Cİlt 1 – 1978 erciyes üNİversitesi yayini-163


Download 3.2 Mb.
Pdf ko'rish
bet19/41
Sana17.10.2017
Hajmi3.2 Mb.
#18084
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   41

KAYNAKÇA

ARMYANO-RUSSKOE OTNOŞENİYA V I TRETİ XVIII VEKA, Sbornik dokumentov v 

4-x tomax. T. II çast I /Pod red A.R.İonnisyana. Erevan İzd-vo Arm. SSR. 1964.

ARMYANSKOE, voysko v XVIII veke. İz istorii armyano-russkoqo voennoqo sodrujestvo. 

Podqotovil k izdaniyu A.N. Haçatryan. Erevan. İzd-vo AN. Arm. SSR. 1968.

AVPRİ. F 100. SPA. OPİS 6, delo 5.

ESAT URAS, Tarihde Ermeniler ve Ermeni Meselesi. İstanbul. Belge Yayınları, 1976.

EZOV,  Q.A.  Snoşeniya  Petra  Velikoqo  s  amyansim  narodom.  SPb.  Tipoqrafiya 

İmperatorskoy Akad. Nauk. 1898.

HALİLOV, H.D.Qarabağın Elat dünyası. Baki. Azerneşr. 1992,

İSTORİYA, Russkoy Armii i Flota. Kniqa İzd-vo Obrazovanie – M. 1911 – t. I,

İSTORİYA DİPLOMATİİ, V 5-i tomax. T. I /Pod. Red. V.P.Potyomkina. M.Qosudarstvennoe 

sosialno-ekonomiçeskoe idatelstvo. 1941.

LITSOV, V.P.Persidskiy poxod Petra I 1722-1723. M. İzd-vo Moskovskoqo Universiteta. 

1951.

LITSOV, V.P.Persidskiy poxod Petra I 1722-1723. M. İzd-vo Moskovskoqo Universiteta. 



1951.

MAMEDOVA, Q. O poxode V.Zubova v Azerbaydjan 1796 q. Baku. Elm. 2003.

MUSTAFAZADE, T.T. Azerbaydjan i russko-tueskie otnoşeniya v I treti XVIII v. Baku, 

Elm, 1993.

PAYÇADZE, Q.Q. Russko-qruzinskie politiçeskie otnoşeniya v I polovine XVIII veka. 

Tb. Sabçota Sakartvela 1970.

RQADA, F.100, opis.3 1715 – 1717 dok. 1

SOLOVYOV, S. Pyotr I na Kaspiyskom More. Vestnik Evropi. CPb. 1868.

SOLOVYOV, S.Publicnoe ctenie o Petre Velikom. M. İzd-vo Pravda 1984.

SUMMER, V.H. Büyük Petro ve Osmanlı İmparatorluğu. Tük Dünyası Araştırmaları 

Vakfı. İstanbul 1993.

TUMANSKİY, F. Opisanie poxoda qosudarya Petra Velikoqo k lejaşim pri Kaspiyskim 

provinsiyam. SPb. Rossiyskiy Maqazin 1793.

VERMİŞEV, H.A. Materialı dlya istorii qruzino-armyansix otnoşeniy. SPb. Puşkinskaya 

Skoropeçatnya. Leştukov 4, 1904.

YILDIZ,  Hakkı  Dursun,  Doğuşdan  Günümüze  Büyük  Osmanlı  Tarihi. 

İstanbul.1989.


251

Doç. Dr. Ayten SEZER ARIĞ



OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİNİN ERMENİ 

MİLLİYETÇİLİĞİNİN DOĞUŞUNA ETKİSİ 

Doç. Dr. Ayten SEZER ARIĞ

Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Beytepe / Ankara-TÜRKİYE

Tlf.: 0 312 297 68 70 /116, e-posta: aytens@hacettepe.edu.tr, sezer.ayten@gmail.com


252

HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1



ÖZET

Osmanlıda eğitim 19. yüzyıla kadar devletin işi değildi. Bu iş cemaatlere 

bırakılmıştı. Daha çok vakıflar kanalıyla açılan okulların, programları da bu 

kurumlar tarafından belirlenirdi. Farklı etnik köken ve dinî inanca sahip 

unsurlardan meydana gelen Osmanlıda eğitim de farklılık gösteriyordu. 

Gerek bu durumdan gerekse kapitülasyonlarla tanınan haklardan yararlanan 

yabancılar 19. yüzyıldan itibaren azınlık milliyetçiliğinin doğmasında önemli 

rol oynadılar.     

Bu çalışmada, Osmanlı eğitim sisteminin yapısı ve bu yapıdan yararla-

nan iç ve dış çevrelerin Ermeni milliyetçiliğinin doğuşuna etkileri üzerinde 

durulacaktır.


253

Doç. Dr. Ayten SEZER ARIĞ



GİRİŞ

Bilindiği gibi Osmanlı Devleti farklı etnik köken ve dinî inanca 

sahip unsurların birarada yaşadığı bir ülke idi. Bu unsurlar önceleri 

hiç bir şekilde etnik kökenleriyle anılmayıp, dinî ve mezhebî anlamda 

millet olarak nitelendirilirlerdi. Dolayısıyla bu topluluklar Türk, Rum, 

Bulgar, Arap olarak değil; Müslüman, Katolik, Protestan, Gregoryan, 

Ortodoks ya da Yahudi alarak adlandırılırlardı

1

Millet Sistemi denilen bu 



sistem gereği dinî topluluklar kendi dillerini konuşmakta, kendilerine 

ait dinî ve eğitim kurumlarını açmakta serbesttiler. Bu sistem sayesinde 

gayrimüslimler kendi dinlerini, geleneklerini, kültürleri ile dillerini 

korumuşlar; mahkemelerini, okullarını, yardım ve sağlık kuruluşlarını 

kendileri kurmuşlardı. Osmanlıdaki gayrimüslimlerin durumunu ele 

alan pek çok eserde de vurgulandığı gibi gayrimüslümler Roma ve Bizans 

dönemlerine nazaran, bu dönemde anılan bütün faaliyetlerini adalet ve 

Gülnihal Bozkurt, Alman-İngiliz Belgelerinin ve Siyasî Gelişmelerin Işığı Altında 



Gayrimüslim Osmanlı Vatandaşlarının Hukuki Durumu (1839-1914), Türk Tarih 

Kurumu Yayını, Ankara 1989, s.1. 



254

HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1

hoşgörü ortamı içinde özgürce yürütmüşlerdi

2

. Bunun en açık örneğini 



eğitim ve öğretim alanında kendilerine tanınan haklar oluşturur.

Başlangıçta dinî temele dayanan bu millet sistemi çeşitli sebep-

lerden dolayı 19. yüzyıla gelindiğinde etnik temele dayanır hale geldi. 

Bunda 1789 Fransız İhtilali sonrası dünyaya yayılan milliyetçilik, eşitlik 

ve hürriyetçilik akımlarının tesiri oldukça fazladır. Nitekim, kendi dil, 

din ve kültürlerini muhafaza eden azınlıklar söz konusu akımlardan ilk 

etkilenen unsurlar oldular. Zira, bunlar çoğunlukla ticaretin yanı sıra, 

diplomasi, basın yayın ve tercüme işleriyle uğraşmalarından dolayı, 

Batılılarla yakın temasta oldukları için milliyetçi ve hürriyetçi fikirleri 

yakından takip etmişlerdi. Ayrıca, gelişen sömürgecilik hareketi ile başta 

Rusya ve İngiltere olmak üzere Şark Meselesi’ni halletmek için Balkanlar, 

Ortadoğu ve Akdeniz’e hakim olmak isteyen Batılı büyük devletlerin 

bölgede Osmanlıya karşı yürüttükleri yıkıcı faaliyetlerin oldukça önemli 

payı olmuştur. Bu sürecin doğup gelişmesinde Osmanlı topraklarında 

yürütülen misyonerlik faaliyetlerinin etkileri de gözardı edilemez. 

Ermeniler, Osmanlı idaresinde yaşayan farklı din ve etnik köken-

deki  topluluklardan biriydi. Diğer unsurlarda olduğu gibi kendilerine 

de aynı haklar tanınmıştı. Yüzyıllar boyunca birbirleri ile büyük bir 

sorun olmadan birarada yaşayan Türkler ile Ermenilerin, 19. yüzyılın 

sonlarına doğru ilişkilerinin bozulduğu ve aralarında düşmanlığın ortaya 

çıktığı görülür. 

Bütün bu gelişmelere paralel olarak 1800’lü yılların başında Osmanlı 

topraklarındaki azınlıkların ayaklanmalarından sonra devlete bağlı-

lıklarıyla bilinen pek çok Ermeninin bazı önemli mevkilere geldikleri 

bilinmektedir. Böyle olmakla beraber aleyhte yürütülen çalışmalar sonu-

cunda 19. yüzyılın sonlarına doğru bir kısım Ermeninin örgütlenerek 

ayaklandığı, olaylar çıkarttığı, hatta Birinci Dünya Savaşı esnasında 

Doğu Anadolu’da devlet kurma düşüncesine kapılarak İtilaf Devletleri 

ile işbirliği yaptığı görülmüştür. 

Osmanlı millet sistemi hakkında bkz. Cevdet Küçük, “Osmanlılarda Millet Sistemi 



ve Tanzimat”, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi (TCTA), Cilt 4, 

s.1007-1024;  M. Macit Kenanoğlu, Osmanlı Millet Sistemi, İstanbul 2004; İlber 

Ortaylı, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Millet”, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye 

Ansiklopedisi, Cilt 4, İstanbul 1986, s.999-1000.


255

Doç. Dr. Ayten SEZER ARIĞ

Bütün bu olayların yaşanmasında bir başka deyişle Ermeni milliyet-

çiliğinin uyanmasında rol oynayan pek çok faktörden söz edilebilir. Bu 

tebliğde, Osmanlı eğitim sisteminin Ermeni  milliyetçiliğinin doğuşuna 

etkileri üzerinde durulacaktır.



OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ

Bir ülkenin eğitim ve öğretim kurumları ile takip ettiği sistem o 

ülkenin geleceğini belirlemede oldukça önemli bir yere sahiptir. Zira, 

toplumun siyasî, sosyal, kültürel ve ekonomik yapısındaki değişim ve 

gelişmede eğitimin etkisi tartışma götürmez bir gerçektir.

Kuruluşundan  itibaren  eğitimin  önemine  inanan  Osmanlı 

Devleti’nde dönemin en ileri eğitim kurumları ile sistemi uygulanmaya 

çalışılmıştır. Gayrimüslimlere (Müslüman olmayanlar-Hıristiyanlar ve 

Museviler) tanınan din ve vicdan hürriyeti, eğitim ve öğretim alanında 

da uygulanmıştır. Ülkedeki etnik ve dinî farklılık, eğitim ve öğretime 

de yansımıştı. Bundan dolayı her din ve mezhepten unsurlara ait farklı 

okullar ile bu okulların sayısı kadar da eğitim sisteminden söz etmek 

çok abartılı olmaz. Zira her tebaanın eğitim kurumu ve bu kurumlarda 

uyguladığı programlar değişiklik gösteriyordu.

19. yüzyıla gelindiğinde Osmanlı topraklarındaki belli başlı eğitim 

ve öğretim kurumları şöyleydi: 

1-Bir tarafta Türk ve Müslüman tebaaya yönelik faaliyette bulunan 

sıbyan okulları ve medreselerden oluşan klasik eğitim kurumları ile 18. 

yüzyıldan itibaren açılan modern eğitim kurumları,

2-Diğer tarafta Rum, Ermeni ve Yahudilere ait azınlık okulları, 

3-Öte tarafta ise azınlıklara tanınan serbestiyet ve haklardan yarar-

lanarak açılan ve sayıları 19. yüzyıldan itibaren hızla artan daha çok 

Katolik ve Protestan misyonerlerin açtığı yabancı okullardı.

Osmanlıda eğitim ve öğretim 19. yüzyıla kadar Devletin dene-

timinde olmayıp, vakıflara bağlıydı ve genelde dinî temele dayalıydı. 

Dinî, sosyal ve kültürel alanda olduğu gibi eğitim ve öğretim alanında 

da millet sistemi uygulandığından Müslüm ve gayrimüslimler kendi 

eğitim ve öğretim kurumlarını kendileri açar ve kendileri yönetirlerdi. 

Devlet, eğitim işini her cemaatin en yüksek dinî temsilcisi olan Patrik 

ve onun başında bulunduğu kiliseye bırakmıştı.  



256

HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1

Avrupa’da meydana gelen gelişmeler doğrultusunda Osmanlıda 

uygulanan eğitim sistemi 19. yüzyıldan itibaren Batıya dönük olarak 

hızla değişip gelişmeye başladı. Bu yüzyılda gerek başgösteren iç isyan-

ların önüne geçmek gerekse Batı karşısında elde edilen yenilgilere son 

vermek amacıyla yeni düzenlemeler yapılma ihtiyacı hissedilmiştir. 

Bu yeniliklerin bir diğer amacı da devleti içinde bulunduğu olumsuz 

ortamdan kurtarmak ve onu eski gücüne kavuşturmak için batıdaki 

gelişmeler doğrultusunda devletin siyasî, sosyal, kültürel ve ekonomik 

yapısında değişişlikler meydana getirmekti. 

III. Selim (1789-1807) ve III. Mahmud (1807-1839) dönemlerinde 

yapılan bu yenilikler yenilgilerin de etkisiyle daha çok orduda yapılmış, 

askerî ve teknik okullar açılmıştır

3

. II. Mahmud ile başlayan Müslüman 



ve Müslüman olmayan tebaayı eşit görme anlayışı Tanzimat Dönemi’nde 

(1839-1876) devam etmiştir. Döneme adını veren 1839 tarihli ferman 

ile Müslim ve gayrimüslim bütün tebaanın can, mal, namus ve ırzının 

güvence altına alındığı ifade edilmiştir. Fermanda eğitimle ilgili her-

hangi bir hüküm bulunmamasına rağmen, Tanzimat Dönemi yönetici-

leri gerçekleştirecekleri yeniliklerin ancak eğitim ile yerleşebileceğine 

inanmışlar ve bu alanda da önemli çalışmalar yapmışlardır. Eğitimin  

devletin denetimi altına alınarak sistemleştirilmeye çalışıldığı bu dönem, 

Batı kurumları yanında Batı fikirlerinin de Osmanlıya girdiği dönem 

olmuştur. 

Batının üstünlüğü karşısında çareyi Batı kurum ve düşüncesini 

almakta gören Tanzimatçılar 1856’da yayınladıkları Islahat Fermanı ile 

azınlık haklarını daha da genişletmişlerdi. Hemen her alanda Müslüman 

tebaa ile Hıristiyan tebaayı eşitleyen bu ferman ile eğitimde de eşitlik 

getiriliyordu. Hıristiyanların askerî okullar dahil tüm yeni açılan okul-

lara kabul edilecekleri, cemaatlerin kendi bünyesinde meslek, ticaret ve 

diğer okulları açabilecekleri izni verilmişti. Yalnız bu okulların eğitim 

programları ile öğretmenleri Devlet tarafından denetlenecekti

4

.



Bu okullardan bazıları Mühendishane-i Bahri-i Hümayun (1773), diğeri sonra 

açılan Mühendishane-i Berri-i Hümayun (1796) adlı deniz ve kara mühendislik-

leri, Tıbbiye (1827) ve Harbiye (1834), ile Tanzimat Dönemi’nde açılan Mülkiye 

(1859), Galatasaray Sultanisi (1868) ve Dârülfünun (1863) gibi yeni modern 

eğitim ve öğretim kurumlarıdır.

Bozkurt, Alman-İngiliz Belgelerinin..., s.56. Ankara 1989.



257

Doç. Dr. Ayten SEZER ARIĞ

Fransız İhtilali’nin getirdiği vatandaşların eşitliği ilkesi çerçeve-

sinde yapılan bu yeni düzenlemelerin ana amacı Müslüman ve Müs-

lüman olmayan tebaayı eşitlemeye çalışmaktı. Azınlıkların haklarının 

korunması için Batılı büyük devletlerin Osmanlı üzerindeki baskılarını 

arttırdıkları gözönüne alınırsa bu fermanlardan en fazla yararlananlar 

gayrimüslimler dolayısıyla Ermeniler olmuştur.

Batılılaşma sürecindeki Osmanlı eğitim ve öğretim sistemine bak-

tığımızda, modern ve laik esaslara dayalı olarak açılan okullarda verilen 

eğitim Avrupa tarzındaydı. Bu okullarda çoğunluğu Fransız asıllı Avru-

palı ve Ermeni eğitimlere öğretmenlik yapma hakkı verilmiştir. Müfre-

dat programlarında yapılan değişiklikle Arapça ve Farsça’nın yanında 

Fransızca da okutulan yabancı diller arasında yer almıştır. Ayrıca II. 

Mahmud döneminden itibaren Avrupa’ya gönderilen öğrencilerden de 

yararlanılması anılan okullarda batılı anlayışın gelişmesine yol açmıştır. 

Eski eğitim kurumları yanında açılan bu yeni okullarda yetişen genç 

nesil batıdaki gelişmeleri takip ederek oradaki siyasî, bilimsel, kültürel 

ve teknolojik gelişmelerden etkilenmişlerdi.

Bütün bu gelişmelerden yararlanan Ermenilerin de bu dönemde elde 

ettikleri imtiyazlardan yararlanarak eğitime çok önem verdikleri, başta 

Tıbbiye olmak üzere devletin açtığı modern bazı teknik okullara devam 

ettikleri dikkati çekmektedir. Bu tebaa mensuplarının da Avrupa’ya 

eğitim maksatlı öğrenci göndermelerinden dolayı giden gençlerin de 

batının milliyetçi ve özgürlükçü fikirlerinden etkilendikleri görülür.

Yalnız bütün bu yeni fikirler Müslüman Türk aydınlarını ayrılıkçı 

fikirler yerine Osmanlılık düşüncesine yöneltirken, Ermeniler gibi Hıris-

tiyan tebaada ayrılıkçılığa sebep olmuştur. Bunda aşağıda değineceğimiz 

yabancı misyonerlerin açtıkları okullarda verdikleri eğitimin de çok 

payı olmuştur.



ERMENİ EĞİTİM vE ÖĞRETİM KURUMLARI

Osmanlı hoşgörüsünün en güzel örneğini gösteren Padişahlardan 

biri Fatih Sultan Mehmed’di. Onun İstanbul’da yaşayan Hıristiyanların 

can, mal emniyeti ile din ve ticaret serbestliğini tanıması

5

 o çağın insan 



hakları bakımından ileri bir hareketti.

Fatih’in 1453’te Hıristiyanlara tanıdığı haklar ve Galata Ahitnamesi denilen belge 



hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, TTK 

258

HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1

Fatih aynı hakları ve hatta daha fazlasını Ermenilere de uygulaya-

rak 1461 tarihinde İstanbul’da Ermeni Patrikhanesi’ni kurdurmuştur. 

Ermeni Patrikine geniş yetkiler vererek, onu Ermenilerin dinî, sosyal 

ve eğitim meselelerininin çözümüne memur etmişti. Osmanlı idaresi 

boyunca askerlik yapmayan ve ticaretle uğraşarak zenginleşen Ermeniler, 

kendi kendilerini idare etmişler,  kendi dinî, sosyal ve sağlık kuruluşları 

yanında, kendi okullarını kendileri kurup yönetmişler, kendi dillerinde 

kitap ve gazete yayınlamışlar ve saray tarafından önemli devlet hizmet-

lerine atanmışlardı.

İlk dönemlerde Osmanlı eğitiminden yararlandıkları bilinen Erme-

nilerin, 18. yüzyıla kadar sınırlı sayıda da olsa kendilerine ait daha çok 

kilise yanlarında açılmış birkaç eğitim kurumuna rastlanmaktadır. Bu 

yüzyıldan itibaren yürütülen Batılılaşma hareketlerinin sağladığı eğitim 

ve öğretim özgürlüğünden yararlanan Ermeniler özellikle İstanbul ve 

İzmir gibi şehirlerde dinî ve laik okullar açmaya başladılar. Bu okullarda 

Ermenice –Alfabe, Hıristiyanlık ile ilgili bilgiler, Ermenice ve Türkçe 

yazı ve alfabe ile hesap dersleri okutuluyordu

6

.



Ermenilerin eğitim ve öğretim faaliyetlerinin gelişmesi biri dışarıdan 

diğeri içeriden olmak üzere iki yönlü olmuştur. Venedik ve Viyana gibi 

yerlerde açılan merkezlerde Mekhitaristler kiliseler kurmuş ve Avrupa’da 

yayınlanmış bilimsel eserler Ermenice’ye çevrilmiş ve Ermeni ulusal 

bilincini oluşturacak eski Ermeni eserleri yayınlanmıştır.

Ermeni okullarının açılmasındaki bir diğer faktör de gerek Tanzimat 

Fermanının getirdiği haklar gerekse Islahat Fermanı ile verilen yetkileri 

kullanmaları olmuştur. Islahat Fermanı’nda yer alan hükme göre

7

, her 


Yayınları, Ankara 1984.

Ergin, Türk Maarif Tarihi, Cilt 1-2, Eser Matbaası Yayınları, İstanbul 1977, 



s.752

1856 tarihli Islahat Fermanı’na göre; …ahalisi edyanı muhtelifede bulunan cemaat-



lerden mürekkep olan şehir ve kasaba ve karyelerde ise her bir cemaatin takımı sakin 

olduğu ayrıca mahalde balâda bast ü beyan olunan usule ittibaen kendi kilise ve has-

tane ve mektep ve mezarlıklarını tamir ve termime muktedir olabilmesi… ve saltanatı 

seniyem tebaasından bulunanlar mekatibi şahanemin nizamatı mevzualarında gerek 

since ve gerek imtihanca mukarrer olan şeraiti ifa eyledikleri takdirde cümlesi bilafark 

ve temyiz Devleti Aliye’min mekatibi askeriye ve mülkiyesine kabul olunması ve bun-

dan başka her bir cemaati maarif ve hiref ve sanayie dair milletçe mektepler yapmaya 

mezun olup, fakat bu makule mekatib-i umumiyenin usul-i tedrisi ve muallimlerinin 

intihabı azası tarafı şahanemden mansub muttelit bir meclisi maarifin nezaret ve 

teftişi tahtında olması… fikrine yer verilmişti. Bkz. Suna Kili-Şeref Gözübüyük, 

259

Doç. Dr. Ayten SEZER ARIĞ

cemaat kendi kilise, hastane ve okul ile mezarlıklarını tamir edebilecek 

ve Osmanlı tebaası yaş ve imtihanca belirlenmiş olan şartları yerine 

getirdikleri takdirde hiçbir ayırım gözetilmeden devletin asker ve sivil 

okullarına kabul olunacaklardı. Ayrıca her cemaatin eğitim ve sanat 

okulları açabilecekleri hakkı tanınmıştı.

Islahat Fermanı’nın ilanından kısa bir süre sonra yayınlanan 5 

Muharrem 1273 (1857) tarihli tezkirede de idadi mektepleri ile Harbiye, 

Bahriye ve Hendesehane-i Berrî-i Hümayun için onar nefer gayrimüslim 

alınmasına ilişkin Tanzimat meclisinin kararının Padişaha arzedildiği 

belirtilmiş 1863 tarihli irade-i seniyede de Rum, Ermeni, Ermeni Katolik 

ve Bulgar milletlerinden sekizer neferden 32 çocuğun alınıp bunlardan 

onaltısının Harbiye ve Bahriye mektepleriyle Hendesehane’ye gönderile-

ceği, geri kalanlarının Paris’te kurulan Mekteb-i Osmaniye’ye gönderile-

rek orada hukukî ve askerî anlamda eğitim göreceklerdi. Bu irade üzerine 

1857’de Paris’te açılan okula gayrimüslim öğrenci gönderilmiştir.

Yine, Tıbbiye’den başka 1868’de Fransız örneğine göre açılan ve 

her cemaatten öğrencinin alındığı Galatasaray Lisesi’nde, 48 Ermeni 

Gregoryen ile 19 Ermeni Katolik öğrenci vardı

8

.

Tanzimat Dönemi’nin getirdiği bir diğer hak da Rum ve Yahudiler de 



olduğu gibi Ermeniler için de1863 tarihli Ermeni Millet Nizamnamesi’nin 

yayınlanmasıdır. Nizamnameye

9

 göre milletin yapılması gerekli görevleri 



evvela millet kişilerinin kültürel ve maddî ihtiyaçlarının karşılanmasına 

gayret etmek, sonra Ermeni kilisesinin inanç ve efsanelerine leke ve zarar 

getirmemek, ondan sonra da insanoğullarına ayrıca lazım olan öğrenim 

ve eğitimi her sınıf erkek ve kız çocuklarına eşitlik üzere öğrettirmek, 

dördüncü olarak kilise, hastane, okul ve benzeri yapıları ve millî bağışları 

şen ve mamur halde tutmak istenir.

Ermeni Anayasası niteliğindeki bu nizamnameye göre cemaat işlerini 

yürüten cismanî meclis 20 kişiden oluşacaktı. Yine bu meclis tarafından 

oluşturulacak Maarif Komisyonu avamdan ve erbab-ı maariften olmak 

üzere yedi üyeden meydana gelecek ve mektepleri yönetecek, öğret-



Türk Anayasa Metinleri, Ankara 1985, s.15-16; Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, 

VI.Cilt, 2.baskı, Ankara 1976, s.2-3.

İhsan Sungu, “Galatasaray Lisesinin Kuruluşu”, Belleten, Cilt 7, Ankara 1943, 



s.315-347.

Nizamname metni için bkz. Esat Uras, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, 2. 



Baskı, İstanbul 1987, s.156-171.

260

HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1

menlerinin yetiştirilmesine, okulların ders kitaplarının sağlanmasına 

gayret gösterecekti. Nizamnamenin üçüncü bendinde eğitim ve öğretim 

konusunda getirilen ile Ermeni milletinin görevleri arasında kültürel ve 

maddî ihtiyaçlarının karşılanmasına gayret etmek, Ermeni kilisesinin 

inanç ve efsanelerine zarar getirmemek, eğitim ve öğretimi kız ve erkek 

çocuklarına eşit olarak vermek gibi fikirlere yer verilmişti.

Nizamname ile Ermeniler, umumi meclis tarafından seçilen ve din 

işleri ile birlikte eğitim, sağlık, vakıf, vergi ve kısmen adalet işlerinin 

sürekli komisyonlar tarafından yürütülmesini sağlayan bir Teşkilat 

Kanunu’na kavuştular.

Ermeni  Maarif  Komisyonu’nun  belirlemelerine  göre  1871’de 

İstanbul’daki 48 Ermeni mektebinde 3.936’sı erkek, 1.886’sı kız olmak 

üzere toplam 5.822 öğrenci öğrenim görüyordu. Yine bir görüşe göre 

de 1874’te Anadolu’da 469 ilk ve ana mektebi vardı

10

.

Bu nizamname ile batı uygarlığı ve eğitimine doğru adım atılmış, 



İstanbul’da ve diğer illerde birçok okul ile kültür kurumları açılmış, 

Ermeni dil ve kültürünün gelişimine etken olmuş, daha çok gazete ve 

dergiler yayınlanmıştır

11

.



Daha önce Bitlis ve İstanbul gibi şehirlerde kurulan manastır ve 

okullarda dinî ve dünyevî bilimler okutulurken, Şinork Mıgırdıç Miri-

canyan adlı kişinin devlet izniyle İstanbul Kumkapı’da açtığı ilk resmî 

okul -verilen gramer eğitimiyle- Ermeni eğitim siteminin gelişiminde 

bir dönüm noktası olmuştur

12

. 1803-1812 tarihleri arasında İstanbul’un 



hemen her semtinde ücretsiz eğitim veren Ermeni cemaat okulları 

açılmış olup Anadolu’da da okul açılması istenmiştir.

10  İlhan Tekeli-Selim İlkin, Osmanlı İmparatorluğu’nda Eğitim ve Bilgi Üretim Sisteminin 

Oluşumu ve Dönüşümü, TTK Yayınları, Ankara 1993, s.107.

11  K. Ozanyan, Ermenilerin Tarihi Vazifesi, 1919. Ermenice’den nakleden Uras, Tarihte 



Ermeniler ve..., s.175.

12  Ermeni milletinin eğitim sistemindeki değişmeler için bkz. Tekeli-İlkin, Osmanlı 



İmparatorluğu’nda Eğitim..., s.35-36; 1830’da yayınlanan Ermeni okullarını düzenle-

yen Dahili Nizamname’nin maddelerinden birinde; Talebenin münhasıran Ermenice 



konuşmasına ve yabancı kelimeler kullanmamalarına ayrıca ehemmiyet vermelidir 

görüşüne yer verildiği ifade edilmektedir. Bkz. Ergin, Türk Maarif Tarihi.



261

Doç. Dr. Ayten SEZER ARIĞ

Ermeni okulları hakkındaki bilgilerin genellikle Ermeni kaynaklarına 

dayalı olarak verildiği dikkati çekmektedir. Bir Ermeni kaynağına göre 

1834’te Anadolu’da 120 Ermeni okulu vardır

13

.



1897 yılında Osmanlı Devleti’ndeki Ermeni cemaatine ait okulların 

sayısı aşağıdaki gibidir

14

:

Cemaatin Adı  



İptidaiye   Rüştiye  

İdadiye   Toplam

Gregoryan Ermeni   553 

 86 


14 

653


Katolik Ermeni 

 49 


 20 

 2 


 71

Protestan Ermeni 

185 

   9 


 4 

198


Toplam 

787 


115 

20 


922

1901-1902 tarihlerinde İstanbul ve Anadolu’daki tüm Ermeni okul-

larında 104.500 öğrenci öğrenim görüyordu. Ermeni okullarının çoğu 

çeşitli dernekler tarafından açılmıştı.

Ana okulundan yüksek okula kadar çeşitli seviyelerdeki Ermeni 

okullarına ilaveten kız ve erkek Ermeni yetimhanelerini de eklemekte 

yarar vardır.

Tanzimat’ın getirdiği yeni haklarla Devletin açtığı yüksek okullara 

gitme hakkını elde eden Ermeniler ilk 1841’den itibaren her yıl yaklaşık 

40 Ermeni Tıbbiye’ye girmeye başlamıştır. 1859’da yapılan bir istatistiğe 

göre, 42 Ermeni okulunda 4376’sı erkek, 1555’i kız olmak üzere toplam 

5531 öğrenci vardır

15

.

Bu dönemde bir Ermeni okulunun müfredat programında; Ermenice 



Gramer, Ermenice, Türkçe ve Fransızca Hüsnü Hat, İlm-i Siyasî ve Tabii 

Coğrafya, Hesap, Cebir, Fransızca Gramer, Resim, Türkçe Gramer, tarih, 

Hendese, Mantık ve Ticaret gibi dersler yer alıyordu.

13  Tekeli-İlkin, Osmanlı İmparatorluğu’nda Eğitim, s.106.

14  İstatistik Umumî İdaresi, Devlet-i Aliye-i Osmaniye’nin 1313 Senesine Mahsus İstatistikî 

Umumiyesi, Âlim Matbaası, İstanbul 1316, s.82’den aktaran, Davut Kılıç, Osmanlı 

İdaresinde Ermeniler Arasındaki Dinî ve Siyasî Mücadeleler, Ankara 2000, s.113.

15  Ergin, Türk Maarif Tarihi, s.757.



262

HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1

1863 tarihli Ermeni Milleti Nizamnamesi ile okulların idaresi özel 

olarak oluşturulan maarif komisyonuna bırakılmıştır. Meşrutiyet döne-

minde devlet okullarına giden Ermeni sayısının oldukça arttığı belirtilir. 

Maarif komisyonunun 1910 tarihinde hazırladığı istatistiğe göre; 44 

Ermeni okuluna devam eden öğreci sayısı 6516 olup, öğretmen sayısı ise 

153’ü kadın 166’sı erkek olmak üzere toplam 319 idi. Cemaat okulları 

yanında özel okullar da açılmıştır

16

.



Download 3.2 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   41




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling