Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ
C. Şah Tahmasb ve Sultan Süleyman Dönemi Dışişleri
Download 6.7 Mb. Pdf ko'rish
|
C. Şah Tahmasb ve Sultan Süleyman Dönemi Dışişleri: Sultan Süleyman, Sultan Selim‟in yerine geçtiği zaman Doğudaki bütün engeller ortadan kaldırılmıĢtı. Osmanlı Ġmparatorluğunda Kanuni Süleyman‟a kadar bütün sultanlar bizzat divan-ı humayunda hazır olup, memleket ve millet, halkla ilgili iĢler, iktisadla ilgili siyaset, vergi siyaseti, iç ve dıĢiĢleri ile ilgili konular ve tesmimlere katılıyorlardı. 2556
Sultan Süleyman, önceki Osmanlı sultanlarından farklı olarak sadece bazı seferlere bizzat gider; sefer esnasında konakladığı mekânlarda yanında bulunanlardan imparatorluğun durumu ve bazı iĢler hakkında bilgi alırdı. Sultan Süleyman Divan-ı humayun‟a katılmayan ilk sultandı. Bazen Ġstanbul‟da bulunduğu vakitlerde, savaĢtan döndüğü zaman dinlenirken devlet erkânının yaptığı divan-ı humayun toplantıları hakkında bilgi alsa da 2557 bu toplantılara katılmadığından imparatorlukla ilgili doğru haberlere ulaĢamıyordu. Sultan Süleyman‟ın divan-ı humayuna katılmamasından dolayı toplantıda yapılan değerlendirmeler her zaman imparatorluğun yararına olmuyordu. Çünkü imparatorluk sistemi tek kiĢiye bağlı bir sistem olduğu için imparatorun hazır olmadığı önemli toplantılarda imparatorluğun gücünü ve dengesini yitirmesine yol açtığı gibi imparatorluğun güç odağının dıĢında yani padiĢahın otoritesinden baĢka bir güç olgusunun oluĢmasına sebep oluyordu. Bu durum divan toplantılarını hem içerden hem de dıĢarıdan sürekli etki altında bırakıyor, impartorluğun yazgısı bu kararlar eĢliğinde belirleniyordu. Divan-ı hümayun toplantılarının sonuçları padiĢaha doğru bir Ģekilde ulaĢmıyor, iktidardan pay almak isteyen menfaat sahiplerinin
2556
Koçi Bey, Koçi Bey Risalesi, Zuhuri DanıĢman çalıĢması, M.E. B, Ġstanbul 1972, s.5.
2557 Koçi Bey, a.g.e, aynı sf.
825
kullandığı dolaylı politikalar nedeniyle padiĢaha yanlıĢ bilgiler ulaĢıyordu. Bu da imparatorluğun merkezi iktidarının yanında paralel bir güç anlamına gelmekte idi. Bu dönemde Osmanlı imparatoru Doğu sınırından bir tehdit hissetmiyordu. Bundan dolayı Osmanlı Devleti Batı‟ya yöneldi ve Mohaç seferinden sonra Avusturya‟nın baĢkenti Viyana‟ya kadar ilerledi. 2558 Ama Viyana muhasarasının fazlasıyla uzaması Doğu tarafında bazı problemlere sebep olduğundan Sultan Süleyman tekrar Doğu‟ya yönelmek durumunda kaldı. Çaldıran savaĢından sonra ġah Ġsmail‟in barıĢ teklifini Sultan Selim reddettiği için iki ülke savaĢ haline gelmiĢti. Bu durumda ġah Tahmasb‟ın Anadolu‟nun Doğu Ģehirlerine saldırması, ġah Tahmasb‟ın kardeĢi Elkas Mirza‟nın Osmanlı Sarayına sığınması ve Osmanlı‟yı Ġran‟a savaĢ açmak için teĢvik etmesi iki ülkenin dıĢiĢlerini etkilemiĢti. Ġki ülkenin dıĢiĢleri gergin duruma geldiği zaman da Sultan Süleyman‟ın Ġran‟a Miladi 1533, 1548 ve 1553 yıllarında yapacağı Ġran seferlerine zemin oluĢtu. Sonunda bu sebepsiz çatıĢmalardan yorulan Devletler Miladi 1555 yılında Amasya barıĢ anlaĢmasını imzaladı. Bu barıĢla 40 yıl süren gergin iliĢkiye son verildi. Bunun neticesi iki ülkenin arasında yarım asır barıĢın devam etmesidir. Bu barıĢtan sonra dostluk iliĢkilerini sağlamak için iki ülke arasında kültür, siyaset, iktisat ve diğer çeĢitli konuda birçok mektup yazıldı ve elçiler gelip gitti. Bu dönemde iliĢkileri gergin duruma getiren olay ġehzade Bayezid‟in Ġran‟a sığınması oldu. Ama bu üzüntülü olay da barıĢa engel olamadı. Bu dönemde dıĢiĢleriyle ilgili hâkimler, Ģehzadeler, bakanlar, baĢbakanlar ve padiĢahların ailesi tarafından birçok mektup yazıldı. ġah Tahmasb‟ın kız kardeĢi, Hürrem Sultan‟a mektup yazdı ve cevap aldı. Bu, iki ülkenin
2558 UzunçarĢılı, a.g.e, c. II, s. 330 ; Rubina Möhring Herold, Türk Viyana, Çev. Müjdat Karayerli, Ġstanbul, 1993, s.102-105. 826
dıĢiĢleriyle ilgili uyanık olmaları ve önceki gerginlik duruma dönmek istemediklerini göstermektedir. Osmanlılar, Safeviler‟in ġiiliği Osmanlıları ortadan kaldırmak için bir amaç olarak seçtiklerini zannetmiĢlerdir. Diğer taraftan bu konuyla ilgi Anadolu‟nun nüfusunun çoğunun ġiilerden oluĢması, Osmanlıları endiĢelendirmiĢtir. Yalnız Anadolu ġiilerinin Ġran‟a göç etmeleri değil belki Ġran‟dan Anadolu‟ya gelen Safeviler‟in izleyenlerini iyi karĢılıyorlardı ve onların Osmanlı topraklarına gelmelerini sevap kılıyorlardı. 2559
Bunun dıĢında Anadolu‟nun sadece doğusunda değil, batı tarafında Hamit ve Teke vilayetlerinde de Safeviler‟in destekçileri çoktu. Buna kanıt, II. Beyazıt zamanında çıkan ġah Ġsmail taraftarlarının isyanı ve bu vilayetlerdeki sofilerini Rumeli‟ye sürgün edilmeleridir. 2560 Miladı 13. ve 16. Yüzyılın Hicri 7. Ve 11. Yüzyılın baĢlangıcına kadar Anadolu toplumsal Ģartları ve devletle halk arasında oluĢan boĢluktan dolayı süflilik fikirlerinin yayılmasına uygundu. Fuat Köprülü‟nün hazırladığı rapora göre bu uygun Ģartlardan bu tarihler arasında birçok isyan ortaya çıkmıĢtır. 2561 Bu peygamberlerden biri Anadolu ġiilerini KızılbaĢlara yönlendiren din âlimi ve büyük sofi Ġsmail Kadı‟nın oğlu ġey Bedrettin idi.
2562 ġey Bedrettin kendi mezhebiyle ilgili; “Tevhit ve millet kurallarıyla taklit mezhebini ortadan kaldıracağım ve geniĢ görüĢümle bazı haramları helal kılacağım” 2563 . ġey Bedrettin hakkında; o içki içerek bu içki cennetten gelmiĢ, 2559
Ahmet Rafik, Miladi Onaltı Yüzyinde Bektaşı ve Şiiler, s. 67. 2560
Ahmet Rafik, a.g.e, s 68. 2561
Fuat Köprülü, Türk Edebiyatında İlk Mutesevifler, s. 132. 2562
Hoca Saadettin, Tacü‟t-Tevarih, c. II, s 109. 2563
Ahmet Rafik, a.g.e, s. 64. 827
üzüntüyü kaldıran bir içkidir ve denilen Kevser hakikat sofrası olan bu dünyadır ve bütün ilahi nimetler buradadır, Ġnsanı tanıyan hakikati tanıyacak her Ģey insandadır, her zaman ġeyh (kendisi) Mensur Hallac diyen Hakikat benimledir derse o sapık grup ve dinsiz fırka hepsi Hakikat benimledir diyeceklerdi. 2564
Miladi 1421 yılı (Hicri 824) yılında ġeyh Bedrettin Çelebi Sultan Muhammed‟in emriyle idam edildi ve birçok takipçisi de ele geçirildi. ġah Ġsmail‟in babası ġeyh Haydar‟ın çabalarıyla, KızılbaĢlar ortaya çıktıktan sonra ġey Bedrettin‟in kalan izleyenleri ona katılarak onunla iletiĢim kurdular. Eğer bir zaman KızılbaĢlar önlerinde bir savaĢa girseydiler zannet ġeyh Bedrettin‟in izleyenlerine savaĢ fermanı verilmektedir. Bir Sünni‟nin öldürmesini bir kâfirin öldürülmesi gibi cihat kabul etmiĢlerdi ve sürekli KızılbaĢlıların hareketlerini beklemektedirler 2565 . Bu nedenlere Osmanlıların KızılbaĢlar‟ı ciddi bir tehlike sayması boĢ yere değildir. 2566
Sultan Selim ġah KızılbaĢları Çaldıran SavaĢında yenmesine rağmen Safevileri ortadan kaldıramadı. Sultan Selim erken ölümünden dolayı Ġran‟a tekrar saldıramadı. ġah Tahmasb‟ın Ģansı padiĢahlığın ilk dönemlerindeki krizli zamanda Sultan Süleyman‟ın Ġran‟a saldırmamasıdır. Sultan Süleyman dört kere Ġran‟a saldırmasına rağmen Safeviler‟i ortadan kaldıramadı. Amasya AntlaĢmasından sonra ġah Tahmasb‟la Sultan Süleyman‟ın iliĢkileri arkadaĢça idi. Beyazıt‟ın Ġran‟a sığınmasının gerginlik evresi de savaĢsız çözüldü. ġah Tahmasb, padiĢahlığının son yıllarında hareminden dıĢarıya çıkmadı. Bu dönemde de ġah Tahmasb Osmanlıyla barıĢı sağlamak için çalıĢıyordu.
2564 Ahmet Rafik, a.g.e. 2565 Ahmet Rafik, a.g.e, s. 65. 2566 Emir Huseyin Hunci, Tarih-i Safeviye, Birinci Bölüm Şah İsmail Safevi, s. 43. 828
II. Selim zamanında Osmanlı-Ġran iletiĢimleri dostça gibi devam etmekteydi. Fakat ortaya çıkan sıkıntılar olmuĢtur. Osmanlılar, Safeviler‟den bir grup Masum Bey Safevi reisliğinde Mekke ziyaretine gittiği zaman II. Selim‟in emriyle kimse bilmesin diye gizlice onları ġiiliği yaymak bahanesiyle öldürdüler. Bu olayın iç yüzünü bilen ġah Tahmasb, gerginlik çıkarmadı ve II. Selim‟in özrünü kabul etti. Bu dönemde bazı belgelere dayanarak Anadolu‟da Safeviler‟in taraftarları hırsızlık ve zina bahanesiyle gizlice öldürülüyorlardı. II. Selim ġah Tahmasbla dostluğu bozulmasın diye için böyle yapılmasına emrediyordu. 2567 II. Selim‟in içki alıĢkanlığı vardı ve halk da ondan etkilenerek içki içiyordu. Bununla ilgili Ġstanbul Pazarında bir deyim yayılmıĢtı; “Bugün bizim içki paramızı kim ödeyecek Molla” Kadı veya Halife? 2568
III. Murat saltanat tahtına oturttuğu zaman ġah Tahmasb II. Selim‟in ölümünden dolayı ona baĢsağlığı dilemek için detaylı bir mektubu birçok hediye ile birlikte gönderdi. 2569
III. Murat, Ġran heyetini çok iyi karĢıladı. Ama eğer Ġran heyeti Osmanlı vatandaĢlarına hediye verirse hediyeyi alsınlar ama adları deftere kaydedilsin. ġah Tahmasb, III. Murat saltanat tahtındayken öldü. Genel olarak Osmanlılarla ilgili ġah Tahmasb‟ın barıĢ siyaseti izlemesinin nedenleri Osmanlıların güçlü ve büyük bir orduya sahip olması, Müslümanların birbirleriyle değil Hıristiyanlarla savaĢmalarını istemesi, devlethane ve haremden dıĢarıya çıkmaması, Ģehirlerin ve yerlerin tahrip olmasını istememesi ve son olarak çok cimri bir insan olduğu için savaĢ hazırlıklarına için para harcamak istememesiydi. ġah Tahmasb hayatının sonuna kadar Osmanlılarla barıĢı bozmadı.
2567 Ahmet Rafik, a.g.e, s. 97. 2568 Nowel Barber, Fermandehane Şah-ı Zerrin, s. 56. 2569 Navayi, a.g.e, s. 478-479. 829
Portekizler Fars Körfez‟i ve Hint Okyanusu‟nun ticaretini ele geçirdikten sonra Araplara ve Venediklilere çok zarar verdiler. Osmanlı imparatorluğunu zirveye çıkaran Sultan Süleyman denizlerde de Avrupalılarla rekabet ediyordu. Sultan Süleyman‟ın komutanlarından olan Hayrettin PaĢa (Avrupalılar ona kırmızı sakal yani Barbaros diyorlardı) önce Tunus‟u fetih etti ve Ġtalya limanlarını yağmaladı, Venediklilere ait birkaç adayı ele geçirdi ve Miladi 1538 yılı Aralık ayında Hicri 945 yılı Recep ayı Akdeniz de Ġspanya ile Venediklilerin birleĢen savaĢ gemilerini yendi sonra çok önemli ve stratejik Aden Liman‟ını Hayrettin PaĢa ele geçirdi. 2570
Burayı ele geçirdikten sonra Gücerat Sultanı Bahadır PaĢa‟nın yardımına gitti ve Diu Limanını Portekizlilerin elinden aldı. Sonra Yemen‟i fetih etti. Hem din açıdan çok aĢırı hem de bütün zikredilen mekânlarda ticareti kısıtlandırılan Portekizlere yüz çevirdiler. Miladi 1550 yılı Hicri 957 yılında Fars Körfez‟inin güneyinde yer alan Gatif Liman‟ının Arapları Portekizlerin zulümlerinden kendilerini kurtarmak için Gatif kalesini Osmanlılara bırakarak Basra Emirini Basra Liman‟ından dıĢarıya attılar. Portekizlerle yakınlığı olan Basra Emiri Portekiz‟in Hindistan‟ın Saltanat Naib‟i Alfonso de Noronha‟dan yardım istedi. Portekizlerin yardımına karĢı Basra da bir kale inĢa edilmesini kabul etti. 2571 Fars Körfez‟inin kuzeyini ele geçiremeyeceğini gözlemleyen Hindistan‟ın Saltanat Naib‟i Portekiz‟in Deniz Kuvvetlerinin komutanlarından Antonyo Doronha‟yı birkaç savaĢ gemisiyle Fars Körfez‟ine gönderdi. Antonyo Doronha Gatif Kalesini viran ederek Osmanlıları dıĢarıya attılar ama Basra Liman‟ını Osmanlılardan geri alamadılar. 2572 Miladi 1551 yılı (Hicri 958 2570
UzunçarĢılı, Osmanlı Tarihi, c. II, s 455. 2571
Nasrullah Felsefi, Safeviler zamanında İran‟ın Dişişleri, s. 23. 2572
Nasrullah Felsefi, a.g.e, s. 23. 830
yılı) Piri Reis Mısır‟ın Sovyez Liman‟ından Fars Körfez‟ine geldi ve Portekizlerin elinde olan Masgat‟ı ele geçirdi sonra Hürmüz Adasına gitti ama buranın kalesini fetih edemediği için Ģehrini yağmaladı ve Basra‟ya döndü. Mısır‟a döndüğü zaman malında gözü olan Mısır hâkimi Kuvat PaĢa onu mahkeme de cezalandırarak idam etti.
2573 Piri Reis o döneme ait dünya haritasını çizmiĢtir. Miladi 1552 yılı Hicri 959 yılında Osmanlı deniz kuvvetleri komutanı Murat Reis Basra‟dan Hürmüz Adasına yöneldi. Miladi 1553 yılı Hicri 960 yılında Seyyid Ali Osmanlı‟nın Basra da deniz kuvvetlerinin komutanlığına seçildi. Seyyid Ali iki kez Maskat yakınlarında Portekizlerle savaĢtı ama baĢarılı olamadı. Seyyid Ali Hindistan‟ın Gecrat Diu Liman‟ına ulaĢtıktan sonra gemilerini kasırgada kaybettiği için Hümayun ġah‟ın Sarayına gitti ve buradan Ġran yolundan Osmanlıya ulaĢtı. Seyyid Ali‟yle ilgili Hümayun ġah ve ġah Tahmasb Osmanlı sarayına birkaç mektup yazdılar. 2574
Osmanlı‟nın karadan Ġran‟a savaĢ açması ve Portekizlere savaĢ açmaları Ġran‟la Portekizleri birbirine yakınlaĢtırdı. Osmanlıların Fars Körfez‟inde baĢladığı yeni faaliyetler sırasında, Portekiz kralı Don Sebastiyan, ġah Tahmasb‟ın sarayına birçok hediyeler ile bir elçi gönderdi. 2575
Bu dönemde Osmanlılar Safevilerle üçüncü kez savaĢıyorlardı. Bu heyetin amacı, Safeviler ile Osmanlılar arasındaki savaĢa son vermemek idi. ġah Tahmasb onları geri çevirdi. Ama birkaç gün sonra ġah Tahmasb, onları geri çağırdı, ama onlara olumlu cevap vermedi. Miladi 1574 yılı, Hicri 982 yılında aynı Portekiz padiĢahı II. kez olarak bir elçiyi 50 uĢağı ve birçok hizmetçisiyle değerli ve eĢi benzeri görülmeyen çok nefis hediyelerle ġah
2573
UzunçarĢılı, a.g.e, s. 458. 2574
Feridun Bey, Munşeatus-Selâtin, c. II, 1275hc, s. 71-74; Navayi, a.g.e, s. 306- 312.
2575 Ahmet Gumi, Hulasetul-Tevarih, s 352; Ġskender Bey Türkmen, a.g.e, s. 116. 831
Tahmasb‟ın Sarayına gönderdi. 2576 Portekizlerin heyeti saraya ulaĢmadan önce ġah Tahmasb Portekizlerin Kuranları yakıp camiileri yıkıp haberini aldığı için Portekizlerin heyetini, hem önemsemedi hem de bazı emirlerine ferman vererek bu çirkin iĢleri yapanların cezalandırmalarını istedi. 2577
Ayrıca onları cezalandırmasının diğer önemli sebebi de ġah Tahmasb‟ın Sultan Süleyman‟la yaptığı Amasya antlaĢması idi. Yalnız bu yıllarda ġah Tahmasb zamanını haremde geçirmek için değildi belki Osmanlı Sultan‟ını (II. Selim) meraklı olmasına neden olan veya düĢmanıyla iletiĢimini gösteren her hangi bir iĢten perhiz ediyordu. ġah Tahmasb öfkesini göstermek için hayatının sonuna kadar Portekizlerin heyetine dönmek izni vermedi. Bu heyet ġah Muhammed Hüdabende zamanında dönmek izini alıp ülkelerine geri döndüler. 2578 Bu dönemde sömürgecilik amacıyla ġah Tahmasbla iletiĢim kurmaya çalıĢan Ġngiltere idi. O dönemde denizlerin kontrolü çok kuvvetli olan Ġspanya ve Portekizlerin elindeydi Ġngiltere‟nin gücü onlar kadar değildi. Bu nedenle elçisi Anthony Jenkinson kara yoluyla Moskova ve ġamahi‟den Miladi 1562 yılı Kasım ayının 20. Günü (Hicri 970 yılı) Rebiyülevvel ayının 23. Günü Kazvin‟e gelip ġah Tahmasb‟ın eĢiğine ulaĢtı ve Ġngiltere Kraliçe‟sinin hediyelerini teslim etti. ġah Tahmasb ona „hangi ülkeden geliyorsun‟ diye sordu. Sonra ġah Tahmasb onun dinini sordu, Anthony Jenkinson Hristiyan‟ım cevabı verdiği zaman ġah Tahmasb ona; ,Ey kafir bizim kâfirlerle arkadaĢlığımız yoktur, dedi ve saraydan dıĢarı çıkmasını istedi. Anthony Jenkinson, “Bundan hoĢlandım ki bana çok saygıyla rehberlik eden ġah Tahmasb‟ın emirleri toprakla dolu büyük tepsiyle benim
2576
Hasan Rumlu, a.g.e, s. 459. 2577
Vale Ġsfahani, Huld-ı Berin, s. 374. 2578
Ġskender Bey, a.g.e, s. 117. 832
arkamdan geliyordu ve her yere ġah‟ın yanından Sarayın bahçesine kadar ayağımı bastığım yerleri temizlenmek için toprak döküyordu” 2579
. Daha öncede zikrettiğimiz gibi ġah Ġsmail Osmanlı‟ya karĢı Avrupa ülkeleriyle birleĢmek için elçi göndermiĢtir. V. Charl II elçi gönderdiği zaman ġah Ġsmail ölmüĢtü ve buların ġah Tahmasb‟ın huzuruna geldiği hakkında hiçbir belge bulunmadı. Ama Miladi 1551 yılı (Hicri 958 yılında) yani Anthony Jenkinson‟un gelmesinden10 yıl önce Portekiz PadiĢah‟ının elçisi ġah Tahmasb‟ın huzuruna çıkmıĢtı ama ġah Tahmasb onlara Kâfir dememiĢti. Çünkü onların arkadaĢlığına ihtiyaç duyuyordu. Anthony Jenkinson‟un geri döndürmesi hakkında tarihçiler Amasya antlaĢmasından sonra hala Osmanlı elçileri Ġran‟da olmasından olabilir diyorlardı. 2580
ġah Tahmasb Amasya antlaĢmasından sonra Sultan Süleyman‟ın gönlünü almak için ve Sultan Süleyman Ġran‟la- Ġngiltere‟nin ticari iliĢkilerinden rahatsız olmasın diye kasıtla böyle davranmıĢtır diyebiliriz. Ayrıca bunun baĢka nedeni de Ġran‟la Osmanlı‟nın geniĢ bir Ģekilde ticari iliĢkileriydi. Çünkü Ġran‟ın Gilan vilayetinin ipek ürününü Avrupa‟ya taĢıma iĢi Osmanlı tacirlerinin elindeydi. Bu nedenle eğer Anthony Jenkinsonla ticari iletiĢim kursaydı bu Osmanlı‟ya karĢı çıkmıĢtı anlamına gelirdi. 2581
ġah Tahmasb Osmanlı‟yı biliyordu ama Ġngiltere‟nin gücüyle ilgili hiçbir bilgisi yoktu. Tanımadan bir ülkeyle nasıl iletiĢim kurup ona güvenebilirdi. Anthony Jenkinson ġah Tahmasb hakkında ġirketlerinin baĢkanlarına Londra‟ya gönderdiği raporda; “Bu sufinin halkı ne kadar güçlü ve cesursa kendisi o kadar cesur değil” bu korkusundan dolayı Türkler tekrar
2579 Ser Persi Sayks, a.g.e, s. 261; Melkom, Tarih-i İran, s. 168. 2580 Edward Brown, a.g.e, s. 87. 2581 Lord Corzuen, İran ve Geziye‟ye İran, Bongah-ı NeĢr-ı Kitap Yayınları, çev. Vahid Mazenderani, Tahran 1961, s. 636. 833
ülkesine saldırmıĢlar, 2582 demiĢtir. Bundan sonra birkaç kere Ġngiltere‟den elçi gelip gittikten ve ġah Tahmasb Ġngiltere‟yi tanıdıktan sonra Moskova Ģirketinden gelen Arthur Edwards‟ı huzuruna kabul etmesinin ardından ticari iletiĢim kurdu. Arthur Edwards; “Jhon Spark, Lawrence Chapman Christopher Faust ve Richard Bingler‟den” oluĢan heyetin baĢında Miladi 1568 yılı Ağustos ayı Hicri 976 yılı Sefer ayı ikinci kez Ġran‟a geldi ve Ġran‟ın Pazarını kendilerine uygun görmedi. Lawrence Chapman “Tebriz‟in pazarı rakibimiz Osmanlı Ermeni ve Venediklerin ürünleriyle dolu olduğunu gördüm” diye ve devam ediyor “Gilan vilayetine giden Müdürlerimiz de her yer de Osmanlı temsilcileriyle karşılaştılar” 2583
. Bu dönemde Osmanlı-Safevi iliĢkilerinde Avrupa ülkelerinden ikisinin arasına giren Venedik cumhuriyeti idi. Bu zamanda Kıbrıs Ada‟sı Venediklilerin elindeydi, Miladi 1570 yılı (Hicri 978 yılında) II. Selim bu Ada‟ya saldırdı. Venedikliler Osmanlı‟ya güçleri yetmediği için V. Charl‟ın oğlu Ġspanya padiĢahı II. Philip ve Papaya (V. Yapiyüs) Osmanlı‟ya karĢı Haçlı birliği yaptılar. Ayrıca Osmanlı‟ya doğu cephesinden de saldırmak için Sarayının büyüklerinden birisini Vincentio d‟ Alessandri‟yi ġah Tahmasb‟ı da bu birliğe katmak için Ġran‟a gönderdi. Miladi 1571 yılı Ut ayının 14. Günü (Hicri 979 yılı Rebiyülevvel ayının 22. Günü) Vincentio d‟ Alessandri Kazvin‟e vardı ve Ģah Tahmasb‟a olayı anlattı ve birliğe katılmasını istedi. ġah Tahmasb‟a eğer biz batıdan siz doğudan saldırırsak Osmanlı Sultan‟ı yenilecektir ve Osmanlı‟nın ele geçirdiği toprakları özellikle Mezopotamya ve Bağdat‟ı tekrar ele geçireceksiniz dedi. Vincentio d‟ Alessandri‟yi bir sonuç alamadı ve ġah Tahmasb onun önerisini kabul etmedi. Vincentio d‟ Alessandri ısrarcı oldu ve, Osmanlılar
2582
Haklyut Society, Early Voyages, London 1886, Naklen Ebulkasım Tahiri, a.g.e, s. 187-188. 2583 Lord Corzuen, a.g.e, s. 637. 834
antlaĢmalarına uymuyorlar ve ne zaman isterseler onu bozup Ġran‟a saldıracaklar. Vincentio d‟ Alessandri ısrarcı olsa da ġah Tahmasb onun isteğine karĢı direndi ve kabul etmedi. Çünkü hem Osmanlıyla yaptığı antlaĢmayı bozmak istemiyordu hem de Müslüman bir Devlete karĢı Hıristiyan Devletler birliğine katılmak istemiyordu. Vincentio d‟ Alessandri‟yi Venedik Cumhuriyetine verdiği raporun da Ģöyle yazdı; ,gerçekten bu padiĢah asla savaĢmağa istekli değil, çünkü korkak bir adamdır ve sadece gösteriĢte savaĢ iddiasında bulunuyor, eğer kazaca çöl de bir orduyla karĢı karĢıya gelirse istediğinden değil zorunluluktan savaĢacak, bu adam da düĢmana karĢı çıkma cesareti yoktur? 2584 Miladi 1571 yılı Ekim ayının 7. Günü (Hicri 979 yılı Cemaziyülevvel ayının 17. Günü) Arnavut‟un Lepant Körfez‟inde Vincentio d‟ Alessandr Kazvin‟e varmasından 54 gün sonra Avrupa Deniz kuvvetleri birliği ve bu birlikte huzur bulan ünlü yazar Miguel de Servates, Osmanlı deniz kuvvetlerini yendi ve Amiral-Kaptan PaĢa öldürüldü. Bu kazanç Avrupalılar için o kadar önemliydi ki Papa kaç gün tören yapma emri verdi. Kazançtan sonra Papa (V. Yapiyüs) ġah Tahmasb‟a bir mektup yazdı ve ondan Osmanlı‟nın yenilmesinden yararlanmasın ve bu uygun zamanda Avrupa birliğine katılarak Osmanlı‟ya saldırmasını istedi. Ama ġah Tahmasb eskisi gibi hem Osmanlıyla dostluğunda ısrarcı oldu hem de Amasya antlaĢmasına saygı duydu. 2585
Download 6.7 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
ma'muriyatiga murojaat qiling