T. C. Fatih sultan mehmet vakif üNİversitesi LİsansüSTÜ EĞİTİm enstiTÜSÜ tarih anabiLİM DALI tarih programi yüksek lisans tezi


a.g.e.; Abdülkadir Özcan, “Şükri-i Bitlisî”, DİA


Download 1.3 Mb.
Pdf ko'rish
bet30/61
Sana16.06.2023
Hajmi1.3 Mb.
#1493146
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   61
Bog'liq
KUR UN

a.g.e.; Abdülkadir Özcan, “Şükri-i Bitlisî”, DİA, 2010, C. XXXIX, s. 254-256. Çalışmamız için 
Şükri-i Bitlisî’nin Selimname’sinden alıntılanan metinlerin transkripsiyonu Mustafa Argunşah’a aittir. 


52 
kasdıyle mahruse-i Diyarbekirin istihlâsı ricasına göndermiş emri pâdişâh-ı 
âlemindir.
”119
 
Esere göre Yavuz Sultan Selim bu haber karşısında hemen Edirne’den 
İstanbul’a gitme kararı almıştır. Bu bilgi “Bu dâsıtân-ı sâhib kırân-ı âlem tekrar 
Kızılbaş-ı lâin üzerine azm idüb Sultân-ı Arab yoluna inmek sevdâsına düşmeğin ana 
şâh-ı Cihân ilçi irsâl eyledüğün beyân ider
”120
başlığı altında şu şekilde verilmiştir: 
 
“Çün mevsim-i bahar ve letâfet-i leyl u nehâr etraf u venibde sefer yolları 
küşâde oldu. Hazret-i pâdişah-ı Âlempenâh ve sâhib kırân-ı dil-âgâh asker- 
kerrârına herbiri ukâb-ı ateşin minkâr gibi pür ukâb idi. Şikâr hasm içün 
narcirgâh-ı âleme pervâz-ı emrin eyledikten sonra kendüsü dâhi ikbâlle 
mahruse-i Edrene’den çıkup bir saat-ı saâd içre mahruse-i İstanbula irdi.
”121
 
“Ma’reke-i kârzâr idi ki hezâr heybetle diyar-ı Acem’e doğru revâne oldu 
ki…
”122
cümlesiyle başlayan anlatımın devamında seferin önce sapkınlıkları 
dolayısıyla Acem diyarına olduğu fakat Mısır ile İran birlikteliğinden haber 
olunduktan sonra sefer yönünün değiştiği yazmaktadır. Zira bu haber Yavuz Sultan 
Selim’i oldukça sinirlendirmiştir: 
“Çün lisan-ı cevâris haber-i perdâzla çerâkesenin bu vazî-i malûm-u rey-i 
âlem ârây oldu. Niyyet-i hümayunu def’i âdâ-yı din itmeye onların suretâ bu 
hasârete ikdâm idüb yani kızılbaş-ı mezhep hirâş muâvenet ihtimâmın 
itdüklerinne deryâ-yı gâzâpları cuşân olup âteş-i hiddetleri firüzân oldu.”
123
119
Sa’di b. Abdü’l-Müte’al, Selim-nâme, neş. Ahmet Öztürk, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi 
Mezuniyet Tezi, İstanbul, 1973, s. 27. Hakkında çok fazla bilgiye sahip olunmayan müellifin Kanuni 
Sultan Süleyman döneminde yaşadığı düşünülmektedir. Eser H.917: M.1511 ile H. 939: M.1533 
yılları arasında geçen Osmanlı tarihi hadiselerini ihtiva etmektedir. Eser Revan Ktp. Nr. 1277 ve 
Hazine Ktp. Nr. 1424’e kayıtlıdır. Bkz: Ahmet Uğur, a.g.md., s. 440-441. Alıntılanan metnin 
transkripsiyonu Ahmet Öztürk’e aittir. 
120
Sa’di b. Abdü’l-Müte’al, neş. Ahmet Öztürk, a.g.e., s. 29. 
121
Sa’di b. Abdü’l-Müte’al, neş. Ahmet Öztürk, a.g.e., a.y.
122
Sa’di b. Abdü’l-Müte’al, neş. Ahmet Öztürk, a.g.e., s. 30. 
123
Sa’di b. Abdü’l-Müte’al, neş. Ahmet Öztürk, a.g.e., a.y. 


53 
Mısır üzerine sefere çıkılmadan önce ulemadan fetva alınmıştır. Zira 
Mısırlıların İran ile birlikteliği sapkınlıklarına delalet eden bir husus gibi görülmüş 
ve iki devletin Osmanlılarca ortadan kaldırılması elzem olarak gösterilmiştir: 
 
“Harir-i ehll-ı atlas bepûşed hırâme anlar kânde nâm-ı saltanât kânde-ve mâh 
yosluhu lilmevlâ feilel abdû hırâm-hâliyâ âvâze-i devlet-i Kahire arsa-ı âfâk-ı 
tutup selâtin-i cihân bîm-i ukâbından hâk-ı der-i asıtanımla ne târikle madârâ 
ideceklerin bilmezler iken bunlar bu asıl-ı fesâd-î mübâşeret oldukları meğer 
cân-ı girânlarından bizâr olup kanlarına bîgayet teşnelerdir. Darbet-i şemşiri 
âbdârımıza kanmak murad idünürler veyahut nihâyet divânelikden gâflet 
hicâbı akılları gözünü bürimüşdür. Mehecce- bedenleri tabancı-ı gürz-i gürân 
asker-i bîkirânınla te’dib olunup gözleri açılmağa şiddet-i ihtiyaçları var deyü 
buyurdu. Bari çün kızılbaş-ı din hırâşa …….. muavedet kasd-ı ile asker-i 
islâmın yoluna gelüp tazif-i millet ü dine mübaşir oldukları baisinden ulemâ-
yı mukakkin ve fudalâ-yı ehl-yi yâkin anlardan ise bunları def’ olmaları akden 
idüğüne bî esrihim fetevâ-yı sahihe virdiler.”
124
Adai-yi Şirazi’nin Selimnâmesinde de ülkedeki erdemli kişiler ile toplanılıp, 
Mısır’ın tahrik eden hareketleri ve karanlık emelleri ile din düşmanlarının 
defedilmesindeki engel teşkil eden rolü sebebiyle Sultan Gavri’nin kanının 
dökülmesine fetva alındığı yazmaktadır. Bütün bu sebepler Mısır üzerine sefere 
çıkmak için geçerli sayılmıştır.
“Hükümdar bu sözlerden haberdar olur olmaz
Ülkedeki erdemli kimselerden düşüncelerini sordu. 
Dört bir taraftaki erdemli kimseler bir araya gelip, 
Tıpkı mumun çevresindeki kelebekler gibi toplandılar. 
Mısır padişahının olayı ve onun tahrik etmesi
Onun kötü düşünceleri ve karanlık emelleri, 
Din düşmanlarının defedilmesine engel olması, 
124
Sa’di b. Abdü’l-Müte’al, neş. Ahmet Öztürk, a.g.e., s. 31. 


54 
Yol ağzını tutarak pusu kurması (hakkında), 
Dünya padişahı bütün sözleri söyleyince, 
Onun kanının dökülmesi için fetva yazıldı.”
125
Şükrî-i Bitlisî’nin Selimnâmesini sadeleştirip nesre çeviren Çerkesler Kâtibi 
Yusuf, yazdığı Selimnâmede Mısır Seferi hazırlığını ve yapılan iştişareleri şöyle 
anlatmıştır: 
“Sultan-ı rum ol kışı Edirnede edüb bir seher gönderüp vezir-i müşîr Aristo 
tedbir Hersekoğlu Ahmed Paşayı götürüp Mısır Sultanı savbından nâşî bazı 
kelimât ve cevabı saltanat nâseza odağın ve askeri çevren akup, üzerine 
varmağı danışdı. Ahmed Paşa zanevi edüp üzere Padişah önünde yer öpüp 
“Ferman Padişahındır. Velakin merhum babanız Sultan Bayezıd bu kulların 
askerle çerkes kıtaline göndermişdi. Adana üzerinde nısf-ı askerimiz denlü 
gelmez bir bölükleriyle buluşup azim cenkden sonra askerimiz soyup ve bu 
kulların tutup kayd-ı bendle Mısırda Sultan Kayıtbay huzuruna iletdiler. 
Te’dib-i lisan birle kulunuzu itlak edüp bir dahi kıble tarafına ve hâdim-i 
harameyn semtine kılıç çekmesüz deyü tevbe etdirdi. Gerçe askerimiz çok, 
kudretimiz fevka’l-fevkdir. Velî yolları sarb, kulluk ve susuzluk bercu 
beyabân mesafâtdır” deyüp yanında Piri Paşayı işhad eyledi. Hatır-ı Padişah 
uyûra bu cevab gayet keder verüp ikisin dahi reddetti. Yarındası sefer emri 
alınup birkaç günden sonra kalkup İstanbul tahtına geldi.
”126
125
Abdüsselam Bilgen, Ada’i-yi Şirazi ve Selim-namesi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler 
Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara, 1987, s. 121. Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan 
Süleyman dönemlerinde yaşadığı düşünülen ve münşi olan Ada’i nin asıl ismi Molla Mehmed’tir. 
Ada’i ise mahlasıdır. 3517 beyitten oluşan Farsça manzum Selimname’si Yavuz Sultan Selim’in İran 
ve Mısır seferlerininden bahsederek Kanuni Sultan Süleyman’ın tahta oturmasıyla son bulur. Bkz: 
Şehabettin Tekindağ, a.g.m., s. 222-223. Çalışmamız için Ada’i-yi Şirazi’nin Selimname’sinden 
alıntılanan metinlerin çevirisi Abdüsselam Bilgen’e aittir. 
126
Mehmet Doğan, Çerkesler Kâtibi Yusuf’un Selim-name’sinin Mukayeseli Metin Tenkidi ve 

Download 1.3 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   61




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling