salonu, manastırı yöneten başrahibin konutu ve iki kilise yan yana dizilmiş dev yapılar halinde
çevreler avluyu. Pitoresk duvarlar, cumbamsı çıkmalar, kapılar, bahçecikler, bir değirmen ve
çeşitli konutlar devcileyin bir çelenk gibi sarıp kuşatır o koca eski yapıları. Manastır önündeki
geniş alan sessiz ve bomboştur, ağaçların gölgeleriyle uykulu uykulu oynaşır; ancak öğle
yemeğinden sonraki ilk saatte geçici ve yanıltıcı bir canlılık kazanır burası; bir grup delikanlı
manastırın kapısından çıkar, geniş alana dağılır, biraz hareket, bağrışma, konuşma ve gülüşmeyi
de yanları sıra taşıyıp getirirler, bir top oyunu oynarlar örneğin ve bir saatlik sürenin bitiminde
geride hiç iz bırakmadan çarçabuk manastır duvarlarının gerisinde gözden kaybolurlar. Bu
alanda pek çok kişi manastırda hayli zevkli günler geçirilebileceğini düşünmüş, diri ve mutlu bir
şeylerin yeşerip filizlenmesine elverişli bir yer sayılacağını, olgun ve iyi insanların zihninde
mutluluk veren düşüncelerin doğup güzel ve iç açıcı eserlerin yaratılabileceğini içlerinden
geçirmiştir. Tepelerin ve ormanların arasına gizlenmiş, her türlü dünyevilikten uzak bu
görkemli manastır uzun zamandan beri Protestan rahip okulunun öğrencilerini barındırmış,
buradaki huzur ve güzelliğin o duyarlı genç gö-
nülleri sarıp sarmalaması istenmiştir. Ote yandan, burada gençler kent ve aile yaşamının
dikkatleri dağıtan olumsuz etkilerinin uzağında tutulur, dışarıdaki yoğun yaşamın zararlı
etkilerinden korunurlar. Böylece, İbranice ve Yunanca öğrenimi ve daha başka yardımcı bilim
dallarını konu alan çalışmalar yıllar yılı
gençlere büyük bir ciddiyetle yaşamlarının amacı olarak benimsetilebilmekte, genç ruhların
bilgiye susamışlığı saf ve ideal nitelikte incelemelere ve araştırmalara yöneltilebiimelctedir.
Do'stlaringiz bilan baham: |