Cİlt 1 – 1978 erciyes üNİversitesi yayini-163


Download 3.2 Mb.
Pdf ko'rish
bet16/41
Sana17.10.2017
Hajmi3.2 Mb.
#18084
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   41

 öncelikli meselelere daldılar...

Burada, Kenneth Waltz’dan yola çıkarak yapılacak (level-of-analysis) tespitlerini 



Anthony Giddens’ın (structuration) metodolojisiyle birleştirmek yararlı sonuçlar 

verebilir…



207

Prof. Dr. Ali Fuat BOROVALI

Ancak Ermeni meselesi yapacağı tahribatı yapmıştı... İngiliz donan-

ması Çanakkale önlerine gelerek prova yapmış ve tabii sistemik neden-

lerden kaynaklanan İngiliz-Rus yakınlaşması, Osmanlıyı Almanya’nın 

kollarına itecek zemini hazırlamıştı... Herhalde ikili ilişkilerin zehirlen-

mesi açısından, 1890’ların Ermeni meselesini, yakın zamanların Kıbrıs 

meselesine benzetmek yanlış olmaz!..

1900’e -yani asrın dönüşümüne- gelinirken, Ermeni komitacılar 

provokasyona bir süre daha devam ediyorlar... Rich’in melo-dramatik 

anlatımıyla:...gradually (they) abandoned their agitation having accomp-

lished nothingbut the slaughter of thousands of their hapless compatriots.. 

(zamanla ajitasyonlarına bir son verdiler… Ama hiçbirşey başaramadan…

Ve binlerce talihsiz soydaşlarının kılıçtan geçirilmesine yol açmış olarak)...


209

Ali ÖZUYAR 



İLK ERMENİ PROPAGANDA FİLMİNİN 

ERMENİ MİLLİYETÇİLİĞİNİN GELİŞİMİNDEKİ 

ROLÜ vE BERN MASLAHATGÜZARI MÜNİR 

SÜREYYA BEY’İN OLAĞANÜSTÜ MESAİSİ

Ali ÖZUYAR 

Sinema Tarihçisi (Sinematürk Dergisi Yazarı) Batıkent-ANKARA

Tlf.: 0 532 7412376  / 0 312 2520290, e-posta: aliozuyar@mynet.com


210

HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1



ÖZET

Sinema, ortaya çıktığı tarihten (1895) itibaren görsel, işitsel ve kurgusal yapısının 

kitleler üzerindeki yönlendirici etkisi, bu sanatın bir düşünceyi, öğretiyi, ideolojiyi ve 

inancı yayma, benimsetme ve kamuoyunu oluşturmada etkili bir propaganda aracı 

olmasına yol açtı. Osmanlı azınlıklarından olan Bulgar ve Ermenilerin sinemayı kendi 

siyasal politikaları doğrultusunda kullanmaları da sinemanın icadından çok kısa bir 

süre sonra oldu. Bu konuda ilk harekete geçenler Bulgarlar oldu. Bulgar Prensliği 

1903 yılında sinemanın bu gücünden yararlanarak kendi yarattığı Makedonya sorunu 

karşısında Avrupa’nın desteğini almak için Osmanlı Mezalimi adlı bir propaganda film 

yaptırdı. İkinci adım 1919 yılında ABD’deki Diaspora Ermenileri tarafından atıldı.  

ABD’deki Diaspora Ermenileri, ABD ve Avrupa’da kendi davalarını destekleyen 

bir kamuoyu yaratmak ve Ermeni milliyetçiliğini güçlendirmek için izleyenlerde 

Türklere karşı nefret uyandıracak bir filmin çalışmalarına başladılar. Çarmıha Gerilen 

Ermenistan ve Açık Artırmadaki Ruhlar adıyla da bilinen bu ilk propaganda filmi 1919 

yılında tamamlandı. Film, Aurora Mardiganian adlı bir Ermeni kızının M.I. Gates 

tarafından Tecavüze Uğramış Ermenistan: Büyük Katliamdan Kurtulan Hıristiyan Kızı 

Aurora Mardiganian adıyla kaleme alınan anı kitabından filme aktarıldı. Diaspora 

Ermenileri, filmin gerçekçiliğini artırmak için de dönemin Osmanlıdaki eski ABD 

büyükelçisi Henry Morgenthau’yu yardımcı bir rol ile filme dâhil ettiler. Finansmanı 

Ermenilere ve Suriyelilere Amerikan Yardım Komitesi (American Committee for 

Armenian and Syrian Relief) tarafından sağlanan ve Seling Stüdyosu’na yaptırılan 

bu film, önce ABD’de ardından da Avrupa’da gösterime girdi. 

Filmin çekim ve gösterimi için 1919 yılının belirlenmesinin ardında ise önemli bir 

siyasal amaç yatıyordu. Bu dönemde Ermeni komiteleri, ABD yönetimine Ermenistan’ı 

kendi mandaterliğine alması için baskı yapıyordu. Bu amaçla da 1919’da Vahan 

Kardaşyan ve James W. Gerard tarafından Ermenistan Bağımsızlığı İçin Amerikan 

Komitesi – American Committee for Independence of Armenia – kurulmuştu.  Komi-

tenin amacı 28 Mayıs 1918’de merkezi Erivan’da kurulan Ermenistan Cumhuriyeti’nin 

sınırlarına Kafkasya’nın bir parçasını, Doğu Anadolu’yu ve Çukurova’yı ABD’nin 

yardımlarıyla dâhil etmekti. Dolayısıyla bu film ile elde edilecek olan Amerikan 

kamuoyunun desteği, Senato ve Temsilciler Meclisi üzerinde bir baskı unsuru olarak 

kullanılacaktı. Filmin Amerikan kamuoyundaki etkileri ekonomik ve siyasî açılardan 

beklenenin üzerinde oldu.  

Film Amerika’da olduğu gibi Avrupa’da da büyük bir ilgi gördü, özellikle de 

İsviçre’de. Filmin gösterimi o dönemin Osmanlı Bern maslahatgüzarı Münir Süreyya 

Bey tarafından engellenmeye çalışıldı. İsviçre hükümetinin çıkarttığı her türlü zor-

luğa rağmen Süreyya Bey’in ısrarcı tavrı ve olağanüstü mesaisi neticesinde filmin 

gösterilmesi kısa bir süre sonra yasaklandı.  Ancak bu yasak filme olan ilgiyi daha 

da artırdı. 

Açık Artırmadaki Ruhlar adlı film Diaspora Ermenileri tarafından yapılan 

erken dönem ilk propaganda filmiydi. Kendisinden sonra yapılacak olan propaganda 

filmlerine model oluşturdu. Bunlardan başka Ermeni milliyetçiliğinin gelişiminde ve 

Avrupa’da Ermeni taraftarlarının artmasında büyük katkıları oldu.  


211

Ali ÖZUYAR 



GİRİŞ

Sinema, ortaya çıktığı tarihten (1895) itibaren görsel, işitsel ve 

kurgusal yapısının kitleler üzerindeki yönlendirici etkisi, bu sanatın bir 

düşünceyi, öğretiyi, ideolojiyi ve inancı yayma, benimsetme ve kamu-

oyunu oluşturmada etkili bir propaganda aracı olarak görülmesine yol 

açtı. 


Osmanlı Devleti,  Lumiére Kardeşlerin icad ettikleri ve sinematograf 

adı verdikleri bu icaddan Mösyö Jamin adlı bir Fransız vatandaşının 

Babıâli’ye gönderdiği 17 Haziran 1896 tarihli yazısıyla haberdar oldu. 

Babıâli tarafından ilk başlarda ilmî yönden faydalı bir araç

1

 olarak nitelen-



dirilen sinema, bu özelliğinden dolayı 29 Mart 1903 yılında yayımlanan 

sinema nizamnamesi ile devlet tarafından kontrol altına alındı

2

.



Osmanlıda kendi siyasal politikaları doğrultusunda sinemayı etkili 

bir propaganda aracı olarak devlete karşı kullananlar Bulgarlar oldu. Bul-

gar Prensliği 1903 yılında kendi yarattığı Makedonya sorunu karşısında 

Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), İ.RSM., Belge No: 6/1314-R-2, 12 Rebiyülâhir 



1314. 

BOA, Y.PRK.AZJ., Belge No: 46/16, 29 Zilhicce 1320.



212

HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1

Avrupa’nın desteğini almak için Osmanlı Mezalimi adlı bir propaganda 

film yaptırdı. Filmde Makedonya ve Bulgaristan’daki Müslüman-Türkler, 

Bulgar çetelerin işledikleri cinayetlerden sorumlu tutuluyor ve cinayet-

lerin Müslüman-Türkler tarafından işlendiği iddia ediliyordu

3

. Bulgar-



lardan sonra sinemayı kendi politik amaçları doğrultusunda Osmanlı 

Devleti’ne karşı bir propaganda aracı olarak kullananlar ise Diaspora 

Ermenileri oldu. Bu yolla Batı kamuoyunda kendi davalarını destekle-

yecek bir kitle oluşturmak ve millî kimliği güçlendirerek toplumsal bir 

hafıza yaratmak istiyorlardı.. 

AÇIK ARTIRMADAKİ RUHLAR (AUCTIONS OF SOULS) 

1915 yılında meydana gelen tehcir olayı ve tehcir sırasında yaşanan 

istenmeyen trajik olaylar, Diaspora Ermenilerinin, günümüze kadar 

geçen süreçte, siyasî söylem ve iddiaları için temel bir dayanak noktası 

oldu. Bu tarihî olayı, siyasî söylem ve iddialarının bir kanıtı olarak dünya 

kamuoyuna sunan Diaspora Ermenileri, tehcirden çok kısa bir süre 

sonra bu olayı siyasî amaçlarına ulaşmak için 20. yüzyılın en etkili sanatı 

olan sinemaya taşıdılar. Bu tarihî olay, ilk kez Amerika’daki Diaspora 

Ermenileri tarafından 1919 yılında, propaganda niteliğinde bir film ile 

seyirci karşısına çıkarıldı. Sonuç istenilenin de ötesindeydi.  



Tecavüze Uğramış Ermenistan (Ravished Armenia) ve Çarmıha Gerilmiş 

Ermenistan (Crucified Armenia) adlarıyla da bilinen ve sinema tarihinde 

daha çok Açık Artırmadaki Ruhlar (Auctions of Souls) adıyla yer edinen bu 

ilk propaganda filmi, ABD’deki Diaspora Ermenileri tarafından kurulan 

Ermenilere ve Suriyelilere Amerikan Yardım Komitesi (American Committee 

for Armenian and Syrian Relief) tarafından Seling Stüdyosu’na yaptırıldı. 

Finansmanın tamamı bu komiteye aitti.     



Tüm ülkede (ABD) Ermenilere yardım edin

4

 feryatlarının yükseldiği bir 



ortamda komite, bu feryatlarından olabildiğince yararlanmak için, tehcir 

olaylarından muzdarip olan genç bir Ermeni kızının (Aurora Mardigaian) 



gerçek olarak nitelenen anılarını sinemaya taşımayı uygun gördü. 

Açık Artırmadaki Ruhlar, Aurora Mardigaian’ın 1918 yılında New 

York’ta yayımlanan ve yine Diaspora Ermenilerinin yaptıkları propa-

BOA, İ.HUS., Belge No: 110/1321 B-075, 16 Receb 1321.



Giovanni Scognamillo, Batı Sinemasında Türkiye ve Türkler, İnkılâp Yayınları, 

İstanbul 1996, s.24.


213

Ali ÖZUYAR 

gandalar ile çok satan anı kitabına dayanıyordu. Tecavüz Edilen Erme-

nistan: Büyük Katliamdan Kurtulan Hristiyan Kızı Aurora Mardigaian’ın 

Öyküsü (Ravished Armenia, the Story of Aurora Mardigaian, the Christian 

Girl Who Lived Through the Great Massacre) adını taşıyan kitap, Aurora 

Mardigaian’ın anlatımı doğrultusunda M.L. Gates tarafından kaleme 

alınmıştı

5



Ermenilere ve Suriyelilere Amerikan Yardım Komitesi, filmin izle-

yiciler üzerindeki inandırıcılığını ve etkisini artırmak için oldukça akılcı 

bir yöntem izledi. Filme kaynaklık eden anıların sahibi ve de kahramanı 

olan Aurora Mardigaian’a filmin başrolünü vererek kendini oynattı. 

Ayrıca dönemin Osmanlıdaki eski ABD Büyükelçisi ve aynı zamanda 

Ermenilerin önemli destekçilerinden biri olan Henry Morgenthau’yu 

da yardımcı bir rol ile filme dâhil ederek, onun tutmuş olduğu resmî 

raporlara da filmde yer verdiler. Morgenthau da Mardigaian gibi filmde 

kendisini oynadı. Bu durum elbette ki filmin gerçekçiliğini tartışmasız 

bir hale getirerek, hem ABD’de hem de Avrupa’daki seyirciler üzerinde 

oldukça inandırıcı oldu.

1915 Olayları’nın Aurora Mardigaian’ın gözünden anlatıldığı filmin 

konusu, birçok Amerikan Film Rehberinde (American Film Indexes) 

özetle şöyle idi: Birinci Dünya Savaşı’nda Türkler, Ermenileri gizlice Rus-

ları desteklemekle suçlar. Amerikan Büyükelçisi Henry Morgenthau’nun 

ricalarına rağmen İttihat ve Terakki hükümeti, Ermenileri toplattırıp 

güneye sürdürür. Aileler parçalanır, erkekler ve kadınlar birbirlerinden 

ayrılırlar. Birçok erkek Türkler tarafından katledilir. Sürgüne tabi tutu-

lanlar, gıdasız ve susuz, çölü aşmaya zorlanırlar. Gece vakti yaşlı kadınlar 

tarafından kuma gömülen genç kızlar Türklerin ‘namussuzluklarından’ 

kurtarılabilirler. Bu panoramanın içinde Ağrı Dağı eteklerinde yükse-

len Harput kentinde yaşayan varlıklı bir Ermeni ailesinin kızı Aurora 

Mardigaian’ın öyküsü anlatılır.

Harput valisi, Aurora ile evlenmek ister. Ancak Aurora’nın babası,  

kızının Hristiyan dinini reddetmek zorunda kalacağından dolayı, bu 

teklifi geri çevirir. Teklifin reddedilmesi üzerine vali, Aurora’nın ailesini 

katlettirir. Katliamdan kurtulan Aurora bir İngiliz misyonuna sığınır. 

Ancak Türkler, Aurora ve diğer Ermeni kızlarını misyondan kaçırır. 

Scognamillo, Batı Sinemasında Türkiye..., s.22.



214

HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1

İngiliz misyonunda öğretmenlik yapan Miss Graham, öğrencilerin-

den ayrılmamak için, Ermeni kılığına girip sürgüne katılır. Aurora’ya 

aşık olan çoban Antranik’in yardımıyla Miss Graham ve Aurora kafileden 

kaçmayı başarırlar. Fakat bir süre sonra Miss Graham ve Aurora Kürt-

lerin eline düşerler, tecavüze uğrarlar ve bir hareme satılırlar. Yeniden 

kaçmaya kalkışınca da bir esir pazarında satışa çıkarılırlar. Kürtlerin 

elinden kaçmaya başarmış olan Antranik, esir pazarında Miss Graham 

ve Aurora’yı satın alır. Ancak daha sonra onları manastıra kadar izlemiş 

olan Türklerin eline düşerler. Türkler, onların yeniden kaçmaya kal-

kışmamaları için, ibret olsun diye, çarmıha çakılmış bir dizi çıplak kız 

gösterirler. Buna rağmen kaçmayı başarırlar ve bir Amerikan misyonuna 

sığınırlar. Aurora, misyonun da yardımıyla katledilen halkı için yardım 

kampanyası başlatmak üzere Amerika’ya gider. 

Filmde Ermeniler, sadece Ruslarla işbirliği yaptığı ya da Ruslara 

yardım ettikleri için zorunlu olarak sürgüne gönderilen ve sürgün 

sırasında Türkler ve Kürtler tarafından çeşitli insanlık dışı durumlara 

maruz kalan ve katledilen bir halk olarak gösteriliyordu. Türkler, katliam 

tutkunu, ırz düşmanı, kana susamış, kan akıtmaktan haz alan bir ulus 

olarak resmediliyor, böylece izleyenlerde Türklere karşı nefret duygusu 

uyandırılmaya çalışılıyordu.   

Ağrı Dağı görüntülerinin California’daki Baldy Dağı’nda çekilen film 

aynı yıl ABD’de gösterime girdi. Dağıtımcılığı Associated First National 

Pictures’in yaptığı filmin biletleri Amerika’da 10 dolardan satıldı. Elde 

edilen hasılat Yakındoğu’ya Yardım Komitesi (Committee for the Relief 

of the Near East) ile Ermeni Savaş Yardımı Cemiyeti (Armenian War 

Relief Association)’ne bırakıldı. 

Filmin gişe başarısına dair Moving Picture World dergisi yazarla-

rından Amerikalı sinema tarihçisi Lewis Jacobs şu değerlendirmeyi 

yapıyordu: …O zamanlar tüm ülkede (ABD) ‘Ermenilere yardım edin’ diye 

feryatlar yükseliyordu ve ‘Açık Artırmadaki Ruhlar (Auetion of Souls)’ doğu-

daki kıtlığın dramatik bir temsili olarak, Türklerin kurbanları için fon top-

lamaya çok yararlı oldu. Film, bağış kampanyasının büyük başarısında en 

önemli etkenlerden biri oldu

6

.



Filmin çekim ve gösterimi için 1919 yılını belirlemesinin ardında 

ise önemli bir siyasal amaç yatıyordu. Bu dönemde Ermeni komiteleri, 

 Scognamillo, Batı Sinemasında Türkiye..., s. 23-24.



215

Ali ÖZUYAR 

ABD yönetimine Ermenistan’ı kendi mandaterliğine alması için baskı 

yapıyordu. Bu amaçla da 1919’da Vahan Kardaşyan ve James W. Gerard 

tarafından Ermenistan Bağımsızlığı İçin Amerikan Komitesi – American 

Committee for Independence of Armenia – kurulmuştu

7

.



  

Komitenin amacı 

28 Mayıs 1918’de merkezi Erivan’da kurulan Ermenistan Cumhuriyeti’nin 

sınırlarına Kafkasya’nın bir parçasını, Doğu Anadolu’yu ve Çukurova’yı 

ABD’nin yardımlarıyla dâhil etmekti. Bunun yolu da kendi davalarına 

inandırdıkları Amerikan kamuoyunun Senato ve Temsilciler Meclisi 

üzerinde bir baskı oluşturmasıyla mümkün olabilecekti. Açık Artırmadaki 

Ruhlar, gelirden çok kamuoyu baskısını sağlamak için yapılmıştı.  

MÜNİR SÜREYYA BEY’İN FİLMİN 

GÖSTERİMİNİ ENGELLEME ÇABALARI

Diaspora Ermenilerinin etkili bir propaganda ile yapmış oldukları 

tanıtım kampanyasının bir sonucu olarak Amerikan kamuoyunun filme 

karşı göstermiş olduğu yoğun ilgi, filmin Avrupa’daki gösterim ve başarı 

şansını da yükseltti. 1920 yılından itibaren Avrupa sinemalarında gös-

terime giren filme, seyircinin ilgisi Amerikan kamuoyundakinden farklı 

değildi. Filmin gösterileceği ülkelerden biri de İsviçre idi.

Dönemim İsviçre Maslahatgüzarı Münir Süreyya Bey, söz konusu 

filmin Cenevre’de gösterileceği haberlerinin duyulması üzerine harekete 

geçti. Durumu 31 Ağustos 1920 tarihli bir yazı ile Osmanlı Hariciye 

Nezareti’ne bildirdi. Hariciye Nezareti’nin cevabı gecikince de filmin 

İsviçre’deki gösterimini engellemek için Bern hükümeti nezdinde gerekli 

diplomatik girişimleri başlattı. Münir Süreyya Bey, Hariciye Nezareti’ne 

gönderdiği 11 Ekim 1920 tarihli yazısında yaptığı faaliyetleri şöyle 

anlatıyordu:     

Bendeleri Bern’deki teşebbüsümden başka Cenevre kantonu ekâbir-i 

memurini nezdinde de ayrıca hususi teşebbüslerde bulundum. 

Bern hükümeti vaziyetin nazikliğini anladığını söylemekle beraber 

İsviçre’nin tarafsızlığına aykırı olmadığı takdirde bu gibi gösterilerin, 

propagandaların yasaklanamayacağını beyan ediyor. Bir de gerçek-

leri göstermek için hazırlanmış ve olay mahallinde yapılmış olan 

bir filmin gösterilmesine mani olmanın İsviçre’de kabil olmadığını 

öne sürüyorlar. Eğer o film propaganda olarak başka bir memle-

kette yapılmış ise ve bu da ispat edilebilse o vakit yasaklamanın 

Ercüment Kuran, Türk İslâm Kültürüne Dair, Ankara 2000, s.69.



216

HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1

daha kolay olduğunu ileri sürerek bu filmin arkasında acaba hangi 

kuvvet, hangi hükümet vardır, diye soruyorlar. Bu soruya cevap 

vermek için parasızlık dolayısıyla sefaret-i seniyede kuvvet olmadığı 

malumunuzdur. Bendeleri güzel bir dille bu filmin yasaklanması için 

Cenevre kantonuna emir verdirilmesini ısrarla rica ettim ve Ermeni 

propagandasını dilim döndüğü kadar bildirdim

8

.

Münir Süreyya Bey, gönderdiği yazısının bir bölümünde filmin 



yasaklanması ve bu mümkün olmadığı takdirde filmdeki dehşetli sah-

nelerin çıkartılması için sürdürdüğü çabaların müspet bir sonuca ulaş-

masının oldukça güç olduğuna dikkat çekerek bunun nedenlerini şöyle 

ifade ediyordu: İsviçre tarafsız bir devlettir. İsviçrelilere dokunmayacak 



şeylerde hükümet ekseriya bir şey yapmaz veya yapamaz, zira mesela Türkler 

aleyhinde icra edilecek böyle bir filmi hakikaten yasaklasa kendi tebaasın-

dan birçok halkı gücendirmiş olur, çünkü Ermeniler, Rumlar senelerden beri 

para dökerek, dil dökerek, mürekkep akıtarak Türklerin, Türk hükümetinin 

aleyhine şiddetli bir cereyan hâsıl etmişlerdir.

Tehcir Kanunu çıkarılmadan çok önce başta Rusya ve İngiltere’nin 

kışkırtmalarıyla başlayan Ermeni olaylarında Osmanlının dış politikaya 

yönelik, gerekli tedbirleri almadığından ve gerekli diplomatik girişim-

lerde bulunmadığından da yakınan Münir Süreyya Bey, Ermeni Sorunu 

karşısında devletin ne kadar aciz bir politika izlediğini de şu sözlerle dile 

getirmekten imtina etmiyordu: Acaba ona karşı biz ne yapmışız? İsviçre’de 



aleyhimizde dönen entrikalar, cereyan eden propagandalar göz önüne geti-

rilecek olursa bir şey yapmamış olduğumuz veya yapmış isek bile akılcı ve 

öngörülü bir surette hareket edememiş bulunduğumuz derhal görünür

9

.



Münir Süreyya Bey, yine aynı yazısında İsviçre’de, Ermeniler ve 

Rumların Türkler aleyhine yaptıkları propagandalara karşı, sefaretin 

parasızlık dolayısıyla bu propagandalara karşı koyacak gücünün olma-

dığını ve bu durumun Ermeniler ve Rumların işlerini kolaylaştırdığını 

belirterek sefarete acil para yardımının yapılması gerektiğini bildiriyordu: 

Sefarethanede bugün on para yoktur. Bugünkü günde ise parasız hiçbir şey 

yapmak kabil değildir. Bugün aç bir talebenin karnını doyuracak, hanesinden 

kovulmasına mani olacak kuvvette değiliz. İş bu merkezde olunca kişisel gayret 

ile iyi niyet ve çok çalışmakla ne yapılabilir: Önümüzde aşılacak yüce dağlar, 

BOA, HR.SYS., Belge No: 48/26.



BOA, HR.SYS., Belge No: 48/26. 



217

Ali ÖZUYAR 



ele geçirilecek müstahkem kaleler var: Ermeniler, Rumlar ve bunların muhip-

leri her fedakârlığı göze almışlar, bizi mahvetmek için her vasıtaya müracaat 

ediyorlar, onlara karşı bu bendeleri eli ayağı bağlı bir vaziyetteyim.

Filmin gösteriminin yasaklanmasından başka İsviçre’deki Ermeni 

ve Rumların Türkler aleyhine yapmış oldukları propaganda faaliyetle-

rini de durdurma gayreti içerisinde olan Münir Süreyya Bey, bu konuda 

birçok girişimde de buluyordu. Bunlardan biri de meramını anlatmak 

ve Türklere isnat edilen suçların bir dayanağının olmadığını ispatlamak 

için İsviçre basınıyla iletişim kurmaktı. Ancak böyle bir iletişimin kurul-

ması pek mümkün görünmüyordu. Münir Süreyya Bey’e göre bunun iki 

önemli nedeni vardı. Birincisi parasızlık, diğeri de onların Hıristiyan 

olmasıydı. Süreyya Bey, Hariciye Nezareti’ne gönderdiği bir yazısında 

bu durumu şöyle izah ediyordu: 

Rumlar, Ermeniler Hıristiyan olduklarından onlar tarafından Müs-

lümanlara reva görülen mezalim diğer Hıristiyanlar nezdinde zulüm 

olmayıp olsa olsa ihkak-ı haktır, nefsi müdafaadır, bu da bir ayıp 

olmayıp onlarca bilakis bir Hıristiyanlık vazifesidir. Avrupa’da, 

Amerika’da hatta dünyanın birçok yerinde bize karşı hükümran olan 

bir zihniyettir. Bu kuvvete karşı gelecek, zemin ve zamana göre bu 

kuvveti ezecek diğer bir kuvvet varsa, o da ancak ve ancak paradır.

Genellikle Ermeni Meselesi ve özellikle Cenevre’de teşekkül etmiş 

olan uluslar arası ‘Ermeni Muhipleri İttihadı’ ve Yunanistan işleri 

hakkında Bern’e geldim geleli takdim eylemiş olduğum birçok telgraf 

ve yazıda Rum ve Ermeni propagandasının yoğunluğunu zikretmiş 

ve yalnız Kuzey Amerika’da Ermenilerin çıkarına olmak üzere altmış 

milyon dolar gibi büyük bir meblağ toplanmış olduğunu arz eylemiş 

idim. Bu paranın bir kısmı Ermeniler lehine ve bizim aleyhimize sarf 

edilmiş ve sarf edilmekte olduğu gibi Venizelos hükümetinin bazı 

siyasî kişilere ve birçok gazeteye ne çok paralar yağdırdığı da çoktan 

beri neredeyse halkın bildiği bir vaziyet almıştır. 

İsviçre basını, Ermeni ve Rum mezalimini sütunlarına taşımazlar ve 

taşıyamazlar. Bu gibi malumatı yayımlamaya razı olacak gazeteler 

bulunursa da bunlar da ancak bol para ile istediğimizi yaparlar. 

Sefarette ise bu konuda sarf edilecek para yoktur ve şimdiye kadar 

bir akçe bile alınamamıştır. 


218

HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1

İsviçre’de üniversite çevreleri, siyasiler ve bilim adamları nüfuz sahibi 

kişilerdir.  Ve bunların kanaati her şeye tesir eder. İzin verildiği 

takdirde gerçekleri ve iddialarımızı kitap haline getirerek herkese 

göndermek mümkündür. Bunun için beş yüz İsviçre Frangının gön-

derilmesi gerekmektedir

10

.  



Münir Süreyya Bey’in durumun hassasiyetini ve vahametini dile 

getirdiği tüm yazı ve telgraflarına rağmen, Babıâli’den istenilen para, 

İsviçre Sefareti’ne gönderilmedi. Hariciye Nezareti’nden Bern Sefareti’ne 

gönderilen bir yazıda Münir Süreyya Bey’in gayreti takdirle karşılanıyor, 

içinde bulunulan mali durum ifade edilerek hazinede para olmadığı 

belirtiliyordu

11

. Parasız karşı propaganda yapılamayacağını defalarca 



dile getiren Münir Süreyya Bey, Babıâli’nin bu tavrına rağmen filmin 

yasaklanması ve bu mümkün olmadığı takdirde filmdeki bazı sahnelerin 

sansürlenmesi için başlattığı mücadelesini sonuna kadar sürdürdü. 

Münir Süreyya Bey’in başlattığı bu mücadele kısa bir süre sonra 

olumlu bir sonuç verdi. İsviçre hükümeti filmin Cenevre’de gösterilme-

sini yasakladı. Ancak bir süre sonra Ermeniler, söz konusu filmin adını 

değiştirerek Bern’de gösterilmesini sağladılar. Durumdan haberdar olan 

Münir Süreyya Bey, tekrar İsviçre Hariciye Nezareti’ne müracaat ederek 

filmin Bern’de de gösterilmesini engelledi

12

.



Download 3.2 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   41




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling