Muhammed Sûresinin Tefsîri
Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de: "Kâfirlerin ve Allah yolundan yüz
çevirenlerin amellerini Allah boşa çıkarır" buyurmaktadır, (âyet 1) Kendileri
kâfir oldular, başkalarının müslüman olmasına da engel olmaya çalıştılar, yüce Allah
onların önceden yapmış oldukları iyi amellerini de geçersiz kılıp boşa çıkardı.
(İnkâr ve Nankörlük)
Sehl b. Abdullah Tüsterî demiştir ki:
150
Âyette geçen kâfirlerden maksat,
Allah'ın birliğini inkar edenler, ona şirk koşanlar, Allah'ın ortağı var diyenlerdir.
Bazıları ise, kâfirlerden maksat, Allah'ı inkar edenler değil, Allah'ın verdiği nimetleri
hiçe sayanlar, nimete şükretmeyen/er, nimete şükrediyoruz diye oyalananlar,
gerçekleri bilmedikleri halde, biliyoruz diye iddia edenlerdir, demişlerdir.
Allah'ın ortağı vardır, diyen kimse mutlak kâfir olur, böyle inanan kimseye, bir
karine (tevil yolu) olmaksızın "kâfir" denebilir. Fakat nimete şükretmeyen kimseye
mutlak mânâda kâfir denilemez, bel ki bir kafine bularak, nimete karşı nankörlük
ediyor, küfrân-ı nimette bulunuyor, dersin. Meselâ: Su ya mutlak olur, ona hiç bir
şey karışmamıştır. Ya da mukayyed olup başka bir maddeden etkilenmiş olur. Irmak
ve çeşme suları mutlak sulardır. Gözyaşı ve yüz suyu (kullanılmış su) ise, mukayyed
sudur. Çünkü su denildiği zaman halk, mutlak su anlar, gözyaşı ve yüzsuyu ise
akıllarına bile gelmez.
151
Sana hizmet eden ve sana övgüler yağdıran kimseyi, elbise ikram edilmeye ve
dostluk kurulmaya lâyık bir kişi olarak tanırsın. Hatta hamam tellağını, kelle satanı
ve nihayet hayvanlardan kedi ve köpeği bile sana hizmetlerinden dolayı sevip ok-
şarsın, halbuki onların bu hizmetlerinin senin yanında değeri bile yoktur. Nitekim
"Allah onların amellerini boşa çıkarır" buyrulmuştur.
İkinci görüşte olanlara göre, âyetteki küfürden maksat, mutlak küfür değildir,
nimete karşı nankörlük edenlerdir, küfrân-ı nimette bulunanlardır, bunlara göre ise
hüküm şöyledir: "Birisi sana talebelik edip senden istifâde etse, bu bilgi alış-verişi,
senin onu sevmene sebep olur. Fakat o talebe: "Bu bilgileri ben kendi kâbiliyy etimle
elde ettim, benim hiç bir kimseye minnetim yoktur" derse, sende o talebeye karşı,
önceki sevgi kalmaz çünkü "Allah, onların amellerini boşa çıkarmıştır". Böyle
bir kimseyi: "Öğrenmiş olduğum bütün bilgileri önce Allah'ın izni, sonra da falan
hocamın irşadı ve himmetiyle öğrendim, yoksa ben bu bilgilere nasıl ulaşabilirdim?"
diyen bir kimse ile hiç bir zaman kıyaslamak mümkün değildir. Teşekkür nedir
bilmeyen bir şahsı, kadir kıymet bilen, ikram ve iyiliğe karşı teşekkür eden biriyle
denk tutamazsın! Bu saâdetlive talihli kimselere söyleyeceğin sırları; o teşekkür
nedir bilmeyen kimselere söyleyemezsin! Çünkü: "Allah onların amellerini boşa
Do'stlaringiz bilan baham: |