Strateji ve aksiyon
omuz n shoulder Çocuk
Download 261.35 Kb.
|
1200 strateji n strategy
1314 omuz n shoulder
Çocuk öyle bir üșüdü ki ayakları, kalçaları, omuz bașları buz kesti. — The kid felt so cold that her feet, hips and shoulders were almost frozen. 5376 | 0.85 1315 çoǧal v to increase; to multiply İnsan gürültüsüyse gittikçe çoǧalıyordu. — Human noise, by the way, was increasing. 4851 | 0.94 1316 boya v, n (v) to paint, to dye (n) paint İșçilerine bașbakan yalısını boyattı. — The prime minister made the workers paint his mansion. Boyaları karıștırarak bulduǧum renkler güzeldir. — The colors I discovered by mixing paints are so beautiful. 1317 karçılıklı adj mutual, reciprocal Hukuk yurttașların karșılıklı ilișki ve yükümlülüklerini tanımlar. — The law defines the mutual relations and responsibilities of citizens. 4822 | 0.94 1318 bardak n glass Her masada üç bardak vardı. — There were three glasses on each table. 5999 | 0.76 1319 anlamlı adj meaningful Birbirlerine anlamlı bakıșlar fırlattılar. — They threw meaningful glances at each other. 5318 | 0.85 1320 göç v, n (v) to migrate (n) migration, immigration Kasabadan kasabaya, șehirden șehre göçmüșlerdi ana ve oǧul. — Mother and son migrated from village to village, from city to city. Göç sorunu yașanabilir. — There may be a migration problem. 4934 | 0.92 1321 dar adj narrow; tight Kentin sokakları dar ve parke tașları ile örülmüștü. — The streets of the city were narrow and paved with cobblestones. 4766 | 0.95 1322 daǧıl v to scatter, to disperse Nikâh konukları birer ikișer daǧıldılar. — The wedding guests dispersed after the ceremony one by one. 4803 | 0.94 1323 puan n point; score Mimarlıǧı iki puan yüzünden kaçırdı. — She missed getting into the architecture department by just two points. 5982 | 0.76 1324 tüketici n consumer Tüketici bilinci, ekonomik sistemin güvencesi olur. — Consumer awareness will surely be the guarantee of the financial system. 6192 | 0.73 1325 yavru n young animal; child Üç yıl önce bir yavru köpek edinmiștim. — I got a puppy three years ago. 5280 | 0.86 1326 içgal n occupation Bütün fakültelerdeki ișgal yönetimi solcuların elindeymiș. — The occupation of the faculty was organized entirely by the leftists. 1327 amaçla v to aim, to intend Deǧișimin hızı daha yüksek bir tüketim saǧlamayı amaçlamaktadır. — The pace of development aims to stimulate higher consumption. 5149 | 0.87 1328 boçal v to become empty Teneffüs zili çalar çalmaz sınıflar boșaldı. — All classes became empty as soon as the bell rang for a break. 4849 | 0.93 1329 yumurta n egg Bakkala giderek ekmek, yumurta ve sucuk almıștı. — She had gone to the grocery and bought bread, eggs, and sujuk. 5383 | 0.83 1330 uǧur n charm, luck Dervișler ansınız yaǧan yaǧmuru uǧur saydılar. — Dervishes regarded the sudden rain as a sign of good luck. 4937 | 0.91 1331 kaǧıt n paper Adam karșısında oturan üç öǧrenciden birer kaǧıt kalem çıkartmalarını istedi. — The man asked the three students sitting just in front of him for paper and pens. 4817 | 0.93 1332 nisan n April Ilık Nisan gecesi, gene birdenbire kayboldu dede. — On a warm April day, Grandpa suddenly disappeared again. 4849 | 0.92 1333 dua n prayer Dua Allah ile kul arasında bir iletișim görevi görmektedir. — Each prayer functions as a communicative device between God and His servants. 5221 | 0.86 1334 defter n notebook Hemen bir defter bulmam gerek. — I need to find a notebook, immediately. 4964 | 0.90 1335 cinsel adj sexual Çocukların cinsel istismarının engellenmesine yönelik üç protokolü imzaladı. — She signed the three protocols to protect children from sexual abuse. 5373 | 0.83 1336 temiz adj clean; fresh Çok titiz, meraklı, temiz bir kadındı. — She was such a rigorous, curious, and clean woman. 1337 egemen adj sovereign Erkek egemen anlayıș, iș bölümü yapıp kadına belirli görevler vermiș. — The male sovereign has designed the sharing out of tasks and assigned duties to women. 5053 | 0.88 1338 renkli adj colored; colorful Tek pencere, koyu renkli aǧır kadife perdelerle örtülüydü. — The only window was closed with dark-colored, old-fashioned velvet curtains. 4915 | 0.90 1339 gecik v to be late Mektuplar çalınır, gecikir veya kaybolabilirlerdi. The letters may have been stolen, late, or completely lost. 4776 | 0.93 1340 park n park; car park Park açılıșı yapılıyor. — An opening ceremony for the park is taking place. 4793 | 0.93 1341 ufak adj small, little, young Bir ufak arabamız vardı. — We used to have a small car. 4847 | 0.91 1342 bat v to sink Feribot tüm yükü batmadan, sarsılmadan kaldırabilmiști. — The ferry was able to lift the load without sinking or shaking. 4783 | 0.92 1343 katılım n participation, attendance Edebiyat toplantılarına katılım ve ilgi büyüktü. — Attendance at and interest in the literature meetings were really high. 5185 | 0.85 1344 fırla v to pop out, to rush out Müdür odasından fırladı. — The headmaster suddenly rushed out of his office. 5218 | 0.85 1345 kutu n box, case Elinde küçük bir kutu tutuyordu. — She was holding a small box in her hand. 4875 | 0.90 1346 zorluk n difficulty, hardship İnsanlar köylerde binbir zorluk ve yoksulluk içinde yașamaktaydı. — People were living in their villages in poverty and with numerous difficulties. 1347 yapım n construction Medresenin yapım tarihi hakkında günümüze herhangi bir kaynak ulașmamıș. No source of information was available about the construction date of the madrasah. 5026 | 0.88 1348 cins n type, kind; breed Ardında çok deǧerli 19 cins at bıraktı. — She has left such a valuable breed of horses behind. 5060 | 0.87 1349 fayda n use, benefit, advantage Doǧada amaç yoktur, fayda da dolayısıyla yoktur. — There are no goals in nature, thus there exist no benefits. 4818 | 0.91 1350 tarihsel adj historical; historic Download 261.35 Kb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling