Töb-der tarihi İsmail Aydın “de te fabula narratur” “anlatılan senin hikayendir”
Bir Aşama: Demokratik Eğitim Kurultayı”
Download 3.81 Mb. Pdf ko'rish
|
Bir Aşama: Demokratik Eğitim Kurultayı” başlıklı DEK tanıtım ve konu başlıklarına yer verilmekte ve özetle şöyle denilmektedir: “TÖB-DER 3. Olağan Kongresinde alınan karar uyarınca Temmuz 1977’de DEK’i toplu- yor. Türkiye eğitim emekçilerinin eğitim politikasını belirleyecek olan ku- rultay, mücadelemize önemli katkılar sağlayacaktır. İşçi sınıfımızın bilimi ışığında var olan eğitim sistemi incelenerek eleştirilecek ve çözümü için öneriler saptanacaktır.” 10. sayfada Burhan Bilici imzalı “Baskıları Birlikte Göğüslemek” konulu İLKSAN ile ilgili bir yazı bulunmaktadır. 11. sayfadaki “Örgüt Haberleri” başlıklı bölümde “Milli Eğitim Bakanı Ali Naili Erdem’in Ödemiş’te Ter- tiplediği Toplantıyı Üyelerimiz Boykot Etti” başlıklı yazıya yer verilmiştir. 12. sayfada “TÖB-DER Dünya Öğretmen Örgütleri Arasında”, 731 “Bulga-
ristan Halk Cumhuriyetinde Öğrenim ve Bilim”, “Bulgaristan Öğretmen- ler Birliği, Alman Demokratik Cumhuriyeti Eğitim ve Öğretim Sendikası ve Çekoslovakya Eğitim ve Bilim İşçileri Sendikası Kongrelerini Yaptı” 732
başlıklı yazı bulunmaktadır.
347 1 MAYIS 1977, 6 TÖB-DER ÜYESİ YAŞAMINI YİTİRİYOR Bu arda yaşanan en önemli gelişme hiç kuşkusuz katliamı olacaktır. DİSK önderliğinde Taksim Meydanında yapılan mitinge yarım milyonu aşkın işçi, emekçi, öğretmen ve öğrenci gibi toplumun her kesiminden insan katılacaktır. Egemen güçler bu mitingi kana bulayacak ve kimi kaynaklar- da 32, kimi kaynaklarda ise 34 yurttaşımızın can vermesine neden ola- caklardır. TÖB-DER Genel Merkezi aldığı kararla 1 Mayıs’a katılmıştır. 1 Mayıs 1977’de ki katliamda 6 TÖB-DER üyesi hayatını kaybedecektir. 1 Mayıs 1977’de katledilen TÖB-DER üyelerini kitaba koymayı görev bildik.
lan derginin kapağında TÖB-DER’in talepleri alt alta sıralanmaktadır. Bu talepler şunlardır: “Grevli toplu sözleşmeli sendika hakkımız tanınmalıdır. Mağdur edilen öğretmen ve öğrencilerin tüm kayıpları karşılanmalıdır. Eğitim; ırkçı, şoven ve asimilasyoncu özden arındırılarak demokratikleş- tirilmelidir. Yöneticilerimizi biz seçmeliyiz. MEYAK kaldırılmalıdır. Emekli sandığı ve İLKSAN demokratikleştirilmelidir. Faşist yuvalar dağıtılmalı- dır. 141-142 benzeri anti-demokratik yasa maddeleri kaldırılmalıdır. FI- SE’ye katılma hakkımız tanınmalıdır. Taleplerimizi kararlılıkla haykıralım. MC’ye geçit vermeyelim.” 2. sayfadaki “Örgüt Haberleri” başlıklı bölümde yer alan bazı haberler şöyle: “Urfa Şubemize Faşist Saldırı”, 733
“Çine’de TÖB-DER ve CHP bina- ları Faşistlerin Saldırısına Uğradı”, “Kilis, Varto, Kelkit, Sarıkamış, Kulu, Hendek, Fethiye, Anamur ve Iğdır’da Üyelerimize Yönelik Faşist Saldırı- lar”, “Adıyaman ve Burhaniye’de Üyelerimiz Sürgün Edildi”, “Osmancık Olaylarının Görünmeyen İğrenç Yüzü” 734
yer almaktadır. Yazıda özetle şu görüşlere yer verilmiştir: 348 “5 HAZİRAN GENEL SEÇİMLERİ ÜZERİNE” “(…) Sermaye cephesi, 5 Haziran genel seçimlerine gidilen şu günlerde, politik ortamı sertleştirmekte, korku ve yılgınlık yaratarak kitleleri seçim sandıklarından uzaklaştırmaya çalışmaktadırlar. Onlar, aralarındaki bir takım çıkar sürtüşmelerine ve çelişkilerine rağmen, halka karşı olmakta birleşiyorlar ve birbirleriyle yarışıyorlar. (…) MC ve benzeri iktidar ihtimal- lerinin tümüyle yok edilmesi; başta işçi sınıfı olmak üzere, tüm emekçi ve ilerici toplumsal güçlerin yaratacağı demokratik halk iktidarıyla müm- kündür. Ancak böyle bir iktidar; faşizmin, zulmün ve sömürünün kökü- nü kazıyabilir. Ancak böyle bir iktidar demokratik, bağımsız ve özgür bir Türkiye’yi yaratabilir. Fakat bu gün böylesine radikal ve toplumsal dönü- şümün koşulları henüz tamamlanmamıştır. (…) Yalnız bunları söylemek- le 5 Haziran seçimlerinin hiçbir şey olmadığını söylemek istemiyoruz. 5 Haziran genel seçimleri en geniş anlamıyla faşizm özlemcilerine, faşist tırmanışa karşı demokratik bir tercihi yansıtacaktır. O yüzden bu seçim- ler, karşı-devrimci güçlerle demokratik güçler arasında önemli bir muha- bere alanı olacaktır. Bu genel seçimler, demokratik hak ve özgürlüklerin güvence altına alınabilmesi ve sınırlarının genişletilmesi yönünde önemli bir fırsattır. (…) Kanlı MC dönemi, Türkiye demokratik öğretmen hareketine ve onun tek temsilcisi TÖB-DER’e çok çektirdi, iki buçuk yıldan beri tüm maddi ve manevi gücümüzü MC’ye karşı ayakta kalmak ve örgütsel varlığımızı korumak yolunda harcadık. (…) 5 Haziran’a katledilen 18 eğitim emekçisi ve 200’ü aşkın yurtseverin acısıyla, kiniyle gidiyoruz. (…) Eğitim emekçileri, yaşanan bu koşullarda ve 5 Haziran gibi önemli bir olayda bölücü, sekter, grupçu davranışları endişeyle izliyor. 5 Haziran se- çimlerinin ne olup olmadığını defalarca söyledik. Ama hiçbir zaman 5 Ha- ziran’ı zaafa uğratacak, MC’lerin ekmeğine yağ sürecek girişimlere karşı kayıtsız kalmayacağımız bilinmelidir. Bilinmelidir ki, 5 Haziran’da kitlele- rin önünde işçi sınıfının bağımsız politikasını temsil eden bir tercih yoktur. 5 Haziran Genel Seçimleri faşizm özlemcilerine, gerici-sömürücü güçlere karşı sadece demokratik bir tercih olacaktır. Ne eksik, ne de fazla. (…)” 349 Derginin 5. sayfasında 1 Mayıs 1977’de Taksim Meydanında hayatlarını kaybeden TÖB-DER üyelerinin fotoğrafları “Anıları Mücadelemize Örnek
DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİNİN GÜÇ BİRLİĞİ PROGRAMI 6. ve 7. sayfalarda Gültekin Gazioğlu imzalı “Cezayir Toplantısının Öğ- rettikleri” 735
başlıklı yazının II. Bölümü ile “Demokratik Kitle Örgütleri- nin Güç Birliği Çalışmalarında İleri Bir Adım: Örgütler Arası Güç Birliği Programı Kabul Edildi” başlıklı yazılara yer verilmiştir. Detaylı bir şekilde hazırlanan bu güç birliği programıyla ilgili şöyle denilmektedir: “Bilindiği gibi 3. Olağan Genel kurulumuzdan hemen sonra, örgütümüzün çağrısı ve girişimiyle demokratik kitle örgüt- leri arasında güç ve eylem birliği çalışmaları başlatılmıştı. O günden beri süregelen bu ça- lışmalar pek çok olumlu ve olumsuz noktalar- dan geçerek bu güne geldi. (…) çalışmalarımıza katılan örgüt sayısı artarak 17’ye ulaştı. TÖB- DER, TÜM-DER, TÜTED, TMMOB, HALKEVLE- Rİ, KÖY-KOOP, TÜS-DER, İKD, İGD, DGDF, ÇHD, ATO, TÜMOD, TÜMAS, TİB, PİM (Pahalılık ve İşsizlikle Mücadele Derneği) ve AKD ortak mü- cadele hedefleri doğrultusunda ortak bir mü- cadele programı oluşturdular.” 8. sayfada “Hukuk Sorunları” başlıklı bölüm bulunuyor. Burada “Yer De-
736
Derginin 10. sayfasında “1 Haziran Uluslar arası Çocuklar Günü” başlıklı bir yazı ve iki adet fotoğraf bulunmaktadır. Fotoğrafların birinde 1 Mayıs 1977’de Taksim Meydanında hayatını kaybeden Hikmet Özkürkçü’nün cenaze töreninde yürüyen öğrenciler, diğerinde babalarıyla birlikte ka- tıldıkları bir yürüyüşte ellerinde “Babamın Hakkını Verin” ve “Babamın Emeği Patronun Yemeği” yazılı dövizleri taşıyan çocuklar bulunmakta- dır. Çocuklar Günü nedeniyle yayınlanan yazıda özetle şu görüşler yer 350 almaktadır: “1 Haziran Uluslar arası Çocuklar Günü, sömürü düzeninin acımasızca kıyıma uğrattığı çocukların, çocuklarımızın kurtuluşu yolunda mücadele vermesi için tüm insanlığa yapılan bir çağrıdır. (…)” 11.sayfada “Örgüt Haberleri” başlığında “Ankara Bahçelievler Ticaret Li- sesinde Faşist Terör” 737 ve “15 Mayıs Filistin Öğretmenleri Günü Örgütü- müzde Coşkuyla Kutlandı” başlıklı yazılara yer verilmiştir. TÖB-DER Genel Başkanı Gültekin Gazioğlu, Filistin Öğretmenleri Genel Birliği’ne aşağıda özetlediğimiz mesajı göndermiştir: 738
TÖB-DER’İN FİLİSTİN ÖĞRETMENLERİ GENEL BİRLİĞİNE GÖNDERDİĞİ MESAJ “Sevgili Dostlar, Filistin halkının ve öğretmenlerinin ulusal hakları, ken- di geleceklerini özgürce belirleme ve Filistin’de bağımsız ve demokratik bir devlet kurma hakkı için verdikleri mücadelenin sürekli destekçisi olan TÖB-DER, 1 5 Mayıs Filistin Öğretmenleri Günü’nü ülke çapında kutla- yacaktır. (…) TÖB-DER, Siyonizmin ve emperyalizmin Filistin’de ve işgal altındaki Arap topraklarındaki uygulamalarına karşı çıkıyor ve Filistin öğretmenlerinin ve halkının meşru haklarının tanınması için sesini yük- seltiyor. (…)” TÖB-DER GENEL MERKEZİ BOMBALANIYOR 12.sayfada fotoğraflı bir habere yer verilmektedir. “Bu Gün Dünden Daha Kararlı Daha Güçlüyüz” başlıklı habere göre 22 Mayıs 1977 tari- hinde TÖB-DER Genel Merkezi’ne tahrip gücü çok yüksek olan bir tahrip kalıbı konulmuştur. Genel merkez yöneticilerinin üçüncü katta toplantıda olması olası can kayıplarını engellemiştir. Olay üzerine yapılan açıklama- da özetle şu görüşlere yer verilecektir: “ (…) Bu saldırı ve sabotajların
351 TÖB-DER Gazetesi’nin 144. sayısı 15 Haziran 1977 tarihini taşımaktadır. Gazetenin çıkışında bazı ge- cikmeler yaşandığından gazete neredeyse 25 gün- de bir yayınlanmaktadır. 144.sayının kapağında bir Türkiye haritası ve TÖB-DER mitingleriyle tek yumruk halinde MC’ye karşı yürütülen mücade- lenin simgesi olan yumruk resmi bulunmaktadır. Bu arada Türkiye’de 5 Haziran genel seçimleri ya- pılmış, mutlak iktidara geleceğine inanılan ve kit- leler arasında “Umudumuz Ecevit” sloganının ya- rattığı sinerjiyle Ecevit’in CHP si seçimden birinci parti olarak çıkmıştır. MC’nin baskı ve zulmünden, faşist baskılardan bunalan Türkiye’nin demokratik güçleri de MC’nin işbaşından uzaklaştırılması için “gizli” ya da “açık” ola- rak CHP’yi destekleme yoluna gitmişlerdir. 739
2. sayfadaki “Örgüt Haberleri” başlıklı bölümde şu haber dikkati çekmektedir: “Demokratik Öğret- men Hareketi 18. Şehidini Karakoçan’da, 19.Şehi- dini de Iğdır’da Verdi” 740
yine aynı sayfada “Sandık Başkanı Üyelerimiz Faşist Saldırılara Maruz Kaldı- lar” haberleri yer almaktadır. 3.sayfada “5 Haziran Genel Seçimleri, Demokratik Güçlerin Başarısı ve Önümüzdeki Görevler Üzeri- ne” başlıklı bir yazı yer almaktadır. Yazıda özetle şu görüşlere yer verilmektedir: TÖB-DER’İN 5 HAZİRAN SEÇİMLERİ SONRASINI DEĞERLENDİRMESİ “5 Haziran Genel Seçimleri solun, demokratik güçlerin başarısıyla so- nuçlandı. MC ağır bir yenilgiye uğratıldı. 741
(…) Bu seçimlerde kazanılan başarıda, tüm demokratik güçlerin seçim döneminde yürüttükleri ortak çalışmaların, harcadıkları ortak çabaların ve benimsedikleri ortak çaba- ların ve benimsedikleri ortak tavrın da büyük payı vardır. Gerçekten de “demokratik güçlerin birliği” şiarı, seçim döneminde de etkili ve toparla- yıcı oldu. MC’ye ve faşizan gidişe karşı tek bir parlamenter almaşık üze- 352 rinde (CHP kastedilmektedir İ.A.) büyük ölçüde birleşildi. Ama demok- ratik güçlerin seçimlerde elde ettikleri bu başarı, yetersiz bir çoğunluğu aşamadı. (…) Sosyal demokrasi, bencil bir tutumla, demokratik güçlerin tam bir birlik içerisinde seçime girmesi için çaba harcamaktan kaçındı. Herkesin kayıtsız şartsız kendisini desteklemesini istedi. Vetolar, insafsız bir kıyım makinası oldu. Ayrıca, şovenist tutumu yüzünden de Doğu’da (Kürtler arasında İ.A.) umduğu kadar bir destek bulamadı. Ancak “de- mokratik güçlerin birliği” şiarına itibar etmeyip, kimisi sosyal demokra- si ile rekabete girişen, kimisi de objektif olarak boykot öneren sosyalist ve demokratik güçlerimizin sorumluluğu da ağırdır. (…) Bu seçimlerden gericiliğin ve faşizmin toparlanmış ve örgütsel güç kazanmış bir şekilde çıkması, bizlere, faşizme karşı mücadelede tüm demokratik güçlerin bir- liğinin sağlanmasının ne denli hayati bir öneme sahip olduğunu bir kez daha ve kuvvetle hatırlatıyor. (…) Görüş ayrılıkları ve anlaşmazlıklar abar- tılmamalı, birlik noktaları devamlı öne çıkarılmalıdır. Böylesi bir gelişme (…), demokratik halk iktidarına giden yolda mutlaka gerçekleştirilmesi gereken halk cephesinin oluşturulmasını da kolaylaştıracaktır.” Bu değerlendirmelerin ardından aralarında TÖB-DER, TMMOB, KÖY-KO-
de bir bildiri yayınlayarak hükümeti kurma görevini üstlenen CHP lideri Bülent Ecevit’ten beklentilerini şöyle açıklamışlardır:
TÖB-DER VE DİĞER DEMOKRATİK KURULUŞLARIN BİLDİRİSİ: “CHP GENEL BAŞKANI ECEVİT’TEN BEKLENTİLERİMİZ “Bilindiği gibi 5 Haziran Genel Seçimleri yapıldı ve yeni bir hükümet kur- ma görevi Sayın Bülent Ecevit’e verildi. Biz demokratik kitle örgütleri, temsil ettiğimiz yüz binler adına seçim sonuçlarına ve yeni hükümet ku- rulması sorununa ilişkin görüşlerimizi açıklamayı bir yurtseverlik görevi saymaktayız. 5 Haziran Genel Seçimlerinde, işçi sınıfımız ve emekçi halkımız, MC’ye ge- rekli dersi vermiştir. MC, işbaşında bulunduğu süre zarfında emekçi sınıf ve tabakalara sömürü, işkence, cinayet ve zulümden başka bir şey getir- memiştir. (…) Ülkemizin ve halkımızın MC modeli bir hükümete ne ihtiyacı ne de tahammülü vardır. (…) Sayın Bülent Ecevit, demokrat nitelikli bir 353 hükümet oluşturmalıdır. (…) Ülkede öğrenim özgürlüğü ve can güvenliği süratle sağlanmalıdır. Eğitim demokratikleştirilmelidir. Irkçı, şoven ve asi- milasyoncu uygulamalara son verilmelidir. Devlet kadroları faşistlerden hızla temizlenmelidir. Faşist cinayet şebekelerinden ve işkencecilerden hesap sorulmalıdır. Uluslararası anlaşmalar yürürlüğe konmalı, anayasal haklara saygı gösterilmelidir. Düşünce ve örgütlenme özgürlüğü önünde- ki tüm engeller kaldırılmalıdır.” 4.sayfadaki “Hukuk Sorunları” başlıklı bölümde “Yer Değiştirme İşlem- leri”, 5.sayfadaki “Sanat” başlıklı sayfada 3 Haziran’da ölen Nazım Hik- met’in “Küçük Altın Balık Balesinin Librettosu İçin” ve Orhan Kemal’in “Köpek Yavrusu” adlı yazıları yer almaktadır. 6.sayfada “15-16 Haziran Genel Direnişi Ekonomik-Demokratik Mücade- lemize Işık Tutuyor” başlıklı yazı bulunuyor. Yazıda özetle;
nomik-demokratik mücadelesini sindirmeye, 274-275 sayılı yasaları de- ğiştirerek DİSK’i kapatmaya yönelik anti-demokratik, gerici girişimlere karşı, kazanmış olduğu demokratik hak ve özgürlüklerini korumak için büyük bir direnişe geçti. Şalterleri indirerek hayatı durdurdu. Ülkemizde yüz yılı aşkın bir geçmişi olan işçi hareketi, 1960’a kadar burjuvazinin yo- ğun baskı ve saldırısı altında gelişimini sürdürmüştür. 1946’ya kadar en küçük ekonomik-demokratik örgütlenmeler bile kanla bastırılmıştı. (…) 1946’da nispi bir demokratikleşme görüldü. İşçi sınıfımız bu ortamı de- ğerlendirerek derhal siyasi ve sendikal örgütlenmelere girişti. Ama aynı yılın 16 Aralık’ında ilan edilen sıkıyönetimle son buldu. Tekrar başlayan örgütlenmeye, işçi sınıfını Amerikan sendikacılığının kuyruğuna takılması beklentisiyle izin verildi.1952 yılında Amerikancı sendikacıların öncülü- ğünde TÜRK-İŞ kuruldu. 1947’de çıkarılan Sendikalar kanunu yürürlük- teydi ve bu kanuna göre sendikaların grev ve toplu sözleşme hakkı yoktu. 27 Mayıs 1960 ilerici hareketinin getirdiği 1961 anayasasının 46.madde- si sendikal örgütlenme hakkını güvence altına alırken 47.madde ile toplu sözleşme ve grev hakkı anayasaya girmiş oldu. (…) 354 Ocak 1963’te Kavel işçileri grev haklarını fiilen kullandılar. Yükselen işçi sınıfı hareketi karşısında burjuvazi, 1961 Anayasasının tanımış olduğu grev ve toplu sözleşme haklarını yasal statüye bağlamak zorunda kaldı. 1963’ten itibaren grevler, direnişler, mitingler ve yürüyüşler ardarda pat- lak verdi. Sendikalaşma hareketi dört bir yana hızla yayıldı. TÜRK-İŞ’in bu gelişen harekete yetmemesi üzerine 1967’de TÜRK-İŞ’i terk eden işçi- ler DİSK’i kurdu. DİSK güçlendikçe sarı sendikacılık kan kaybetti. Demirel hükümetinin Çalışma Bakanı Seyfi Öztürk, Mecliste “milli çıkarlar” adını adına çığlık çığlığa bağırıyordu: “işçiler ihtilalci sosyalizme gidiyor. İşçiler sendika değiştiriyor, ideolojik akımlara kapılıyor. İşçileri ifsad eden (fesa- da sürükleyen İ.A.) ihtilalci sendikaları kapatmak zarurettir. AP’li Turgut Toker de TÜRK-İŞ Genel Kurulunda yaptığı konuşmada “ Sendikalar Kanu- nu değiştiğinde TÜRK-İŞ’ten başka işçi konfederasyonu kalmayacaktır” diyordu. (…) Egemen sınıflar ve siyasi temsilcileri 274 ve 275 sayılı yasaları de- ğiştirmek için meclise teklif sundular. Amaç; DİSK’i kapatmaktı. (…) Bu gelişmeler üzerine 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi başladı. DİSK’in ka- patılması engellendi. (…) 16 Haziran, örgütsüz ve kendiliğinden gelişen bir hareketti. Hareketi yürütenlerin sınıf bilinci yeterince gelişkin değildi. Daha ileri gelişmelere neden olabilecekken, birkaç gün içerisinde parla- yıp söndü (…)” 7. sayfada “FISE’nin 31. Kuruluş Yıldönümüne Doğru” 742 başlıklı bir yazı, 8. ve 9. sayfalarda “TÖB-DER Genel Merkezi Gelir Gider Durumu”, 10. sayfada “Onur Kurulu Kararları” 743
, 11. sayfada “Örgüt Haberleri”, 12. sayfada ise “Silahlanma- ya Daha Az, Eğitime Daha Çok Para Harcansın!..” 744
başlıklı yazılara yer veril- mektedir.
355 TÖB-DER, DÜNYA ÖĞRETMEN SENDİKALARI BİRLİĞİ’NE (FISE) KATILIYOR TÖB-DER gazetesinin 145. sayısı bir ay gecik- meli olarak çıkacaktır. Bu sayı 5 Temmuz 1977 tarihini taşımaktadır. Kapağında FISE amblemi, TÖB-DER’in bir mitinginde çekilen fotoğraf ve şu yazılar bulunmaktadır: “Örgütümüz dünya öğ- retmenleriyle buluşuyor…FISE’ye Katılacağız” “Grevli ve Toplu Sözleşmeli Sendika Hakkımızı Alacağız” “TÖB-DER, Dünya Öğretmen Sendika- ları Federasyonu (FISE) Genel Kurulunda 4 Dele- ge İle Temsil Ediliyor” 2. sayfadaki “Örgüt Haberleri” başlığı altında “Yeni Bir MC’yi Önlemek İçin Görev Başına”, “Demokratik Eğitim Kurultayı 22 Ağustos’a Ertelendi”, 745
“Bu Cinayetler Kimsenin Yanına Kar Kalmayacak!” 746
Bilindiği gibi 1976-1978 TÖB-DER Çalışma Programında “Uluslararası de- mokratik öğretmen kuruluşları ile mesleki, kültürel ve örgütsel planda ilişki kurmak, (…) bu güne kadar ihmal edilmiş demokratik görevlerimiz- dendir” denilerek FISE’ye üye olunması gerektiğinin altı çizilmişti. TÖB- DER, 4-6 Nisan tarihleri arasında Cezayir’de düzenlenen bir seminere davet edilmiş, ardından da 22-23 Nisan 1977’de yaptığı Genel Yönetim Kurulu toplantısında oy birliği ile FISE’ye katılma kararı almıştı. 747
Üyelik başvurusu yapıldıktan sonra FISE Genel Sekreteri Daniel Retureau, TÖB- DER’e gönderdiği yazıda “üyelik talebinin memnuniyetle karşılandığını,
bildirir. TÖB-DER, Genel Başkanı ve 3 delege FISE’nin 11.Genel Kurul toplantısına katılmak üzere Moskova’ya gidecek ve TÖB-DER sendika olmadığı halde FISE’ye üye olacaktır. Gazetenin 4. sayfasındaki “Hukuk Sorunları” başlıklı bölümde “Görev-
Download 3.81 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
ma'muriyatiga murojaat qiling