ denize ayak bastığında; Süleyman Aleyhis-Selam
güneşe buyruk yürüttüğünde; Hz. Nuh Tufan'a hükmettiğinde, Davud Aleyhis-Selam
demiri hamur gibi yumuşattığında ve güzel nağmeleriyle dağları
bile dile
getirdiğinde; Isâ Aleyhis-Selam hayvan! ruhları dirilttiğinde; Hz.Muhammed Mustafa
ise Mirac'a giderken gökleri yarıp geçtiğinde, bunların hepsini Haktan görmüş ve
Haktan bilmişlerdir, bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Onlar her şeyi Allah'ın
emrine tâbi ve kendilerini Allah'ın kulu olarak bildiler ve her şeye hüküm yürütenin
Hakk olduğunu gördüler, bu sebeble de her şey, onların emrine boyun eğdi, onlar
da Hakkın emrine boyun eğdiler.
Do'stlaringiz bilan baham: