Orhan pamuk
Download 1.5 Mb. Pdf ko'rish
|
Cevdet Bey ve Ogullari ( PDFDrive )
271
şüpheye düştü. İstanbul'daki günlerin yemeklerle düzenli bir şekilde bölündüğünü, gününü bu bölümlere göre ayarladığını anladı. Sonra Rousseau'yu da öbür kitapların arasına bıraktı. Bir sigara yaktı. Odanın içinde aşağı yukarı yürümeye başladı. "Yemekten sonra çalışacağım, çok çalışacağım!" diye düşündü ve gerçekten kararlı olduğuna inanarak sevindi. 27 ŞAİR BEYOĞLU'NDA Muhittin tramvaydan indi. Helaların önünden geçerken yavaş yavaş meydana dönmesi gerekiyordu. Yavaş yavaş meydana döneceğini ve keyifli adımlarla insanlara bakarak meydanı dönerken, şimdi yaptığı gibi, sigara içeceğini, ağzında sigaranın zehriyle birlikte keyif verici bir acı bulacağını, bütün gün inşaat mühendisliği yaptığı yazıhanede akşam Beyoğlu'na gideceğini, Beyoğlu'nda yürüyeceğini, ayaküstü bir içki içeceğini, sonra randevuevine gideceğini, sonra da sinemaya gideceğini dü şünmüştü. Taksim Meydanı'nı dönerken bütün bunlara yaklaştığı için keyifliydi. Açık, kesin, utanç verici, çocuksu bir heyecan duyuyordu. "Sanki babamla sinemaya gidiyorum!" diye düşündü. Mülazım Haydar Bey aşırı Müslüman'dı, ama kendine göre hoşgörülü olduğu zamanlar olurdu. Emekliliği ile ölümü ara sındaki birkaç yıl içinde ayda bir oğlunu BTyoğlu'na çıkarır, sinemaya götürürdü. "Belki de hoşgörüden değil, düpedüz hoşlandığı için götürürdü!" diye düşündü Muhittin, ama ne şelenmedi. "Mülazım Haydar Bey mühendis Muhittin için tatsız bir konudur!" diye mırıldandı. Birkaç dakika daha yürüdükten • sonra rahatladı: "İşte sevgili Beyoğlu!.. Akıp geçen insan yüzleri... Bütün gün bunu bekledim. Sevgili kirli, kanlı, kalleş Beyoğlu. Şairim ben! Soğuktan kızarmış yüzlere bakıyor yürüyorum!" ^Kararlı, tutarlı bir mart soğuğu vardı. Caddenin içinden arada bir rüzgâr kopuyor, paltoların etekleri havalanıyordu. Ama artık kadınlar yoktu ortalıkta. Tek tek gelip geçenler de erkeklerin kolundaydı. Muhittin bakmaya bile üşeniyordu: Güzel bir kadını 272 erkeğinin yanında görmek acı veriyordu. Ama gene de Ağa Camii'nin yanındayken birine baktı. Güzel buldu: Erkeğinin koluna girmiş, uslu ve dikkatli yürüyordu. Refik ile Perihan'ı hatırladı. İçinden gülmek geldi: Refik'in Ömer'e gittiğini telefon ettiğinde Osman'dan öğrenmişti. Osman'ın telefondaki sesi dertli ve şaşkındı. Kardeşinin bu deliliği konusunda Muhittin'den bilgi koparmak istiyordu ama, Muhittin'in de bir şey söylemek içinden gelmemişti. "Kardeşiniz hayatına bir anlam vermek istiyor!" mu deseydi? Ya da "Benim gibi bir şair olmadığına, hayatını bir amaca yöneltmediğine pişman kardeşiniz, bunu arıyor!" mu deseydi? Şu oturaklı tüccarın canını biraz yakmak için bunları söyleyebilir, hatta ileri gidip biraz öğüt de verebilirdi, ama içinden gelmemişti. Üstelik "Şair olmadığı için pişman," derken, Os- manin ailenin içinde böyle şeyler düşünen biri çıktığı için utanan, alıklaşan yüzünü de göremeyecekti. Refik'in, "Senin gibi şair olmak isterdim!" demesini hatırla maktan hoşlanıyordu. Bir başkası, mesela dedesinin boş va kitlerinde rubailer yazmasıyla şairliği bir tutan biri söyleseydi bunu, Muhittin aldırış etmeyecekti. Refik'in söyleyişinde açık ve kesin bir yakınma vardı ki, Muhittin her hatırlayışında ha yatının onda imrenme uyandırdığını anlıyor, avunuyordu. Avunması gerekiyordu, çünkü gene hayatın dışında kaldığını, gene şairliğinin başarısızlıkla sonuçlandığını düşünüyordu. Üzerinden altı ay geçmişti, ama şiir kitabı, bir gazetede ya yımlanan, babacan görünüşlü, ama aslında düşmanca ve sinsice yazılmış bir kısa yazıdan başka hiçbir tepkiyle karşılaşmamıştı. Şimdiye kadar yalnızca ikiyüzelli tane satan şiir kitabı aklına geldikçe bu ikiyüzlü ve küçümseyici yazıyı hatırlıyor, yazının bir kere bir meyhanede gördüğü yaşlı yazarını öfkelendirecek bir şey yapıp yapmadığını araştırıyor, bunlardan bir sonuca varamadığı için şairliğinin ve hayatının başarısızlığa uğradığı sonucuna varıyor, aylardır içinde taşıdığı bu düşünce yoğun- laşınca bütün gün yaptığı gibi Beyoğlu'na çıkmayı tasarlıyordu. 1938 Martı'nda, yirmisekiz yaşındaydı. Şairliğe ve intihara ilişkin eski kararına bağlı kalıp kalmayacağını artık düşünmeye baş laması gerekiyordu. "İki yıl sonra otuz yaşındayım!" diye düşündü Muhittin ve Download 1.5 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling