Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ
Download 6.7 Mb. Pdf ko'rish
|
4. Çaldıran Savaşı ve Sonuçları, Şah İsmail’in Kişiliği veEtkenleri: A. Taktikler ve Şah İsmail’in Kişiliği Bu iki devlet Miladi 1514 Ağustos aının 23. Günü Hicri 920 yılının Recep ayının 2. günü Çaldıran çölünde mevki aldılar. 1101
Osmanlı kaynaklarında ordunun hazırlıklarını: adet-i kadime-i Osmanlı birle ahen çomaklar ve pulad nacaklar (hançer) buyrub harbe layık harbeler (kısa mızrak) ve nizeler… 1102 . Ġdris-i Bitlisi‟nin Selimnamesi gibi bazı kaynaklarda, Sultan Selim ile ġah Ġsmail arasında ateĢli silah ve top kulanmamakla ilgili antlaĢmalardan söz edilmektedir. Ancak, ġah Ġsmail, müttefikleri olan Mısır ve Dulkadirli kuvvetleriyle üstünlük sağladığı ve Selim‟e verdiği bu kuvvetleri kullanmama sözünü bozduğu için Selim‟in, biz de Ģahın ahde vefayı bir gün bozarız demiĢtik, 1103 dediğinden söz edilmektedir. Kaynaklarda geçen bu bilgi doğru değildir çünkü ġah Ġsmail, Mısır Sultanı‟nın ve Alaüddevle Dulkadıroğlu‟nun kuvvetlerini kullanmamıĢtır. Hatta ġah Ġsmail sözü geçen kuvvetleri kullanmadığı gibi, savaĢta kendi mevcut kuvvetlerinin de sadece 25.000 kiĢilik kısmını kullanmıĢtır. 1104
1101 Bazı Osmanlı tarihçileri Çaldıran mevkisini yanlıĢca Urmiye Gölü ile Tebriz arasında göstermektedirler. Bkz. Ġ.A. ġahabettin Altundağ, Selim I, cüz 102, s. 427. 1102
KeĢfi Mehmed Çelebi, Selim-Name (Bâğ-ı Firdevs-i Guzât, Ravza-i Ehl-i Cihâd),
42/b, naklen Tekindağ, Yeni Kaynaklar ve Vasikaların ışığında Selim‟in İran Seferi, s. 68. 1103
Ferıdun M. Emecen, Yavuz Sultan Selim, Yitik Hazine Yayınları, Ġstanbul, 2013, s. 382. 1104 Abdullatif Kazvini, Safevi Tarihi, (Lubbut-Tevarih) çev. Hamidreza Mohammednejad, BirleĢik Yayınevi, Ankara 2011, s. 56-57. 364
Çaldıran savaĢından sonra iki devletin arasında barıĢ antlaĢması yapılmadı. Bu savaĢtan sonra eski Ġran geleneğine göre kendine “ġah” (Sultan Selim ġah) 1105
Osmanlı ordusu dönerken esnasında KızılbaĢlar onlara saldırıyordu. Diyarbekir ve çevresinde olan bazı kısmı Osmanlılar‟ın eline geçti ama Bağdat ve Musul yine Ġran elinde kaldı. Sultan Selim Ġstanbul‟a döndüğü zaman bu fetihten dolayı çok gururlanarak Müslümanlar‟ın Halifesi unvanını aldı. Sultan Selim Hıristiyanlar‟ı rahatsız etmekten vazgeçti fakat bütün Kiliseler‟i Camii‟ye dönüĢtürmeleri konusunda emir verdi. 1106 ġah Ġsmail‟in Çaldıran savaĢında yenilmesinin en önemli nedeni Osmanlı ordusunun toplarıydı. Çaldıran savaĢın esas sonucu ve Sultan Selim‟in kazancı ondan kaynaklanıyordu. Tophanenin Ģiddetli saldırı gücünün dıĢında onun Ġran ordusunun Osmanlı ordusuyla karĢı karĢıya savaĢmasına engel oldu. Topların sesi atların korkmasına neden olarak kontrol edilmelerine engel oluyordu. Ġranlılar‟ın atları böyle korkunç bir sese alıĢık değildi. Bu nedenle savaĢ meydanından kaçmaya çalıĢıyorlardı. Atların kaçması Ġran askerlerinin onları kontrol etmek ve geri döndürmeleri için çok enerji harcalamalarına neden oluyordu. Bunun için de fikirlerini atların toparlamalarına verip iyice savaĢa odaklanamıyorlardı. O dönemin meĢhur seyyahlarından savaĢı izleyen Zeno diyor: “Eğer Osmanlı tophanesi olmasaydı Türk kuvveti dağılacaktı. 1107 Fransız tarih araĢtırmacısı John Aubin Ģöyle diyor: “Eğer ġah Ġsmail‟in ordusu Osmanlı topçuları nedeniyle yenilgiye
1105 Mustafa Çetin Varlık, “Çaldıran SavaĢı” Ġ.A. TDV. c. VIII, Ġstanbul 1993, s. 195. 1106 Lo r d E v e r s l e y, T ü r k İ m p a r a t o r l u ğ u ( 1 2 8 8 - 1 9 2 4 ) , ç e v . S e d a t D e m i r - B i l l u r M a n a v A r s l a n , Ġs t a n b u l M a r t 2 0 1 3 , s . 1 0 9 .
1107 Anonim, Sefernameye Veneziyan Dar İran, s. 261. 365
uğraĢmasıydı. Çaldıran Osmanlı ordusuna büyük bir facia olacaktı” 1108 . ġah Ġsmail Osmanlı ordusunun solunu yendi ve Rumeli Beylerbeyi Hasan PaĢa olmak üzere pek çok umerayı öldürdü ordunun bir kısmını dağıttı. 1109 Bu umeralardan; Mlkoç- Oğullarıdan Sofya Sancak Beyi, Ali Bey, Silistire Livası hâkimi Tur-Ali Bey, Mora Sancak Beyi Hasan Ağa, Prizren Beyi Süleyman Bey, Yörgüç-Oğlu Mehmed Bey 1110
, Anadolu umerasından Ayas Bey, Niğde Bey‟i Yörgüç-Oğlu Ġskender Bey, BeyĢehir hakimi Karlı-Oğlu Sinan Bey, Kayseri Beyi Üveys Bey, Sultan-Zade Balıkesir civarında Karesi hakimi Mehmed Bey yanın bir sürü tımarlı sipahdarlar da öldürülmüĢlerdi. 1111 Osmanlı‟nın meĢhur pehlevanı Malkoç-Oğlunu da Ġsmail kendisi öldürmüĢtür 1112
. Bu durumu izleyen Sultan Selim geri çekildi. Ancak Anadolu Beylerbeyi Sinan PaĢa (Hadım) tam zamanında kendini oraya yetiĢtirdi ve topları cephenin önüne dizmelerini emretti. 1113 Sinan PaĢa Osmanlı ordusunda bulunduğu 500 adet topların hep birden açtıklarına ferman verdikten sonra sanki kiyamet kopmuĢtur. Ġran atları topların sesinden çöllere dağıldılar. Bu toplar olmasaydı Osmanlı ordusu ġah Ġsmail‟in ordusunun kılıcından kurtulamazlardı. 1114
Ustaclu Muhammed Han ve
1108 Jean Aubin, Op. Cit, P. 61. 1109 Hoca Saadettin, Tacut-Tevarih, c.II, s. 266. 1110 Gaffari, Tarih-i Cıhanara, hattı nüsha, 184/b; Ġskender Bey, a.g.e, s. 32. 1111
KeĢfi, Selim-Name (Bâğ-ı Firdevs-i Guzât, Ravza-i Ehl-i Cihâd),44/a. 1112
KeĢfi, a.g.e, aynı sf.
1113
Nıcolae Jorga, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, Nilüfer Epçeli, Yeditepe Yayınları, Ġstanbul 2005, c.II, s. 283. 1114 Anonim, Sefernameye Veneziyan Dar İran, s. 41. 366
kardeĢi Kara Han Osmanlı ordusunun sağ tarafına saldırmada baĢarılı olmuĢtu ama Sinan PaĢa‟nın zamanında gelmesi ve topları kullanması Ustaclu Muhammed Han‟ın yenilmesine neden oldu. Ustaclu Muhammed Han kendisi kılıçla değil topun kurĢunuyla öldü. 1115
Diğer taraftan Ustaclu Muhammed Han‟ın saldırmada gecikmesi ve onun saldırma hızı ġah Ġsmail‟in fevkalade saldırma hızıyla denk olmaması Sinan PaĢa‟ya tophane kullanma fırsatını verdi. 1116
Ġran ordusunun komutanları: Seyyid Muhammed Kemüne, Hulefa Bey, Emir Abdulbaki, ġamlu Lala Bey, Tekellü Çayan Bey, sonra Korucu-Bası Saru Pire Ustaclu ve diğer askerler Ģiddetli bir tüfek, Top ve zenberek ateĢi ile öldürülmüĢlerdi. 1117 ġah Ġsmail askerlerin moralını takviye etmek için her tarafa koĢuyordu. ġah Ġsmail kendisi de el ve pazısına tüfek kurĢunu isabet etmesine rağmen çatıĢmayı bırakmayıp savaĢ alanında çok koĢturmaktan dolayı yedi tane at değiĢtirme zorunda kaldı 1118
. Ayalon diyor ki: “eğer Osmanlılar geniĢ bir alanda top ve Ģemhal (bir çeĢitli çakmaklı tüfek) kullanmasaydı çok zayıf bir ihtimalle savaĢı kazanabilirlerdi. Osmanlılar‟ın top ve ateĢli silahları Ġran ordusundaki askerler böyle bir silahla karĢılamamıĢtılar onları çok etkileyip asker sırasında korku baĢ göstererek dağılmalarına neden olmuĢtu”. 1119
Sultan Selim‟le
1115 Hasan Rumlu, a.g.e, s. 149. 1116 Hondmir, a.g.e, c. IV, s. 547. 1117 Hasan Rumlu, a.g.e, s. 147; Hondmir, a.g.e, c. IV, s. 546-7. 1118 Hasan Rumlu, a.g.e, s.149; Gaffari, a.g.e, 185/a; Erzurumi, İnkılabül-İslam, Hattı nüsha, Millii Kütüphanesi, s.196. 1119
Roger Savoray, a.g.e, naklen Ayalon, s. 41-42. 367
birlikte savaĢta olan Venedikli Anjello Osmanlılar‟ın ordusunda bulunan 300 topun Osmanlı ordusunun Ġran ordusunu yenmesinde asıl neden olduğunu zikrediyor. 1120
Onun dıĢında Ferit Bey de “Osmanlı ordusu tophane kuvvetiyle kazandığını kabul ediyor” 1121
. Osmanlı askeri kâmil bir ordu anlamına geliyordu. Güçlü toplarla ve ateĢli silahla donatılmıĢ olan askerlerin giyimi zırhlıydı. Bu nedenle kayıpları da azdı. Safevi ordusunda böyle bir imkân bulunmuyordu ama güçlü akideleri vardı. Ġsmail‟den kaynaklanan hiçbir savaĢta ateĢli silah kullanmıyorlardı. Ġsmail‟in onları koruyacağına inanıyorlardı. SavaĢa yakaları açık giriyorlardı yani Ġsmail için ölmeye hazırdılar. Bazı bakımdan düĢünceleri ifrat derecesine ve savaĢın gerçeklerine uymuyordu. ġah Ġsmail fikrini ne kadar doğru kullanmıĢ olsa da, topun karĢısında bir Ģey yapamazdı. Ancak, burada bazı yanlıĢ taktikler yaptığını hatırlatıyoruz. Ustaclu Han Muhammed Osmanlı savaĢ tekniğini iyi biliyordu daha tepelerde iken Osmanlı ordusuna saldıralım Nur Ali Halife-i Rumlu ile birlikte Ġsmail‟e önerisinin yerine getirmesini ġamlu DurmuĢ Han engel oldu. 1122
ġah Ġsmail‟in Diyarbakır Hâkimi ve Osmanlı ordusunu tanıyan meĢhur komutan Ustaclu Han Muhammed‟ı çağırması büyük yanlıĢlarındandır. ġah Ġsmail Ustaclu Han Muhammed‟i 5000 askerleriyle birlikte Diyarbekir‟den çağırdı ve Kara Hasan Çumaklu‟yu 2000 askerle onun yerine Diyarbekir‟e gönderdi. Bu 2000 asker Osmanlı‟nın 50000 askerlerine karĢı biĢey yapamadılar ve Diyarbakır Osmanlıların
1120
Anonim, Sefernameye Veneziyan Dar İran, s. 33o; Hayder Çelebi, Rüzname, I, s. 402; Ġbn-i Kemal, Selimname,67/a; Celalzade, a.g.e, 109/a; bu Osmanlı kaynaklarda topun sayısını 500 adet yazmaktadır. Aynı sayfalar. 1121
Ferid Bek, a.g.e, s. 62.
1122 Hondmir, a.g.e, c. IV, s. 545; Ġskender Bey Türkmen, a.g.e, s. 31. 368
eline geçti. 1123 Sultan Selim birden Ġran‟a saldırsa uygun mu veya uygun değil mi bilmiyordu. Çünkü mahalli durumdan haberi olmadığı için bu konuda çok dikkatliydi. 1124 ġafeviler‟in ordusu aĢiretten oluĢuyordu ama Osmanlı askerleri düzenli eğitim alıyorlardı. Osmanlı ordusunda örneğin Yeniçeriler 15 yıl askerlik eğitimi alıyorlardı. Eğer ġah Ġsmail bir ay dayansaydı 50000 kiĢiden oluĢan asker hazırlatacaktı. Sultan Selim‟in öngörü yaptığı gibi ġah Ġsmail sabır etmedi ve zikredilen âdetin yarısına kadar olan askerle savaĢa girdi. Sultan Selim için ġah Ġsmail‟in hareket mesirlerinden haberi vardı. Çünkü ġah Ġsmail‟in casusluk teĢkilatı çok geniĢ değildi. Bu nedenle ġah Ġsmail kendi ülkesinde Osmanlı ordusunun hareket tarzı hakkında net bilgisi yoktu. Diğer taraftan ġah Ġsmail Sultan Selim‟in siyasi amacından habersiz idi. Sultan Selim biliyordu ġah Ġsmail‟in askerleri yeterli değil ve aĢiretten asker toparlaması zaman alacaktı. Ama Sultan Selim büyük bir orduyla savaĢa gelmiĢti. Bundan anlıyoruz ki Sultan Selim Ġran ordusundan çekiniyormuĢ ve eğer Ġranlılar için savaĢcılık değerlerine ınanmazsaydı Memlükler‟e savaĢ açtığı gibi köçük bir orduyla savaĢa gelirdi. Buna rağmen Ġran ordusundan bir kiĢi Osmanlı ordusuna esir düĢmedi veya savaĢtan kaçmadı. SavaĢtan sonra Osmanlı ölülerini askerlik derecesine göre komutanları ayrı ve askerleri ayrı mezarlarda gömüyordular. Ama Ġran ölülerini komutan veya askerlerinin mezarlarında bir fark yoktur. Osmanlılar bir sürü askerlerini ölüleri gömmeleri için görevlendirmiĢlerdi. Ama Ġran ordusunda böyle bir ımkan bulunmamaktaydı. Hem Ġran hem Osmanlı ordusunda
1123 Adel Allouche, Osmanlı-Safevi İlişkileri, çev. Ahmed Emin Dağ, Anka Yayınları, Ġstanbul 1983, s. 112-113; Nejat Göyünç, XVI. Yüzyılda Mardin Sancağı, T.T.K. Basımevi, Ankara, 1991, s. 15. 1124
Lü t f i P a Ģ a , T e v â r î h - i  l - i O s m a n , s . 2 2 1 . 369
yaralılara bakmakiçinbir hemĢirelik bölümü mevcut değildi. ġah Ġsmail‟in Çaldıran savaĢında bir diğer yenilme nedeni de savaĢa gerçek bir olay olarak bakmıyordu ve haddinden fazla kendine güvenip ilahi bir görevi taĢıyor ve her savaĢı kazanacagını sanıyordu. Bu nedenle önceden iyice düĢünüp plan yapmaya özen vermiyordu. Zikredilen nedenlerin dıĢında Ġsmail‟in kendisi de bir sürü yanlıĢları Ġran ordusunun yenilmesine neden oldu. Ġsmail Osmanlı topraklarına gönderdiği casusları hem de bu casuslar Anadolu‟dan Ġran‟a döndüğü esnada çoğu bu müritleri Osmanlı ordusunun mesirinde Karaman, Hamit, Amasya Anadolu‟nun doğu tarafındaki vilayetler de ikamet etmiĢlerdi. Kesinlikle bunların Osmanlı ordusunun teçhizat, tophane ve ateĢli silahlarından haberleri vardır. Çünkü böyle büyük bir orduyu saklamak imkânı yoktur. Onun dıĢında Sultan Selim dört ay savaĢtan önce Ġzmit‟ten ġah Ġsmail‟e bir mektup yazıp ve “Ġsmail‟in ölüm fetvası Sünni mezhep âlimleri tarafından çıkarıldıgı ve kendisi Ġsmail‟i öldürmek için geleceğini” 1125 söylemiĢti. Bu nedenle Ġsmail‟in asker toplama zamanı vardı. Buna rağmen Ġsmail vilayetlerinin hâkimlerini çağırmaya hiç bir ikdam etmedi. ġah Ġsmail öngörü gerektiğine dikkat etmemiĢti. Hatta Ġsmail Anadoluda olan Ġran‟a ait ve çok sağlam ve Anadulu‟nun anahtarı olan önemli Kemah kalesi ve Erzincan gibi kendi egemenliğindeki mekânlarla Osmanlı ordusunun tarafından arada koyduğu 40000 askerle iletiĢim yolları Tebriz ile
1125
Feridun Bey, a.g.e, s. 385-386; Erzurumi, İnkılab-ı İslam, s. 173-175; a.g.e, s. 82- 83; kemalpaĢazade, Fetvay-ı KemalpaĢazade Dae Hakk-ı LızılbaĢ Mecmuü‟a Esad Efendi Kitaplığı, nr. 3548, Süleymaniye Kıb, Ġstanbu, v. 45a-45b; Fatih‟den III. Murad‟a Kadar Osmanlı Tarihi, c X, s 293; Altundağ, Selim I. ĠA. MEB, c. X, s. 426. 370
kesmiĢti hiçbir Ģey yapmadı. 1126 Ġsmail söylenen kaleyi desteklemekle Osmanlı ordusunu meĢgul ederek yarar sağlamak istedi. Bu kalenin komutanı Varsak Yusuf Bey idi. Yusuf Bey Çaldıran savaĢına katılmak için bu kaleyi 300 kiĢiden oluĢan Kemah Kale‟yi komutanlığını Muhammed Bey Varsağ‟a bırakmıĢtı. Ġsmail zamanında Kale komutanı Varsak Yusuf Bey‟e destek vermedi ve bu Anadolu‟nun anahtarı sayılan çok önemli kaleyi kendi baĢına bırakarak etkisiz hale gelmiĢtir. Hatta Çaldıran savaĢından sonra Anadolu‟ya dönüĢ esnasında Sultan Selim kendisinin arkasında bırakan askerleriyle sadece 300 kiĢiden oluĢan Kemah Kale‟ye saldırmadı ama Ġsmail hiçbir Ģekilde bu önemli kaleye destek vermedi? Amasya‟da kıĢı geçirirken Sultan Selim: “Kemah Kalesi Kızılbaşların elinde bulundukça,
olduğunu bildiğinden kalenin kuĢatılmasını Bıyıklı Mehmed PaĢa‟ya emretmiĢtir. 1127
Kalesine geldi ve Bıyıklı Mehmed PaĢa ile beraber genel bir hücumla ikindi vakti kaleyi teslim aldı. 1128 Bu kale ve askerleri ölüme kadar direniĢ yaptılar ve Osmanlı topçuları tarafından duvarları yıkıldıktan sonra hepsi öldürüldüler. 1129
Ġsmail
1126 Felsefi, a.g.e, s. 82-84; Hammer, Osmanlı Tarihi, s. 836-837; Mustafa Çetin Varlık, “Çaldıran SavaĢı” TDV. C VIII, Ġstanbul 1993, s. 193. 1127
MüneccimbaĢı, Sahâifu‟l-Ahbâr , c. III, s. 470; Hasan Rumlu, a.g.e, s. 153. 1128
MüneccimbaĢı, a.g.e, s. 457; Solakzâde, Solakzâde Tarihi, s. 374; Karaçelebizâde, Ravzatu‟l-Ebrâr, s. 403. 1129 MüneccimbaĢı, a.g.e, c. II, s. 11-13; UzunçarĢılı, a.g.e, c. II, s. 268. 371
Çaldıran savaĢından sonra hiçbir hazırlıkyapmadan Ucan‟dan 1130 Erdebil‟e ve Erdebil‟den Tebriz‟in yakınında Sehend bölgesinde sadece eğlence yapıyordu. 1131
Kürtlere yanlıĢ politika uygulayan Kürtleri Sultan Selim tarafına kaçıranĠsmail kendi komutanı ve Osmanlılarla savaĢ tecrubesi olan Erzincan hâkimi Nurali Halife‟den yardım isteyebilirdi. Osmanlı ordusu Ġran‟a geldiği esnada onu meĢgul etsin veye vurkaç taktiğini kullanabilirdi. Yalnız böyle yapmadı ve Osmanlı ordusu hiçbir engelle karĢılaĢmadan Ġran‟a geldi. Çaldıran savaĢından sonra Sultan Selim‟inemriyle Erzincan‟a saldıran ve Ġsmail‟in kendi sevdiği komutanı Nurali Halife‟yi Kürtler desteğiyle öldüren Biğli ÇavuĢ Muhammed PaĢa (Ġran tarihçileri ona Mustafa PaĢa diyorlar) yine destek vermedi. Ġsmail‟in önemli yanlıĢlarından biri de iletiĢim yolları kesilen sınırdaki karargâhları bu stertejik karargâhları kendi baĢına bırakması ve destek vermemesi ve Çaldıran savaĢından önce Sivas‟a gelmeden Safevi‟ye karĢı Osmanlı‟yla birleĢme yapmayan Alauddevle Dulkadirle anlaĢma yapmamasıydı. 1132
Ġsmail Çaldıran savaĢından sonra kendisini Alauddevle‟ye pahalı hediyeler gönderdikten sonra ona yakınlaĢtırdı. Sultan Selim Çaldıran savaĢından önceAlauddevle‟nin kendisine katılmasını istemiĢti ama Alauddevle Dulkadir kabul etmemiĢti. 1133 Sultan Selim Erzincan‟ı fetih ettikten sonra Mısır Memluklara yakınlık gösteren ıhtıyar komutanı Alauddevleyle vuku bulan savaĢta öldürüldü ve Elbistan
1130
Cıhanara, 185/a.
1131 Hondmir, a.g.e, s. 550. 1132
Parsadost, Şah İsmail-ı Evval, s. 460. 1133
Rehimzade Safevi, a.g.e, s. 312. 372
ile MaraĢ‟ı kendi topraklarına kattı. 1134 Dulkadiroğulları, Anadolu Beylikleri'nden biridir. Ancak beylikden ziyade devlet statüsüne ulaĢtığından, devlet olarak anılmıĢtır. (1337-1522) yılları arasında Anadolu'nun güneyinde, Elbistan merkez olmak üzere kurulmuĢ ve bir Türkmen devletidir. Dulkadiroğullarının Kurucusu Zeyneddin Karaca Bey'dir. 1135 Osmanlılar, Memlükler ve Safevi Türk devletleri arasında akıllı ve dengeli politikası sayesinde 185 yıl bölgede varlığını sürdürdü. Daha sonra Turnadağ SavaĢı‟yla (1515) yılında Yavuz Sultan Selim‟e yenilerek Osmanlı Ġmparatorluğu'na bağlı özerk duruma geldi ve 1522 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından kesin olarak Osmanlı topraklarına katılarak sancak haline dönüĢtürüldü. Ġsmail Selim‟le karĢılaĢmak için hiçbir iĢ veya hazırlık yapmamıĢtı. Ġsmail Ġran‟ın iç sınırlarında Sünni mezhepte olan çok sayıda insanı öldürmesi II. Bayezid ve Sultan Selim‟i tahrik etmesi sonucu ile II. Bayezid dikkatli davransa da, Sultan Selim‟in Ġran‟a saldıracağını bilecekti. Çünkü Osmanlı her zaman II. Bayezid zamanı gibi toleranslı bir davranıĢta bulunmayacak vebarıĢcılık siyasetine uymayacaktı. Ġsmail Sultan Selim‟in tahta oturmasıyla Osmanlı siyasetinin değiĢim göstereceğini anlayacak ve ona karĢı uygun bir siyaseti geliĢtirecekti. Ġsmail bu öngörüde bulunmaksızın akılsızca Sultan Selim‟e hakaret etmesine ısrarcı bir Ģekilde devam etti. Ġsmail, Selim‟in ahlaklı sıfatına ve özelliklerine sahip değildi. BarıĢçı, savaĢa ilgisiz, ilim ve bilim adamların taraftarı, bilim adamların konuĢma toplantılarında hazır olan II. Bayezid, SavaĢ isteyen, telafikar, zeki, programcı, plan yapan, I. Selim‟le aralarındaki farklılıklara dıkkat etmedi. ġah Ġsmail o kadar kendi içindeydi ki Sultan Selim Anadolu ġiileri öldükten sonra yine kendine gelmedi ve
1134 Rehimzade Safevi, naklen Hayder Çelebi, s. 320. 1135 Refet Yinanaç, Dulkadir Beyliği, TTK Basımevi, Ankara, 1989, s. 10. 373
dikkat etmedi Selim‟in bu yaptığı iĢ onun kaldırılmasının öncesini düĢünmedi veya fazla gururdan kendine gelmedi. Hatta ĢaĢırtıcı o ki Ġsmail Çaldıran savaĢından sonra Selim‟e bir mektup yazıp, (Selim‟in) muhalefet ve çatıĢma beklentisi yoktur, diyor. 1136
Sonra ġah Ġsmail Ģöyle diyor Osmanlı ordusunun saldırma haberini duyduğunda ona güvenemedi? Neden bu kadar basit düĢünebildi? Nasıl Sultan Selim‟in Ġran‟a saldıracağını düĢünecekti? Bu arada Selim ne yapmalıydı ki Ġsmail onun saldıracağına inansın? Sultan Selim ġah Ġsmail‟e üçüncü mektubunda ki sayısız askerle onun öldürmesi için Ġran‟a hareket ediyorum demiĢti. Hatta Selim Ġsmail‟e askerin çok olduğunu Ģu cümle ile Osmanlı‟nın sayısız askerlerinden korkma, 40000 askerimi Sivas‟la Kayseri arasında koydum, 1137
diyerek anlatmıĢtı. Bu kadar bir ordudan azalması Osmanlı‟nın büyük bir ordu olduğunu göstermektedir. Buna rağmen Ġran‟ın ordusunun büyük bir kısımı Özbeklerin saldırısına karĢı olmak üzere
1138 ġah Ġsmail 25000 kiĢiden oluĢan orduyla ve Ġran‟ın ordusuna göre en az iki kattan fazla oluĢan Sultan Selim‟in ordusunun savaĢına gelmiĢti. 1139
Belki ġah Ġsmail
1136 ġah Ġsmail‟in Sultan Selim‟e Çaldıran savaĢından sonra II. Mektubu. Feridün Bey, s. 413-414. 1137
Mustafa Çetin Varlık, “Çaldıran SavaĢı” TDV. C VIII, Ġstanbul 1993, s. 193; Muin Sözlüğü, c. I, s. 262.
1138
Savory, İran-ı Asr-ı Safevi, s. 99-103. 1139
Ġdris-i Bitlisi, Selim ġah Name, s 151-153; Hoca Saadettin, Tacüt-Tevarih, yalınlaĢtıran, Pamaksızoğlu, Kültür Bakanlığı yayınları, Ġstanbul 1979, c. IV, s. 190- 191; Kazvini, Lubbut-tevarih, çev. Hamidreza Mohammednejad, s 56-57; Handemir,
Safevi, c. I, s. 42; Davud Guli ġamlu, Kısesul-Hakanı, c.I, s. 44; Emir Mahmud 374
böyle düĢünüyordu ki Yeniçeriler sürekli isyan ve rahatsızlık gösteriyorlardır ve uzak yoldan geldiği için savaĢa güçleri kalmayacak nedeniyle hazırlamalar yapmamıĢtı. ġah Ġsmail kendi karizmatik kiĢiliğine çok güvendiğinden dolayı Osmanlı ordusunun içindeki ġiilerin rahatsızlığına yürek bağlamıĢtı. Karizmatik kiĢiliğinden dolayı Osmanlı ordusunun komutanları savaĢtan sonra ayrılıp onunla birleĢmelerini düĢünüyordu. BaĢka nedenlerden de Ġsmail bütün Osmanlı ordusunun yolunu tahrip etmiĢti ve Osmanlı ordusunu Ġran topraklarına çekmiĢti. Ġsmail Osmanlı ordusunun iletiĢim yolunu kesmek isteğiyle Azerbaycan dağlık bölgesi ve kıĢın gelmesinden ansızın savaĢla Osmanlı‟nın muhalif ve yorgun askerlerinden dolayı ordu ve hayvanları da yorulmuĢ yiyecek içecek bulmak için de zorlamaktaydılar. Osmanlı ordusunu sıkıĢtırarak Sultan Selim‟in Ġran‟ın terk etmesine mecbur etmek istiyordu. Bu nedenle sınır bölgelerinde Osmanlı‟ya karĢı çıkmadı ve kuvvetlerini çağırmadı diyebiliriz. Bütün yapılan savaĢlarını kazanan ġah Ġsmail haddinden fazla gururlanmıĢtı ve bu gururlu Ģahsiyet onun ne yapacağınıa engel olmuĢtu. Ġsmail onüç yaĢındayken Tebriz de padiĢahlık tacını baĢına koymuĢtu ilahi bir yeteneğe sahip olduğuna inanıyordu. 1140
Allah ve masum Ġmamlar benimledir diyordu. Ġsmail‟de ister istemez bu fikir zihninde yerleĢmiĢtir ki Allah, Peygamber ve Masum Ġmamlar beni her çeĢitli tehlikeden koruyacaklardır diyordu. 1141
Ġsmail öyle mezhebi düĢüncelerine girmiĢti ki çok basit konulara dikkat etmiyordu. Asla kabul etmiyordu onun mürĢitlik makamı tehlike de olduğunu düĢünmüyordu. Her zaman tarih de
Hondmir, Hulasetul-Ahbar, c. IV, s 545; Feridun Bey, a.g.e, c. I, s. 414; Ġskender munĢi, c. I, s. 42. 1140 Abdal Zahedi, Silsiltul-Neseb-i Safeviye, s. 60. 1141 Abdal Zahedi, Silsiltul-Neseb-i Safeviye, s. 69. 375
kahramanların etrafında birçok kiĢi toparlıyor. Bunlar kahramanın güçlü durumunda onun yanındadır ve onun kiĢiliğini haddinden fazla abartarak kahramanın kendini iyice tanımasına engel olmaktadır. Bu nedenle kahramanın kendi gerçek kiĢiliğinde baĢka bir kiĢilik oluĢur. Böylece kahraman kendini tanımaktan aciz kalarak kendisinde taraftarları tarafından oluĢtuğu kiĢilik ve sıfatlarla tanıyarak yaĢıyor. Bu nedenle kendi gerçeğini kayp ederek oluĢan kiĢilikle gerçeklere bakıyor. Bu durumda çevresindeki olayları olduğu gibi göremez belki kendi taraftarları tarafından kiĢiliğinde oluĢtuğu fazla gururla yaĢıyor ve hissediyor, o zaman gerçekleri göremez. Onun gururu kendisiyle olayların arasında yer alarak gerçekleri anlamasına engel olur. ġah Ġsmail‟in izleyenlerinin Ġsmail‟e zararlı akidelerinden dolayı Ġsmail‟in aklını ve gözünü kör etti. Ġsmail‟in izleyenleri o kadar onun kiĢiliğini abarttılar ki gerçekleri anlamaktan uzaklaĢtı. O zaman ki Sultan Selim büyük ordusuyla Çaldıran bozkırına geldi ġah Ġsmail kendi emirlerindekilerle ne yapıp yapmayacaklarını düĢünmeleri gerektiği yerde gecenin geç zamanına kadar içki içtiler ve sabah savaĢa girerken sarhoĢ olarak girmiĢlerdi. Ġsmail gerçekleri o kadar kendine kapatmıĢtır ki savaĢı önemsemeyerek savaĢın sabahında kendi Ģahsi iĢinin peĢine bıldırcın avının peĢine gitti ve askerleri kendi baĢına savaĢ kalabalığında komutansız bıraktı. 1142
taraftarları tarafında onda oluĢan kiĢilikten dolayı kendisini ilahi bir vücut hissediyordu. Ancak bu ilahi vücut yenilmesine neden oldu. ġah Ġsmail‟e en büyük tehlike izleyenlerin onda oluĢturan kiĢilikte ki çocukluğundan beri Ġsmail‟in gerçeklere göz yummasına neden olmuĢtu ve onu hakikati aramaktan uzaklaĢtırmıĢtı. ġah Ġsmail‟in de oluĢan bu kiĢilik onun doğru yoldan sapmasına neden oldu.
1142 Ġskender Bey, Alemaray-ı Abbasi, s. 42. 376
Ġsmail‟in askerleri onu Allah gibi görüyorlardı, zırhsız savaĢa giriyordu. Çünkü Ġsmail‟in onları kurtaracağına inanıyorlardı. 1143
Açık göğüslerle savaĢta öncü yapıyorlardı. SavaĢta Allah adının yerine ġeyh ġeyh (Ġsmail) diyerek kullanıyordular. Birinci ġeyh diyerek Allah ve ikinci ġeyh Peygamber yani ikisi birlikte Ġsmail‟i de toparlamıĢ kast ediyorlardı. Ġsmail‟in askerleri Lailaha illallah Muhammed Rasulullah kelimesinin yerine Lailaha illallah Ġsmail Veliyullah diyorlardı. Ama Ģunu demeliyiz ki Ġsmail askerleri tarafından kendisini Allah veya Peygamber demelerinden hoĢnut değildi. 1144
Hatta Ġsmail‟in askerleri onun kiĢiliğini o kadar abartıp Allah gibi sayıyorlardı ki Ġsmail‟in ölmeyeceğine inanıyorlardı. 1145 Sadece bu Allah hakkında olan ve kullanan sıfatlar Ġsmail‟in aklının gerçekleri anlamasına engel oldu. Ġsmail‟in askerleri ondan bir put yaparak ona tapıyorlardı. Bu nedenle tarihteki derslerden bir ders alamayarak ve Çaldıran savaĢındaki tarihsel yanlıĢlarından kendini kurtaramayarak yenilmesine neden oldu. Tarih ilmi insanların yanlıĢlarından ders almalarını sağlayan bir ilimdir. Ama tarih bize gösterir ki kimse tarihten bir ders almayıp yanlıĢlar devam etmektedir. Bilimsel tarih gelecektekilere yenilme ve yenme nedenlerini açıklıyor. Bu açıklamadan kast edilen gelecekteki nesiller için bir kandildir. Ġsmail bu övülmelerden dolayı yanlıĢa çekilerek kendi meftunluk bir kiĢiliğe duçar olmuĢtu. Ġsmail‟in kiĢiliğini kendi değil destekçileri
1143 Abdullatif Kazvini, Lubuttevarih, (Safevi
Tarihi) çev. Hamidreza Mohammednejad, BirleĢik Kıtabevi Yayınlar, Ankara 2011, s. 12-15. 1144
Venidikli Tacir, Venediklerin Ġranda seyahatnamesi, s. 428-429; Abdulhüseyin Navayi, Ġran ve Cıhan, s.129-150; Ebulkasim Tahıri, s. 155-156; Edward Brown, Op. Cit. PP. 50-51. 1145
Anonim, Sefernameye Veneziyan Dar İran, s 323; Navayi, a.g.e, s. 149-150. 377
oluĢturmuĢlar ama ona alıĢmıĢtı çünkü ne kadar da fikir üzerinde Ġsmail biliyordu bu kiĢiliğe sahip değil ama o sözlerin tekrar edilmesi zaman gittikçe Ġsmail‟in ruhunun üzerinde etkisini bırakmıĢtı ve kabul etmek zorunda kalarak bunu sevilmesinin baĢlamasına neden oldu ve sonunda Ġsmail bu durumu sevdi. Bu övülmelerin de bir tarafı Ġsmail‟di. Çünkü onun cesur ve öfkeli olduğu herkes biliyordu yani eğer Ġsmail isteseydi o abartılan övülmelere engel olabilirdi. Ġsmail genç yaĢlarında elmayı okla atmak idmanlarda herkes onun bu yaptığı iĢ için dans ve mutluluk ediyordu. 1146
kimse hatta kendisi de onu kurtaramıyordu. O kendi kendini ortadan kaldırdı. Hiçbir zaman tarihte bir gücü diğer bir güç ortadan kaldıramamıĢtı belki o güç kendi kendisini ortadan kaldırmıĢtı. Buna tarihteki güç zaafları denilmektedir. Hiçbir Safevi Tarikatı‟nın liderleri ġah Ġsmail‟e kadar kiĢiliği mübalağalı olmamıĢtır. Safeviler‟in düĢüncesi önce mübalağalı değildi. Dünyevi güce çalıĢtıktan sonra mübalağalı düĢünce onlara yükleniyor. Bu mübalağalı sıfatlar Safeviler‟in kendisinden ziyade çok geliĢmeyen ama büyük makamlara eriĢen Anadolu Türkmenleri tarafından Safeviler‟e verilmiĢti. ġah Ġsmail ve dedesi Cüneyd‟den önce böyle bir mübalağalı sıfatlar görülmemektedir. Örneğin Cüneyd‟in dedesi Hace Ali (SiyahpüĢ‟a tanınan) Farsça Ģiirinde böyle mübalağalı sıfatlar ve diğer mezheplere karĢıt düĢünceler yoktur. Hace Ali‟nin Ģiiri: وناق هٓگ هپ ضٕي ّک یُؼيات هؽت ٌآ ىُي
وناق هثـ یُؼي وا ّک یَاؼٔن غٔن ٌآ ىُي وىیٔآنق خنٕٔ ات ّک خنٕٔ ىناػ وا ىیَ
وناق هثرؼي یياوي یُؼي ىناػ کهي ّت كَاي ٔهك ىَاظ ٔ لق یَاًٍظ ٌاكَو ٍیا نق
وناق نو ٔ ىیٌ ْهؼ ّک ىکاـ ةناٚ هـآ َّ
1146 Anonim, Sefernameye Veneziyan Dar İran, s. 423; Navayi, a.g.e, s. 149. 378
ىَاي اعک یرٍپ ٍینق ىَاظ ىناػ وا ٍي ّک وناق نمگ ٌإیا َُّ و یُؼي دًْ لاثت
یُؼي نق كیٔ دهٔ ّت یَاطهٌ واثِٓ ىُي وناق هت ٔ لات وا ٌٔهت اْ لواُي غطه یٍت
ىرٍُّت دنٔق یٕک ّت ،ىرٍکّت ىٍظ ىٍهٚ وناق هگق یاظ وا ٍي یُیت یي ّک یُؼي ٍیا ٕذ
ییاقٌٕ دٍیَ وهیؿ ّت ىوّػ مهـرٍي ٌاُچ وناق هِ ٔ نِٕ هٌ نق َّ وقهک ٍیىگ خكؼٔ ِن
یناكیق مارّي هگا ٌاظ وا لق ناقهت یهػ وناق هظَ ٌاَاظ هت ٕچ ٌقهک نمگ كیات ٌاظ و 1147
Maneviyetten haberi olan ruhani bir ruha sahibim
GösteriĢli dünyadan değilim ve onunla kendimi meĢgul etmem Manevi âlemin mülkünden itibarlı makama sahibim
Benim canım ve ruhum bu beden zidanında kalacak Altın ve gümüĢ peĢinde olan bu düĢük dünya talebinde değilim
Ben ruh âlemindenim ve bu düĢük toprakta kalmak istemem Himmetli manevi kanatla varlığın dokuz katından geçerim
Maneviyeti avlamak için sultanların Ģahini gibiyim Bu yolun menzillerini birer birer kanatlarımla aĢarım
Aldatıcı maddi engelleri kaldırdım ve mutluluk mekânında yer aldım Gördüğünüz bu maneviyatı ben baĢka âlemden kazandım
1147 Pir Abdal Zahidi, Silsiltul-Neseb-i Safeviye, s. 60. 379
Öyle bir aĢıkım ki bundan baĢka bir hayalim yok AĢkla birlik yolunu seçtim fikrimde Ģer yok
Ali (mahlası) eğer canın ve yüreğinle gerçeği görmekte istekliysen Sevgililere kavuĢmak için canından geçmelisin"
Dünya saltanatı iddaasında bulunmayacak kadar Safevei MürĢidleri ılımlı bir düĢünceye sahiptiler. Bu düĢünceleri Ģiirlerinde de yansıtılmaktadır. Ama Cüneyd‟den sonra dünya saltanatını isteyen ġeyh Safi‟nin çocukları Anadolu Türkmenlerini kendilerine çekmek ve onlar tarafından kabul edilmek için abartılı fikirler öne sürdüler. ġah Ġsmail‟in Anadolu Türkmenlerine söylediği abartılı ve yakıcı Ģiirleri benimsdiler ve bu da Türkmenlerle Safeviler arasında sağlam bir bağın kurulmasını sağlamıĢtır. Hoca Ali‟nin yukarıda verdiğimiz Ģiirlerini ġah Ġsmail‟in Ģiirleri ile karĢılaĢtırdığımız zaman bu değiĢiklik fark edilmektedir. ġah Ġsmail‟in Ģiirlerinin abartılı olduğu bellidir. ġah Ġsmail‟in, bu Ģiirlerde insanüstü özellikler taĢıması ve Türkmenler‟in gözünde fevkalade karizmatik olarak tasvir edilmesi müritlerinin ona her türlü fedakârlıkta bulunmalarını sağlamıĢtır. ġah Ġsmail‟in Türkçe Ģiiri:
نكیهػ ىَاظ یک ِكُذ ٕت ىُي نكیهػ ىَاًیا ٔ ٍیق ىْ ىُي
كَٕگ ّعیک و ِكٌُ ّ٘ٔن ونىگ
نكیهػ ىَإ٘ن ی ّ٘ٔن ىُي ِكٌُ ّچؿات کیٍُؼ ّهیا ٍٍؼ
نكیهػ ىَإـ َٕـ مثهت ىُي ِكُنٕی گُْاِ ٌٕ ِهطه هت ىُي
نكیهػ ىَاًػ یاینق ىُي ٌاُّي ٔ ٌاُّؼ نكیا طؼ ههیظاؼ
نكیهػ ىَاُّي ٔ ٌاُّؼ ىُي ىًگهگ ٌإیق ٔ هركق ٕت اکُي
نكیهػ ىَإیق ٔ هركق ىُي 380
ییاطـ قىٍت ّلیلؽٕي کَوٕی نكیهػ ىَآهه ىهػ ٌایت 1148
Benim hem din hem imanım Hz. Ali‟dir Gece gündüz onun bahçesinde (yasında) gezerem Benim bahçelerimin bahçesi Hz. Ali‟dir Hasan ile Hüseyin bahçesinde Benim güzel Ģarkı söyleyen bülbülüm Hz. Ali‟dir Ben bir damlayım onun yanında Benim Umman Deniz‟im Hz. Ali‟dir Hac esnasında yüksek sesiyle Allah‟a sığınan hacılardır Benim sığınağım Hz. Ali‟dir Bana bu taht u defter (saltanat) gerekmez Benim saltanatım Hz. Ali‟dir Ey Hatayi, herkes Kur‟ana layık olmak ister Benim Kur‟anım Hz. Ali‟dir” ġah Ġsmail bu Ģiirler de Hz. Ali‟nin hakkında mübalağalı sıfatlar kullandığı görünmektedir. ġah Ġsmail izleyenleri tarafından ona verilmiĢ kutsallık sıfatını Azerice divanında kabul ediyor. ġiir: ىیهیت ؾاق ٍي کَٕيايا یکیا ٌٔا نٔق یهػ واذآ ًّٚ اك نٔق و اَآ “Anam Fatma, Atam Ali‟dir. Oniki imamunun men dakh biriyim” 1149
1148 Pir Abdal Zahidi, a.g.e, s. 69. 381
“Anam Hz. Fatma, Atam Hz. Ali‟dir Ben de oniki Ġmamlardan biriyim” Hâlbuki Ġsmail seyyid değildi. Ġsmail dini mukaddeslerinden birisinin ruhu ona geçmiĢtirdiyerek kendisini oniki imamlardan birisi biliyor. ġiir: ىین كیؼ كوَ ّک میکهیت ٍیوی ٌ ق كیىی ؤكنا یُیَاه کَٕياذآ ىینكُکٌا کَُٕیهْا ٌايو ىًیهي یٍیػ ّهیا ِكَ و هٙـ ىْ 1150
“Atamunun ganini aldüm Yazid‟ten Yagin bilkil ki negdı Heyderim Hem Hızr-ı zinde ile Ġsa Meryemem Zaman ehlinün Ġskenderim. Yazid‟ten atamın kan bedelini aldım Kesin bil ki zamanın Hayderi‟yim YaĢayan Hızr‟ı nebiyim, Meryem çocuğu Ġsa peygamberim Zamanın ehline Ġskender‟im” ġah Ġsmail diğer beyitlerde kendini Ġmam Hüseyin evladı Hz Ali‟nin Haydar ünvanını taĢıyan kendisini zamanın Haydar‟ı yani Hz. Ali biliyordu. 1151
Ġsmail‟in izleyenleri onu ölmeyecek bildikleri için onun Ģiirinde yansımasını göstermektedir. Ġsmail Ģiir de kendisini diri olan Hızr-ı Nebi algılıyor. (Müslümanların inancıdı her
1149 Hasan Javadi, Venediklere Göre Uzun Hasan‟den Şah Tahmasb‟a kadar İran, Tarih Ġceleme Dergisi, 6 Numara, 8. Yıl. Tahran 1972, s. 118. 1150
Hasan Javadi, a.g.e, s. 116. 1151
Bazı yeni araĢtırmalarda Ġsmail‟in kastettiği Haydar‟dan Hz. Ali veya Ġsmail‟in babası Hayadar değil belki BektaĢi tarikatının büyüklerinden Ahmet Yesevi‟nin oğlu olan Haydar‟ı kast ediyor, hem de BektaĢ‟i tarikata Haydarı da derler söylüyorlar.
382
zaman diri olan Hızır‟ı nebi) Ġsmail kendisini Ġsa oğlu Meryem, hem de dünya fatihi olmak istemek için kendisini zamanın Ġskender‟i biliyor. 1152
Ezelden hayatta olduğu ve yalnızlık anlarında Allah‟ın peygamberi onunlaymıĢ diyor. Yine diğer beyitlerde kendini peygamberler ve yer üzerindeki beĢeri tanrılara benzetiyor. ġiir:
ىُي ِاِ ٍیق ههی واؿ ىیكیا ِقنٕٚ ّهیا یٌٕي ىیكیا ِقناَ ّهیا میهـ ىیكیا ِقناق ّهیا نُٕٕي
“Mansur ile dardaydım, Halil‟iyle (peygember) ateĢdeydim Musa ile Turda idim Gaziler din ġah benim” “Mansur Hallaçla birlikte darağacında olduğunu diyor. Ġbrahim Halil‟le ateĢte Musa peygamberle Tür Sina dağındaydım Dindar Gazi padiĢah benim” 1153 18
Kendini teyit etmek için ,Hz Muhammed Nurundan, Hz Ali sırrından, Mansur Hallac‟ın sırrı (hak benimledir) benim ruhumda vardır, Hakikat denizinin içindeyim,. ġiir: ٍي وهْٕگ ِهچیا ی هؽت دویوؼ ٌكَهٌ یهػ ٌكَنَٕ كًؽي ٍي وههیِٕ نؼ ىوهطي نؼ ّک ٕن ىیک ِكًهکَٕک َٔ ا یهٌ نؽن اَا 1154
“Muhammed nurundan Ali sırrından Hakikat Bahri Ġçere Gevherem men
1152 Mensüri Firüz, Tarihte Gizliler, s. 46. Yazar diyor BektaĢi tarikata Haydari tarikat de denilir. S. 47. 1153
Ġsmail Safevi, Divan-i Şah İsmaşl Hatayı, Azerbaycan Akademi Ġlmi Yayınları, Bakü 1966. s. 379. 1154 Ġsmail Safevi, Divan-i Şah İsmaşl Hatayı, Azerbaycan Akademi Ġlmi Yayınları, Bakü 1966, s. 408. 383
Enelhak sırrı üĢ günülümde gizli Ki hakkı mutlakım hak söylerim men” “Hz. Peygamber‟in nuru ve Hz.Ali‟nin sırrıyım Hakiki deniz içimde, inciyim Mansür Hallac‟ın hakikat bende sırrı benim gönülümde saklıdır (ben taĢıyorum). Mutlak hakikat benim, ben hak söylerim” Tekrar baĢka bir Ģiirinde ezelden hayattaymıĢ diyor. ناپٕه ٌاكٕذ ٌكَآ نٕهگ یري لاػ ٌٕؼَٕ یَٕي ٍیوی ٌ كن وا یی اطـ اذ یكّیينٕگ 1155
“GörmüĢdi ta Hatayı ezelden yağin müni Nuh‟un Alameti gelür ondan tufan gopar” “Kesin ezelden Hatayı (Ġsmail) bunu görmüĢtü Nuh nebinin niĢanı geliyor, (kendisini diyor) ondan kasırga kalkacaktır” Minorsky diyor: ġah Ġsmail divanı Ģiirinde kendisini Allah biliyor. Ataları da kendilerini Allah‟ın mazharı ve cilvesi biliyorlardı. Her iki peygamber ve imamet muhabbeti ben de toparlanmıĢ, Kamil mürĢit ve hidayet eden imamım ve Hallac‟ın “Hak (Allah) benimledir” benim ruhumdadır. 1156 Bazı yeni araĢtırmalar da ġah 0Ġsmail‟e ait mensup olan divan Ģiiri ġah Ġsmail‟in söyledikleri değildir. 1157
söylenmektedir.
1155
Ġsmail Safevi, Divan-i Şah İsmaşl Hatayı, s. 277. 1156
Tezkeretül-Mulük, Safevilerin İdarı organizatoru, Minorsky incelemesiyle, Muhammed Debir Siyagi çalıĢması, Mesut racabniya Tercümesi, Emirkebir yayınları, II. baskı, I. Alt yazısı, Tahran 1989, s. 17. 1157
Firüz Mensüri, Razhayi dar dele tarih, Agâh Yayınları, Tahran 1979. 384
Özbek Ubeyd Selim‟e yazdığı mektupta Ġsmail‟in izleyenleri onu Allah biliyorlar diyordu. Bu sözlerden belli olur ki istemeyerekte olsa ġah Ġsmail‟in bencilliğine neden olmuĢtu. ġah Ġsmail Hz. Ali‟yi Allah gibi bilen MoĢaĢaiyeler‟den bir gurubunu basmıĢtı ama kendisi da bu iddiada bulunuyordu. Ġsmail Hz Ali‟nin kiĢiliğini abartıyordu Ģiirde Hz. Ali‟ni sonsuz hayatı var ve hakikat denizidir diyor. ġiir: نٔق دویوؼهؽت یهػ نٔقهثرؼي یَاقٔاظ خ ایؼ میت ٍیوی 1158
“Ali Behrı hakikatdür yagin bil Hayatı cavıdani muteberdür” “Hz. Ali deniz hakikatir kesin bil Hz. Ali‟nin sonsuz hayatı vardır” Ġsmi Ali kendisi Allah, yerle gök Ali adının sözcüğünün harflerinden yerleĢmiĢtir diyor ناهه یٕگ ٔ هی ٌكَ ٔوٌٕ نٔكپٕذٔق ناگقهک ٔؤا نٔق یهػ یًٌا هیت 1159
“Bir ismi Alidür özü Allah Dütüpdür sözünden yer o göy garar” “Sözde olarak Ali, Özde olarak Allah Hz. Ali‟nin sözcüğünün harflerinden yerle gök yaratılmıĢtır” Sonra kendi mahlasını Hatayî diyerek siyah beyaz atlarım var, sözlerim Ģekerden, tatlı ve padiĢahların dindar Gazisi, Hz Ali‟nin ruh ve cevherinden olduğunu söylüyor. ġiir:
1158 Ġsmail Safevi, Divan-i Şah İsmaşl Hatayı,, s. 131.
1159
Ġsmail Safevi, Divan-i Şah İsmaşl Hatayı, s. 118. 385
ىُي ِاِ ٍی ق ههیواؿ ىیٕهذال یهػ یٙذهي ىیٕهذاق ٌقهکِ یوٌٕ ىیٕهذآ لآ وا یی اطـ 1160
“Hatayi‟em Al Atlüyüm Süzi ġekerden tatlüyüm Murteza Ali zatlüyüm gaziler din ġah menem” “Hatayi‟em karaca at sahibiyim ve sözlerim tatlı Ģeker gibidir Hz. Ali‟nin ruh ve özü benim ve dindar padiĢahların gazisiyim” Sultan Selim büyük ve kâmil ordusuyla ġah Ġsmail‟in savaĢına gelmiĢti. ġah Ġsmail‟in saldırmalarını eĢkiya ve hırsızların saldırmalarına benzetiyordu. Ġki ordunun Ģartlar ve ımkanları eĢit değildi. Ama ġah Ġsmail‟e tapıyorlardı ve her çeĢit fedakârlıkta bulunuyorlardı. Uyanık ve rüya halindeyken ġii imamlar ile olan iletiĢimine inanıyorlardı. 1161 KızılbaĢ Türkmenler bereket ve hastalarının Ģifası için ġah Ġsmail‟in yediği yemekten arta kalanları pahalı fiyatla satın alıyorlardı. 1162
ġah Ġsmail‟in izleyenleri “YaĢasın efendimiz Ġsmail” diye bağırarak gözlerini bile kırpmadan ölüme gidiyorlardı. 1163
Ayrıca savaĢa bir anlamda hile denilir. 1164
Download 6.7 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
ma'muriyatiga murojaat qiling