Orhan pamuk


Download 1.5 Mb.
Pdf ko'rish
bet35/79
Sana28.12.2022
Hajmi1.5 Mb.
#1012237
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   ...   79
Bog'liq
Cevdet Bey ve Ogullari ( PDFDrive )


BİR GÜNÜN SONU 
Tramvay Harbiye'deyken, Refik, "Şimdi inmeyeyim! Nişantaşı'na 
Osmanbey'den yürürüm!" diye düşündü. Eminönü'nde tramvaya 
bindiğinde yağmur serpiştiriyordu. Karaköy'deyken iyice hız­
lanmış, Şişhane'de hâlâ dinmeyen bir sağanak başlamıştı. Arada 
bir şimşek çakıyor, yolcular pencerelerden dışarı bakarak gü­
rültüyü bekliyor, tramvay da rayların içinde hafif hafif sallanıp 
146 


kayarak ilerliyordu. Sanki fırtınalı bir havada gemi yolculuğuydu. 
Refik Osmanbey'e yaklaşırken yağmurun dinmeyeceğini anladı. 
"Koşacak mıyım?" diye düşündü. 
Tramvaydan indi, hızlı hızlı yürümeye, sonra koşmaya başladı. 
"Ayıp olmasın diye yazıhaneye gidiyorum. Erken çıktığım ya­
zıhaneden dönerken sağanağa tutuluyorum ve koşuyorum!" 
diye düşündü. Bir yandan koşuyor, bir yandan öfkeleniyordu. 
Her şey bundandı işte: Günlük hayatla yetiniyordu. Olmadık 
bir şey, beklenmedik bir tatsızlık hayatını bozsun istemiyor, 
yağmurdan sakınıyordu. Kaldırımların orasında burasında 
gölcüklere basmaktan çekiniyor, pantolununa bulaşmasın diye 
çamurlara dikkat ediyor, pencerelerde ve saçak altlarında birikmiş 
insanların bakışı altında koşuyordu. 
Birden bir şey hatırlayıvermiş gibi durdu. Yavaş yavaş yürümeye 
başladı. Yağmur daha da hızlandı. Sonra: "Ama bu saçma!" diye 
söylendi. Bir saçağın altına girmeye karar verdi. Yakınlarda da 
sığınılacak bir saçak yoktu. Alçak bahçe duvarlan uzanıp gidiyordu. 
Yağmurun uğultusunu dinleyerek bomboş caddeye baktı. 
Kaldırıma bir taksi yanaştı. Refik, "Bari bir taksi bulabilsey-
dim!" diye düşündü. Sonra tanıdık bir ses duyar gibi oldu. Dönüp 
baktı, şaşkınlaştı: Perihan taksinin penceresinden uzanmış 
sesleniyordu. Koşup arabaya girdi. 
Perihan: "Ne kadar ıslanmışsın," dedi. 
Annesi de söze karışıp anlatmaya başladı: Beyoğlu'na Ayşe'yi 
almaya gitmişler, Lebon'da Leylâ ile buluşmuşlar, yağmur 
bastırınca taksiye binmişler, Şişli'ye Leylâ'yı bırakmışlar, Refik'i 
görünce çok şaşırmışlar... Konuşuyor, şakalaşıyor, arada bir 
Refik'in ne kadar ıslanmış olduğunu söylüyor, gülümsüyorlardı. 
Mutlu bir aileydi bu: Refik mutluluğun kuru, yumuşak bir yorgan 
gibi her yerini sardığını farkediyor, neşeleniyordu. O da şakalar 
yapmaya başladı! 
Eve gelip Perihan'la yukarıya odalarına çıktıklarında çocukluk 
yapmak istediğini de farketti. Perihan havluyla başınrfeırularken 
şımarık bir çocuk gibi sesler çıkardı, biraz şikâyet etti, ahlayıp 
ofladı. Çamaşırlarını değiştirirken şakalar yaptı. Perihan'ın keyifle 
güldüğünü görünce coştu: Yatağın üzerindeki örtüyü çekip sa­
rınarak Anibal'ın sıkıştırdığı Roma'nın telâşlı senatörlerini oynadı. 
147 


Bunları yaparken komodinin önünde oturan Perihan'a baktı, onun 
güldüğünü aklından geçirdi. "Şaka yapıyorum, gülüyoruz. Az 
önce yağmur altında ağırbaşlılıkla koşuyordum!" diye düşündü. 
Gene neşeli olduğunun bilincindeydi. Kapı vurulup Emine Hanım 
çay getirince, "Bitti!" diye mırıldandı. "Şimdi coşku dinecek. Çay 
içeceğim. Sakin ağırbaşlılık ve akim üstünlüğü başlayacak!" 
Perihan ile karşılıklı oturdular. Refik pencerenin yanındaki 
koltuktaydı. Perihan komodine dirseklerini dayamış, arada bir 
aynaya bakıyordu. Refik uysal bir kedi gibi hissediyordu. Zaman 
hatırlanmış, kısa süren o coşku unutulmuş gibiydi. "Vatandaş 
olduğumu hatırladım!" diye düşündü. "Babasının kurduğu işte 
çalışan, yazıhanede oturmaktan pek hoşlanmayan, oradan 
herkesten erken çıkıp evine kaçan bir vatandaş. Şimdi karısıyla 
birlikte art nouveau yatak odası takımının içinde oturuyor!" 
Yumuşak kıvrımları, yuvarlak çizgileriyle gemi lombozlarını, 
güverteleri hatırlatan dolaba, büyük yatağa bakıyordu. "Va­
tandaşım... Hali vakti yerinde, sağlıklı biriyim. Şikâyetçi de 
olacağım yok: Ciddi ciddi yaşayacağım!" Yakınlara bir yere 
yıldırım düştü. Birlikte pencereden dışarı baktılar: Arka bahçenin 
yüksek kestane ağaçları rüzgârla birlikte titriyordu. 
"Ne yaptın bugün?" diye Perihan sordu. 
Refik, "Her akşam alay ediyormuş gibi bunu sorar!" diye dü­
şündü. Ama Perihan'a kolay öfke duyamayacağını biliyordu. 
"Hiç! Her zamanki gibi." 
Bir sessizlik başladı. Refik, "Her zamanki gibi!" diye düşündü. 
"Sabah babam ve ağbimle birlikte evden çıktım. Yazıhanede 
gazeteleri okudum. Öğleye kadar birkaç kâğıdı gözden geçirdim. 
Almanya'ya bir sipariş mektubu yazdım. Sonra hep birlikte 
Sirkeci'ye lokantaya gittik. Yemekten sonra ağbimle biraz iş 
konuştuk. Muhasebeci Sadık'la kahve içerek bazı defterlere 
baktık. Sonra çıktım, yürüyerek köprüyü geçtim. Tramvaya 
bindim. Yağmura yakalandım." 
Perihan'a bakıyor, yüzünden bir şey çıkarmaya çalışıyordu: 
Kim olduğunu karısının yüzünden okuyacaktı sanki! Perihan 
sert bir hareketle alnına düşen saçları arkaya itince kendine 
geliverdi. 
"Peki, sen ne yaptın?" 

Download 1.5 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   ...   79




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling