T. C. KÜLTÜr ve turizm bakanliği tüRKİye küLTÜr portali projesi
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI
Download 17.59 Kb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- PARİS EKOLÜ İÇİNDE TÜRK RESSAMLARI Prof.Dr. Kıymet GİRAY
- Paris Ekolü İçinde Türk Ressamları Anahtar Kelimeler
- Kaynak: Franck, Dan. The Bohemians: The Birth of Modern Art
- SANAT TARİHİ TÜRK RESİM SANATI Lekesel Soyutlamalar Ve Geleneksel İzler
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TÜRKİYE KÜLTÜR PORTALI PROJESİ SANAT TARİHİ TÜRK RESİM SANATI KÜBİZM PEŞİNDE YENİ ARAYIŞLAR Prof. Dr. Kıymet GİRAY EKİM- 2009 ANKARA 10.4. Kübizm Peşinde Yeni Arayışlar Anahtar Kelimeler: Cumhuriyet Dönemi Türk Resmi, d Grubu, Kübizm, Leger, Lhote, Türk resim sanatının kimliğini bulma çabalarının yarattığı tartışmalar, sanatçıları 1930’lu yıllarda yeni bir bilinçle biçem yaratma arayışlarına yönelmelerine neden olacaktır. Türk ressamları, evrensel sanatın yanında yer almak, gelişen sanat hareketlerini tanıyıp öğrenmek Avrupa ülkelerinin sanatın gelişimine yön veren, sanat ve kültür ortamı içinde var olmak amacını gütmektedir. Bütün sanatçılar gibi Türk ressamları ve heykeltıraşları da yayılıp büyüyen sanat ortamının içinde varlık göstermek ereğini benimsemektedirler. Bu ortama girebilmenin çözümü de dünya sanatçılarının düşünce sistemlerinin değişimine göre elde ettikleri estetik duyarlığa tanık olmak ve bu duyarlığı yapıtlarına taşımaktır. Bu yıllarda, modern sanat akımlarını Türk resim sanatına taşıma eyleminin kökeninde de bu düşünce yatar. Evrensel olmak, evrensel olanaklardan yararlanmak, yurtdışında sergi açmak ve müzelere girebilmek anlamıyla örtüşmektedir. Bugüne kadar ulaşan bu düşünce yalnızca Türk ressamlarının değil bütün ülkelerin ressamlarının ortak hedefidir. Türk ressamları, 1923 yılında kurulan demokratik rejimin Türkiye’de yarattığı özgürlük ortamını gelişme ve araştırıya açık alanlarında yürümekte ve kaynaklarına yeni değer katmaya özen gösteren iki genç öğenin, genç demokrasinin ve genç resim sanatının kesiştiği ortamda filizlenen sanatın geliştirmeye çabalamaktadırlar. Erek, çağdaş uygarlıklar düzeyine ulaşan bir kültür ve sanat ortamını yaratmaktır. Cumhuriyet’in “Muassır medeniyetler seviyesine ulaşma” ereği Türkiye’nin çağdaş ve evrensel bir kimlik kazanması anlamıyla örtüşmekteydi. Bu bağlamda, 1930’lu yıllar tüm sanat dallarında atılımcı, cesur ve çağdaş yenilikler desteklenmeye ve önemlisi yurdun tümüne yayılmasını sağlayacak girişimlerin başlamasına önayak olacaktır. 1933 yılının Eylül ayında d Grubu adı ile yeni bir sanatçı topluluğu kuran Nurullah Berk, Cemal Tollu, Abidin Dino, Elif Naci, Zühtü Müridoğlu, Zeki Faik izer bireysel olarak sanatçı kimliklerinin tanınması ve ün kazanmaları için gerekli olan olgunun sanat olduğunun bilinciyle bir araya gelirler. Amaçları, Türk resminin çağdaşlaşması ve evrensel bir kimlik kazanmasıdır. Türk resminde modern sanatın başlatılması olarak nitelendirdikleri bu harekete birlikte yol alacaklardır (Berk-Turani 1981, s.96). d Grubu çevresinde birleşen sanatçılar, sergi olanakları kısıtlı olan istanbul’da öncelikle sergi alanları bulup bir arada sergiler açmak istemektedirler. Sonra, yeni gelişen çağdaş akımları Türk resim sanatına kazandırmak ve öncü olmak düşüncesini taşımaktadırlar. Gelişen Türkiye’nin öncü sanatçıları olmak ve bir araya gelerek oluşturdukları güçten yaralanmaya çabalamaktadırlar. 1947 yılına kadar birlikte aldıkları kararları sergilerle pekiştirerek ve özellikle de basını yanlarına alarak etkinlikler düzenleyen bu sanatçılar, düzenledikleri sergilerle toplumun ve diğer sanatçıların ilgilerini çekmeyi başarırlar. Halil Dikmen, Salih Urallı, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eren Eyüboğlu, Eşref Üren d Grubu’nun atılımcı anlayışına katılan sanatçılar arasında yer alır. ilerleyen zaman içinde açılan on beş resim sergisi, d Grubu çevresinde toplanan ve sayıları her geçen gün çoğalan ressamların renklenerek büyüyen hareketi haline gelir. d Grubu hareketinin öncüsü Nurullah Berk, ressam olmanın yanı sıra geliştirdiği Legér esinli ve önemlisi de Lhoté’un Kübizm kuramına endeksli sanatsal görüşünü d Grubu’nun sanat anlayışının atılımı olarak belirlemektedir. Nurullah Berk bu grubun, hem ressamı, hem düşün adamı, hem beyni, hem de yazarıdır. Grubun, kuruluş aşamasından başlayarak ambleminin oluşumuna, sergilerinin tanıtımına, sanat dünyası içinde yer almasına ve hatta Avrupa’da tanıtılmasına önayak olan Berk, bireysel düşünsel gücünü, olduğu gibi bu hareketin var olmasına ve gelişmesine adayacaktır. Kübizm peşine düşen ve anlayışa resimlerini uyarlayan d grubu üyeleri nin çoğu Fransa’da André Lhoté, Fernand Léger öğreniminden geçerek yurda dönen gençlerdir. d Grubu ressamları yazılarında Kübizmi savunmalarına karşın resimlerinde uygulamaya çok geç girişebileceklerdir. Nurullah Berk, Cemal Tollu ve Zeki Faik izer örneğinde olduğu gibi, Kübizm kaynaklı araştırıları ancak 1950’li yıllarda tuvallerine yansıtmayı başarabileceklerdir. Fernand Léger’nin sentetik Kübizmi temel alan ve André Lhoté’un yapısal Kübizm araştırılarını öneren öğretilerini kaynak alan ressamlar, Cumhuriyet’in atılımcı arayışlarına bu görüşleri çözüm olarak getirmek isterler. Foto:1. Nurullah Berk, Gergef İşleyen Kadın, 1977 TÜYB Foto:2. Sabri Berkel Domes II TÜYB 65.5 x 54 cm Foto:3. Abidin Dino Karpuzlu Natürmort 1954-1955. Kağıt Üzerine Guvaş 65x50 Kabakçı Koleksiyonu Foto:4 Zühtü Müridoğlu, Başkomutanlık Meydan Savaşı Mozole merdivenlerinin sol duvarında da Müridoğlu’nun Başkomutanlık Meydan Savaşı konulu kabartması yer alır. Foto:5. Eşref Üren Portre TÜYB Türkiye İş Bankası Koleksiyonu Kaynak: Berk, Nurullah, “Türkiye’de Resim”, Güzel Sanatlar Akademisi Yayınları, istanbul 1943 Berk, Nurullah, “Türk Resmi ve Memleket”, Yeni istanbul, 9 Ocak 1950 Berk, Nurullah, “Ustalarla Konuşmalar”, Ankara 1971 Berk, Nurullah, “50. Yılda Resim Sanatımız ve Gelişmeleri”, Kültür ve Sanat, Ankara 1973, S. 2, s. 107 -118. Berk, Nurullah, “Türkiye’de Resim ve Ressamlar: 2” Hayat Tarih, 1974, S. 6, s. 61-67 Berk, Nurullah, “Cemal Tollu”, Sanat Dünyamız, Yıl: 3 . S. 7, istanbul Mayıs 1976. s.40-44 Berk, Nurullah-Hüseyin Gezer, “50 Yılın Türk Resim ve Heykeli”, istanbul, 1973 Çoker, Adnan, “Sabri Berkel”, İstanbul 1991 Çoker, Adnan, “Cemal Tollu”, İstanbul 1996 Edgü Ferit, “Abidin”, Ankara 1986 Erinç, Sıtkı, “Zeki Faik İzer”, Ankara 1991 Erol, Turan, “Bedri Rahmi Eyüboğlu”, istanbul 1984 Erzen, Jale Nejdet, “Sabri Berkel”, Ankara 1995 Berk, Nurullah-Kaya Özsezgin, “Cumhuriyet Dönemi Türk Resmi”, Ankara 1983 Giray, Kıymet, “Türk Resminde Soyut Eğilimler ve 10’lar Grubu”, Türkiye'de Sanat, Ocak/şubat 1994, S. 12, s. 66-70 Giray, Kıymet, “Bir Cemal Tollu ve d Grubu Şöleni”, Siyah Beyaz, 16.4.1996, s.10 Haklar (Rights): (Telif ve kullanım hakları ile ilgili bilgiler.) 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca hazırlanan tüm içeriğin her türlü ortamda umuma arz yetkisi sınırsız süreyle Kültür Turizm Bakanlığına devredilmiştir. Bakanlık sonraki zamanlarda hazırlanan içerikle ilgili düzeltme, ekleme, silme veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Kaynağı Hazırlayan/ Emeği Geçen Konu Editörü Proje Yöneticisi Prof.Dr. Kıymet Giray Prof.Dr. Kıymet Giray Prof. Dr. H. Hale KÜNÜÇEN T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TÜRKİYE KÜLTÜR PORTALI PROJESİ SANAT TARİHİ TÜRK RESİM SANATI PARİS EKOLÜ İÇİNDE TÜRK RESSAMLARI Prof.Dr. Kıymet GİRAY EKİM - 2009 ANKARA 10.5 . Paris Ekolü İçinde Türk Ressamları Anahtar Kelimeler: II. Dünya Savaşı Sonrası Paris’te Sanat Hareketleri, Paris Ekolü, Lirik Soyut, Paris’te Türk Ressamları Amerika’da ortaya çıkan ve dünyanın sanat merkezi kimliğini New York’a kazandıran Amerikan Ekolü olan Soyut Ekspresyonizmle karşısında Fransa’da yeni bir sanat hareketi yaratmak için çalışmaya başlar. Dünya’nın sanat merkezi kimliğinin yeni dünyaya kaymasına engel olamaya çalışan Fransa sanatın yaratılacağı özgür ortamın içinde atılımcı ve soyut bir akımın çıkışını gerçekleştirir. Bu sanat hareketi lirik soyut olur. Paris Ekolü oluşturulması ve bu oluşumun Lirik soyut sanat çevresinde toplanmasını benimsenir. Lirik Soyut’un ilk uygulayıcısı olan Kandinsky soyut sanatın kurucusu olarak kabul edilir. Paris’te yaşam bulan ve bu anlayış çevresinde toplanan sanatçılar lirik soyut düşünceyi bireysel ifadenin açıklanması olarak ele alırlar. Lirik soyut, yalnızca Kübizm ve Sürrealizm karşıtı olmakla kalmayacak aynı zamanda Geometrik Soyut anlayışı da öteleyecektir. Paris Ekolü’nün temelleri atan ve gelişmesini saylayan ressamlar: Jean René Bazaine (1904 – 2001), Roger Bissière (1888 – 1964), Camille Bryen (1902 – 1977), Olivier Debre (1920–1999), Jean Fautrier (1898 – 1964), Pierre Fichet (1927 - ), Oscar Gauthier (1921 - ), Alfred Manessier (1911 – 1993), Georges Mathieu (1921 - ), Francis Picabia (1879 – 1953), Serge Poliakoff (1900 – 1969), Gustave Singier (1909 – 1984), Pierre Soulages (1919 - ), Nicolas de Staël (1914 – 1955), Michel Tapié (1909–1987), Wols pseudonym of Alfred Otto Wolfgang Schulze (1913 – 1951), Hans Hartung (1904 – 1989), ve Zao Wou Ki (1921 - ) dir. Paris Ekolü iki ayrı grup sanatçıyı tanımlar. Bunlardan ilki I. ve II. Dünya Savaşları sırasında Paris’e gelen ve bu kentin sanat ortamında var olmaya çalışan avant-garde sanatla uluslar arası bağlantılar kuran sanatçıları kapsamına alır. Göçmen sanatçılar Montmartre ve Montparnasse’ta atölye kiralarlar ve kendi kültürleriyle Paris Ekolü’ne değerler katarlar. İkinci gerup, II. Dünya savaşı sırasında New York’a göç eden Fransız sanatçılarının Paris’e geri dönmeleridir. Türk ressamları da bu yıllarda Paris’te lirik soyut anlayışa açık Paris Ekolü içinde yer alırler. Bunların arasında özellikle siyasi yasaklı oldukları için Türkiye’ye dönüş yolları kesilen Abidin Dino, Selim Turan, Avni Arbaş, Fikret Mualla, Nejat Devrim, Mubin Orhon Paris ekolü içinde yer alırlar. İlerleyen yıllar içinde Komet, Yüksel Arslan, Tiraje Dikmen ve Utku Varlık da Paris’in sanat ortamında va olurlar. Fikret Muallâ. günlük yaşamın içinde akıp giden hayatın doğal kesitlerini tuvaller yerine çoğun kâğıtların üzerine guvaşlarla aktarır. Mubin Orhon 1953 yılında soyut resimleriyle Salon des Réalités Nouvelles’de sergi açar ve 12.2.l952 tarihinde, Paris'te Babylone Tiyatrosunda düzenlenen Yeni Paris Ekolü Sergisine de Nejad Devrim katılır. Selim Turan 1947 yılında Fransız Hükümetinin bursu ile gittiği Paris'te, kaligrafik esinlerle soyut resşmler yapar. Abidin Dino. 1955 yılından başlayarak İşkenceler, Atom Korkusu, Uzun Yürüyüş, El'ler ve soyut resimler üretir. Avni Arbaş 1946 yılında gittiği Paris'te figüratif soyut anlatımlara yönelir. Yüksel Arslan Paris ekolünün içinde var olmayan ancak bu kentin sanat ortamında Türk ressamı olarak önem taşır. Arslan’ın İlişki, Davranış ve Sıkıntılara Övgü, Fallizm, Portreler, Tataloji, Nous Artslandrons,Homancculas-cucus-palus-llanus-phallus-micrococus, Yabancılaşmalar, Karl Marks’ın 1844 tarihli el yazmaları üzerine yaptığı Kapital’i Güncelleştirme Denemesi dizileri ve Arture’ları Arslan’ın okuma programının gelişen seçkisinin izlerini taşıyacak ve yazı-resim, okuma- bellek, öğrenme-çizgi, kavrama-desen, içselleştirme-resim kavramlarını resimler. Foto:1 Selim Turan. Abstract composition 1981. TÜYB 150x150cm Foto:2. Mubin Orhon . Untitled 1980 Kağıt üzerine Guaj (84 x 60 cm.) Özel Koleksiyon Foto:3. Mubin Orhon Untitled 1960 TÜYB 114x 146cm Özel Koleksiyon Foto: 4. Hakkı Anlı. Kompozisyon., duralit üzerine yağlıboya. 65 x 50 cm Özel Koleksiyon Foto:5. Hakkı Anlı Duygusal Bağlar1979, duralit üzerine yağlıboya 50 x 34 cm, Özel Koleksiyon Foto:6 .Fahrel Nissa Zeyd. Üçüncü Mevki Yolcuları 1943 Kontroplak üzerine yağlıboya Özel Koleksiyon Foto:7. Avni Arbaş. Gemi TÜYB 65 x 49 cm. Özel Koleksiyon Foto:8. Fikret Mualla. Balonlar. 1960. Kağıt üzerine Guvaş. 55x47cm Özel Koleksiyon Kaynak: Franck, Dan. The Bohemians: The Birth of Modern Art, Paris, 1900–1930. London: Weidenfeld & Nicolson, 2001 Bougault, Valérie. Paris Montparnasse: The Heyday of Modern Art, 1910–1940. Paris: Éditions Pierre Terrail, 1997 Franck, Dan. The Bohemians: The Birth of Modern Art, Paris, 1900–1930. London: Weidenfeld & Nicolson, 2001 Green, Christopher. Art in France: 1900–1940. New Haven: Yale University Press, 2000 Lieberman, William S. Painters in Paris, 1895–1950. Exhibition catalogue. New York: The Metropolitan Museum of Art, 2000 L'École de Paris, 1904–1929: La part de l'autre. Exhibition catalogue. Paris: Musée d'Art Moderne de la Ville de Paris, 2000 Wilson, Sarah, et al. Paris: Capital of the Arts, 1900–1968. London: Royal Academy of Arts, 2002 Giray., Kıymet., Paris Ekolü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (25. Aralık. 2007- 25.Şubat. 2008) Paris Ekolü Sergisi Kataloğu Haklar (Rights): (Telif ve kullanım hakları ile ilgili bilgiler.) 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca hazırlanan tüm içeriğin her türlü ortamda umuma arz yetkisi sınırsız süreyle Kültür Turizm Bakanlığına devredilmiştir. Bakanlık sonraki zamanlarda hazırlanan içerikle ilgili düzeltme, ekleme, silme veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Kaynağı Hazırlayan(Grup üyesi) / Emeği Geçen Konu Editörü Proje Yöneticisi Prof.Dr. Kıymet GİRAY Prof.Dr. Kıymet GİRAY Prof. Dr. Hale KÜNİÇEN T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TÜRKİYE KÜLTÜR PORTALI PROJESİ ARKEOLOJİ ve SANAT TARİHİ SANAT TARİHİ TÜRK RESİM SANATI Lekesel Soyutlamalar Ve Geleneksel İzler Prof.Dr. Kıymet Giray EKİM- 1999 ANKARA 10.6. Lekesel Soyutlamalar Ve Geleneksel İzler Anahtar Kelimeler: 1950’li yıllarda Türk Resim sanatının ortamı, Nonfigüratif, Soyut, Soyutlama, geleneksel kaynaklara yönelim, Milli, Ulusal Çağdaş sanatta “soyut”un kavram olarak sorgulanıp tanımlanarak sözlüklere girmesi ve bir sanat dalı olarak benimsenip kabul görmesi için 19. yüzyılın ilk çeyreğinin gelmesi gerekecektir. Soyut anlatımlar, önce Soyutlama/Abstraction, daha sonra da Figürsüz/Abstract/Non-Figuratif anlatımlar olarak katılır sanat terimlerinin arasına. İlki, dış gerçekte görülen herhangi bir figürden, nesneden ve doğa kesitinden hareket ederek onu tamamen soyut biçimler haline getirme eylemi olarak tanımlayan görüştür. Michel Seuphor’a göre, bu görüşün eleştirilebilecek yönü, zihinde dış gerçeğe ait çağrışımlar uyandırması, anımsatmasıdır. İkincisi ise figürsüz, dış gerçekten herhangi bir şey almayan, onu hiçbir şekilde hatırlatmayan yorumlardır. Bu tanıma örnek olarak Piet Mondrian verilebilir. İster geometri düzeniyle kurulmuş olsun, isterse Kandinsky’de olduğu gibi, geometriden uzak bulunsun, figürsüz resim, insan usunda tamamen soyut olarak tasarlanan ve bu yolla yaratılan resimdir. Bu bağlamda, soyut resim, insanın en saf duyarlılığını dışa vuran, yalnızca usunun tasarımı olan ve salt plastik öğelerden oluşan yapısallıktan başka hiçbir şeye gereksinim duymayacaktır. 1950’li yıllara gelindiğinde, çok partili dönemle birlikte Türkiye’nin sanat gündemine “Milli” tanımı katılır. 1940’ların sanat tartışmalarının tek hedefini oluşturan ‘modern’ sözcüğü yerini ‘non-figüratif’e bırakırken ‘Ulusal’ sözcüğü de ‘Milli’ye dönüşür. Non-figüratif sanat anlayışı, çağdaşlaşma, atılım ve modernleşmeyle özdeşleşirken Türk sanatçıları soyut anlatımlara hızla yönelmekte ve bu anlayış içinde özgün yollar aramaya özen göstermektedir. Çağcıl görüşleri benimseyen ve evrensel sanat değerlerine ulaşmanın önemine inanan yazarlar Non-figüratif resmi şiddetle savunurlar. Ancak Türkiye için 1950’lerde, toplumsal dönüşümün ilk adımları atılmaktadır. Ulusallık yerine Millilik gibi sözcüklerle başlayan, evrensellik yerine milli geleneklere dönüşü pekiştiren görüşlerin tohumlarının atıldığı bu yıllarda Non-figüratif sanat, evrenselliği savunan düşün adamları ve yazarların savundukları, korumaya çalıştıkları çağdaş düşüncenin simgesi olacaktır. Ancak bu dönemin en büyük hamlesi Milli kavramının yeniden yorumlanması ve resim sanatı da dahil olmak üzere bütün edebiyat alanlarında yeni bir anlam birliğine ulaşması olacaktır. Milli, bir kavram olmanın ötesinde, politik bir seçimin simgesine dönüşür ve sanat dallarında yapılan üretiminde bu simgeyi belirleyen niteliklerle donanması beklenir. Sanat ve düşünce sistemi üzerinde araştırmalara dayalı makaleler yazılmaya başlanacak, karşılıklı savunmalar sanatın düşünce alanlarına olumlu katkılar sağlayacak, önemlisi, sanatçılar sanat anlayışlarını ve dünyaya bakışlarını savunmaya başlayacaklar ve bu konuda mücadele vereceklerdir. Sanatçılar ve yazarlar sanat ortamı içinde düşünmeye ve tartışmaya başlayacaklardır. Bu sanıldığından da önemlidir. Sanat akımlarını çözümlemek için savunmalar ve karşı fikirler geliştirerek yazılan yazılar, sanatı tanımlayan ve düşünsel aşamalarını irdeleyen çalışmaların yapılarak topluma yansıtılması görevini de üstlenecektir. Önemlisi, ressamlar yaptıkları resmin sanatsal değerini açıklayabilecek bilgi donanımlarına ulaşmaya çabalayacaklar ve haklarını korumanın özgürlüğünü kavrayacaklardır. Bir araya gelip ressam haklarını savunmaya ve sanatın gelişimini belirleyen hedefler belirlemeye çalışacaklardır. Milli değerler olarak nitelendirilerek ön plana çıkartılan geleneksel sanat dallarının verilerini resim alanlarının içine taşımayı hedef alan sanatçılar, giderek bu yapaylıktan kurtulmanın ve özgün bir dil yaratmanın peşine düşecektir. Bu arada çağdaş ve evrensel düşünce sistemini koruyanlar soyut anlatımların ilk örneklerini vereceklerdir. Soyutlamalar Türk resminin gelişim çizgisine yön vermeye başlayacaktır. Türk resminde soyut sanatın algılanıp uygulanmaya koyulması aşamasında sanatçı doğa, figür ya da nesne soyutlamalarını soyut sanat için çıkış noktası olarak görme eğilimindedir. Bu nedenle ilk soyut resimer ağaç, insan, doğa çıkışlı soyuta yönelim aslında çoğu doğa, nesne, manzara ve figür soyutlamaları olarak karşımıza çıkar. Türk ressamları soyutlamalarının kaynağına insan-doğa ikilemini yerleştirir. Bu tür kapsamına giren soyutlamalar Türk Resim Sanatında ağırlık kazanır. Foto:1 Leyla Gamsız Kompozisyon.1950.Kontroplak üzerine yağlıboya 34x34cm Foto:2. Turan Erol. Soyut Manzara 1963. Kağıt Üzerine Füzen ve Suluboya 55 x 50 cm. Foto:3 Nedim Günsur Balıkçı Köyü 1984 TÜYB 43x37cm Foto:4 Nedim Günsur Lüfer Avcıları Prestuval Üzerine Yağlıboya 19x45 Foto:5. Mehmet Pesen İmece 1874.TÜYB 55x70cmAlaz Pesen Koleksiyonu Foto:6 Mehmet Pesen Gelin 1983 TÜYB 25 cm x 50 cm Alaz Pesen Koleksiyonu Foto:7 Orhan Peker. Ragıp Buluç Portresi 1950 TÜYB. 150x150cm Download 17.59 Kb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling