Ardından on dakika kadar bir başka masadaki üç bayın karşısında oturdu, Yunanca'dan
Almanca'ya çeviri yaptı, yine çok çeşitli sorulara cevap verdi. Sonunda düzensiz çekilen bir
geniş zaman kipini söylemesi istendi ama Hans yanıt veremedi.
"Buyurun çıkabilirsiniz! Oradan, sağdaki kapı."
Hans kalkıp yürüdü, tam kapıdan çıkacakken bir geniş zaman kipi aklına geldi. Ansızın
durdu.
"Ne bekliyorsunuz, çıksanıza!" diye seslendiklerini işitti odadakilerin.
"Çıkın haydi, yoksa rahatsızlandınız mı?"
"Hayır ama bir geniş zaman kipi geldi aklıma."
Ve geniş zaman kipini salondan içeri haykırdı, sınav kurulu üyesi üç baydan birinin
güldüğünü işitti, yüzü ateşler içinde yanarak kendini kapıdan dışarı attı. Sorulan sorularla
verdiği cevapları anımsamaya çalıştı
ama her şey zihninÇarklar
Arasında -«/3
de birbirine karışıyordu. Kocaman yeşil masa geliyordu gözünün önüne ikide bir; sırtlarında
redingot, yüzlerinde ciddi bir ifadeyle üç yaşlı beyefendi, masanın üzerinde açılmış duran kitap
ve kitabın üzerindeki titreyen eli geliyordu. Tanrım, o nasıl cevaplardı verdiği!
Büyük kentin yollarında yürürken sanki haftalardır buradaymış, bir daha da bu kentten
çıkıp gidemeyecekmiş gibi bir duyguya kapıldı.
Evlerinin bahçesi, çamlarla kaplı yemyeşil dağlar ve tepeler, ırmak kıyısında balık tuttuğu
yerler çok uzaklarda, hayli öncelerde kalmış
gibi göründü gözüne. Ah, keşke hemen şimdi evlerine, kendi kasabalarına dönebilseler-di!
Burada daha fazla oyalanmalarının artık bir anlamı kalmamış, nasıl olsa sınavı yüzüne gözüne
bulaştırmıştı.
Yolda bir çörek alıp yedi, babasıyla yüz yüze gelmek istemediğinden bütün öğle sonrasını
Do'stlaringiz bilan baham: |