Yüzyillarda tüRKİstan hanliklarinda (HİVE, buhara, hokand) EĞİTİM


Download 68.55 Kb.
bet10/14
Sana08.01.2022
Hajmi68.55 Kb.
#240200
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   14
Bog'liq
18.-19. YÜZYILLARDA TÜRKİSTAN HANLIKLARINDA (HİVE, BUHARA, HOKAND) EĞİTİM

Eğitmenlerin Maaşı ve Burslar


Hanlıktaki hiyerarşiye bakıldığında alim’in beş müftünün başı olduğu, reis’in okulları ve din yasalarına uygunluğu denetleyen, müftü’nün her önemli şehirde bir tane olduğu ve ahund’un da profesöre ya da ilkokul öğretmenine denk düştüğünü görüyoruz. Bunlar vakıf aracılığıyla maaş alır ve hanın her yıl yaptığı hediyelendirmeden yararlanır38.

Medreseler 1-2 profesorün ücreti ile yüksek bilimleri öğrettikleri kurumlardır. Öğrenci sayısı sabittir. Her öğrenci medresede yaşadığı yeri (hücre) satın alır veya eğitim süresince kiralar. Fiyat, öğrencilerin aldığı bursa/maaşa göre değişir, genellikle 2.5-35 Tilla arasındadır. Bunlardan bağımsız olarak, her medrese geniştir ve iyi dekore edilmiş dairelere sahiptir. Bunlara oglo denir ve burada kalmanın maliyesi 70 Tilla’dır39.

Burada evlenmeme koşulu ile satın alan kişi yaşamının sonuna dek kalabilir. Çünkü kadınlar burada kalamamaktadır. Akademisyenler dairelerinde, ders için hazırlık yaparlar ve genelde meslektaşları ile bu konu üzerine tartışırlar. Medreseye bazen meraktan katılan ziyaretçiler de, müderrislerin üzerinde tartıştığı konulara dahil olurlar. Tüm müderrisler veya profesörler konuştuktan ve münazara edildikten sonra kendi sonuçlarını ortaya koyarlar ve ders biter40.

Varlıklı kimseler öğrenciler ve eğitmenler için sık sık akşam yemekleri düzenlemiş ve hediyeler dağıtmışlardır. Bunlara ‘sadaka’ veya ‘hayrat’ denmektedir. Bu sunum bir gelenekti. Buhara’da camilerde ve okullarda eğitim alan yaklaşık 10 bin öğrenci olduğu anlaşılmaktadır. Bu öğrenciler arasında doğru bir eğitmen arkasından giden gerçek ilim aşıklarının yanısıra, ahmaklar sürüsü de vardı. Bunun nedeni Müslümanlar tarafından dinin bozulacağı yönündeki önyargı ve fanatizm ile bilime ulaşılamaması idi. Buhara’nın tamamında 300’den fazla eser barındıran bir kütüphane bulmak zordu, Han’a ait olanı 200 kitaptan oluşuyordu. Ve birçok mektepte kütüphane bulunmazdı.

Buhara’da sayısı 80’den fazla olmamasına rağmen halkı 360 adet medrese olduğunu iddia etmeyi sever. Medreseler inşa edildikten sonra hücreler ücretsiz olarak tahsis edilir ancak gelecekte kullanımları için belirli bir fiyata satılabilir. Birinci sınıf öğrencilerin yıllık gelirleri 5 Tilla’dır. 1529 yılında inşa edilen Mir Arab Medresesi, 100 hücreye sahiptir ve her birinin maliyeti 80-90 Tilla’dır ve 7 Tilla da gelir sağlar. 1572 yılında inşa edilen Allah Kulu Han’ın Koş Medresesi de 100 hücreye sahiptir, ancak önceki medreselerden daha ucuzdur. 1582 yılında büyük bilim adamının torunu ve aynı adı taşıyan bir münzevi tarafından inşa edilen Cuybar Medresesi’nin her bir hücresi 25 Tilla gelir sağlar. Ancak şehrin eteklerinde bulunduğundan az insanı vardır. Her hücresinin yıllık geliri 5 Tilla olan Dursuncan Medresesi (Tursinjan), İmparatoriöe II. Catherina’nın elçisi aracılığıyla inşa ettirdiği Ernazar Medresesi’nin 60 hücresi vardır ve her birinin yıllık geliri 3 Tilla’dır. Genel olarak Orta Asya’daki yüksek okulların uzun zamandır yalnızca İslam ülkelerinde değil, Avrupa’da bile var olan eğitimden üstün konumu Buhara ve Semerkant okullarına bağlıydı. Ancak ne yazık ki kör fanatizm bilimin önünü tıkamaktadır. Ortaçağdaki gibi bu okulda da mantık ve felsefe ilkeleri dışında sadece Kuran ve dini konular ele alınmaktadır. Bazen bazı kişiler edebiyat ve tarih ile ilgilenmek ister ancak bunu gizlice yapmak zorundadırlar. Çünkü bu tür önemsiz şeylere vakit harcamak utanç verici karşılanır. Toplam öğrenci sayısının 5000 olduğu söylenir. Burada sadece Orta Asya’nın her yerinden değil, Hindistan, Keşmir, Afganistan, Rusya ve Çin’den de öğrenciler akın etmektedir. En fakirlerinin Emir’den yıllık burs aldığı bilinir, çünkü medresenin İslami kaidelere sıkı bir şekilde uygulanması sebebi ile Buhara tüm komşu ülkeler üzerinde saygın bir etki bırakmıştır41.

Buhara Hanlığı’nda özellikle Şah Murad, Haydar ve Nasrullah emirlerinin yönetimi sırasında, yüksek ilahiyat eğitimine özel önem verildi. Şah Murad, medrese öğrencilerine vergi gelirlerinden burslar verdi42.

Buhara’da çok iyi okullar vardır. Bütün Buhara ülkesinden, Hive’den, diğer farklı memleketlerden ve kısmen de bizim Tatarlardan oraya akıp geliyorlar. Bu okullar da mescidlerin yanlarında bulunurlar ve medreseler olarak adlandırılırlar. Medrese binaları epey büyük, taştan ve iki katlıdır. Böylesi medreselerden bu başkentte dikkate şayan olanlar sekiz tanedir. Onlardan beşi büyük, ikisi veya üç tanesi daha küçük ve tek katlıdır. Her birinde otuz dört hücre bulunur; bir hücrede iki veya üç öğrenci, bir de üç öğretmenin yanı sıra molla vardır ve zenginlerden ücret alınır. Fakirlerden ise hiçbir şey alınmaz, ayrıca onların iaşesi sağlanır, o yüzden medreselere miras bırakılır (ancak, az). Köylerden veya daha doğrusu topraklardan onların işlenmesi karşılığında sağlanan kazançların yarısını alarak gelir elde ederler43.

Hive’de de aşağıda bahsedilen birkaç okul vardır: 1-Medemin (Muhammed Emin’in kısaltılışı) Han Medresesi; 1842 yılında inşa edilmiştir. Birinci sınıf bir Fars mimarisine sahiptir. Sağında iki katlı medreseden çok daha yüksek olan garip bir kule vardır, ancak inşaatı yapan kişinin ölümü nedeni ile tamamlanamamıştır. Bu okulda 10 Huca (hücre/ bölme) vardır. Böylece 260 öğrenci burada yaşayabilir. Yılda 12 Bin Hive batmanı buğday ve 5 Bin Tilla para bu medreseye girmektedir. Okuyucuya bu eğitim kurumu hakkında bir fikir vermek için gelir dağılımını şu şekilde sunabiliriz: 5 Ahund (profesöre denktir) yılda 3000 batman ve 150 Tilla alır, 1 Müezzin yılda 200 batman alır, 2 hizmetli yılda 200 batman, 1 berber yılda 200 batman, 2 Mütevelli ya da müfettiş yılda tüm gelirlerin 1/10’unu alır. Geri kalanı üç sınıftan oluşan öğrenciler arasında taksim edilir. 1. Sınıf 60 Batman ve 4 Tilla, 2. Sınıf 30 Batman ve 2 Tilla, 3. Sınıf 15 Batman ve 1 Tilla alır. İkinci medrese Allah Kulu Han medresesi; 120 hücresi vardır. Öğrencilerin yıllık geliri 50 Batman ve 2 Tilla’dır. Üçüncüsü Kutluk Murad İnak Medresesi’dir.Her hücresi için 50 batman ve 3 Tilla ödenir. Dördüncüsü Arap Han Medresesi’dir. çok az hücresi vardır, ancak bunlar çok iyi durumdadır. Beşincisi Şirgazi Han Medresesi’dir. Bu medreseler kil kulubeler arasında adından söz etmeye layık olan tek binalardır. İçlerindeki avlulular çoğunlukla temiz tutulur, genellikle ağaçlandırılır veya bahçeler kurulur. Orta Asya’nın eğitim merkezi olan Buhara söz konusu olduğunda akademik disiplinden de söz etmek gerekir, ancak şimdilik sadece sınıfların, yeteneklerine ve zihinsel başarılarına göre gruplandırılan öğrencilere göre belirlendiğini not etmekle yetiniyoruz44.


Buhara Hanlığı’ndaki Medreseler45


Orta Asya hanlıkları arasında Buhara Hanlığı’nın okul ve medreseleri özel bir yere sahipti. Buhara Hanlığı’nın kültür merkezi olduğu kaynaklarda ‘Buhara-yı Şerif’ (asil Buhara) olarak adlandırılmasından da anlaşılmaktadır. Buhara; ekonomik önemine ek olarak, sadece Orta Asya’nın tüm bölgelerinden değil, aynı zamanda Volga bölgesi, kuzeybatı Hindistan, Afganistan ve diğer ülkelerden öğrencileri çekerek Orta Doğu'daki Müslüman ilahiyat biliminin en büyük merkezini temsil ediyordu46.

Hanıkov, tüm hanlıktaki medreselerin tam sayısını tespit edememekle beraber tanımladığı kadarı ile 180-200 arasında medresenin var olduğunu düşünmektedir. Ortalama olarak her birinde 80 erkek öğrenci eğitim almaktadır. Hanlıktaki öğrenci sayısı 15.000-16.000 arasındandır47. Buhara’da bulunan medreselerden en öne çıkanları:



  • Darüşşifa Medresesi,

  • Mir Arab Medresesi,

  • Uluğ Bek Medresesi,

  • Abdul-Aziz Han Medresesi,

  • Nadir Divanbegi Medresesi,

  • Kukaltoş Medresesi,

  • Çor Minor Medresesi’dir48.

19. Yüyzılın 30’larında Buhara’da Emir Nasrullah’ın yönetimi altında 366 büyük ve küçük dini eğitim kurumu vardı. Bunlardan 1/3’ü 70-80 öğrencisi olan geniş binalardı49. Buhara’da 360 cami vardı ve genellikle okullara bitişik ya da karşı karşıya inşa edilmişti. Bu camiler, mektep binalarına göre çok daha zengin bir mimariye sahipti. En büyük cami, Sedjistan denilen pazarda ve Saray’ın karşısında kalan camidir. Ön cephesi özenle dekore edilmişti. Çeşitli çiçek motifleri ile dekore edilen ve bazı yerlerinde Kur’an’dan metinler bulunan zemini mavi süslemeleri beyaz olan bir camiydi.

Birbirine çok benzeyen medreseler, paralelkenar biçimindedir ve iki katlıydı. Bu rengarenk desenlerle güzel şekilde dizayn edilmiş olan 1702’de Buhara’da ölen Subhan Kulu Han tarafından inşa edilmiş olan medrese dikkat çekiciydi. Ancak en büyüğü Kolkataç’tı. Diğeri de El-Nassır Efşi’di. En sonuncusu varlığını Rus İmparatoriçesi II. Catherina’ya borçludur. İnşaatı için kraliçe 40000 Ruble göndermişti50.

E.K. Meyendorf özellikle Buhara’nın Müslüman medeniyetinin merkezi oluşuna vurgu yapmaktadır: “çok sayıda medrese ve mektebi ile, mollaları ve azizlerin türbeleri ile Doğu’da saygı gören bir şehir oldu. Adeta Müslümanların Hac yeri haline geldi, bu yüzden de ona Buhara-i Şerif sıfatı verildi”51. Gerçekten de 18.- yüzyıl sonu-19. Yüzyılın ilk yarısında Buhara sadece ortaçağ vasfını korumakla kalmadı aynı zamanda Orta Doğu’daki kentsel kültürün çekirdeğini de oluşturdu. Bunun yanısıra İslami manevi kültür merkezi olarak de yerini aldı. Orta Asya toplumu iyi organize edilmiş bir Müslüman eğitim sistemine sahipti. Burada okuryazarlık oldukça itibar görmekteydi. Özellikle Şah Murad ve Emir Haydar yönetiminde Buhara Hanlığı’nda din eğitiminin en parlak dönemi yaşandır. Eğitim işi tamamen din adamlarının elinde toplanmıştır52. Mektepler ve medreseler; sabır, alçakgönüllülük, kadercilik, Allah’a itaat etme fikirlerinin yayılması için bir araçtı. Emir Şah Murad, ihmal edilen ya da terkedilen vakıfları yeninde canlandırdı ve gelirlerini ve eski camilerin, medreselerin, mekteplerin inşaasına, türbeler gibi kutsal mekanların bakımına ayırmıştır. Miri’ye göre Şah Murad’ın iktidarına dek birçok eğitim kurumu boştu ve tahıl deposu olarak kullanılıyordu53.

Buhara’dan sonra ikinci eğitim merkezi Semerkant’tır. 18. Yüzyılın başlarında, taht kavgaları nedeniyle Semerkant’In sosyo-kültürel ve ekonomik yapısı bozulmuştur. Yöneticiler iktidara geldikten sonra şehir yavaş yavaş canlandı. Emir Şah Murad (1785-1800) şehrin gelişimine özel önem verdi. Onun yönetiminde, şehrin sulama ağı geliştirildi ve çevresi restore edildi, çarşılar inşa edildi ve nüfusun başka bir yere taşınması nedeniyle yeni mahalleler kuruldu. Bunun yanısıra medrese ve mektep faaliyetlerine de hız verildi. Bu hedefe 3 şekilde ulaşıldı. Medresenin harap yerleri restore edildi, bunun için vakiflardan fon alındı. Bu kurumlara müderris denen öğretmenler atandı. Semerkan’ta Mirza Uluğbek, Devlet Kuşbegi, Şerdar, Tilla Kari, Hoca Ahrar, Oli, Kadı Abdul Gafur, Molla Rafiya Aksakal, Kok Mescid, Hazreti Şoh gibi onlarca medrese görev yaptı54.

Medreselerin ve camilerin inşası İslam dini tarafından şiddetle teşvik edilmektedir çünkü bir hayırseverlik işidir. Emir Şah Murad ve Emir Haydar’ın kendisi dahi müderristir. Şah Murad ‘Hidaya’yı öğretmiştir, yani Hanefilerin standart bir çalışması olan Burhaneddin Marginani’nin kısa bir öğretisi, el-Bazdavi’nin Kitab Usul ad Din adlı kitabı ve onun yanın Kuran’ı Kerim’in ünkü Endülüs uzmanlarınca bir yorumundan oluşan derstir. Miri; Şah Murad’ın El-Şebibi kitabını ve onunla ilgili yorumları ezbere bildiğini bildirmektedir55.

İlk Mangıt hükümdarlarının yönetimi sırasında eğitim, içler acısı bir durumdaydı. Danyal Biy döneminde Buhara Emirliği’nin başkentinde devlet ve din ilişkilerine açıkça bir anlaşmazlık vardı. Bu nedenle çoğu medrese ve camide dersler durmuştu. Hucra Medreseleri tahıl depolarına döndü. Medrese eğitimi özellikle Şah Murad ve Emir Haydar zamanında gelişmişti. Ahmed Doniş’İn belirttiği gibi, Haydar döneminde ‘dünyanın dört bir yanından insanlar okumak için Buhara’ya geliyordu. Şeri bilimler o kadar gelişmişti ki İslam’ın doğuş ve yayılış döneminde bu kadar başarı göstermemiştir56.

Herşey bir yana Şah Murad saltanatı, yüksek teolojili okullarda (medreseler) öğrenci sayısının 30 bine kadar ulaştığı Buhara Hanlığı'ndaki dini «aydınlanma» çağının en önemli dönemidir. Şah Murad'ın kendisi bir «dindarlık» örneği sergiledi ve münzevi bir yaşam tarzına öncülük etti57.

Birçok molla ve şeyhülislam’ın kendisinin de geldiği bu eski başkentin, Semerkant’ın gün geçtikçe terkedildiği söylenmektedir. Camiler, medreseler azaliyor ve mollalar çalışmak için Buhara’ya gitmek zorunda kalıyorlar. Buhara’da az çok zengin biçimde inşa edilmiş 60 kadar medrese vardır. Her medresenin Han tarafından atanan kendi mütevellisi vardır. Bu bir küratordur, medreseler adına vergi veya vakıf gelirlerini toplamak ve öğretmen maaşlarını ve öğrenci burslarını dağıtan kişidir.’ Bu nedenle kaynaklara göre Buhara ve Orta Asya’nın diğer şehirlerindeki eğitim kurumlarındaki (mektepler ve medreselerdeki) öğretim teknikleri yıllarca değişmeden kalmıştır58.

Medreselerin bazıları hala ayakta ve aktiftir. Diğerleri boşalmıştır ve yakında harabe haline gelecektir. En iyi korunmuş olanları Timur zamanından çok sonra inşa edilen Medrese Şirdar ve Tilla Kari’dir. Tilla Kari Medresesi zengin bir şekilde altınla süslenmiştir, adı da bundan dolayı ‘altından yapılmış’ anlamındadır. 1028 (1618)’de İslam’ı kabul etmiş Elenktoş adında zengin bir Kalmuk tarafından yaptırılmıştır59.

Medresenin ‘hanegah’ adı verilen kısmı gerçekten o kadar zengin bir şekilde işlenmiştir ki sadece Rıza Cami’nin mimarisi onunla yarışabilmektedir. Bu medreselerin karşısında 828’de (1434), Timur’un astronomi sevdalısı torunun emri ile yapılan Medrese-i Mirza Ulug vardır. Zaten 1113’te (1701) medrese büyük ölçüde yok edilmiştir. Burada kullandığım bir kaynağın sözlerini aktaracağım: ‘Gece baykuşları, öğrenciler yerine hücrelere yerleşti, ipek perdeler yerine ağlar kapıları örttü’. Bu bina inşaatı 832’de (1440) Gıyaseddin Cemşid, Muayyid Keşani ve Ali Kuşçu’nun gözetiminde tamamlanan dünyaca ünlü gözlemevine ev sahipliği yaptı. Bana gözlemevinin bulunduğu yeri gösterirdiler, ancak bundan sadece bazı izleri ayırt edebildim. Bu üç medrese, ana meydanı veya Buhara’daki Registan’dan daha küçük olan ancak dükkanlar ve sürekli bir kalabalık ile dolu olan Registan, Semerkant’ı oluşturur. Onlarda belli bir mesafede Darvaz Buhara yakınlarında Timur’un karısı Çinli prenses tarafından ünlü olma arzusuyla inşa edilen bir zamanların muhteşem Medrese Hanım’ının kalıntıları görülebilir. İçinde, efsaneye göre, 1000 öğrenci vardır ve herbiri vakıftan 100 Tilla yıllık burs alırdı60. Bu rakam muhtemelen abartılmıştır, ancak günümüzde 3 duvarının kaldığı kalıntılar ve 100 feetten daha uzun olan kolon (piştak) bu binanın eski ihtişamına tanıklık eder. Kuleler ve kalıntıları kalan kısımlardan medresenin eşsiz bir renk mozaiğine sahip olduğu, desenlerin zarifliği dikkat çeker. Harabe olmasına rağmen, Hokand ve Karşı’ya düzenlediğim geziler için kiralanan at arabalarının deposu haline gelen iç mekanda, cami hala mucizevi biçimde korunmuş biçimdedir61. Onlarca yıl Semerkant’ın her yanı tamamen yok olurken bu eserlerin ufak izleri muhafaza edilmiştir. Bu anıtlara ek olarak, kuleler, kubbeli binalar ve geçmiş yüzyılların yapıtları vardır. Mümkün olduğunca hepsini inceledim ancak tüm çabalarıma rağmen, yaygın efsaneye rağmen Muzaffer Timur’un başkentini süslemek için Semerkant’a taşınan Yunan ve Ermeni kütüphanesinin izlerini bulamadım. Efsaneye göre kütüphane, kökenini Kabil’den Semerkant’a gelen Hacator adında bir Ermeni rahibin aşırı vatansevere borçludur. Daha sonraları, yanılmıyorsam, Fransız bir bilim adamı bu efsaneyi ‘Ermenilerin Tarihi’ adlı esere katmıştır ve biz Avrupalılar, Doğu sakinlerinde daha az meraklı olmayan biz, gizemli, karanlık şeylerle eğlenmeyi çok severiz. Antikçağ araştırmacılarımız, dünyanın Asya fatihinin Yunan-Ermeni el yazmaları ile dolu birkaç katır ile başkentine gönderdiğini, böylece Tatarların yabancı dilleri ve tarih incelemeye başladıklarına inanmak istiyoruz. Bahsedilen kütüphanenin varlığına olan inancım oldukça azdır62.

Buhara medreselerinin toplam sayısı net olarak belirlenememektedir. 19.yy.ın 40’lı yıllarında Buhara’yı ziyaret eden Hanıkov, medrese sayısının 180 ila 200 arasında olduğuna inanıyordu, Vamberi ise 20 yıl sonra gittiği Buhara’da en fazla 80 öğrenci bulunduğunu kaydediyordu. Ayrıca, medreselerin yalnızca Orta Asya’da değil, aynı zamanda Kuzeybatı Hindistan, Keşmir, Afganistan, Rusya ve Çin, Çin Türkistanı’nda da olduğunu ve 5000’e yakın öğrencinin varlığını da dile getirmektedir. 18.yy.ın son 10 yılında Buhara Medresesi’ndeki öğrenci sayısı 30’bine ulaştı. Hive Hanlığı’ndaki toplam medrese sayısı bilinmemektedir. Danilevskiy’e göre 1940’larda sadece hanlığın başkenti Hive kentindeki medrese sayısı 22’ye ulaşmıştır63.


Download 68.55 Kb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   14




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling