Microsoft Word kemal- içindekiler


Download 1.63 Mb.
Pdf ko'rish
bet19/122
Sana16.06.2023
Hajmi1.63 Mb.
#1508598
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   122
Bog'liq
sarkis dezaj

 
• Kanun Yolları 
 
Çevre Kanunu’nun 30. maddesinde, çevreyi kirletenlere karşı gidilebilecek 
kanun yolları yer almaktadır. Buna göre; “Çevreyi kirleten veya bozan bir 
faaliyetten zarar gören veya haberdar olan gerçek ve tüzel kişiler, idari 
makamlara başvurarak bu faaliyetin durdurulmasını isteyebilirler”. Söz konusu 
hükümler; çevreyi kirletene karşı, kirlenmeden “zarar gören”lerin yanısıra zarar 
görmeyenler da dava açabileceklerdir. Kanun hükmüne göre “haberdar” olmak, 
dava açabilmek açısından yeterlidir. Burada dava açan kişiden ziyade, “Çevre 
Kirlenmesi” nin gerçekleşmesi önem taşımaktadır. Yetkili ve görevli 
mahkemenin nasıl belirleneceği hususunda Kanun’da ayrı bir hüküm 
bulunmadığından, söz konusu belirleme, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 
çerçevesinde belirlenecektir. 
Çevreyi kirletenlere özellikle çevreyi kirleten müesseselere karşı dava 
açılabileceği gibi, söz konusu müesseseler mahallin en büyük mülki amiri 
tarafından süreli veya süresiz olarak Kanun’un 15. maddesine istinaden 
faaliyetten men edilebilmektedirler. Alınan hükme göre: “Bu Kanun’da yazılı 


44
yasaklara aykırı hareket eden veya kanunla belirtilen yükümlülükleri yerine 
getirmeyen kurum, kuruluş ve işletmelere mahallin en büyük mülki amiri, bu 
yasaklara aykırı faaliyeti düzeltmek ve kanunda belirtilen yükümlülükleri yerine 
getirmek üzere esasları yönetmelikle belirlenen yeteri kadar bir süre verir. Bu 
süre içinde yasaklara aykırı hareket ve yükümlülüğü yerine getirmekten dolayı 
ayrıca ceza verilmez. Bu süre sonunda bunları yapmayan kurum, kuruluş veya 
işletmelerin faaliyeti, yasağın veya yerine getirmeyen yükümlülüğün çeşit ve 
niteliğine göre kısmen veya tamamen, süreli veya süresiz olarak durdurulur.” 
Tehlikeli hallerde faaliyetin durdurulması ise madde 16’da düzenlenmiştir. 
“Çevre kirliliğinin toplum sağlığı yönünde tehlike yarattığı hallerde Sağlık ve 
Sosyal Yardım Bakanlığı kendiliğinden veya Başbakanlık Çevre 
Müsteşarlığı’nın talebi üzerine, bu kirlenmeye yol açan faaliyetlerin geçici bir 
süre için kısmen veya tamamen durdurulmasına karar verir ve kararın 
uygulanmasını mahallin en büyük mülki amirinden ister. Bu gibi hallerde, söz 
konusu faaliyetler mahallin en büyük mülki amirinin, vereceği kararla da 
durdurulabilir. Bu karar derhal Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ile 
Başbakanlık Çevre Müsteşarlığı’na bildirilir. 
• Kirletme Yasağı 
 
Çevre Kanunu madde 8’ de “Kirletme Yasağı” adı altında “Çevre Kirlenmesi” ne 
ilişkin olarak alınan tedbirler belirtilmektedir; “Her türlü atık artığı, çevreye 
zarar verecek şekilde, ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve 


45
yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, 
depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmak yasaktır. 
Kirlenme ihtimalinin bulunduğu durumlarda ilgililer kirlenmeyi önlenmekle; 
kirlenmenin meydana geldiği hallerde kirleten, kirlenmeyi durdurmak, 
kirlenmenin etkilerini gidermek veya azaltmak için gerekli tedbirleri almakla 
yükümlüdürler.” İcra edilmesinde sakınca görülen faaliyetlerle mevzuatta 
belirlenen standartların ve yöntemlerin ihlalinin önlenmesi amacıyla “Kirleten” 
ile birlikte “Kirletme olasılığı bulunanların” yükümlülükleri maddede 
sınırlanmış, kirlenmenin durdurulması veya etkilerinin giderilmesi için gerekli 
tedbirleri almaları istenmiştir. Böylece “Kirleten Öder” ilkesi bu maddede de 
ayrıca beyan edilmiştir. 
• Özel Çevre Koruma Bölgeleri ve Çevre Korunması 
3 Mart 1988 tarihli ve 3416 sayılı kanun’un 4. maddesi ile değiştirilen Çevre 
Korunması ve Özel Çevre Koruma Bölgelerinin işlendiği Çevre Kanunu’un 9. 
Maddesi şöyledir; “Kırsal ve kentsel alanda arazi kullanım kararına uygun olarak 
tespit edilen koruma alanları ve alanlarda uygulanacak koruma ve kullanım 
esasları yönetmelikle belirlenir. Tespit edilen bu esaslar çerçevesinde aşırı ve 
yanlış kullanım, her türlü çöp ve atıkların yurt dışından getirilmesi nedeniyle 
ülkenin temel ekolojik sistemlerinin dengesinin bozulması, hayvan ve bitki 
türlerinin nesillerinin tehlikeye düşürülmesi, doğal zenginliklerin bütünlüklerinin 
yasaktır. 


46
Bakanlar Kurulu, ülke ve dünya ölçeğinde ekolojik önemi olan çevre 
kirlenmeleri ve bozulmalarına duyarlı alanları, tabii güzelliklerin ileriki nesillere 
ulaşmasını emniyet altına üzere gerekli düzenlemelerin yapılabilmesi amacıyla, 
“Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak tespit ve ilan etmeye, bu alanlarda 
uygulanacak koruma ve kullanma esasları ile plan ve projelerin hangi Bakanlıkça 
hazırlanıp yürütüleceğini belirlemeye yetkilidir.” 19 Ekim 1989 tarihli ve 383 
sayılı KHK ile “Özel Çevre Koruma Kurumu” kurulmuş, 9 Ağustos 1991 tarihli 
ve 444 sayılı KHK yukarıdaki maddede söz konusu olan “Özel Çevre Koruma 
Bölgesi” ilan edilen ve edilecek alanların sahip olduğu çevre değerlerini 
korumak ve mevcut çevre sorunlarını gidermek için tüm tedbirleri almak, bu 
alanların koruma ve kullanma esaslarını belirlemek, imar planlarını yapmak, 
mevcut her ölçekteki plan kararlarını revize etmek ve resmen onaylamak üzere 
Çevre Bakanlığı’na bağlı ve tüzel kişiliğe sahip Özel Çevre Kurumu 
Başkanlığı’nın kurulması ile bu kurumun teşkilat ve görevlerine ilişkin esaslar 
düzenlenmiştir. 
“Akdeniz’in Kirlenme Karşı Korunmasına İlişkin Sözleşme” diğer bir ifadeyle 
16 Şubat 1976 tarihli Barselona Sözleşmesi paralelinde hazırlanan 20 Temmuz 
1986 tarihli “Akdeniz’ de Özel Koruma Alanlarına İlişkin Protokol” 
çerçevesinde Çevre Kanunu madde 9’a göre, 12 Haziran 1988 tarih ve 88/13019 
sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile “Özel Çevre Koruma Bölgeleri” tespit edilmiş 
ve 5 Temmuz 1988 tarihinde Resmi gazete’de yayınlanmıştır. Köyceğiz, Fethiye, 
Göçek ve Gökova “Özel Çevre Koruma Bölgesi” ilan edilmiştir. 


47
Çevre Kanunu’nun 13. maddesinde zararlı kimyasal maddelerin sebep olduğu 
kirlilikten ve 14. maddede de gürültüden söz edilmektedir. Havada, suda veya 
toprakta kalıcı özellik gösteren ve ekolojik dengeyi bozan kimyasal maddelerin 
üretim, ithal, taşıma, depolama ve kullanımında çevre korunması esasları dikkate 
alınır. Bu tür maddelerin üretim, ithal, taşıma, depolama ve kullanımına ilişkin 
esaslar yönetmelikle belirlenir. Söz konusu maddeye açıklama getirmek üzere 11 
Temmuz 1993 tarihli “Zararlı Kimyasal Madde ve Ürünlerinin Kontrolü 
Yönetmeliği” çıkartılmıştır. 
“Kişilerin huzur ve sükununu, beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde 
yönetmelikte belirlenen standartlar üzerinde gürültü çıkarılması yasaktır. 
Fabrika, atölye, işyeri, eğlence yeri, hizmet binaları, konutlar ve ulaşım 
araçlarında gürültünün asgariye indirilmesi için gerekli tedbirler alınır. Söz 
konusu madde dayanarak gösterilecek, 11 Aralık 1986 tarihinde “Gürültü 
Kontrol Yönetmeliği” çıkartılmıştır. 
• Çevre Kirliliğini Önleme Fonu 
 
Çevre Kanunu madde 17’ye göre, “Çevre kirliliğinin önlenmesi” ve çevrenin 
iyileştirmesi için “Çevre Kirliliğini Önleme Fonu” kurulmuştur. Çevre 
kirliliğinin önlenmesi ve çevrenin iyileştirmesi için gerekli harcamaların 
%45’ine kadarı, en çok yirmi yıl vadeli kredilerle Çevre Kirliliğini Önleme 
Fonu’ndan desteklenir.” Kanun’da belirtilen iştirak payları çevre kirliliğine 


48
neden olan işletmelerden 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü 
Hakkında Kanun hükümlerine göre mal memurlarınca tahsil edilir. Çevre 
kirliliğini önleyici araştırmalar, çevrenin temizlenmesi, çevre eğitimi, personel 
yetiştirilmesi, teknoloji ve proje alımı, arıtma tesisi yapacak kişilere kredi 
yardımı, önleyici ve iyileştirici araç-gereç alımı, bakımı, onarımı, ile bunların 
üretimi için kurulacak tesisler, ağaçlandırma, hayvan ve bitki ıslah çalışmaları, 
fon’un ita amiri, madde 19’a göre Çevre Bakanı’dır ve aynı maddenin hükümleri 
çerçevesinde Fon, Çevre Bakanlığı tarafından kullanılır. 
• Çevresel Etki Değerlendirmesi 
 
Çevre Kanunu’nun 10. maddesi hükmüyle “Çevresel Etki Değerlendirmesi” 
hususunda Türk mevzuatında ilk kez söz edilmiştir. Bu maddeye göre; 
“Gerçekleştirmeyi planladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol 
açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler bir “Çevresel Etki Değerlendirme 
Raporu” hazırlarlar. Bu rapora çevreye yapılacak tüm etkiler gözönünde 
bulundurularak çevre kirlenmesine sebep olabilecek atık ve atıkların ne şekilde 
zararsız hale getirilebileceği ve bu hususta alınacak tedbirler belirtilir. 
 
“Çevresel Etki Değerlendirme Raporu”nun; hangi tip projelerde isteneceği, 
ihtiva edeceği hususlar ve hangi makamlarca onaylanacağına ilişkin esaslar 
yönetmelikle belirlenir. Böylece, bir faaliyet gerçekleşmeden önce çevreye 
verebilecek zararların belirlenmesi ve önlenmesine yönelik gerekli tedbirlerin 


49
mevzuat çerçevesinde alınması amacıyla Çevresel Etki değerlendirmesi 
Yönetmeliği, 7 Şubat 1993 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. 

Download 1.63 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   122




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling