Töb-der tarihi İsmail Aydın “de te fabula narratur” “anlatılan senin hikayendir”


DEMOKRATİK KİTLE VE MESLEK ÖRGÜTÜ CHP GENEL BAŞKANI


Download 3.81 Mb.
Pdf ko'rish
bet39/53
Sana22.10.2017
Hajmi3.81 Mb.
#18402
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   ...   53

25 DEMOKRATİK KİTLE VE MESLEK ÖRGÜTÜ CHP GENEL BAŞKANI

ECEVİT’E MEKTUP GÖNDERİYOR

4. sayfada 25 demokratik kitle ve meslek örgütü 26. 8. 1977 günü CHP 

Genel Başkanı Bülent Ecevit’e bir mektup göndererek tüm demokratik 

güçlerin her alanda güç birliği yapmaları çağrısını iletmişlerdir. Bu mektu-

bun bir bölümünü tarihsel bir belge olduğu için buraya aktarmayı faydalı 

buluyoruz:



“Sayın Bülent Ecevit,

Türkiye’de I.ve II. MC iktidarının kurulmasından sonra yeniden hızlanan 

kanlı olaylar ve yeni gelişmeler karşısında biz aşağıda imzaları bulu-

nan demokratik kitle örgütlerinin başkanları olarak görüşlerimizi size 

ve kamuoyuna açıklamayı görev sayıyoruz. (…)

Faşistler; kanlı olayları ve terörü bir avuç maceracı gencin ve bazı der-

neklerin devlete yönelik saldırıları olarak gösterip herkesi, o arada sos-

yal demokratları da devleti korumaya çağırmaktadırlar. Amaç gayet 

açıktır. Sosyal demokrat kitleleri yanıltıp kendi dışındaki demokratik 

toplumsal güçlerden tecrit etmek ve böylece herkesi tek tek teslim al-

maktır. (…) Ama herkes bilir ki, sosyal demokrat kitleler faşizme karşı-

dır. (…) İnsanlık tarihi göstermiştir ki, faşizm karşısında gösterilen en 

ufak bir tereddüt ya da gecikme ancak ve ancak faşistlerin işine yara-

maktadır. nitekim bunun sayısız acı örnekleri vardır. Bunun için faşiz-

me karşı tüm demokratik güçlerin, her alanda –parlamento içi ve dışı 

– en geniş anti-faşist birliğini yaratmak önde duran acil bir görevdir. 

367

Bizler  temsil  ettiğimiz  milyonlarca  insan  adına  bu  konuda  üstümüze 

düşen görevin ve sorumluluğun bilincinde olduğumuzu tüm demokra-

tik kamuoyuna ilan ederiz. 

Bu düşüncelerle; önerilerimizi dikkate alacağınıza, gerekli duyarlığı ve 

etkin çabaları göstereceğinize inanıyoruz. Saygılarımızla.”

5.  sayfada  Adnan  Tokgöz  imzalı  “Öğretmenin 



Halkla Diyaloğu ve Bütünleşmesi Üzerine” baş-

lıklı yazı ile CHP Ordu Milletvekili Temel Ateş’in 

Milli  Eğitim  Bakanlığı’na  verdiği  bir  soru  öner-

gesi  bulunmaktadır.  6.  sayfada  “Hukuk  Sorun-



ları”  başlığında  “Görevden  Uzaklaştırma”  ko-

nulu  yazı,  7.  sayfada  “Helsinki’den  Belgrat’a” 

yazısına yer verilmiştir. 8. ve 9. sayfalarda “FISE 

II. Olağan Genel  Kurulu 1  Nolu Konu Üzerine 

Rapor”,  10.  sayfada  “FISE  II.  Genel  Kurulu  ve 

Sovyetler  Birliği  İzlenimleri”,  11.  sayfada  “Av-

rupa Öğretmenlerinin Yetişimi” başlıklı yazılar, 

12. ve 13. sayfalarda “Denetleme Kurulu Rapo-

ru” bulunuyor. 14. sayfada “Demokratik Eğitim 

Kurultayı 4 Şubat 1978’e Ertelendi”

766


 haberi ile “1 Mayıs’ta Katledilen 

Arkadaşlarımızın Yakınları İçin Açılan Yardım Kampanyası Sürüyor” du-

yuruları var. 15. sayfada “Örgüt Haberleri” bulunuyor. Bu başlık altında 



Reşadiye, Havza, Beyşehir, Bala ve Anamur’da TÖB-DER’lilere yönelik fa-

şist saldırıları haberlerinin yanı sıra “Kaymakamlıkça Kapatılan Elbistan 



Şubemiz Açıldı”“Tokat Şubemiz Bombalandı” haberleri ve Kuşadası’n-

da dağıtılan bir bildiri özeti bulunmaktadır.

767

  

Gazetenin arka kapağı olan 16. sayfasında “Nötron Bombasının Yapımı 



İnsanlığa Karşı İşlenen Bir Suçtur” başlıklı yazıya yer verilmiştir.

15 Eylül-1 Ekim 1977 tarihli TÖB-DER Gazetesi önceki sayıda olduğu gibi 

iki sayı bir arada çıkmıştır. Gazetenin sayısı 150-151’dir. Kapağında ünlü 

çizer Haslet Soyöz’ün ezberci eğitimi hicveden “Küçümen” tiplemesi bu-

lunmaktadır. 2. sayfadaki “Örgüt Haberleri” başlığında iki önemli haber 

göze çarpmaktadır. Birinci haber “Öğretim Yılı Gene Öğretmen Kanı Dö-

külerek Başladı” başlığını taşımaktadır. Bu habere göre 19 Eylül 1977’de 


368

Bingöl’de faşistler tarafından pusuya düşürülen 

TÖB-DER üyesi Cihat Elçi öldürülmüş, yanında-

ki iki arkadaşı ağır yaralanmışlardır. 

İkinci  önemli  haber  ise  “İstanbul  ve  Adana 



Şube  Yönetim  Kurullarına  İşten  El  Çektirildi” 

şeklindedir. Habere göre TÖB-DER Merkez Yü-

rütme  Kurulu  14.9.1977  tarihinde  toplanmış 

ve 109 nolu kararı almıştır. Buna göre  “Birlik 

ve bütünlüğümüzün, örgütsel disiplin ve işler-

liğimizin en sağlam olması gereken bir dönem-

de örgüt suçlarını

768


 işleyen İstanbul ve Adana 

şube yönetimlerimizin; 



“İşten el çektirilmesine,  İşten el çektirilen üyelerin Onur Kurulumuza 

sevk edilmesine,  İşten el çektirilen yöneticiler yerine geçici yönetim 

kurullarının atanmasına,  Yasa ve tüzük hükümleri gereğince en geç iki 

ay içerisinde İstanbul ve Adana şubelerinin genel kurullarının yapılma-

sına, (Bayram Ayaz izinli sayılarak)  oy birliğiyle karar verilmiştir.”

Gazetenin 3. sayfasında “TÖB-DER 7 Yaşında” başlıklı bir değerlendirme 

yazısına yer verilmiştir. TÖB-DER Genel Merkezince yapılan bu değerlen-

dirmenin bazı bölümlerini özetleyerek vermeyi yararlı bulmaktayız:

                 

TÖB-DER 7 YAŞINA GİRDİ- (II)                 

 

“Türkiye  eğitim  emekçilerinin  tek  demokratik,  mesleki  yığınsal  örgütü 



TÖB-DER, 3 Eylül 1977’de 7 yaşına girdi. (…) 1960’larda başlayan nispi 

özgürlük ortamında sınıflar mücadelesi kaçınılmaz olarak ve hızla yük-

seldi. (…) Toplumsal muhalefetin önemli öğelerinden biri de TÖS idi. TÖS 

60 yıllık demokratik öğretmen hareketinin gerçekten tek temsilcisiydi ve 

toplumun en örgütlü, fonksiyonel kesimlerinden birini temsil ediyordu. O 

yüzden burjuvazinin hışmını hayli fazla çekiyordu. 12 Mart sonrası sıkı-

yönetim mahkemelerinde açılan en ünlü dosyalardan biri de TÖS Dosyası 

idi.  Dosyada  146  “sanık”  bulunmasına  rağmen  bunların  100  kadarının 

TÖS dışından olduğu biliniyor. Ama egemen güçler bu davaya hep TÖS 

davası dediler. TÖS’e yüklenerek 60 yıllık öğretmen hareketini boğacak-

larını sandılar. (…) Dışarıda kalan arkadaşlar TÖB-DER’i kurdular ve TÖB-

369

DER  hem  maddi,  hem  manevi  planda  TÖS’ün  mirası  üzerinde  kuruldu. 

Son derece elverişsiz koşullarda kurulan

 TÖB-DER, ilk elde tutuklanan 5 

bin dolayındaki öğretmene, onların ailesine sahip çıktı. (…) 1974’lere 

gelindiğinde,  TÖB-DER’in  şube  ve  üye  sayısı  TÖS’ünkine  ulaşmış,  hatta 

onu geçmişti. 1974 CHP-MSP koalisyonu döneminde TÖB-DER nicel plan-

da hızlı bir gelişme gösterdi. 1975 başlarında 

TÖB-DER’in üye sayısı 100 

bine ulaşıyordu. (…) MC döneminde 300 dolayında yurtsever devrimci 

öğretmen, öğrenci, işçi ve memur öldürüldü. 10 binlerce öğretmen sü-

rüldü veya kıyıma uğratıldı. 22 öğretmen öldürüldü. TÖB-DER Genel 

Merkezi bu dönemde ilk kez hem de iki kere kapatıldı. 30 binin üzerin-

de kişinin katıldığı ekonomik ve demokratik haklar mitingleri düzenlendi. 

Örgütün üye sayısı 150 bini aştı. TÖB-DER bu dönemde FISE’ye üye oldu. 

30’a yakın örgütle ortak mücadele platformu oluşturuldu. (…)”

4.  sayfada 

“TÖS’ün  Mücadelesi  Sürüyor”  başlıklı  yazı  bulunmaktadır. 

Yazıdaki  imzanın  sahibi 

Mehmet  Koç.  Bu  yazının  kısa  bir  özetini  ver-

mekle yetineceğiz: “(…) MC dönemindeki tüm baskı, kıyım ve saldırıla-

ra karşın TÖB-DER’in örgütsel birliği zedelenmemiştir. Zira; TÖB-DER’in 

temelinde  Milli  Mücadele  yıllarının  Muallimler  Cemiyeti,  Cumhuriyet 

döneminin Türkiye Öğretmen Dernekleri Milli Federasyonu (T.Ö.D.M.F), 

ve  en  önemlisi  27  Mayıs  sonrasının  ilerici  sendikal  örgütü  Türkiye  Öğ-

retmenler Sendikası (TÖS) vardır. Kısacası TÖB-DER’in bu günkü duruma 

ulaşmasında geniş ölçüde geçmişin mücadelesi yatmaktadır. (…) TÖS, 8 

Temmuz 1965’de kuruldu. Anayasanın 46 maddesinin 4 yıl sonra uygu-

lanabilir hale getirilmesi yani 624 sayılı yasanın meclisten geçmesinden 

sonra  sendikaların  kurulması  mümkün  oldu.  T.Ö.D.M.F  üyesi  92  öğret-

men tarafından kuruldu TÖS. Tabii, kurulur kurulmaz çıkar çevrelerinin 

hışmına uğradı. (…) Haziran 1966’da ilk genel kurul yapılırken TÖS çatısı 

altında 20 bin öğretmen vardı. (…) Üye sayısı iki yıl sonra üye sayısı 40 

bine, 1971’de kapatıldığında ise üye sayısı 80 bine ulaşmıştı. Oysa aynı 

yıllarda kurulmuş olan 50 cıvarındaki öğretmen sendikasının toplam üye 

sayısı hiçbir zaman 10 bine ulaşamadı. TÖS’ün örgütlenmede gösterdiği 

bu  başarıda;  geçmiş  öğretmen  örgütlerinin  mirasçısı  olması  ve  20  bin 

cıvarındaki Köy Enstitüsü çıkışlı öğretmenin TÖS’den yana tavır alması ve 

en önemlisi de ayaklarının yurt topraklarına basan tutarlı bir mücadele 

vermesi etkili etkili olmuştur. (…)TÖS’ün mücadele ettiği yıllar bir bakı-

ma bütün yurtta anti-emperyalist mücadelenin boy verdiği yıllardır. (…) 

NATO  üslerine  ve  buna  paralel  olarak  Milli  Eğitim  bakanlığı  içinde  yer 

370

alan  Amerikancı  kurumlara  karşı  mücadelenin  öncülüğünü  TÖS  yaptı. 

Bakanlıktaki yabancı uzmanların ve Barış Gönüllüleri adıyla faaliyet yü-

rüten casusluk şebekelerinin kovulmasına ön ayak oldu. (…) TÖS, kıyılan, 

sürülen, işinden aşından edilen öğretmenler boynu bükük kalmasın diye 

üyelerden toplanan beşer liralarla oluşturduğu TÖS Kasası ile yardımla-

rına koştu. (…) TÖS denilince ilk akla gelen eylemlerinden biri de Büyük 

Öğretmen Boykotu’dur. Bu boykota örgütlü örgütsüz 110 bin öğretmen 

katıldı. (…) Ancak egemen sınıflar bu boykotu unutmadı. Aradan geçen 

bunca zamana rağmen hala öğretmenler hakkında soruşturmaların yü-

rütülüyor olması bunun kanıtıdır. (…) Anayasada 22 Eylül 1971’de yapılan 

değişiklikle kamu personelinin sendikal hakları ellerinden alındı. (…) Evet, 

TÖS kapandı ama mücadelesi bitmedi. Bu mücadeleyi hemen yeni bir ör-

güt üslendi. Bu yeni örgütün adı: TÖB-DER. (…)”

Gazetenin 5. sayfası 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne ayrılmış. TÖB-DER’in 

1976 yılında yapılan 3. Olağan Kongresi barış mücadelesiyle ilgili olarak 

şu kararı almıştı: “TÖB-DER emperyalizmin başını çektiği barış düşman-

lığına, savaş kışkırtıcılığına ve silahlanma yarışına karşı çıkar. (…)” TÖB-

DER Genel Başkanı Gültekin Gazioğlu’da Barış Günü nedeniyle bir mesaj 

yayınlamıştır. Mesajda özetle;

“İki  dünya  savaşını  yaşamış  bir  yüzyılın  çocukları  olan  bizler;  savaşları 

ve onların insanlığa getirdiği zarar ve yıkımları artık çok iyi bilmekteyiz. 

(…) Ülkemiz ve dünya barış güçlerinin kopmaz parçası olan Türkiye eği-

tim emekçileri, barış davasının yüce amaçlarını savunuyorlar. (…) Türkiye 

eğitim emekçileri, bölgemizdeki gerginlikleri gidermek için Filistin halkı-

nın meşru davasını candan destekliyor, Kıbrıs’ın toprak bütünlüğünü ve 

bağımsızlığını savunuyorlar. (…)”

6.sayfada  “Selam  Şili  Yurtseverlerine”  başlıklı  bir  yazı  bulunmaktadır. 

Aralarında TÖB-DER’in de bulunduğu 25 demokratik kitle ve meslek ör-

gütü yazılı bir açıklama yaparak Şili’de 11 Eylül 1973 tarihinde Allende 

hükümetini deviren faşist Pinochet cuntasının iktidara gelmesinin 4. Yıl-

dönümünde  Şili  halkıyla  dayanışma  bildirisi  yayınlamışlardır.  7.sayfada 



“Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Kapatılamaz” başlıklı bir basın bildirisi bu-

lunuyor. 8 ve 9.sayfalarda “İlköğretim Haftasına Girerken” başlıklı yazı 

bulunmaktadır. Yazıda özetle;


371

TÖB-DER’İN 1977 İLKÖĞRETİM HAFTASI DEĞERLENDİRMESİ                                

 

“(…)  Türkiye  eğitiminde  ırkçı-şo-



ven  ve  asimilasyoncu  motiflerin 

işlenmesine daha ilkokuldan baş-

lanır.  Burjuvazinin  başka  ulusla-

ra,  dillere  ve  kültürlere  duyduğu 

düşmanlığı  insanlara  aşılama 

ve  şartlandırma  çabası  sistemli 

olarak buradan başlar. (…) Cum-

huriyetin  kuruluşunun  üzerinden 

yarım  yüzyıl  geçmesine,  göster-

melik  eğitim  seferberlikleri  ilan 

edilmesine karşın, henüz halkımı-

zın %54’ü okuma yazma bilmemektedir. (…) Sermaye iktidarları, emekçi 

sınıf ve katmanların çocuklarını cahil bırakmaktadır. (…) Eğitim herkesin 

en doğal hakkıdır. Bunu sağlamak devletin başlıca görevidir. (…) Kahrol-

sun ırkçı, şoven, asimilasyoncu eğitimi sürdürenler. Yaşasın demokratik 

eğitim mücadelemiz. Yaşasın halkımızın bağımsızlık, demokrasi, barış ve 

özgürlük mücadelesi”

 denilmiştir. Aynı sayfada “8 Eylül Uluslar arası Oku-



ma- Yazma Günü” başlıklı bir başka yazı daha göze çarpmaktadır. Bu yazı-

da özetle şu görüşlere yer verilmektedir: “Temel insan haklarından birisi 

olan okuma-yazma, aynı zamanda bütün toplumsal değişimler için de zo-

runlu bir ögedir. (…) Okuma-yazma öğretimi 

genel olarak eğitim için söz konusu olduğu 

gibi, siyasi bir eylemdir ve tarafsız değildir. 

Herhangi  bir  düzenin  devamı  için  mutlaka 

büyük kitlelerin onu benimsemiş olması ge-

reklidir. Bu ise ancak eğitimle mümkündür. 

İktidarda hangi sınıf varsa eğitim o sınıfın çı-

karları doğrultusunda işlevini yerine getirir. 

(…) Eğitimin de, her halkın kendi dilinde ya-

pıldığı, kendi kültüründen ve uygarlığından 

kaynaklandığı  ve  diğer  uygarlıklarla  verimli 

bir alış-verişe açık bulunduğu ölçüde başarılı 

olduğunu unutmamamız gerekli. (…) Türki-

ye’de 10 milyona yakın çocuğun öz alfabe-

sinden yoksun olduğu bilinmektedir. (…)”

TÖB-DER’in İlköğretim Haftası

nedeniyle yayınladığı bir fotoğraf



372

 10. ve 11. sayfalarda “FISE II. Olağan Genel Kurulu Raporları”, 12. say-

fada  “FISE  Genel  Kurulu  ve  Sovyetler  Birliği  İzlenimleri”,  13.  sayfada 

“Denetleme Kurulu Raporları” başlıklı yazılara yer verilmiştir. “TÖB-DER 

Yöneticilerinin Romanya Ziyareti”“Onur Kurulu Kararları” ve “Yuna-

nistan Öğretmenleri Özel Öğrenime Karşı Mücadele Ediyorlar” yazıları 

bulunuyor. 15. sayfada “Örgüt Haberleri” başlığında verilen bazı haber 

başlıkları da şöyle: “Ali Bozkurt Ağır Bir Ameliyat Geçirdi”, “Alanya Tü-

ketim Kooperatifimiz  ve Artvin Şubemiz Bombalandı”, “Ağrı Şubemiz 

Kapatıldı, GYK Üyemiz Kenan Aras ve Ağrı Şube Başkanımız Faşistlerin 

Saldırısına Uğradı”, “Elazığ ve Gönen Şubelerimiz Kapatıldı.” 16. sayfada 

“Çıraklık Yasası, Çıraklar Üzerindeki Azgın Sömürü ve Baskıyı Daha da 

Ağırlaştırma Amacı Güdüyor” başlıklı bir basın açıklamasına yer veril-

miştir. 


20 Ekim 1977 tarihinde çıkan 152 sayılı TÖB-DER 

Gazetesi’nin kapağında TÖB-DER mitinglerine ait 

çeşitli  fotoğraf  kareleri  ve  “Örgütsel  Birliğimizi 

Koruyalım, Güçlendirelim!..” yazısı bulunmakta-

dır. Gazetenin 2. sayfasında “İkinci MC Eşkıyalı-



ğa Devam Ediyor” ve “TÖB-DER’de yapılan yasa 

dışı  arama  öğretmenlere,  eğitim  ve  bilime  say-

gısızlığın  yeni  bir  kanıtıdır!”  başlıklı  yazılar  göze 

çarpmaktadır. TÖB-DER Genel Merkezi 3.10.1977 

tarihinde polis tarafından basılarak binada arama 

yapılmıştır. Bu olay Genel Başkan Gazioğlu tara-

fından 4.10.1977 tarihinde yapılan basın açıkla-

masıyla protesto edilmiştir. Basın açıklamasında; 



“aramanın  yönetim  kurulu  toplantısı  esnasında 

ve akşam saatlerinde gerçekleştirildiği, arama ile ilgili mahkemenin ver-

diği yazılı karar olmadığı, aramanın Ankara Valisinin şifahi emriyle ger-

çekleştirildiği, arama yapan polis memurlarının yanlarında genel merkez 

yöneticilerinden hiç kimsenin olmadığı bir odadan bir tabancayla çıkarak 

“binada silah bulundu” şeklinde tutanak tuttukları”

 belirtilmektedir.



TÖB-DER’İN  “İÇ İŞLERİNE KARIŞMAK DEVRİMCİLİĞE SIĞMAZ” 

Aynı sayfada “TÖB-DER’in iç işlerine karışmak “devrimciyim” diyen hiç-



bir kişiye, kuruluşa, çevreye bir şey kazandırmaz!” yazısı bulunuyor. Bu 

373

yazı bir basın açıklamasıdır. Açıklama İstanbul ve Adana şube yönetim-



lerinin görevden alınmaları sonrasında yaşananlarla ilgilidir. Açıklamada 

özetle şu görüşlere yer verilmektedir:



“TÖB-DER’in iç işlerine karışmak “devrimciyim” diyen hiçbir kişiye, ku-

ruluşa, çevreye bir şey kazandırmaz!”

“Bilindiği gibi, alınan merkezi kararlara uymadıkları, tüzük ve iç yönet-

melikleri ihlal ettikleri için İstanbul ve Adana şube yönetim kurulları, Yü-

rütme kurulumuzca Tüzüğümüzün verdiği yetkiye dayanılarak görevden 

alınmış;  en  geç  iki  ay  içerisinde  kongreye  gitmek  üzere,  yeni  yönetim 

kurulları atanmıştır. TÖB-DER gibi 660 şubesi, 150 bin üyesi olan bir ku-

ruluşta istenmese bile, böyle gelişmelerin olması günümüz koşullarında 

olağandır. Nitekim görevden alma kararımız gerekçeleri ile birlikte tüm 

şubelerimize duyurulmuş, birkaç şubenin dışında tepki gösterilmemiş, bu 

uygulama örgütümüzün çok büyük çoğunluğu tarafından olumlu karşı-

lanmıştır.

Durum bu iken ve konu TÖB-DER’in bir iç sorunu iken, içlerinde İGD, İKD 

gibi kuruluşların bulunduğu 9 örgütün İstanbul şubelerinin ortak bir açık-

lama yaparak TÖB-DER Genel Merkezi’nin bu kararını eleştirmeleri, bu 

kararı “TÖB-DER Genel Merkezinin öğretmen hareketine güvensizliği ve 

saygısızlığı” olarak nitelemeleri, TÖB-DER’e ve onun bunca deneyden ge-

çen bilinçli kitlesine saygısızlığın açık bir kanıtıdır.

Kaldı ki, İKD ve İGD, pek çok şubesini feshetmiş, üyelerini ihraç etmiş ku-

ruluşlardır.  TÖB-DER,  İKD  ve  İGD’nin  iç  işlerine  karışmayı  aklından  bile 

geçirmemiştir.  TÖB-DER,  örgütler  arası  ilişkilerde  karşılıklı  saygıyı  ve  iç 

işlerine karışmamayı vazgeçilmez ilkelerinden saymış, uygulamış ve sa-

vunmuştur. Bu titizliği tüm demokratik kitle örgütlerinden beklemek hak-

kına sahiptir. TÖB-DER, örgüt içi demokrasiyi, demokratik merkeziyetçi 

işleyişi, kendi konumundaki örgütler arasında en iyi bilen ve uygulayan 

bir  örgüttür.  Bu  konuda  hiçbir  kitle  örgütünden  “ders  almaya”  ihtiyacı 

yoktur. Fakat istenirse “ders verme” olanağına sahiptir. (…)”

769

3.  sayfada  “Genel  Yönetim  Kurulumuz  Toplandı”  ile  “Genel  Yönetim 



Kurulu Kararları” başlıklı yazılara yer verilmiştir. Aynı sayfada yer alan 

374

“Örgütsel Birlik ve Sorumluluk Üzerine” yazısında özetle şu görüşlere 

yer verilmiştir:

772

                                    



ÖRGÜTSEL BİRLİK VE SORUMLULUK

“ (…) Türkiye demokratik öğretmen hareketi uzun yıllara dayanan müca-

delesi boyunca, en geniş kitlesince benimsenmiş bulunan ortak hedefleri-

ni ve taleplerini bilince çıkarmıştır. Bunlar genel kurul kararları haline ge-

tirilerek örgütümüzce benimsenmiştir. Böylece “azınlığın çoğunluğa, alt 

organların üst organlara uyması” tartışma götürmez hale gelmiştir. (…) 

Bununla birlikte zaman zaman bir takım olumsuzlukların ortaya çıktığı 

da bir gerçek. Kendi grup çıkarlarını örgütsel birliğin üstünde tutan bazı 

gruplar demokratik merkeziyetçilik anlayışına ters tutumlar sergilemek-

teler. (…) Bunun için de genel kurul kararlarına, tüzüğe ve yönetmeliklere 

uygun hareket etmek ve bunalımdan en az zararla çıkmak için çaba har-

camak zorundayız. (…)”

                İSTANBUL VE ADANA ŞUBE YÖNETİM KURULLARI



GÖREVDEN ALINIYOR

4. ve 5.sayfalarda “İstanbul ve Adana Şube Yönetim Kurullarıyla İlgili 



Karar ve Son Gelişmeler Üzerine” başlıklı yazı bulunmaktadır.

770


 Örgüt 

tarihi açısından önemli olduğuna inandığımız bu yazının öneli bazı bö-

lümlerini aktarmayı yararlı bulmaktayız: 

  

“İstanbul ve Adana Şube Yönetim Kurullarıyla İlgili Karar ve Son Geliş-



meler Üzerine”

“Bilindiği gibi Merkez Yürütme Kurulumuz, 14.9.1977 tarih ve 109 sayılı 

kararıyla İstanbul ve Adana Şube Yönetim Kurullarına işten el çektirmiş-

tir. Adı geçen şube yönetimleri kararı tebliğ etmemiş, yerlerine atanan 

geçici yönetim kurullarına yönetimi teslim etmemişlerdir. Konu ile ilgili 

Genel  Merkezi  temsilen  gönderilen  Avukatlara  da  güçlükler  çıkartmış-

lardır.  Bütün  bunlar  yetmezmiş  gibi  Genel  Merkezi  suçlayıcı  basın  top-

lantılar düzenlemişlerdir. (…) Ayrıca adı geçen şubeler İGD’li militanlar-

ca  işgal  altında  tutulmuş,  Genel  Merkez  yanlısı  öğretmenler  binalara 

alınmamıştır. (…) Yayın yönetmeliğinin 8.maddesi, “şubeler demokratik 

merkeziyetçilik ilkesini çiğneyerek, Genel Merkez gibi davranarak tüm ör-

375

güte yönelik yayın yapamazlar” diyor. İstanbul Şubesinin bırakın örgüte 

yayın yapmasını, yurt dışına yönelik yayın yaptığı görülmüştür. Hem de 

birinci  hamur  kağıda  çok  renkli  basarak.  (…)  Mali  konularda  da  disip-

linsiz davranan İstanbul Şubesi, Genel Merkezden lokal düzenlemesi için 

aldığı 36.000 liranın 24.000 lirasını henüz ödememiştir. (…) Genel Merke-

zin Burgazada’daki kampının işletilmesinden 56.000 lira kar elde edildiği 

halde borç ödenmemiştir. Kampı Genel Merkez işletmeye başlayınca ayrı 

bir kamp açma yoluna gittiler. (…) Demokratik Eğitim Kurultayı yapılması 

III. Olağan Genel kurul kararıdır. Tüm şubelerde kurultay için komisyonlar 

kurulmuş, çalışmalar başlatılmış ama İstanbul Şube bu çalışmalara ka-

tılmayarak III. Olağan Genel Kurul kararını kabul etmemektedir. İstanbul 

Şubesi örgütün 1 Mayıs’ta tek bir pankart altında yürüyecektir genelgesi-

ne rağmen ayrı bir pankart açarak yürüyüşe katılmıştır. (…) Yine bu şube-

lerin yöneticileri Genel merkezin kararlarını kendilerini seçen öğretmen-

lerin iradesine darbe vurmak olarak nitelendirmekteler. O zaman Genel 

Merkez kimin iradesini temsil etmektedir? (…) Adana Şubesi de yayın ha-

riç, İstanbul Şubeyle aynı disiplinsizlikleri işlemekteler. (…) Sonuç olarak, 

İstanbul Şube yönetim kurulu yayın yönetmeliğini açıkça ihlal ettiği için, 

Adana Şube yönetim kurulu da Demokratik Güç birliği çalışmalarını sa-

bote ettiği için, işten el çektirilmişlerdir. (…)”

Gazetenin 6. ve 7.s ayfalarında Mustafa Düzgün imzalı “FISE Genel Ku-



Download 3.81 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   ...   53




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling