çalışıp öğrenmelerin sarp kayalıklarından geçtiğini artık seziyordu ve bu yolu aşmaya, her türlü
engeli yenmeye istekli ve hazırdı.
Flaig Usta şimdilik unutulmuştu.
Bu yeni tutum ve davranış birkaç gün Hans'a göz açtırmadı. Her akşam rahip efendiye
gidiyor,
gerçek bilgi sahibi olmak her geçen gün gözüne daha güzel, daha çetin, uğrunda çaba
harcamaya daha çok değer bir uğraş gibi görünüyordu.
Sabahları erken saatlerde balık tutmaya gidip öğleden sonralarını yüzmekle geçiriyor,
kalan zamanlarda evden pek dışarı çıkmıyordu. Sınav korkusu ve sınavı kazanmanın zafer
sarhoşluğuyla silinip giden hırs içinde yeniden şahlanmış, kendisine bir türlü rahat vermiyordu.
Öte yandan, son aylarda başında sık sık hissettiği o tuhaf duygu da yine su yüzüne çıkmıştı; ağrı
denemezdi bu duyguya, hızlanmış nabız atışlarının ve alabildiğine telaşlı güçlerin heyecanlı
sevinçler içinde sürüklenip gidişi, tezcanlı ve sabırsız bir ilerleme tutkusuydu. Kuşkusuz her
seferinde bu duygu bir baş
ağrısına bırakıyordu yerini; içindeki o ince ve narin ateş varlığını sürdürdükçe okuyup
öğrenme yolunda dev adımlarla ilerliyor, Ksenophon'un normalde her biri için en az on beş
dakika zaman ayrılması gereken
hayli çetin cümlelerini su gibi okuyup anlıyor, sözlüğe hemen hiç başvurmaksızın bütün o
içinden zor çıkılır sayfalarda anlatılmak istenenleri bir zihin açıklığıyla sevinçten uçarak bir
solukta kavrayıp çıkıyordu. Bu
hummalı çalışma temposuyla bilgi susuzluğuna bir özgüven duygusu da gelip katılmaktaydı;
sanki okul,
öğretmenler ve öğrenim yılları çoktan gerilerde kalmış, artık bilimin ve becerinin
doruklarına doğru kendine özgü bir yolda ilerlemeye başlamıştı.
İşte yine böyle bir ruh hali yaşıyordu Hans; Şöyle derin bir uyku uyuyamıyor, uykusu ikide
Do'stlaringiz bilan baham: |