T. C. KÜLTÜr ve turizm bakanliği tüRKİye küLTÜr portali projesi


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI


Download 17.59 Kb.
Pdf ko'rish
bet19/22
Sana26.12.2017
Hajmi17.59 Kb.
#23082
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   22

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI 
TÜRKİYE KÜLTÜR PORTALI PROJESİ 
 
 
 
 
 
 
 
SANAT TARİHİ 
TÜRK RESİM SANATI  
KÜBİZM PEŞİNDE YENİ ARAYIŞLAR 
 
Prof. Dr. Kıymet GİRAY 
 
 
 
 
EKİM- 2009 
ANKARA
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 
 
 
10.4. Kübizm Peşinde Yeni Arayışlar 
 
Anahtar Kelimeler: Cumhuriyet Dönemi Türk Resmi, d Grubu, Kübizm, Leger, Lhote,   
Türk  resim  sanatının  kimliğini  bulma  çabalarının  yarattığı  tartışmalar,  sanatçıları  1930’lu 
yıllarda  yeni  bir  bilinçle  biçem  yaratma  arayışlarına  yönelmelerine  neden  olacaktır.    Türk 
ressamları, evrensel sanatın yanında yer almak, gelişen sanat hareketlerini tanıyıp öğrenmek 
Avrupa  ülkelerinin  sanatın  gelişimine  yön  veren,  sanat  ve  kültür  ortamı  içinde  var  olmak 
amacını  gütmektedir.  Bütün  sanatçılar  gibi  Türk  ressamları  ve  heykeltıraşları  da  yayılıp 
büyüyen  sanat  ortamının  içinde  varlık  göstermek  ereğini  benimsemektedirler.  Bu  ortama 
girebilmenin  çözümü  de  dünya  sanatçılarının  düşünce  sistemlerinin  değişimine  göre  elde 
ettikleri estetik duyarlığa tanık olmak ve bu duyarlığı yapıtlarına taşımaktır.   
Bu yıllarda, modern sanat akımlarını Türk resim sanatına taşıma eyleminin kökeninde de bu 
düşünce yatar. Evrensel olmak, evrensel olanaklardan yararlanmak, yurtdışında sergi açmak 
ve müzelere girebilmek anlamıyla örtüşmektedir. Bugüne kadar ulaşan bu düşünce yalnızca 
Türk ressamlarının değil bütün ülkelerin ressamlarının ortak hedefidir.  
 
Türk  ressamları,  1923  yılında  kurulan  demokratik  rejimin  Türkiye’de  yarattığı  özgürlük 
ortamını  gelişme  ve  araştırıya  açık  alanlarında  yürümekte  ve  kaynaklarına  yeni  değer 
katmaya özen gösteren iki genç öğenin, genç demokrasinin ve genç resim sanatının kesiştiği 
ortamda filizlenen sanatın geliştirmeye çabalamaktadırlar. 
 
Erek, çağdaş uygarlıklar düzeyine ulaşan bir kültür ve sanat ortamını yaratmaktır.  
Cumhuriyet’in  “Muassır  medeniyetler  seviyesine  ulaşma”  ereği  Türkiye’nin  çağdaş  ve 
evrensel  bir  kimlik  kazanması  anlamıyla  örtüşmekteydi.  Bu  bağlamda,  1930’lu  yıllar  tüm 
sanat  dallarında  atılımcı,  cesur  ve  çağdaş  yenilikler  desteklenmeye  ve  önemlisi  yurdun 
tümüne yayılmasını sağlayacak girişimlerin başlamasına önayak olacaktır. 
 
1933  yılının  Eylül  ayında  d  Grubu  adı  ile  yeni  bir  sanatçı  topluluğu  kuran  Nurullah  Berk, 
Cemal Tollu, Abidin Dino, Elif Naci, Zühtü Müridoğlu, Zeki Faik izer bireysel olarak sanatçı 
kimliklerinin  tanınması  ve  ün  kazanmaları  için  gerekli  olan  olgunun  sanat  olduğunun 
bilinciyle  bir  araya  gelirler.  Amaçları,  Türk  resminin  çağdaşlaşması  ve  evrensel  bir  kimlik 
kazanmasıdır. Türk resminde modern sanatın başlatılması olarak nitelendirdikleri bu harekete 
birlikte yol alacaklardır (Berk-Turani 1981, s.96). 
 
d Grubu çevresinde birleşen sanatçılar, sergi olanakları kısıtlı olan istanbul’da öncelikle sergi 
alanları bulup  bir arada sergiler açmak istemektedirler. Sonra,  yeni  gelişen çağdaş akımları 
Türk  resim  sanatına  kazandırmak  ve  öncü  olmak  düşüncesini  taşımaktadırlar.  Gelişen 
Türkiye’nin öncü sanatçıları olmak ve bir araya  gelerek oluşturdukları  güçten  yaralanmaya 
çabalamaktadırlar.  1947  yılına  kadar  birlikte  aldıkları  kararları  sergilerle  pekiştirerek  ve 
özellikle  de  basını  yanlarına  alarak  etkinlikler  düzenleyen  bu  sanatçılar,  düzenledikleri 
sergilerle toplumun ve diğer sanatçıların ilgilerini çekmeyi başarırlar.  
 
Halil Dikmen, Salih Urallı, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eren Eyüboğlu, Eşref Üren d Grubu’nun 
atılımcı  anlayışına  katılan  sanatçılar  arasında  yer  alır.  ilerleyen  zaman  içinde  açılan  on  beş 
resim  sergisi,  d  Grubu  çevresinde  toplanan  ve  sayıları  her  geçen  gün  çoğalan  ressamların 
renklenerek büyüyen hareketi haline gelir. 
 

 
 
 
 d Grubu hareketinin öncüsü Nurullah Berk, ressam olmanın yanı sıra geliştirdiği Legér esinli 
ve  önemlisi  de  Lhoté’un  Kübizm  kuramına  endeksli  sanatsal  görüşünü  d  Grubu’nun  sanat 
anlayışının atılımı olarak belirlemektedir. Nurullah Berk bu grubun, hem ressamı, hem düşün 
adamı,  hem  beyni,  hem  de  yazarıdır.  Grubun,  kuruluş  aşamasından  başlayarak  ambleminin 
oluşumuna,  sergilerinin  tanıtımına,  sanat  dünyası  içinde  yer  almasına  ve  hatta  Avrupa’da 
tanıtılmasına  önayak  olan  Berk,  bireysel  düşünsel  gücünü,  olduğu  gibi  bu  hareketin  var 
olmasına ve gelişmesine adayacaktır. Kübizm peşine düşen ve anlayışa resimlerini uyarlayan 
d grubu üyeleri nin çoğu Fransa’da André Lhoté, Fernand Léger öğreniminden geçerek yurda 
dönen gençlerdir. d Grubu ressamları yazılarında Kübizmi savunmalarına karşın resimlerinde 
uygulamaya  çok  geç  girişebileceklerdir.  Nurullah  Berk,  Cemal  Tollu  ve  Zeki  Faik  izer 
örneğinde  olduğu  gibi,  Kübizm  kaynaklı  araştırıları  ancak  1950’li  yıllarda  tuvallerine 
yansıtmayı  başarabileceklerdir.    Fernand  Léger’nin  sentetik  Kübizmi  temel  alan  ve  André 
Lhoté’un  yapısal  Kübizm  araştırılarını  öneren  öğretilerini  kaynak  alan  ressamlar, 
Cumhuriyet’in atılımcı arayışlarına bu görüşleri çözüm olarak getirmek isterler.  
 
 
 
 
 
 
Foto:1. Nurullah Berk, Gergef İşleyen Kadın, 1977 TÜYB 
 
 
 
Foto:2. Sabri Berkel Domes II TÜYB 65.5 x 54 cm
 

 
 
 
 
Foto:3. Abidin Dino Karpuzlu Natürmort 1954-1955. Kağıt Üzerine Guvaş 65x50 Kabakçı 
Koleksiyonu 
 
 
 
Foto:4 Zühtü Müridoğlu, Başkomutanlık Meydan Savaşı Mozole merdivenlerinin sol 
duvarında da Müridoğlu’nun Başkomutanlık Meydan Savaşı konulu kabartması yer alır. 
 
Foto:5. Eşref Üren Portre TÜYB Türkiye İş Bankası Koleksiyonu 
 
 
 

 
 
 
Kaynak: 
Berk, Nurullah, “Türkiye’de Resim”, Güzel Sanatlar Akademisi Yayınları, istanbul 1943 
  
Berk, Nurullah, “Türk Resmi ve Memleket”, Yeni istanbul, 9 Ocak 1950 
  
Berk, Nurullah, “Ustalarla Konuşmalar”, Ankara 1971 
 
Berk, Nurullah, “50. Yılda Resim Sanatımız ve Gelişmeleri”, Kültür ve Sanat, Ankara 1973, S. 2, s. 107 -118. 
 
Berk, Nurullah, “Türkiye’de Resim ve Ressamlar: 2” Hayat Tarih, 1974, S. 6, s. 61-67 
 
Berk, Nurullah, “Cemal Tollu”, Sanat Dünyamız,  Yıl: 3 . S. 7, istanbul Mayıs 1976. s.40-44 
 
Berk, Nurullah-Hüseyin Gezer, “50 Yılın Türk Resim ve Heykeli”, istanbul, 1973 
  
Çoker, Adnan, “Sabri Berkel”, İstanbul 1991 
 
Çoker, Adnan,  “Cemal Tollu”, İstanbul 1996 
 
Edgü Ferit, “Abidin”, Ankara 1986 
 
Erinç, Sıtkı, “Zeki Faik İzer”, Ankara 1991 
 
Erol, Turan, “Bedri Rahmi Eyüboğlu”, istanbul 1984 
 
Erzen, Jale Nejdet, “Sabri Berkel”, Ankara 1995 
   
Berk, Nurullah-Kaya Özsezgin, “Cumhuriyet Dönemi Türk  Resmi”, Ankara 1983 
 
Giray, Kıymet, “Türk Resminde Soyut Eğilimler ve 10’lar Grubu”, Türkiye'de Sanat, Ocak/şubat 1994,  S. 12, 
s. 66-70 
 
Giray, Kıymet, “Bir Cemal Tollu ve d Grubu Şöleni”, Siyah Beyaz, 16.4.1996, s.10 
 
 
 
 
 
Haklar (Rights): (Telif ve kullanım hakları ile ilgili bilgiler.) 
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca hazırlanan tüm içeriğin her türlü 
ortamda  umuma  arz  yetkisi  sınırsız  süreyle  Kültür  Turizm  Bakanlığına 
devredilmiştir.    Bakanlık  sonraki  zamanlarda  hazırlanan  içerikle  ilgili  düzeltme, 
ekleme, silme veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. 
Kaynağı Hazırlayan/ 
Emeği Geçen 
Konu Editörü 
Proje Yöneticisi 
Prof.Dr. Kıymet Giray        Prof.Dr. Kıymet Giray       
Prof. Dr. H. Hale 
KÜNÜÇEN 
 
 

 
 
 
T.C.  
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI 
TÜRKİYE KÜLTÜR PORTALI PROJESİ 
 
 
 
 
 
 
 
SANAT TARİHİ 
TÜRK RESİM  SANATI
 
PARİS EKOLÜ İÇİNDE TÜRK RESSAMLARI 
 
 
 
Prof.Dr. Kıymet GİRAY 
 
 
 
 
 
 
EKİM - 2009 
ANKARA

 
 
 
10.5

Paris Ekolü İçinde Türk Ressamları
 
Anahtar Kelimeler:  II.  Dünya Savaşı  Sonrası  Paris’te Sanat  Hareketleri, Paris Ekolü,  Lirik 
Soyut, Paris’te Türk Ressamları 
 
Amerika’da  ortaya  çıkan  ve  dünyanın  sanat  merkezi  kimliğini  New  York’a  kazandıran 
Amerikan  Ekolü  olan  Soyut  Ekspresyonizmle  karşısında  Fransa’da  yeni  bir  sanat  hareketi 
yaratmak için çalışmaya başlar.  Dünya’nın sanat merkezi kimliğinin yeni dünyaya kaymasına 
engel olamaya çalışan Fransa sanatın yaratılacağı özgür ortamın içinde atılımcı ve soyut bir 
akımın çıkışını gerçekleştirir. Bu sanat hareketi lirik soyut olur. Paris Ekolü oluşturulması ve 
bu oluşumun Lirik soyut sanat çevresinde toplanmasını benimsenir. 
Lirik  Soyut’un  ilk  uygulayıcısı  olan  Kandinsky  soyut  sanatın  kurucusu  olarak  kabul  edilir. 
Paris’te  yaşam  bulan  ve  bu  anlayış  çevresinde  toplanan  sanatçılar  lirik  soyut  düşünceyi 
bireysel  ifadenin  açıklanması olarak  ele alırlar.  Lirik soyut,  yalnızca  Kübizm  ve Sürrealizm 
karşıtı olmakla kalmayacak aynı zamanda Geometrik Soyut anlayışı da öteleyecektir.  
Paris Ekolü’nün temelleri atan ve gelişmesini saylayan ressamlar:  
Jean  René  Bazaine  (1904  –  2001),  Roger  Bissière  (1888  –  1964),  Camille  Bryen  (1902  – 
1977), Olivier Debre (1920–1999), Jean Fautrier (1898 – 1964), Pierre Fichet (1927 - ), Oscar 
Gauthier  (1921  -  ),  Alfred  Manessier  (1911  –  1993),  Georges  Mathieu  (1921  -  ),  Francis 
Picabia (1879 – 1953), Serge Poliakoff (1900 – 1969), Gustave Singier (1909 – 1984), Pierre 
Soulages  (1919  -  ),  Nicolas  de  Staël  (1914  –  1955),  Michel  Tapié  (1909–1987),  Wols 
pseudonym of Alfred Otto Wolfgang Schulze (1913 – 1951), Hans Hartung (1904 – 1989), ve 
Zao Wou Ki (1921 - ) dir.  
Paris Ekolü iki ayrı grup sanatçıyı tanımlar. Bunlardan ilki I. ve II. Dünya Savaşları sırasında 
Paris’e  gelen  ve  bu  kentin  sanat  ortamında  var  olmaya  çalışan  avant-garde  sanatla  uluslar 
arası  bağlantılar  kuran  sanatçıları  kapsamına  alır.    Göçmen  sanatçılar  Montmartre  ve 
Montparnasse’ta  atölye  kiralarlar  ve  kendi  kültürleriyle  Paris  Ekolü’ne  değerler  katarlar. 
İkinci gerup, II. Dünya savaşı sırasında New York’a göç eden Fransız sanatçılarının Paris’e 
geri dönmeleridir.  
Türk ressamları da bu yıllarda Paris’te lirik soyut anlayışa açık Paris Ekolü  içinde yer alırler. 
Bunların  arasında  özellikle  siyasi  yasaklı  oldukları  için  Türkiye’ye  dönüş  yolları  kesilen 
Abidin  Dino,  Selim  Turan,  Avni  Arbaş,  Fikret  Mualla,  Nejat  Devrim,  Mubin  Orhon  Paris 
ekolü içinde yer alırlar. İlerleyen yıllar içinde Komet, Yüksel Arslan, Tiraje Dikmen ve Utku 
Varlık da Paris’in sanat ortamında va olurlar. 
 
Fikret  Muallâ.  günlük  yaşamın  içinde  akıp  giden  hayatın  doğal  kesitlerini  tuvaller  yerine 
çoğun kâğıtların üzerine guvaşlarla aktarır.   
 
Mubin Orhon 1953 yılında soyut resimleriyle Salon des Réalités Nouvelles’de sergi açar ve 
12.2.l952 tarihinde, Paris'te Babylone Tiyatrosunda düzenlenen Yeni Paris Ekolü Sergisine de 
Nejad Devrim katılır. Selim Turan 1947 yılında Fransız Hükümetinin bursu ile gittiği Paris'te, 
kaligrafik esinlerle soyut  resşmler  yapar.  Abidin  Dino. 1955  yılından başlayarak  İşkenceler, 
Atom Korkusu, Uzun Yürüyüş, El'ler ve soyut resimler üretir. Avni Arbaş 1946 yılında gittiği 
Paris'te figüratif soyut anlatımlara yönelir.  
 
 

 
 
 
Yüksel  Arslan  Paris  ekolünün  içinde  var  olmayan  ancak  bu  kentin  sanat  ortamında  Türk 
ressamı olarak önem taşır. Arslan’ın İlişki, Davranış ve Sıkıntılara Övgü, Fallizm, Portreler, 
Tataloji, 
Nous 
Artslandrons,Homancculas-cucus-palus-llanus-phallus-micrococus, 
Yabancılaşmalar,  Karl  Marks’ın  1844  tarihli  el  yazmaları  üzerine  yaptığı  Kapital’i 
Güncelleştirme  Denemesi  dizileri  ve  Arture’ları    Arslan’ın  okuma  programının  gelişen 
seçkisinin  izlerini  taşıyacak  ve  yazı-resim,  okuma-  bellek,  öğrenme-çizgi,  kavrama-desen, 
içselleştirme-resim kavramlarını resimler. 
 
 
 
 
 
 
Foto:1 Selim Turan. Abstract composition 1981. TÜYB 150x150cm  
 
 
Foto:2. Mubin Orhon .  Untitled 1980 Kağıt üzerine Guaj  (84 x 60 cm.) Özel Koleksiyon 

 
 
 
 
 
Foto:3. Mubin Orhon Untitled 1960  TÜYB 114x 146cm Özel Koleksiyon 
 
 
 
 
 
Foto: 4.  Hakkı Anlı. Kompozisyon., duralit üzerine yağlıboya.  65 x 50 cm Özel Koleksiyon 
 

 
 
 
 
 
Foto:5.  Hakkı  Anlı  Duygusal  Bağlar1979,  duralit  üzerine  yağlıboya  50  x  34  cm,  Özel 
Koleksiyon
 
 
 
Foto:6 .Fahrel Nissa Zeyd. Üçüncü Mevki Yolcuları 1943 Kontroplak üzerine yağlıboya Özel 
Koleksiyon 

 
 
 
 
 
Foto:7. Avni Arbaş. Gemi TÜYB 65 x 49 cm. Özel Koleksiyon 
 
 
 
 
 
Foto:8. Fikret Mualla. Balonlar. 1960. Kağıt üzerine Guvaş. 55x47cm Özel Koleksiyon 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 
 
 
 
Kaynak:  
Franck, Dan. The Bohemians: The Birth of Modern Art, Paris, 1900–1930. London: 
Weidenfeld & Nicolson, 2001 
 
Bougault, Valérie. Paris Montparnasse: The Heyday of Modern Art, 1910–1940. Paris: 
Éditions Pierre Terrail, 1997 
  
Franck, Dan. The Bohemians: The Birth of Modern Art, Paris, 1900–1930. London: 
Weidenfeld & Nicolson, 2001 
 
Green, Christopher. Art in France: 1900–1940. New Haven: Yale University Press, 2000 
 
Lieberman, William S. Painters in Paris, 1895–1950. Exhibition catalogue. New York: The 
Metropolitan Museum of Art, 2000 
 
L'École de Paris, 1904–1929: La part de l'autreExhibition catalogue. Paris: Musée d'Art 
Moderne de la Ville de Paris, 2000 
 
Wilson, Sarah, et al. Paris: Capital of the Arts, 1900–1968. London: Royal Academy of Arts, 
2002 
 
Giray., Kıymet., Paris Ekolü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (25. Aralık. 2007- 
25.Şubat. 2008) Paris Ekolü Sergisi Kataloğu 
 
 
 
Haklar (Rights): (Telif ve kullanım hakları ile ilgili bilgiler.) 
5846  sayılı  Fikir  ve  Sanat  Eserleri  Kanunu  uyarınca  hazırlanan  tüm  içeriğin  her  türlü 
ortamda  umuma  arz  yetkisi  sınırsız  süreyle  Kültür  Turizm  Bakanlığına  devredilmiştir.  
Bakanlık  sonraki  zamanlarda  hazırlanan  içerikle  ilgili  düzeltme,  ekleme,  silme  veya 
yayından kaldırma hakkına sahiptir.
 
Kaynağı 
Hazırlayan(Grup 
üyesi) / 
Emeği Geçen  
 
Konu Editörü 
Proje Yöneticisi 
Prof.Dr. Kıymet GİRAY 
Prof.Dr. Kıymet GİRAY 
Prof. Dr. Hale KÜNİÇEN 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 
 
 
 
T.C. 
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI 
TÜRKİYE KÜLTÜR PORTALI PROJESİ 
 
 
 
 
 
 
 
ARKEOLOJİ ve SANAT TARİHİ 
SANAT TARİHİ 
TÜRK RESİM SANATI  
 
Lekesel Soyutlamalar Ve Geleneksel İzler 
 
 
 
 
 
 
Prof.Dr. Kıymet Giray 
 
 
 
 
 
EKİM- 1999 
ANKARA 
 
 
 
 

 
 
 
 
10.6. Lekesel Soyutlamalar Ve Geleneksel İzler 
 
Anahtar  Kelimeler:  1950’li  yıllarda  Türk  Resim  sanatının  ortamı,  Nonfigüratif,  Soyut, 
Soyutlama, geleneksel kaynaklara yönelim, Milli, Ulusal 
 
Çağdaş  sanatta  “soyut”un  kavram  olarak  sorgulanıp  tanımlanarak  sözlüklere  girmesi  ve  bir 
sanat  dalı  olarak  benimsenip  kabul  görmesi  için  19.  yüzyılın  ilk  çeyreğinin  gelmesi 
gerekecektir.   
Soyut anlatımlar, önce Soyutlama/Abstraction, daha sonra da Figürsüz/Abstract/Non-Figuratif 
anlatımlar olarak katılır sanat terimlerinin arasına.  
İlki, dış gerçekte görülen herhangi bir figürden, nesneden ve doğa kesitinden hareket ederek 
onu  tamamen  soyut  biçimler  haline  getirme  eylemi  olarak  tanımlayan  görüştür.  Michel 
Seuphor’a  göre,  bu  görüşün  eleştirilebilecek  yönü,  zihinde  dış  gerçeğe  ait  çağrışımlar 
uyandırması, anımsatmasıdır.  
İkincisi ise figürsüz, dış gerçekten herhangi bir şey almayan, onu hiçbir şekilde hatırlatmayan 
yorumlardır.  Bu  tanıma  örnek  olarak  Piet  Mondrian  verilebilir.  İster  geometri  düzeniyle 
kurulmuş  olsun,  isterse  Kandinsky’de  olduğu  gibi,  geometriden  uzak  bulunsun,  figürsüz 
resim, insan usunda tamamen soyut olarak tasarlanan ve bu yolla yaratılan resimdir.  
Bu bağlamda, soyut  resim,  insanın en saf duyarlılığını dışa vuran,  yalnızca usunun tasarımı 
olan  ve  salt  plastik  öğelerden  oluşan  yapısallıktan  başka  hiçbir  şeye  gereksinim 
duymayacaktır. 
1950’li yıllara gelindiğinde, çok partili dönemle birlikte Türkiye’nin sanat gündemine “Milli” 
tanımı katılır. 1940’ların sanat tartışmalarının tek hedefini oluşturan ‘modern’ sözcüğü yerini 
‘non-figüratif’e bırakırken ‘Ulusal’ sözcüğü de ‘Milli’ye dönüşür. 
Non-figüratif  sanat  anlayışı,  çağdaşlaşma,  atılım  ve  modernleşmeyle  özdeşleşirken  Türk 
sanatçıları soyut anlatımlara hızla yönelmekte ve bu anlayış içinde özgün yollar aramaya özen 
göstermektedir.  
Çağcıl görüşleri benimseyen ve evrensel sanat değerlerine ulaşmanın önemine inanan yazarlar 
Non-figüratif  resmi  şiddetle  savunurlar.  Ancak  Türkiye  için  1950’lerde,  toplumsal 
dönüşümün  ilk  adımları  atılmaktadır.  Ulusallık  yerine  Millilik  gibi  sözcüklerle  başlayan, 
evrensellik  yerine  milli  geleneklere  dönüşü  pekiştiren  görüşlerin  tohumlarının  atıldığı    bu 
yıllarda Non-figüratif sanat, evrenselliği savunan düşün adamları ve yazarların savundukları, 
korumaya çalıştıkları çağdaş düşüncenin simgesi olacaktır. 
Ancak bu dönemin en büyük hamlesi Milli kavramının yeniden yorumlanması ve resim sanatı 
da dahil olmak üzere bütün edebiyat  alanlarında yeni bir anlam birliğine ulaşması olacaktır. 
Milli, bir kavram olmanın ötesinde, politik bir seçimin simgesine dönüşür ve sanat dallarında 
yapılan üretiminde bu simgeyi belirleyen niteliklerle donanması beklenir. 
Sanat  ve  düşünce  sistemi  üzerinde  araştırmalara  dayalı  makaleler  yazılmaya  başlanacak, 
karşılıklı  savunmalar  sanatın  düşünce  alanlarına  olumlu  katkılar  sağlayacak,  önemlisi, 
sanatçılar sanat  anlayışlarını ve dünyaya bakışlarını savunmaya başlayacaklar ve bu konuda 

 
 
 
mücadele vereceklerdir. Sanatçılar ve  yazarlar sanat ortamı içinde düşünmeye ve tartışmaya 
başlayacaklardır.  
Bu  sanıldığından  da  önemlidir.    Sanat  akımlarını  çözümlemek  için  savunmalar  ve  karşı 
fikirler  geliştirerek  yazılan  yazılar,  sanatı  tanımlayan  ve  düşünsel  aşamalarını  irdeleyen 
çalışmaların yapılarak topluma yansıtılması görevini de üstlenecektir.  
Önemlisi,  ressamlar  yaptıkları  resmin  sanatsal  değerini  açıklayabilecek  bilgi  donanımlarına 
ulaşmaya  çabalayacaklar  ve  haklarını  korumanın  özgürlüğünü  kavrayacaklardır.  Bir  araya 
gelip  ressam  haklarını  savunmaya  ve  sanatın  gelişimini  belirleyen  hedefler  belirlemeye 
çalışacaklardır. 
Milli değerler olarak nitelendirilerek ön plana çıkartılan geleneksel sanat dallarının verilerini 
resim alanlarının içine taşımayı hedef alan sanatçılar, giderek bu yapaylıktan kurtulmanın ve 
özgün  bir  dil  yaratmanın  peşine  düşecektir.  Bu  arada  çağdaş  ve  evrensel  düşünce  sistemini 
koruyanlar  soyut  anlatımların  ilk  örneklerini  vereceklerdir.  Soyutlamalar  Türk  resminin 
gelişim çizgisine yön vermeye başlayacaktır.  
Türk resminde soyut sanatın algılanıp uygulanmaya koyulması aşamasında sanatçı doğa, figür 
ya  da  nesne  soyutlamalarını  soyut  sanat  için  çıkış  noktası  olarak  görme  eğilimindedir.  Bu 
nedenle ilk soyut resimer ağaç, insan, doğa çıkışlı soyuta yönelim aslında çoğu doğa, nesne, 
manzara  ve  figür  soyutlamaları  olarak  karşımıza  çıkar.    Türk  ressamları  soyutlamalarının 
kaynağına insan-doğa ikilemini yerleştirir. Bu tür kapsamına giren soyutlamalar Türk Resim 
Sanatında ağırlık kazanır. 
 
 
 
 
Foto:1 Leyla Gamsız Kompozisyon.1950.Kontroplak üzerine yağlıboya 34x34cm 

 
 
 
 
Foto:2. Turan Erol. Soyut Manzara 1963. Kağıt Üzerine Füzen ve Suluboya 
55 x 50 cm. 
 
Foto:3 Nedim Günsur Balıkçı Köyü 1984 TÜYB 43x37cm 
 
Foto:4 Nedim Günsur Lüfer Avcıları Prestuval Üzerine Yağlıboya 19x45 
 
 

 
 
 
 
 
 
 
 
Foto:5. Mehmet Pesen İmece 1874.TÜYB 55x70cmAlaz Pesen Koleksiyonu 
   
 
Foto:6 Mehmet Pesen Gelin 1983 TÜYB  25 cm x 50 cm  Alaz Pesen Koleksiyonu 
 

 
 
 
 
Foto:7 Orhan Peker. Ragıp Buluç Portresi  1950 TÜYB. 150x150cm 
 
 
 
    
 
Download 17.59 Kb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   22




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling