Yüzyillarda tüRKİstan hanliklarinda (HİVE, buhara, hokand) EĞİTİM


Download 68.55 Kb.
bet8/14
Sana08.01.2022
Hajmi68.55 Kb.
#240200
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   14
Bog'liq
18.-19. YÜZYILLARDA TÜRKİSTAN HANLIKLARINDA (HİVE, BUHARA, HOKAND) EĞİTİM

Muhzi; El-Omet’el-Teftazani’nin Mukaddime yorumuyla,

  • Şafiya; İbn Hacib’in bir çalışmasıdır. İlm-i Hatt-ı Arabi’yi de öğretmektedirler. Bu eserle Arapça yazım ve hat sanatını öğretirler. Öğrencilerin bu çalışma hakkında şu yorumları da incelemesi önerilir:

    • Jarbirdi,

    • Nizami

    • Vafiye

    • Şeyh’el-Razi

    1. İlm-i Nahiv; Arapça kelimelerin sona ererken nasıl telaffuz edileceğini belirleyen bilim dalıdır. Öğretmenlerin bu dersi verirken kullandıkları materyaller:

    • Muhammed Zimahşeri tarafından yazılan İn-Muzzaj

    • İbn Hacib’in eseri Kofieh

    Ve bu kitapların yorumları da derste okutulmaktadır:

    • Abdurrahman el-Cami tarafından yazılan Feaidi’ez-zideh,

    • Hindieg

    • Asamedin Asferani (Abd’ül Hakim’in yorumu ile),

    • İsmetullah,

    • Abdurrahman,

    • Ahund Şeyh,

    • Abiat; Şemseddin tarafından Arapça ayetlerin açıklaması yapılmıştır,

    • Mirza Zaid,

    • Molla Sadık

    • Abd’ül-Afur; Fevaid’i açıklayan ve müderris tarafından Kafiye ile aynı anda okunan eserdir22.

    1. İlm-i Uruz,

    2. İlm-i Kafiye; müderris tarafından öğretilmeyen, ancak Risale-i Endülüsi’yi okuyan öğrenciler tarafından Mevlana-i Endülüsi’nin okunması ile öğrenilen derstir.

    3. Fenn-i Me’on; Arapça kelimelerin ses uyumu için öğretilen derstir, Fenn-i Beyan; kelimelerin sonlarındaki ses uyumunu inceler ve İlm-i Bediğ de kelimelerin uygun dağılımı ve ahengini belirleyen kurallar bütünüdür. Bu bilimler için kullanılan materyaller şunlardır:

    a) Genellikle el-Omet el-Teftazani’nin yorumu ile aynı anda okutulan Hatib’el-Dımaşki’nin eseri Talkiz. Öğrenciler bununla beraber:

    Mir Seyif Şerif,



    • Khalkoli

    • Kitay

    • Çelepi

    • Şerh-i Abiyat

    • Ukud’el-Durer ve Kuduki’yi de okur.

    b) Yusuf el-Sakaki’nin Miftah’el-Ulum’u ve Şerh-i Miftah yorumu okutulur23.

    7) İlm-i Tevarih; yani tarih. Buhara’da hakkında en çok okunan bilimdir. Tarih alanında okutulan başlıca eserler:



    • Tarih-i İskenderiye,

    • Tarih-i İbn-i Hallikan,

    • Tarih-i Cihangüşa

    İnsan bilgeliği bilimi ya da hikmet, mantık konularında aşağıdaki eserler okutulmaktadır:

    1- Issa Gudja ve yorumlanışı. Öğrencilen bu eserle birlikte a) Nu’man ve b) Molla Sadık’ın da tezlerini incelerler.

    2- Şemsi; Ömer el-Katip tarafından yazılmıştır. Bu eserle birlikte şu yorumlarını da okurlar: Şerh-i Şemsi ve Haşiye-i Mir Seyid Şerif’in öğrencilerine okuttuğu Haşiye, Abd’ül Hakim Lahuri, Molla Ahmed, Asameddin’in yorumları da okutulur.

    3- Teazib; El-Omet el-Teftazani’nin bir çalışmasıdır. Şerh-i Teazib, Muhammed İbn-i Asad-el Dowani tarafından yazılmıştır. Bunda başka Hoca Cemal, Ahundi Yusuf Karabaghi, Kadı Mübarek, Han Molla ve Han-ı el-ulum’un yorumları da okutulur. Öğrenciler bunlardan başka Ahund Şeyh’in ve Mirza Zaid’in de yorumlayışını okurlar.

    4-Sullem el-ulum; Kadı Mübarek, Feyruz Şahi ve Mir Sadreddin tarafından yorumlanmış olarak öğrencilere okutulur24.

    Medresede okutulan son ders 3 bölüme ayrılır: Tabiye, İlahiye ve Riyaziye. Bunlardan ilki doğal felsefeyi kavratır, ikincisi metafiziği anlatır, üçüncüsü ise zihin tarafından anlaşılan ancak gerçekte var olmayan şeyleri açıklar.

    İlm-i Hisab veya aritmetik; tabiyenin bir parçasını oluşturur ve çok kısa bir sürede öğretilir ve ilm-i münazara ile desteklenir. Omar’ul-Katib’in eseri Hikmet’ül-Ayn bu son bilimin öğretim materyalidir ve şu materyallerle birlikle kullanılır:


    • Kutbeddin; Mir Seyid Şerif’in yorumu ile,

    • Mirza-San,

    • Ahund-i Yusuf Karabaghi,

    Bunlardan başka öğrencilere Molla Ahmed’in ve Abd’ül-Baki’nin eserlerinin okunması da tavsiye edilir.

    Din eğitimlerinin dışında mollalar uzun yıllar kaldıkları medresede şunu öğrenmektedirler: Omr Kalib’in astronomi üzerine yazdığı ve Allam Teftazan’ın yorumladığı çok değerli bir eser ortaya çıkmıştır. Kalib’in eserinin adı Hikmet’el-Ayn’dır. Hikmetli bakış anlamına gelmektedir. ‘Ayn’ kelimesi Arapça aynı zamanda kaynak/çeşme anlamına da gelmektedir. Bu yüzden mollalar, size heyecanla şunları söylemeden sizinle asla eser hakkında konuşmayacaktır: ‘Hikmet el-Ayn ya da Ayn el-Hikmet’ yani bakışın hikmetinde bir hikmet çeşmesi vardır25.

    Aynı zamanda dini efsaneler ve yorumlarını öğrenmektedirler. Eğitim kısa bir yasabilim dersi ile son bulmaktadır. Bu ‘Furani Fek’ (Yasabilime Giriş), Taci Şariye’nin oğlu Ubeydullah tarafından hazırlanmıştır. Birkaç molla, tarih üzerine aynı 2-3 kaynağı bilir. Mesela ‘Habibas- Siyer’ ve ‘Rauzat as Safa’. Zevkle şiirler ve Rumi, Mirzâ Bediliye, Hâfız, Sadi, İsmet, Kasım ve Nevai’nin makamlarını okurlar. Hayatının 20- 30 yılını din üzerine 7-8 eseri ezberlemeye adayan mollaların sayısı oldukça fazladır. Dini âdetler ve yaşam şartları yüzünden tarihi ve astronomik bilgileri muğlak ve genellikle de yanlıştır. Coğrafya hakkında hiçbir şey bilmemektedirler.26

    E.K. Meyendorf, 10-30 arasında Kuran bilimleri gören kişiler olduğunu, skolastik teoloji’nin Buhara bilimlerinin başında geldiğini ve yegane bilgi kaynağı olduğunu aktarmıştır. N.V. Hanıkov medreselerle ilgili şunları söylemiştir: ‘önce sarf sonra ilm-i nahiv öğretiyorlar, Kofye kitabına geçince Muhtasar-ı Fıkh biliminde ve Arapça ile ilgili bilimlerden, Hikmiye İlmi Munozere’den İlm-i Aruz’u okuyorlar. Bundan sonra Mantık’ı yorumlamaya başlıyorlar ve ilk iki kitabı geçtikten sonra İlm-i Kalem’in ilk iki kitabını okumaya devam ediyorlar. Bitirdikten sonra Mantık’ın diğer iki kitabını okuyorlar ve Tezib ile Fıkh’In ikinci kitabını okuyorlar. Daha sonra İlm-i Kalem’in üçüncü kitabı olan Hikmet-ül Ayn’ı aynı zamanda Fenn-i Meon, Fenn-i Beyan ve İlm-i Bediğ ile birlikte Fıkh’ın üçüncü kitabının başından devam ediyorlar. Daha sonra Usul-u Fıkh’ın üçüncü kitabına geçiyorlar ve ardından ilk hadis kitabını, onunla birlikte İlm-i Feraiz ve İlm-i Kıraat’ın yanısıra İlm-i Hisab’ı okuyorlar. Kurs Kadı El-Beyzavi’nin Tefsir’inin okunması ile son buluyor’.

    Hanıkov ayrıca medrese eğitim sistemi ve öğretilen disiplinlerle ilgili de bilgi vermektedir. Özellikle medresede Kadı Beyzavi’nin yorumuna ek olarak, medrese öğrencilerinin Kuranın anlamının aşağıdaki yorumlarını da öğrendiğini belirtmektedir:


    • Şeyh Zadeh

    • Allame el-Teftazani,

    • Hüsameddin

    • Abd’ül-Hakimi Lahuri27

    Fıkıh ve usul-i fıkh ise Ubeydullah Sadri-Şeria’nın ‘Muhtasar ul-Vikoye’ adlı eseri ve Ebu’l Muina Semerkandi’nin ‘Şerh-ül Vekayi’ adlı eserleri ile öğretilir.

    Kur’an’ın ve en önemli teoloji eserlerinin çoğunun Arapça yazılmış olması nedeniyle, medrese programında Arapça dilbigisine belli bir yer verilmişti. Teoloji ile doğrudan ilgili olmayan konulardan, dört işlem, cebir ve temel seviye geometri (Öklid’e göre) de öğretilmekteydi. Ancak son iki ders (cebir ve geometri) az sayıda okulda ‘işinin ehli’ kişiler tarafından öğretilmekteydi28.

    Eğitim 3 seviyede verilirdi: düşük, orta ve yüksek. Müderris genellikle fıkıh uzmanı ve İslami normları iyi derece bilen bir uzmandı. Aynı zamanda öğrencilerin eğitim kitapları ve diğer eğitim materyalleri ile de ilgilenmek zorundaydı. Böylece süresi 9-10 yıl süren düşük eğitimde kısa şekilde Arapça-Farsça, hukuk ve mantık dersleri veriliyordu. Mantık iki şekilde ele alınıyordu: ‘Şemsi’ adlı kısa bir eğitim kitabı ve ‘Sullami’ adı verilen düşünme yöntemleri üzerine adım adım bilgiler veren el kitabına göre gidiliyordu.

    Genel eğitim disiplinlerinden medreselerde astronomi, geometri, tıp, kimya, tarih, coğrafya, edebiyat, mimarlık eğitimi, hat, müzik, etik ve hitabet üzerine çalışıyorlardı. Medrese öğrencilerinin İmam el-Buhari, Ebu Mansur Maturidi, Burhaneddin Marginani’nin eserlerini bilmesi gerekiyordu29.

    Müslüman Doğu’da yaygın olduğu gibi onlarda da her türlü batıl inanç, sahte doktorluk, kimya ile büyük ölçüde karıştırılan tıbba büyük önem verilmekteydi. Bununla birlikte tıbbi uygulamalar asla bu kişiler arasında gelişmedi çünkü halen en eski kitaplara itibar ederek yapılıyordu. İyi bir Buharalı doktorun, bir hastanın hastalığını yalnızca nabzına bakarak tespit etmesi beklenirdi. Buradaki doktorlar fiziki anayasaları dört kategoriye ayırırdı: soğuk, sıcak, kuru ve nemli. Buna göre ilaçları ısıtıyor, tazeliyor, azaltıyor ya da güçlendiriyorlardı. Dahası doktorlar kafa, göğüs ve karın bölgelerinin ayrıldıkları arter bilgisinin ötesinde anatomi ve fizyoloji hakkında hiçbir şey bilmemekteydi.

    Astronomi, Buhara’da astroloji ile yakından bağlantılıydı. Örneğin, Han’ın astroloğu, herhangi bir ay tutulmasından en az iki gün önce insanların bu korkunç hadiseye kendilerini hazırlamalarını sağlamak için Han’a haber vermek zorundaydı. Buhara’da mevcut astrolog (sadece bir tane vardır) ruh hallerinin yörüngesini hesaplayabilirdi, güneşin dünya etrafında döndüğüne inanmaktaydı. Bir kuyruklu yıldızın kuyruğunun, iki gezegenin sarsılması ile oluştuğunu ve evrende sadece 5 gezegen olduğunu düşünmekteydi. Dahası Ptolemaic sisteminin büyük bir hayranıydı ve Buharalı eski gökbilimci Uluğ Bey’e yanılmaz bir bilim adamı olarak bakmaktaydı.

    En eğitimli Buharalılar dahi sınırlı bir coğrafya bilgisine sahiptiler ve coğrafi çizgiler kalıbı (haritalar ve grafikler) onlar tarafından iyi bilinmemekteydi. Rusya’dan gelen bir tüccarın beraberinde getirdiği birkaç krokiyi de umursamadılar. Han’ın bile coğrafya ve ülkelerin konumu ile ilgili en ufak bir bilgisi yoktu. Tarih bilgisi de coğrafya ile aynı düzeydeydi. Bağnaz eğitimciler, buna küfür ve işe yaramaz çalışmalar olarak bakardı. İstisna olarak Büyük İskender’in tarihi gibi bazı çalışmalar gösterilebilir. Han tarafından çağrılan bir molla , bu kitabı kamu alanında yüksek sesle okurdu, kalabalık da bu eseri dikkatle dinlerdi, okuyucuya verilmek üzere küçük bir miktar para toplanırdı30.

    Ve böylece Buhara’da verilen eğitimin hiç de hafife alınmaması gerektiğini görüyoruz çünkü yukarıda bir kısmının adını verdiğimiz 137 ders kitabı öğrencilere okutulmaktadır. Ancak tekdüzelik, bağnazlığı aşacak açıkgörüşlülüğün olmayışı ile bu eğitim tam anlamı ile zihinlere yansıyamamıştır. Cehaletin zincirleri ile bağlanmış zihinler ezber yöntemi ile, öğrenmek ve anlamaksızın bilgileri alsalar da bu, tek başına işe yaramayacaktır31.



    Download 68.55 Kb.

    Do'stlaringiz bilan baham:
  • 1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   14




    Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
    ma'muriyatiga murojaat qiling