Yatılı rahip okulunun bir başka amacı da gençleri kendi kendilerini eğitmeye zorlamak, bir
dayanışma duygusunun yüreklerinde filizlenmesini sağlamaktır.
Dolayısıyla, öğrencileri çatısı altında bedava yatırıp barındıran, yedirip içiren manastırdaki
eğitim ve öğretim, gençleri belli bir karakterle donatacak gibi düzenlenmiştir; öyle bir karakter
ki, ilerde bir"kimlik işlevi görür, inCe ve güvenilir bir 'damgalama' yöntemi oluşturur. Zaman
zaman öğrenimlerini yarıda bırakarak manastırdan kaçıp giden haylazlar dışında Suebya'daki
bu manastır okulunu bitirenler, üzerlerinde ömür boyu mezun oldukları okulun damgasını
taşırlar.
Manastır okuluna ilk adımlarını attıklarında yanlarında anneleri olanlar, ömür boyu o
günleri anımsadılçiannda duygulanır ve şükranla anarlar. Ne var ki, Hans onlardan biri değildi;
her türlü duygulanAnışlıktan uzak yaşamıştı o günü ama tanımadığı pek çok yabancı anneyi
izleme imkânını bulmuş! bu da üzerinde tuhaf bir izlenim bırakmıştı.
İki yaAmda gömme dolapların yer aldığı uzun
bir koridordan oluşan yatakhanede sağda solda sandık ve sepetler duruyor, anne ve
babalarının eşliğinde manastıra gelen oğlanlar yanlarında getirdikleri eşyaları gereken yerlere
yerleştirmeye çalışıyorlardı. Her
öğrenciye eşyalarını koyması için numaralı bir dolap, yine her birine ders çalışacakları
odalarda kitap ve
defterlerini koymak için numaralı bir etajer ayrılmıştı. Anne ve babalar oğullarıyla yere
çökmüş, sandık ve sepetlerden eşyaları çıkarıyor, gözetmen bir prens gibi kasılarak ortada
dönüp dolanıyor, gerektiğinde öğütler verip tavsiyelerde bulunarak oradakilerin yardımına
koşuyordu.
Sandık ve sepetlerden çıkarılan giysiler açılıp yayılıyor, gömlekler güzelce katlanıyor,
kitaplar üst üste yığılıp çiznıe ve terlikler sıra sıra diziliyordu.
Do'stlaringiz bilan baham: |